Yıl, sanırım 1982 veya  83 yılları..Piyasada et  sıkıntısı var. Kasapların fiyat artırma baskıları et ithalatını zorunlu hale getirmiş..İdare et ithal etmişti..Piyasada et Hindistan’dan ithal ediliyormuş  şeklinde hakim bir bilgi vardı.

Eve et alacaktım; Erzurum Lalapaşa camiinde öğle namazımı kıldıktan sonra şimdiki sosyal Güvenlik kurumunun olduğu binanın altında olan Belediyenin ithal et satış noktasına geldim. Et kuyruğu bir hayli uzundu. Sıraya girerek bekledim. Yarım saat sonra ancak sıra bana gelmişti.

Satış mekânında tavandan çengellere takılı gövdeler yan yanaydı. Bir ucu tavandaki çengelde, diğer ucu ta yerdeki tabandaydı. Büyük ve uzunca gövdelerdi. Bu konuda herkeste değişik kanatlar oluşmuştu. Ancak herkesin tam inandığı bir şey vardı ki bu gövdeler inek veya öküze ait olmayıp yaşlı manda gövdelerine benzemesiydi. Çünkü Hindistan’da inek kutsaldı. Hem kesilmezdi, hem de kesip diğer ülkelere haraç mezat satılmazdı.

Bir kğ.kıyma almıştım.Eve götürürken ithal olduğunu söylemedim.Kok kömürüyle nar haline gelen Avuer sobasının üzerine koydular kıyma tenceresini..Yarım saatte kemiği bile eritebilen bu ateşte tam bir saat boyunca kıymamız tencerede kaynadı,kaynadı.

Ancak pişmekten hala eser yoktu..Kum gibi sert,yağsız,tatsız bir et..!

Hanım anlamıştı,

-Yoksa bu ithal et miydi ki bir türlü pişmiyor?

-Evet maalesef dedim ve ilave ettim: Götürün çöpe dökün, pişse bile artık yemeyiz..Çünkü ne eti olduğunu bile bilmiyoruz..bir kez kuşkulandım dedim.

           BU GÜNLERDE YİNE İTHAL ET TARTIŞMASI

Ülkemizde birdenbire et fiyatlarının yükselmesi et ithalatını zorunlu olarak gündeme taşımıştır. Bu hususta Tarım Bakanının “ Arada birilerinin spekülasyon yaptığını “ belirtiyor veAmacımız aradaki spekülatörlerin zararlı tesirlerini bertaraf etmektir. Asla üreticiye zarar verecek bir uygulama yapmayacaklarını belirtiyor.

                           VATANDAŞI KİMSE DÜŞÜNMÜYOR..

Ama ortada bir gerçek var.Et fiyatları ülkenin her yöresinde yüksek..Vatandaşın canı yanıyor..Etsiz yemek pişirmek te günün ev hanımlarının anlayışından uzak bir şey..Dolaysıyla vatandaş spekülatörlerle üreticiler arasında canı çıkıyor..

Diğer tarafta, Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Sinan SAĞLAM ise, Türkiye hayvan hastalıklarından arınmış dünyanın beş temiz ülkesinden bir olduğunu, canlı hayvan ithalatı halinde başta deli dana hastalığı olmak üzere birçok hayvan hastalığına davetiye çıkarılmış olacağını ifade ederek ithalata karşı olduklarını açıklıyor..

Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Çelik’ te;

-İthalat adı altında belki ucuz ama kalitesi tartışılır etlerin ülkemize sokulması halinde, bizim üreticilerimizin üretimi sürdürmek bir yana üretim yapmayı düşünmeye bile cesaretleri kalmaz" diye beyanat veriyor.

                 Eski Tarım ve Köy İşleri Bakanlarımızdan Porf Dr.Yusuf Ziya Gökalp

-ithal edilecek etlerin koca ineklerin etleri olduğunu savunan Gökalp, "Dışarıdan köpek mamalarına dahi konmayan koca ineklerin etlerini getirirseniz belki biraz ucuzlar. Bir de daha önce kesilmiş hangi hastalığı taşıdığı belli olmayan belgesiz hayvan etlerini alacaksınız. Bunlar ciddi hastalıkları da beraberinde getirecek."

Dikkat edilirse vatandaş merkezli bir savunmaya rastlamak mümkün değil..Kimisi hastalık fobisi yüzünden, kimisi üreticinin ekonomik kayıplara uğrayacağı endişesi yüzünden, kimisinin de ithal etlerin sağlıksız olması yüzünden  canlı hayvan veya et ithalatının olmasını istemiyor..

Haydi  biz de istemeyelim istemesine de, ya fiyatların yükselmesi yüzünden artık et alamayan vatandaşa nasıl bir çare düşünürüz o zaman.?

Biraz da asıl düşünülmesi gereken vatandaşı düşünmek ve derdine çare aramak gerekmez mi, ne dersiniz ?