ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
EİT 17. Zirve Toplantısında Erzurum gündemi
EİT 17. Zirve Toplantısında Erzurum gündemi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Soğanlı Dağı'nda tipi ve fırtına etkili oldu
Soğanlı Dağı'nda tipi ve fırtına etkili oldu

Oğuzhan Saygılı

Telefonun Mucidi Graham Bell Hakkında Biraz Malumat
14 Temmuz 2010 Çarşamba

Okuma yolculuğumda biyografi, otobiyografi kitaplarından oldukça zevk almışımdır. Hele de ansiklopedilere giren fikir, devlet, bilim, düşünce insanı, sanatçı ve mucitlerin yaşantısı hep ilgimi çekmiştir. Tarihte isim bırakmanın, başarılı bir şekilde anılmanın ipuçlarını bu kitaplar hemen vermektedir. Ülkemizdeki gençlerin ve öğrencilerin hatta aydınların dahi gerek bireysel gerek toplumsal özgüven sıkıntısı yaşadığı bu dönemlerde bu tarz kitapların ilaç gibi geldiğini söyleyebiliriz. Biyografi ve otobiyografi geleneğinin ülkemizde Batı ve Avrupa ülkelerindeki kadar canlı olmadığını ama her geçen gün bu tarz kitapların okuyucu karşısına çıktığını birçok yayıncı belirtmektedir. TÜBİTAK Yayınları bilim dünyasında isim yapmış ve mucit kişilerden bazılarının hayat hikâyesinin anlatıldığı “Yaşamöyküsü Dizisi” kategorisinde kitaplar yayımlamaya yıllar önce başlamıştı. Bu diziden daha önce “Elektrik Çağının İcadı: Edison” isimli kitabını okumuş ve bir yazı hazırlamıştım. Telefonun mucidi Alexsander Aleck Graham Bell’in yaşamıyla ilgili bir kitapla[1] okuduklarımı paylaşmak istiyorum.

Alexander Aleck Graham Bell Kimdir?

            Bell’in babası ve dedesi mesleki yaşamları boyunca konuşma ve iletişim etrafında yoğunlaşır. Büyükbaba Alexander Bell yıllarca tiyatro oyunculuğundan sonra (günümüzdeki anlamıyla konuşma terapisti) “hatalı konuşmayı düzeltme uzmanı” olarak muhtelif yerlerde çalışır. Konuşma yeteneğini geliştirme ve ses konularında uzmanlaşır. Baba Melvile Bell de bu alanda kendisini yetiştirir. Erkek kardeşiyle birlikte (Örnek Hatip) isimli bir kitap yayımlar. Baba Bell İskoçya Edingburgh Üniversitesi’nde güzel konuşma ve söylev sanatı öğretim görevlisi olarak atanır. Derken genç, sağır piyanist Eliza ile evlenir. Baba Bell, bir insanın çıkarabileceği bütün sesleri bir dizi yazılı sembole indirgeyen bir tür evrensel alfabe olan görülebilir alfabeyi yaratır.

Aleck Bell, böyle bir evde doğar. Bell ailesinin üçüncü kuşağı olarak aynı işi yapmaya karar verir. Çok küçük yaşta İskoçya’da Elgin’de Weston House Akademisi’nde öğretmenlik yapmaya koyulur. Babasının asistanı olur neredeyse. Güzel Konuşma bilimi üzerine ilk ciddi çalışmalarını yapar. Babasının ülke çapında kazandığı ünü yayılırken arka arkaya iki çocukları ölür. Yalnız Graham kalır, Graham yoğun çalışmalarından ötürü bitkin düşmesinden kaygılanır ebeveynler. Doktora koşarlar. Doktor, kendilerine “İklimi daha sağlıklı bir yere taşınılmadığı takdirde Aleck’in altı ay ile bir yıl arasında ömrü kaldığını” söyler. Bunun üzerine aile Kanada’ya taşınır. Burada kısa bir süre kaldıktan sonra ABD’de sağır öğretmeni olarak göreve başlar. Aynı yıl ses profesörü olarak Boston Üniversitesi’nde Güzel Konuşma Sanatı Okulu’na atanır. Bir yandan bu işini yaparken diğer taraftan da Bell Patent Birliği’ni arkadaşlarıyla kurar. Arkadaşı Thomas Watson’la birlikte harmonik telgraf üzerine çalışarak sesin biçimini alan ilk elektrik akımını iletir. ABD’nin 100. kuruluş yıl dönümünde telefonun nasıl çalıştığını gösterir. Bu arada telefon patentini Bell’in alması bu işle uğraşıp emeğinin gasp edildiğini iddia eden birçok kişi tarafından mahkemeye taşınır. Bu davaların çoğunu kazanır. Bell telefon şirketini kurar. Ülke dışında birçok yerden çalışmalarından dolayı para ödülü alır. Bu paralar ile laboratuarlar kurar.

Bell’in belki bilim adamlığı sorgulanabilirdi. Ama çeşitli alanlarda araştırmalarını sürdürmeye devam etmesi, diğer bilim alanlarının çalışmalarını desteklemesi, bilimsel araştırma sonuçlarını yaymak amacıyla dernekler kurması, yayınlar yapması dikkatlerden kaçmıyordu. Bell’in özgeçmişinden bahsederken sağırlar okulunda görev yaptığını belirtmeyi unutmuştuk. Tabii bu arada kader babasıyla kendisine aynı rolü biçer. Aleck Bell’de sağır olan Mabel ile evlenir. Mesleğini soranlara Bell her zaman “sağırların öğretmeni” diye cevap verir. Telefon ile ilgili işlerle uğraşmaya yoğunluk verip daha çok para kazandıktan sonra sağırlar ile ilgili okul açar, dernekler kurar, muhtelif daha başka çalışmalarda bulunur. Telefonun mucidi olarak gurur duymanın dışında diğer alanlardaki gayretlerinin daha evsafta olduğunu şu cümlelerle belirtir: “Sağırlara yönelik çalışmalarımın ve onların eğitimine gösterdiğim ilginin takdir edilmesi, beni her zaman telefon ile ilgili çalışmalarıma gösterilen takdirden bile daha fazla hoşnut etmiştir.”(s.107)

Bell, sadece telefonun mucidi olmanın dışında birbirinden farklı birçok alanda dünya çapında çalışmaları olur. Hava ve deniz taşımacılığı ayrıca enerji üzerine de birçok çalışması bulunmaktadır. Büyük uçurtmalar çeşitli deneyler yapar. Uçan bir makine tasarlamaya çalışır. Kayaklı uçar tekne tasarımı üzerinde uzunca bir süre çalıştıktan sonra bu işi de başarır. Bunun patentini de arkadaşıyla birlikte alır. Zor durumda kalan balıkçıların susuzluktan ölmelerini engellemeye yönelik değişik çözümler üreten deniz suyundaki tuzu ayıran ve böylece suyu arıtarak içilebilir hale getiren aygıtı da kendisi icat eder. Bu alet de üflenerek tuzlu su içme suyuna çevrilir.

Graham Bell, belleklerde telefonun bulucusu olarak yer etse de adının öne çıkmadığı çalışmaları da vardı. National Geographic Society Derneği’ni birçok arkadaşıyla kurar. O dönem dünyada büyük bir ilgi ile takip edilen bu derneğin yayın organı olan National Geographic dergisinde de yöneticilik yapar, yazıları yayımlanır. 1881 yılında silahlı saldırıya uğrayan ve ağır yaralanan ABD Başkanı Garfield'ın[2] bedenindeki kurşunların yerini belirlemede Bell’in ilk kez kullandığı endüksiyon terazisi kullanılır fakat istenilen sonucu vermez. Bu teşebbüs başarısız olur birçok kişi tarafından Bell alay konusu olur. Ama zamanla Röntgen'in X ışınları ile tanıyı geliştirilmesi konusunda bilim insanları daha fazla mesafe kaydeder. 

Ses bilimine yaptığı katkı onuruna, sesin şiddetini ölçen birime “bel” adı verilmiştir. (Ses ve iletişim aygıtlarında ölçü birimi olarak genellikle Desibel -dB, bir belin onda biri- kullanılır. Desi, metrik ölçü sisteminde onda bir anlamına gelen ön takıdır.) (s.25)

Ömrünün son yıllarında –muhtemelen kendisine çalışmalarını ne zaman sona erdireceğini soran- bir gazeteciye söylediği sözler mezara kadar ilim öğrenmenin insanı zinde tutacağını beyan edecek cinstedir: “Gözlem yapmayı, gözlemlerini hatırlamayı, sonu gelmeyen nasıllar ve niçinlere cevap aramayı sürdüren bir kişinin zihni körelmez." Son olarak Alexander Graham Bell hakkındaki –büyük ihtimalle- tek Türkçe olan bu çalışmayı göz önünde bulundurarak model sıkıntısı yaşayan gençlerimize okumasını tavsiye ederim.

 

 

[*] Eğitimci, e-posta: [email protected]                

[1] Naomi Pasachoff, Bağlantı Kurmak: Alexander Graham Bell, Tercüme: Leyla Uslu, 149 sayfa, 4 baskı, 2003, Ankara, Tübitak Yayınları.

[2] İnternet bağlantılı Vikipedia Özgür Ansiklopedisi’nin ABD Başkanları listesine göre 44 başkanından dördü suikast sonucu öldürülmüştür. James Abram Garfield ikinci suikasta uğrayan devlet başkanı olur. Günümüzdeki Amerika Devlet Başkanlarının güvenlik önlemlerinin fazlalılığını yorumlarken bilmiyorum bu pencereden de bakılabilir mi?

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
mehmet emre 16 Temmuz 2010 Cuma  16:55

vay be güzel bi r yazı kitabı okumuş kadar oldum.e hakkaten körelmek üzere olan şurlarımıza sunulu. tşk ler değerli kalem.. eline sağlık...

Yorumu oyla      7      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva