ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik 
Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik 
Hainlere ait EYP ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi
Hainlere ait EYP ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi
Erzurum’un şirketleşme performansı düşüşte
Erzurum’un şirketleşme performansı düşüşte
MEB’den Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
MEB’den Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
Hainler Avrupa’nın başına bela oldu
Hainler Avrupa’nın başına bela oldu
HABERLER>TÜRKİYE
14 Temmuz 2015 Salı - 04:14

'Ramazanın deruni sesiyle barış diyoruz'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Asırların intikam hisleriyle katliam peşinde koşanlara karşı biz asırlardan gelen bir muhabbetle ramazanın deruni sesiyle barış diyoruz, barış diyoruz, barış diyoruz" dedi.

 Ramazanın deruni sesiyle barış diyoruz

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Asırların intikam hisleriyle katliam peşinde koşanlara karşı biz asırlardan gelen bir muhabbetle ramazanın deruni sesiyle barış diyoruz, barış diyoruz, barış diyoruz" dedi.

PARTİLİLERİNE SESLENDİ

Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nca Yenikapı Etkinlik Alanı'nda düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmaya, "Mekanlar vardır diğer mekanlardan farklıdır, zamanlar vardır diğer zamanlardan farklıdır. Bütün mekanlar ve zamanlar Rabbimizin nimeti olmak bakımından ulvi bir değere sahip olmakla birlikte bazı zamanlar diğerlerinden ayrılırlar. Böyle bir zamanın içindeyiz" sözleriyle başladı.

DERSAADET

Ramazanın son günlerinde, Kadir Gecesi'nden bir gün önce bir arada olduklarını aktaran Davutoğlu, "Aynı şekilde Hazreti Peygamber tarafından müjdelenen bu güzel şehirde, bu güzel mekanda bir arada olmanın şerefini nasip eden Rabbimize de hamdolsun. İşte böyle bir akşamda, dünyanın en güzel mekanında, en ulvi mekanlardan birinde ve zamanların en güzelinde bir aradayız. Muhasebe yapmanın bir kez daha hem kendimizi hem içinde bulunduğumuz ülkeyi hem dünyayı yeniden değerlendirmenin tam vaktidir" diye konuştu.

Davutoğlu, İstanbul'un asırlarca "dersaadet" adıyla saadet diyarı olarak bilindiğini anımsatarak, "Nerede kim hangi zorlukla karşılaşsa 'eğer İstanbul'a ulaşırsam o zorluğa çare bulunur' diye İstanbul'a yönlerini döndüler. '7 iklim' dendi dünyanın değişik bucaklarına ve 7 iklimin merkezi İstanbul, hep 7 iklimden gelenlere kucak açtı, 7 iklime adalet saçtı" ifadelerini kullandı.

İSTANBUL’UN ANLAMI

İstanbul'un bu anlamını fark edenler için bu şehirde yaşamanın hem büyük bir onur hem de ağır bir mesuliyet olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Aynı şekilde Anadolu toprakları, Asya'dan Avrupa'ya giden kavimlerin olduğu kadar, Avrupa'dan Asya'ya doğru yürüyen kavimler kadar bütün bu diyarlarda huzur arayanların sığınıp geldiği belde" dedi.

İSTANBUL MERKEZİ ŞEHİR

Davutoğlu, böyle bir ülkenin merkezi şehri İstanbul'da bir kez daha ramazanı idrak ettiklerini ifade ederek, "Huzur içinde, barış içinde ve çevremizde yanmakta olan ateş çemberlerinin arasında bir istikrar adası olarak ülkemizde ve İstanbul'da idrak ediyoruz ama bu bizim sorumluluklarımızı azaltmıyor, aksine artırıyor" değerlendirmesinde bulundu.

BOSNA HERSEK ZİYARETİ

Bosna Hersek ziyaretine değinen Davutoğlu, "Srebrenitsa'nın 20. yıl dönümü vesilesiyle orada yaşadıklarımız bir kez daha İstanbul'un ve Türkiye'nin önemini bize gösterdi. Srebrenitsa'ya helikopterle inerken 20 yıl önce o güzel ormanların arasında insanların günlerce çetnik katillerden nasıl kaçmak zorunda kaldıklarını hayal ettim. Yine Srebrenitsa'ya indiğimizde 136 kardeşimizin tabutunu, DNA testleriyle yeni tespit edilen kardeşlerimizin tabutunu taşırken, onların yaşadıkları son saatleri düşündüm ve orada Srebrenitsa'da aslında 8 bin insanın, ahsen-i takvim olarak yaratılmış değil, bütün bir insanlığın katledilmiş olduğunu, insanlığın onurunun katledilmiş olduğunu bir kez daha derinden hissettik" diye konuştu.

UNUTAMADIĞI OLAY

Tören alanından ayrılırken hiç unutamayacağı bir hadise yaşadığını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Emin olun şu anda da gözümün önünde ve hayatım boyunca ister siyasi kimliğimle bu adalet davasının yolcusu olayım, ister ilmi kimliğimle bu coğrafyaların ruhuna nüfuz etmeye çalışayım, hiç unutamadığım iki göz gözlerimle buluştu ve seslendi bana. Baktım 79 yaşında bir Boşnak anne ve tanımıştı. Elimi tuttu Boşnakça dualar etmeye başladı. Tercümanım tercüme etti, aynen şöyle söylüyordu "Allah Türkiye'ye güç ve kudret versin. Allah Türkiye'yi bizim yanımızdan eksik etmesin. Allah Türkiye'yi Avrupa'ya ve dünyaya tekrar egemen kılsın. Gözlerimden yaşlar boşandı onun da bizim de. 3 oğlunu aynı gün içinde şehit vermişti. Fuat, Suat ve Şükrü. Bir kızı, bir oğlu geride kalmıştı. Yeni evlenen kızı Srebrenitsa katliamı olurken eşinden zorla ayrılarak eşi katledilecekler safına, hanımda otobüslere bindirilmişti. Sonra kızını gördük anlattı, bütün o yaşananları. Teyzenin elinden tuttum, dedi ki 'keşke evime gelebilseniz', 'evin nerede?' dedim. 'Biraz ileride, 200 metre' dedi ama bir kilometre çıktı ama emin olun o aşkla yürüyerek evine kadar gittik. Hala evinin üzerinde şarapnel izleri vardı ve 2 koltuk değneğiyle ayakta durmaya çalışırken o evine nasıl döndüğünü, 2001 yılında nasıl tekrar orayı şenlendirdiğini anlattı. Sonra etraftaki evleri ve komşularını andı. 'Şu evin sahibinin iki oğlunu öldürdüler, kendisi de gitti' dedi. 'Şu evin sahibinin bütün fertleri şehit edildiği için şu an kimse yok' dedi."

"TÜRKİYE HER ZAMANKİNDEN DAHA ONURLU OLMAK ZORUNDADIR"

Başbakan Davutoğlu, Srebrenitsa'daki katillerin oradaki insanları öldürürken 'biz sizden, Türklerden, Kosova'nın intikamını almak için sizi öldürüyoruz" şeklinde söylemde bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Düşünün, asırların intikam hisleriyle katliam peşinde koşanlara karşı biz asırlardan gelen bir muhabbetle ramazanın deruni sesiyle barış diyoruz, barış diyoruz, barış diyoruz. İntikam hisleriyle yoğrulan, intikam hisleriyle yeni katliamlara yönelenlere karşı Türkiye her zamankinden daha fazla güçlü olmak zorundadır. Türkiye her zamankinden daha onurlu, başı daha dik olmak zorundadır. Etrafımızda tarihin hesabını görmek isteyenlere karşı, hiçbir zaman başımızın eğilmemesi için, hiçbir zaman gelecek nesillere herhangi bir zilleti bırakmamak için gece, gündüz çalışmak zorundayız. İşte ramazan geceleri, işte Kadir Gecesi yaklaşırken, Rabbimizden niyazımız o ki bize öylesine güç ve kudret versin ki ve o güce, kudrete muhteva kazandıran öylesine bir ahlaki derinlik versin ki Bosna'ya da Suriye'ye de Yemen'e de Horasan'a da Uygur bölgelerine Doğu Türkistan'a da ve bütün yüzlerini bize dönüp bakanlara da elimiz ve gönlümüz ulaşabilsin."

TÜRKİYE’NİN KADERİ

Davutoğlu, bütün bu sorumlulukları omuzlarında taşıdıklarını ifade ederek, Türkiye'nin kaderinin artık sadece Türkiye'nin kaderi olmadığını, aynı zamanda çevre coğrafyalarda Türkiye'ye ümit bağlayanların kaderi haline dönüştüğünü söyledi.

TÜRKİYE7NİN GÜÇ VE KUDRETİ

Türkiye'nin gücü ve kudretinin artık sadece Türkiye'nin gücü ve kudreti olmadığını dile getiren Davutoğlu, "Türkiye aynı zamanda zulme karşı ayakta durmaya çalışan, zalimlere karşı mülteci durumuna düşüp evlatlarını şehit verenlerin tek ümit dergahı ve dayanağıdır. Türkiye'nin gücü ve kudreti artık Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Latin Amerika'ya kadar adaletin sesi olmanın da gücüdür" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, Türkiye'nin zaafının ise sadece Türkiye'nin zaafı olmayacağını vurgulayarak, "Bütün bu bölgelerdeki kardeşlerimizin zaafı haline dönüşecek. O zaman duyarlılığıyla her zaman önümüze öncü olan değerli sanatçılarımız var burada. Yine iş dünyasındaki dinamizmiyle dünyaya örnek 12 yıllık kalkınmanın öncüsü olan iş adamlarımız var. Türkiye'nin sadece resmi gücünün değil, sivil gücünün de olduğunu gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcileri var. Gençlerimiz var, yaşlılarımız, yetimlerimiz var bu sofrada. Hepinize birden seslenerek diyorum: Hangi düşünceye, hangi etnik, mezhebi veya dini arka plana sahip olursak olalım, hangi mesleği icra ediyorsak olalım, gelin dersaadetin yani güzel İstanbul'un bütün sokaklarına, mahallelerine, hanelerine, külliyelerine, türbelerine sinmiş olan bu saadet felsefesini, anlayışını, bu huzur dergahını hayatımıza egemen kılalım" şeklinde konuştu.

HİÇBİR ÖN YARGI VE ÖN KABULÜMÜZ YOK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hiçbir ön yargı ve ön kabulümüz yok. Hiçbir ön şartımız da yok. Hükümet etmenin gerektirdiği bütün ana unsurları, muktedir konuları görüşmeye hazırız" dedi.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nca Yenikapı Etkinlik Alanı'nda düzenlenen iftar programında konuşan Davutoğlu, İstanbul'un bütün sokaklarına, mahallelerine, hanelerine, külliyelerine, türbelerine sinmiş olan saadet felsefesinin, anlayışının, huzur dergahının hayata egemen kılınmasını istedi.

İstanbul'un çatışmaların, gerilimlerin değil, aksine her türlü uzlaşmanın, karşılıklı anlayışla, muhabbetle birbirine sarılmanın diyarı olmasını isteyen Davutoğlu, "İstanbul sokaklarında, insanlar birbirini gördüğünde, karşılıklı dogmatik sloganlar atmak yerine selamların en güzeliyle selam versin, 'biz bize selamla mukabelede bulunuyoruz' desin" ifadelerini kullandı.

SELAM

Davutoğlu, bazıları için "Esselamu Aleyküm"ün sadece belli bir kesimin ya da taşrada, kırsalda geleneksel kültürün selamı olabildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

 

"Ama esas olan selamda şudur, selam veren kişi muhatabına demiş olur ki, 'Ben senden eminim, sen de benden emin ol. Aramızda barış olsun. Aramızda huzur olsun.' O da 'Ve aleyküm selam' derken der ki, 'Nasıl sen benden emin isen ben de senden eminim.' Biz önce İstanbul'u, sonra bütün Türkiye'yi, daha sonra bütün Balkanlar'ı, bütün Ortadoğu'yu, Orta Asya'yı selam diyarı, barış diyarı, huzur diyarı yapmanın mücadelesi içindeyiz. Kendi evimizden başlayarak, aile içi şiddete karşı selamı, barışı egemen kılalım. Hiçbir şekilde ailemizin içine şiddet girmesin. Komşularımızla başlayarak selamı egemen kılalım. Sokaklarımızda, mahallelerimizde şimdi modern hayatın gereği olarak mahallelerin yerine almaya başlayan sitelerde, birbirlerine kapılarını kapatanlar değil, birbirlerine görerek gönüllerini açan komşular olalım. Birileri bu ülkede 'siz Türk', 'siz Kürtsünüz', 'siz Alevisiniz', 'siz Sünnisiniz', 'siz Müslümansınız', 'siz Hristiyansınız' diye ayrımlara yönelebilir. Onlara karşı biz asırlarca bu şehirde yaşayanlar, biz asırlarca bu coğrafyayı paylaşmış olanlar, 'Kim ne yaparsa yapsın, selamla birbirimize mukabele eder ve aramızdaki barışa, fitne, şiddet ve terörün bulaşmasına izin vermeyiz' desinler. Yine bu diyarı çevreyle barışık, tabiatıyla, doğasıyla barışık, güzel doğanın gelecek nesillere aktarıldığı bir güzellikler diyarı kılmaya devam edelim."

"HEPİMİZİN SORUMLULUK İÇİNDE DAVRANMASI LAZIM"

Tarihi bir dönemeçte ülkenin sorumluluğunu üstlenen devlet adamları, siyasiler, aydınlar, sanatçılar ve iş adamları olarak herkesin omuz omuza verme vaktinin geldiğini vurgulayan Davutoğlu, "Suriye'de, 5 yıl önce, devlet adamları, iş adamları, aydınlar, din adamları omuz omuza verebilmiş ve insanlık onuruna yakışan bir tavır sergilemiş olsaydı, bugün Şam ve Halep yanıyor olmayacaktı" dedi.

ORTADOĞU

Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Eğer Irak'ta bundan 10, 15 yıl önce, tam da Irak Savaşı sonrasında, Sünni'si, Şii'si, Arap'ı, Türkmen'i, Kürt'ü el ele verebilmiş olabilseydi bugün DEAŞ diye bir terör örgütü oralarda at koşturuyor olmaz ya da Şii bazı aşırı akımlar, Sünni-Şii çatışmasını körüklemiş olmayabilirlerdi. İşte bütün bu çevremizde olanlardan ders almak durumundayız. Sadece Ortadoğu coğrafyası için değil Ukrayna için de aynı şey geçerli. Bosna Hersek için de aynı şey geçerli. Gün farklılıkları derinleştirme günü değil, gün gerilimleri azaltma, farklılıkları asgariye indirme, mümkünse yok etme günüdür. Farklılıkları sadece özgürlük alanlarının yansıdığı güzel bir çeşitlilik, güzel bir zenginlik olarak görmek gereken günlerdeyiz. Hepimiz bu ağır sorumluğu var. Eğer Türkiye bütün bu coğrafyaların içinde güzel bir örnek teşkil ederse, diğerlerinin izleyebileceği tarihi tavır, duruş sergilerse emin olunuz, Türkiye'den yükselen bir barış, bir huzur ve atmosferi çevreye kat kat yayılacaktır. Eğer biz bunu Türkiye'de gerçekleştiremezsek, çevreden bize doğru her türlü bölücü, ayırıcı bir ince atmosfer ülkemize sirayet edip, bizi etkisi altına alacaktır. Burada işte hepimizin sorumluluk içinde davranması lazım."

SİYASİ SORUMLULUK

Bugünlerde herkesin siyasileri sorumluluğa davet ettiğini aktaran Davutoğlu, kendisinin bu daveti alıp başının üstüne koyanlardan olduğunu belirtti.

7 HAZİRAN VE SONRASI

Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin AK Parti'yi yüzde 41 ile en büyük parti olarak tekrar Türk siyasi hayatına bir başarı hikayesi yazdırmasıyla birlikte koalisyonu, hükümet ortaklığını ve uzlaşmayı bir şekilde zaruri kılan bir tablo ortaya çıkardığını ifade etti.

ALLAH ŞAHİT

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran akşamından itibaren söylemlerini ve siyasetlerini yeni tabloya göre şekillendirdiklerine işaret ederek, "O günden bugüne Allah da millet de sizler de şahitsiniz, ağzımızdan herhangi bir siyasi liderle ilgili veya parti, siyasi partilere oy vermiş kitlelerle ilgili en küçük olumsuz bir ifade çıkmadı. Şimdi de söylüyorum hiçbir zaman da çıkmayacak. Çünkü tercihi şu veya bu yönde beyan etmiş olan vatandaşlarımızın hepsinin tercihi, bizim için saygıdeğerdir. Hepsine hürmet gösteriyoruz. Onların verdiği mesajı da en doğru şekilde okumaya çalışıyoruz. Ne senaryolar getirdiler. Bir ay içinde ülkeyi 'şu blok, karşı blok' diye kalkışanlar oldu, siyasetçilerimiz arasında. 'Ben, şunlarla hiç görüşmem' diyenler oldu. 'Ben, şu koalisyon formülüne veya şu görüşmeye tümüyle kapalıyım' diyenler oldu" değerlendirmesinde bulundu.

AK PARTİ’NİN DURUŞU

AK Parti olarak, herkesle görüşmeye ve gönül açıklığı içinde istişare etmeye hazır olduklarını anlatan Davutoğlu, "Çünkü etrafımızdaki ateş çemberi içindeki Türkiye'nin huzurunun, istikrarının ne anlama geldiğini en yakından biz biliyoruz. Çünkü sahip olduğumuz bilgilerle, eğer şu anda doğru tavır alınmazsa, Türkiye'nin bir yılını, birkaç ayını, yılını değil bir asrını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu en yakından hissediyoruz. Halbuki Türkiye'nin bırakın 4 yıla, bırakın 1 yıla, aya, 1 güne, 1 saate dahi kaybetmeye tahammülü yok" dedi.

"GÜZEL NETİCELER ALMAYI ÜMİT EDİYORUZ"

Yarın koalisyon, hükümet ortaklığı görüşmelerine başlayacaklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Yani Kadir Gecesi gününde bu hayırlı yolculuğa çıkacağız. Buradan bütün siyasi partilere seslenmek istiyorum. Ben, onların misafiri olduğum her anda siyasi nezaket, siyasi basiret ve feraset duyguları içinde götüreceğimiz bütün teklifleri, düşüncelerimizi, kanaatlerimizi açık yüreklilikle ve bu ülkenin sadece Başbakanlık görevini, sorumluluğunu almış bir vatandaşı olarak değil, bütün diğer vatandaşlarıyla eşit haklara sahip, bu ülkeye aidiyeti en derinden aidiyet hisseden bir kardeşiniz olarak bunları konuşacağız. Ümit ederim ki aynı yaklaşımı diğer parti genel başkanlarından da görürüz. Yine ümit ederim ki en kısa zamanda Türkiye'de herkesin mutlu olacağı bir formülle, yöntem, usul ve üslupla yeni hükümeti kurarız. Bütün çağrımız zaman kaybına sebep vermeyecek şekilde karşılıklı anlayış içinde bu hükümeti oluşturmaktır. Hiçbir ön yargı ve ön kabulümüz yok. Hiçbir ön şartımız da yok. Hükümet etmenin gerektirdiği bütün ana unsurları, muktedir konuları görüşmeye hazırız. Sadece hükümet ile ilgili olmayan hususları bütün tartışmaların dışında tutmak gerektiğini düşünüyoruz, başta Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere. Bu tür tartışmaların ötesinde iyi niyetle masaya oturacağız, inşallah hayırlı bir netice hasıl olur. Bayram öncesinde milletimize güzel haberler verebilmek için ve bayramı çifte bayram olarak kutlamalarını temin etmek için bu görüşmeleri hiç vakit kaybetmeden başlatıp, inşallah çarşamba gününe kadar 3 siyasi partiyle görüşmelerimizi yapacağız. Güzel neticeler almayı ümit ediyoruz."

Davutoğlu, iftarda yer alan iş adamlarının, sanatçıların, sporcuların, aydınların, sivil toplum kuruluşlarının huzurunda bir meselenin daha altını çizmek istediğini ifade ederek, "O da böyle dönemlerde sorumluluk sadece siyasilerin, devlet adamlarının üzerinde olmaz. Böyle dönemlerde toplum bir bütün olarak, külliyen bu sorumluluğu hissetmezse siyasilerin tek başına yol almaları imkansızlaşır. Şu anda Türkiye'deki siyasi kutuplaşma var olduğu söylenen ve seçim sonrasında blok tanımlarla gündeme getirilen siyasi kutuplaşmanın daha tehlikelisi toplumsal bir kutuplaşmanın yaşanma ihtimalidir" şeklinde konuştu.

HEP BERABER ORTAK TAVIR SERGİLEYELİM

Başbakan Davutoğlu "Ramazanın bu bereketli günlerinde hep beraber toplumsal alanda kim karşıtlık doğuruyorsa, kim gerilim dili konuşuyorsa, kim sivil toplumu şu veya bu yönde ifrat ve tefrit noktalarına çekiyorsa ona karşı ortak tavır sergileyelim" dedi.

İFTAR ETKİNLİĞİ

Davutoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nca Yenikapı Etkinlik Alanı'nda düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, "Sizlerden ricam şu; ramazanın bu bereketli günlerinde hep beraber toplumsal alanda kim karşıtlık doğuruyorsa, kim gerilim dili konuşuyorsa, kim sivil toplumu şu veya bu yönde ifrat ve tefrit noktalarına çekiyorsa ona karşı ortak tavır sergileyelim. Özgürlüklerimizi koruma ve genişletme konusunda hiçbir geri adım atılmaması için beraber gayret sarf edelim" ifadelerini kullandı.

 

 
‘İrademiz, niyet ve samimiyetimiz açıktır’
 
Sekmen toplu ulaşımı değerlendirdi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘İrademiz, niyet ve samimiyetimiz açıktır’
Başbakan Davutoğlu, koalisyon görüşmelerine dair, "Bizim irademiz, niyetimiz, ...
‘Bir olalım, beraber olalım’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bir olalım, beraber olalım. İri olalım, diri olalım, ...
‘Millete hizmet gönül işidir’
Cumhurbaşkanı Erdoğan,‘Biz 40 yılık siyasi hayatımızda üstlendiğimiz her ...
 
Davutoğlu: ‘Milli iradenin gereğini yaparız’
Başbakan Davutoğlu, hükümet kurma sürecine ilişkin, "Bu görev eğer AK ...
'Tarifi mümkün olmayan acılar yaşadık'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek’ten Türkiye’ye ve tüm dünyaya ulaşan ...
‘Hiçbir yatırım yarım kalmayacak’
Davutoğlu, " Türkiye'de ne yaşanırsa yaşansın, hiçbir yatırım yarım kalmayacak. ...
 
‘Türkiye Uygur Türklerinin de Yanındadır’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan kardeşlerimizle ...
Mehmetçik Vakfı şühedayı mevlidle andı
Tük Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı Samsun Temsilciliği, cuma namazı ...
TBMM Başkanlık Divanı oluştu
Meclis Başkanlık Divanı üyeleri Meclis Genel Kurulu'nda yapılan oylama ile belirlendi
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva