ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Aşkale'de Gastronomi Çalıştayı düzenlendi
Aşkale'de Gastronomi Çalıştayı düzenlendi
Taekwondo’da Oltu damgası
Taekwondo’da Oltu damgası
4 yılda 2 mahkemeden görevsizlik kararı
4 yılda 2 mahkemeden görevsizlik kararı
Çomaklı, ÜAK’da tespitlerini paylaştı
Çomaklı, ÜAK’da tespitlerini paylaştı
‘Kitap dünyasının kalbi Erzurum’da atacak’
‘Kitap dünyasının kalbi Erzurum’da atacak’
HABERLER>TÜRKİYE
10 Ekim 2012 Çarşamba - 19:01

Erdoğan İSEDAK’a seslendi

Daha adil ve yaşanabilir bir dünyanın ancak kolektif bir çalışmayla mümkün olabileceğini ifade eden Erdoğan, “İslam toplumları olarak bizi küresel rol üstlenmeye sevk eden çeşitli sebepler var. Bunların başında insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır ilkesi. Son dönemde ülkelerimizin dünya ekonomisi içinde sahip oldukları ağırlığın artmasıyla İslam” dedi.

Erdoğan İSEDAK’a seslendi

ERHAN YILMAZ
İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin içişlerine müdahale etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını belirterek, “Suriye üzerinden asla çıkar hesabı gütmüyoruz. Suriye’ye bakışımız jeopolitik dengelere dayalı değildir” dedi. Erdoğan, “Baba Esed Hama ve Humus’ta 30 bin kişiyi katletmişti. Oğul Esed ‘şimdi ben babamın rekorunu kırmam lazım’ diyor ve 30 binin üzerine çıkmanın gayreti içinde” diye konuştu.
ZİRVEYİ ERDOĞAN AÇTI
İstanbul’da düzenlenen 28. İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Bakanlar Zirvesi, Başbakan Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Zirvede konuşan Başbakan Erdoğan, 30 yıla yakın bir süredir faaliyet gösteren İSEDAK’ın çatısı altında gerçekleştirdikleri işbirliğinin önümüzdeki yıllarda daha ileri bir noktalara ulaşacağına inandığını söyledi. Erdoğan, “İSEDAK’ın 28. yılını idrak ettiğimiz bu dönemde dalgalı ve kırılgan bir küresel ekonomiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bu sıkıntılar sadece Avrupa ve ABD’yi değil, İSEDAK üyesi ülkeleri de olumsuz etkiliyor. Yaşanan istikrarsızlık ve kırılganlık küresel ekonominin mevcut mimarisinin sorgulanmasına neden oluyor. Alternatif ekonomik model arayışları giderek hızlanıyor. İSEDAK üyesi ülkeler olarak bizlerin de küresel ekonominin sağlam ve istikrarlı bir yapıya kavuşması için yapabileceği katkılar olduğuna inanıyorum. Öncelikle bu süreçte İSEDAK’a ve üye ülkelere düşen rollerin ne olduğu konusunda gerekli çalışmaları yapmalıyız. Esasen medeniyetimizde mevcut olan birikim ve değerleri işleyip yeniden üreterek tüm insanlığın istifadesine sunabiliriz. Bunu başardığımızda daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve huzurlu bir dünyanın inşasına önemli bir katkı sağlayacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
ADİL VE YAŞANABİLİR DÜNYA
Daha adil ve yaşanabilir bir dünyanın ancak kolektif bir çalışmayla mümkün olabileceğini ifade eden Erdoğan, “İslam toplumları olarak bizi küresel rol üstlenmeye sevk eden çeşitli sebepler var. Bunların başında insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır ilkesi. Son dönemde ülkelerimizin dünya ekonomisi içinde sahip oldukları ağırlığın artmasıyla İslam ülkelerinde yaşanan hızlı değişimi de dikkate almalıyız. İslam toplumlarında insan hakları, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusundaki taleplerin artmasını da bu süreçte etkili olan unsurlar arasında sayabiliriz” dedi.
YENİ VİZYON
Erdoğan, 2009 yılında İSEDAK Ekonomi Zirvesi’nde alınan karar doğrultusunda hazırlanan strateji belgesinin İSEDAK’ın etkinliğini ve görünürlüğünü artıracak, yeni bir vizyona ve daha uygulanabilir bir işbirliği çerçevesine kavuşmasına sağlayacağına inandığını söyledi. Erdoğan, “Yeni strateji önerilecek proje ve programların geliştirilmesi, finansmanı ve uygulanması safhalarını tanzim eden üç temel ilkeye dayanıyor. Bu ilkelerden ilki üye ülkeler arasında serbest dolaşımı artırmaktır. Günümüzde mal, sermaye ve işgücünün küresel dolaşımı daha önce görülmemiş bir şekilde hızlanmıştır. Ancak ülkelerimiz arasındaki dolaşım maalesef bu genel düzeyin çok altında seyrediyor” ifadelerini kullandı.
“ÜLKELERİMİZ ARASINDA DAYANIŞMA GÜÇLENDİRİLMELİ”
Stratejinin ikinci ilkesinin ülkeler arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi olduğunu aktaran Erdoğan, “Bilindiği gibi ülkelerimizin siyasi yapıları ve kalkınma düzeyleri arasında önemli farklar bulunuyor. Bu durumu ekonomik işbirliğimize engel olan değil, tam tersine kolaylık sağlayacak bir fırsata dönüştürebilir. Karşılaştığımız ortak sorunları çözmek için kaynakların birleştirilmesini, deneyimlerin ve iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlayabilir” dedi.
YENİ STRATEJİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni stratejinin üçüncü ilkesinin de yönetimin iyileştirilmesi ve katılımcı yönetim anlayışının hayata geçirilmesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Kötü yönetimler ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, siyasi istikrarsızlığın ve sosyal huzursuzluğun temel sebepleri arasında yer alıyor. Bu nedenle öncelikle kamu hizmetlerinin kalitesini artırmalı, şeffaf ve hukukun üstünlüğüne riayet eden güçlü kurumlar oluşturmalıyız. Aynı şekilde sivil toplum dahil tüm kesimlerin karar alma süreçlerine katılımını sağlayacak mekanizmaları oluşturup işletmeliyiz. Yönetim yapısının geliştirilmesi muhakkak ki bölgemizde yoksulluğun azaltılmasına, siyasi istikrar ve ekonominin kalkınmasına yönelik çabalarımıza büyük ivme kazandıracaktır. Bu üç ilke yani dolaşımın artırılması, dayanışmanın güçlendirilmesi ve yönetişimin iyileştirilmesi İSEDAK çerçevesinde yürüteceğimiz bütün işbirliği çabalarının vizyonunu oluşturuyor. Yoksa burada otururuz, konuşuruz, ondan sonra dağılır gideriz. Bunun bir anlamı var mı? Yok. Bunun anlam kazanabilmesi için bizim bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım. Bu karşılıklı iletişimi sağlamamız lazım. Bende ne var, sende ne yok. Ben var olanı sana, sen de sende var olan bana aktarmalısın ki İSEDAK’ın asıl ruhu bu. İSEDAK stratejisinin getirdiği yeni işbirliği yapısı ve vizyonun uygulanabilmesi için İSEDAK statüsünde değişikliğe gitmemiz gerekiyor. Bu çerçevede öncelikle üye ülkelerin işbirliğimizin merkezindeki rolünün daha da pekiştirilmesini temin etmeliyiz. Ayrıca sekreterya hizmetlerinin daha etkin ve profesyonel yapılmasına dönük bazı değişikliklere de ihtiyaç var. Türkiye’nin yeni strateji belgesinin başarıya ulaşması için üye ülkelerle dayanışma içinde her türlü gayreti göstereceğini belirtmek istiyorum. Tüm üye ülkelerin ve İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluşlarının da bu yönde gereken adımları atacaklarına, güçlü bir dayanışma örneği sergileyeceklerine inanıyorum.”
ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER
2009 yılında düzenlenen İSEDAK Ekonomi Zirvesi’nde öncelikli sektörler olarak belirlenen tarım, ulaştırma ve turizm alanlarında kaydedilen ilerlemelerin memnuniyet verici olduğunu dile getiren Erdoğan, “Ekonomik ortamın iyileştirilmesinin sağlam, şeffaf, insan haklarını garanti altına alan, güçlü bir ekonomik ve hukuki alt yapının inşa edilmesine bağlı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Özel sektörün gelişmesi, ekonomik kalkınmanın en önemli dinamikleri arasında yer alıyor. Özel sektör içinde küçük ve orta boy işletmeler ülke ekonomilerinin bel kemiği konumunda bulunuyor” dedi.
Erdoğan, iktidara geldiklerinde devlet ağırlıklı bir ekonomik anlayışın egemen olduğunu, devleti bu ekonomik alandan çektiklerini ifade ederek, “Dedik ki biz ufuk veririz, düzenleriz ve denetleriz ve ekonomik alan tamamen özel sektöründür dedik. Ekonomik alandan hemen hemen büyük ölçüde çekilmiş vaziyetteyiz, hedefimiz sıfırlamış. Burada bazı stratejik bazı alanlar, sektörler hariç” diye konuştu.
“FONLAR İÇİN VAAT EDİLEN KAYNAKLARIN ÖDENMESİNDE YETERİNCE HASSAS DAVRANILMADI”
Yoksulluğun giderilmesinin, işbirliğinin daha ileri noktalara taşınması için mutlaka önem verilmesi gereken bir konu olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, “İslam Kalkınma Bankası bünyesinde kurduğumuz yardım ve kalkınma fonlarının başarısı bu nedenle hayati önem taşıyor. Ancak mevcut fonlar için vaat edilen kaynakların ödenmesi hususunda yeterince hassas davranılmadığını üzüntüyle görüyoruz. Söz konusu fonlar için finansman taahhüdünde bulunan üye ülkelerimize bir an önce taahhütlerini yerine getirmeleri çağırısında bulunuyorum” şeklinde konuştu.
YOKSULLUKLA MÜCADELE
Toplantıya katılan birçok ülkenin yoksullukla mücadele içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:“Hatta bunu çok çok aşan bazı ülkelerin şu anda ne sıkıntılar çektiğini biliyorum. Peki, biz bunlara karşı ne yapıyoruz? Arakan’daki Müslümanlara karşı ne yapıyoruz? Acaba hassasiyetimiz nedir? Şu anda fakirlik, yoksulluk içinde kıvranan o çocuklara, o kadınlara, o anne babalara karşı ne yapıyoruz? Somali’de, Filistin’de aynı şekilde, dünyanın birçok yerinde aynı şekilde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi? Hani biz kardeştik? Kardeşliğimizin gereği bu mu? Biz elimizi uzatmayacak mıyız? Biz köşklerimizde yatarak bu işi çözebilir miyiz? Üzerimize düşen sorumluluğun bilinci içinde olmadığımız sürece gideceğimiz yer bellidir. Öleceğiz ve iki metrelik mezarın içine bizi gömecekler ve orada hayat son bulacak. Hiçbir şey bizimle birlikte gelmiyor. Bu dünyada ne yaparsak o bizimle beraber gelecek. Hayır yapmışsak o bizimle birlikte gelecek, şer yapmışsak o bizimle birlikte gelecek. Onun için tefekkür etmek, düşünmek bizim için çok çok önem arz ediyor.”
SURİYE OLAYI
Suriye’de yaşanan olayların bütün insanlığın, bütün İslam dünyasının yüreğini yaralamaya devam ettiğini aktaran Erdoğan, olayların başladığı günden bu yana yaklaşık 30 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Erdoğan, “Biliyorsunuz baba Esed Hama ve Humus’ta 30 bin kişiyi katletmişti. Oğul Esed ‘şimdi ben babamın rekorunu kırmam lazım’ diyor ve 30 binin üzerine çıkmanın gayreti içinde. Uçaklarla bombalamak suretiyle kendi halkını ölüme ve yokluğa doğru sevk ediyor. Şu anda komşu ülkelere yaklaşık 250 bin kişi sığınmış durumda. Sadece benim ülkemde şu anda dün itibariyle 99 bin kişi bize sığınmış durumda ve bizim kamplarımızda onları misafir ediyoruz. Bu rakam her geçen gün artıyor. Milyonlarca kişi 2,5 milyon kişi kendi ülkesi içinde yerinden yurdundan oldu. Şehirler, köyler, İslam medeniyetinin en güzel örnekleri olan tarihi eserler yerle yeksan edildi” dedi.
“SURİYE ÜZERİNDEN ASLA ÇIKAR HESABI GÜTMÜYORUZ”
Türkiye’nin Suriye konusundaki hassasiyetinin tamamen komşuluk hukukundan, yüzyılları bulan kardeşlik bağlardan, akrabalık ilişkilerinden kaynaklandığını belirten Erdoğan, “Suriye ile 910 kilometrelik bir sınıra sahibiz. Bu ülkede olan her olay tabi olarak Türkiye’yi etkiliyor, hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bizim asla Suriye’nin iç işlerine müdahale etmek gibi bir niyetimiz yoktur, bulunmuyor. Suriye üzerinden asla çıkar hesabı gütmüyoruz. Suriye’ye bakışımız jeopolitik dengelere dayalı değildir. Bizim tek amacımız bölgede barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır. Bölgesel meselelerin çözümünün tek tek İslam ülkelerinin de huzuruna ve refahına katkıda bulunacağına inanıyoruz” diye konuştu.
SURİYE OLAYININ YANSIMALARI
Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de ve Arakan’da yaşanan olayların sadece bu ülkelerde kalmadığını ve bütün bölgeyi, hatta dünyayı etkileyen sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Erdoğan, “Suriye’de yaşanan olayların da elbette bölgede ve dünyada yansımaları olacaktır, nitekim oluyor. Türkiye, geçtiğimiz yıllarda Suriye’yi en çok bağrına basan, her alanda yoğun ilişkiler kuran bir ülkeydi. Olayların bugün geldiği nokta Türkiye’nin eseri değildir, tam tersine Suriye’yi bugüne getiren ülkede mevcut yönetimdir, onun yanlışlarıdır. Biz daha önceden olaylar olmadan gelişmelerin seyrini görüp Esed’i uyardık. Yapması gereken reformları hatırlattık. Kendisine her türlü yardımda bulunma sözü verdik. Ama maalesef Esed yönetimi bizim ikazlarımızı dinlemedi, bize, halkına ve dünyaya verdiği sözü dinlemedi” şeklinde konuştu.
“Kimse bizden Suriye halkının meşru taleplerinin, şiddet, baskı, zulüm yoluyla bastırılmasına seyirci kalmamızı bekleyemez, beklememelidir” diyen Erdoğan, Suriye rejiminin “muhalif güçlere tankla, topla saldırıyorum” diyerek Türkiye topraklarına saldırdığını söyledi. Erdoğan, “Bunun neticesinde bir atım yapıldı, boş alana düştü, biz ses çıkarmadık. İkinci oldu ses çıkarmadık. Üçüncü oldu yine boş arazi ses çıkarmadık, sadece nota verdik. Dördüncü, beşincide, altıncıda. Halkın harekette olduğu meskun mahalleye düştü, ölüm olmadı, orada tekrar ağır bir nota verdik. Ama son olarak iki anne ile üç tane çocuğu şehit oldu. Artık bu karşılıksız kalamazdı. Biz de buna misliyle ağır bir cevap verdik. Uluslararası toplumu, camiayı, BM, NATO, Arap Ligi, hepsini bu konuda haberdar ettik ve etmeye devam ediyoruz. Hepsinden bu konuda olumlu açıklamalar geldi. Uluslararası toplum bölgemizdeki olaylar karşısında vicdanları derinden yaralayan, adalet duygusunu zedeleyen bir tutum içinde olabilir. Ama biz asla böyle bir duruma düşmedik, düşmeyeceğiz. Hep birlikte de düşmemeliyiz. Mısır’da, Tunus’ta ve diğer İslam coğrafyasında nasıl bir tavır içinde olduysak Suriye’de de aynı ilkeli duruşu sergiliyoruz. Suriye’de yaşanan olaylar karşısında ahlakın, vicdanın, hakkın hukukun gerektirdiği duruşu sergilemeye devam edeceğiz” diye konuştu.

 
FİLMEKİMİ başlıyor
 
Ulema Çatlılarla buluştu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Akdağ’dan Suriye değerlendirmesi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Suriye'deki problemin bir insanlık trajedisi ...
Başbakan'dan Emniyet Müdürüne sert karşılık!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında gündeme ilişkin ...
KSAM ermenileri dava edecek
Kars Stratejik Araştırmalar Merkezi (KSAM) Uzmanları, Ermenistan’daki ...
 
Sağlıkta Dönüşüm başarısı
Sağlıkta köklü bir değişim sürecinin yaşandığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ...
MYK üyeleri belli oldu
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında 12 kişilik yeni MYK belli oldu.
Görmez, ‘Hezeyan’ dedi
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, engelliler için özel tasarlanan ...
 
‘Mecbur muyum davet etmeye?’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin AK Parti kongresine bazı gazete ...
Çığlık MKYK'da
AK Parti'nin 4. Olağan Büyük Kongresi'ndeki yeni MKYK listesi açıklandı. ...
Hedef 2071...
AK Parti 4. Olağan Büyük Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Mehmet Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva