ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi

İsmail Bingöl

Yolcuları Tarafından Aranan Şehirler…
25 Mayıs 2009 Pazartesi

Ülkemizde, "şehir kimliği üzerine düşünce okumalarının", tatmin edici olmasa da, az da olsa arttığı son yıllarda, bir şehre rengini ve üslûbunu veren mekânlar hakkında yazılıp çizilmektedir.

Evler, camiler, hanlar, hamamlar, medreseler bunların en önemlilerindendir ve bu yapılar; sahip çıkılmadığı için yıkılıp tarihe karıştıklarında, onlarla birlikte artık geri getirilmesi mümkün olmayan bir medeniyetinde yok olacağının farkına varmanın vakti gelmedi mi hâlâ? 

Hele de bir zamanlar, geleneksel hayat tarzının yaşandığı o “eski evler” yok mu? Bir yeri imar ederken, buna ait kültürü ve düşünceyi elde edememiş olmamızdan ve dolayısıyla, bu işi belli bir plan dahilinde gerçekleştirmediğimiz için, geleceğe bırakmamız lâzım gelenlere dikkat etmediğimizden olacak; bu gün onlardan pek azı elimizde kaldı ki, bunlara da gerekli ihtimamı, ilgiyi gösterdiğimiz söylenemez.

Onun içindir ki, belki koca bir tarihi, eski evlerle birlikte yok ettik.

Halbuki bu millet o evlerde yaşadı ve sohbet etti. Kurtuluşuna sebep olan düşünceler o evlerde dile getirildi.

O mekânları öyle hesapsız ve kitapsız bir hızla yıkarken ya da yıkılmalarına göz yumarken, işin bu yönünü, yani onlarla birlikte şehirlerimizin kimliklerinden ve bizzat kendimizden nelerin kopup gittiğini de düşünmeliydik.

            Doğrusu bu bir alışkanlık olsa gerek ki, çoğumuz, ömrümüzü geçirdiğimiz yerin ayrıntılarını pek de merak etmeyiz. Ona bir bütün olarak bakarız. Herhalde, orada yaşadığımızdan, nasıl olsa bir gün, bilmediğimiz köşelerine de yolumuz düşecektir umudunu saklı tutarız içimizde...

Bu sebeple, doğup büyüdüğümüz, ekmeğini, aşını yediğimiz yerin sağını solunu görmeye bir türlü vakit ayırmayız. Binlerce kilometre ötedeki bir yer hakkında bilgi sahibiyizdir de, az uzağımızdaki bir yeri hatırlamakta ve tarif etmekte zorlanırız. Büyük ihtimalle, ancak kabataslak bir cevap verebiliriz böyle bir soruya. Bunu da geçelim...

 Şehrin içine serpiştirilmiş tarihi eserlerden kaç tanesini doğru dürüst gezmişizdir. Oysa; "Şehirlerin hafızası yeniden okunmak için bizi bekliyor."

            Mimarîsi yok edilen, esasta ise, çağın olumsuzluklarına karşı direnmesini sağlayacak üslûbunu ve o kendine has insan unsurunu yitiren şehirlerimiz, bugün sadece ikâmet etmemize yarayan birer alan haline geldiler.

Çünkü, şehre anlam kazandıran, “insan, mekân ve geleneksel değerler” üçlüsü, tarihteki öneminden çok şey kaybetmiştir. Bu üçlünün ortasında her zaman olduğu gibi insan vardır. Zira, diğerlerini şekillendiren ve estetik ölçülerde belli bir kalıba oturtan, üçlünün birbiriyle bağdaşmasını, bütünleşmesini sağlayan insandır. Geçtiği yerleri güllerle bezemesini bilen de odur, virâneye, harabeye çeviren de...

            Dedelerimiz bunu bilip, böyle inandıkları içindir ki, çalıştıkları mekânları olduğu gibi, evlerini de, benimsedikleri değerler manzumesini ölçü alarak yapmış olmanın huzuru içindeydiler. Zamanlarını, bizim gibi, sunî bir takım bezemeler ve hiç bir orijinalitesi olmayan ev dekorasyonu uğrunda harcamamışlardı.

Biliyorlardı ki, insan elinin maharet ve inceliğinden pay almamış bu tür süslemelerle doldurulan ve “huzuru besleyen” öğelerden soyundurularak göğe doğru yükseltilen evler, insan ruhuyla uyuşmaktan uzaktır.

Şimdilerde, sanat değeri taşıyan ne bir kapı tokmağımız var, ne de, el emeği göz nuru bir dolabımız...

Ve de bakınca, insanı hayran bırakan tavan süslemelerimiz... Hepsi ama hepsi makine mâmulu, hazır imâlat...

Şehirlerimizin anılarına sahip çıktığımız iddia edilemez. Tıpkı onları yapan ustaların ve o ustalara onları yaptıranların hatıralarına sahip çıkmadığımız gibi...

Eskilerin, bugüne ve ötelere ait düşünceyi temel alarak kurdukları, köşesine bucağına dünyevî ve uhrevî hayattan kokuların sindiği bu evlerin, dikkatten kaçırılarak tek tek yok edilmesi, bu söylediğimizin delili sayılabilir.

            Bugün; yolcuları tarafından aranan şehirlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.

Bu şehirler; en yakın zamanda işinin ehli kişiler tarafından ciddi şekilde el atılacağı günü beklemekte, üslûbuna ve rengine yeniden kavuşacağı günün hayaliyle avunmaktadırlar.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
25dadaş25 31 Mayıs 2009 Pazar  01:07

bingölbeyi kularım harika bi konuya temas etmiş GÜRHAN Hocam tebrikler bişe yazmıyorum sizin yorumlarınız bence yeterli selam saygılar yorgun savaşçı

Yorumu oyla      7      5  
Gürhan Özorhan 26 Mayıs 2009 Salı  22:30

ları sergilenmektedir.Böyle giderse AB Ugruna Vatan topraklarında,ezan sesi yerine çan sesleri duyulacaktır.Bu gidişte onu gösteriyor.Lugatımızda ve tarihimizde olmayan uşaklık ve esarete giden yolun sonuna gelmekteyiz.Şunu bütün kalbimle söylüyorum,bizleri israil'e ırgat değil patron yapan siyasi irade ve kararlı bir iktidar istiyoruz.Ruhlarında uşaklık bulunan zatlar gitsinler orada yaşasınlar tıpkı ABD de yaşayan ağanız gibi sadık köle olarak,ama vatanınıza ihanet içinde olmadan.Tekrar ediyorum dünün uşaklarına uşaklık etmek osmanlı torunlarına değil,ihanet içerisinde olanlara layıktır.Bunuda layıkıyla yerine getirme mutluluğu yaşayanlar,hevesiniz kursagınızda kalacaktır.Bu millet hiçbir zaman köle olmadı,hep hür yaşadı ve yaşattı,ihanet edenlerinde hep cezasını vermiştir.Bunu yapmak için damarlarında bulunan asil kanın hakkını herzaman vermiştir.Hakkıdır hakka tapan milletim,endişen olmasın,Türkiye sevdalıların gözü ve kulagı her daim açıktır.Bekçilerin sana sadıktır.Ülkü İle Kalın

Yorumu oyla      7      5  
Gürhan Özorhan 26 Mayıs 2009 Salı  21:49

Sayın Bingöl,Yakın zamanda,yolcuları tarafından aranan şehirler değil,Ülkesini arayan nesiller meydana gelecektir.Yakın bir gelecekte bırakın kapı tokmağını,üzerine basacağımız topragımız kalacakmı acaba.Bu anlattıklarınız birilerine masal gelebilir,bizlere ızdırap vemektedir.Köşesinde, buçağında her çakıl taşında uçan kuşunda,dünyevi ve uhrevi hayatın kokularının bulunduğu vatan topraklarını şahsi ihtiras kinleri için satan veya kiraya verenler bulunmaktadır.Bizler Türkiye sevdalılarını derinden yaralamakta,yüreklerimizde tedavisi olmayan yaralar açmaktadır.Dünün uşaklarına ırgatlık yapmamı isteyen,batının egemenliğine boyun egerek kul köle olmak için türlü ihanetler sergilemekteler.Dünün uşaklarına kölelik ve teslimiyetçilik içindeler.Buda benim kanıma dokunarak sol yanımı inçitmektedir.Kulakları ABD nin cebinde olan cemaat agasının çok hoşuna gitmektedir.Bu vatana ihanet edenler,cumhuriyetimize saldıranlar ve yok etmeye çalışanlar,önce köylerden sonra şehirlerden,başlayarak yazdık

Yorumu oyla      7      5  
yücesoy 11 Mayıs 2010 Salı  15:55

arabanın freni patlamasaydı belkide bu kaza olmazdı....?????

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva