ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi

İsmail Bingöl

Sokağa Hasret Ya da Sokağı Olmayan Çocuklar...
10 Ağustos 2009 Pazartesi

Sokağı ya da bahçesi olmayan çocuklara üzülmemek elde mi? Onların, çocukluklarını tam olarak yaşayamadıklarına olan inancım, bazı çocukları görünce, daha da kuvvetleniyor, daha da pekişiyor; buna bağlı olarak üzüntüm iyice artıyor. Kendine ait bahçesi olsa bile, yine de üzülüyorum sokağı olmayan çocuklara... Zira çocuk, kendi bahçesinde çoğu zaman kendi başına oynar. Çoğunlukla paylaşamaz ya da paylaşmasına izin verilmez o güzelliği başka çocuklarla... Halbuki, güzelliklerin, dostlukların, paylaştıkça çoğaldığı söylenmez mi?

            Ne var ki, paylaştıkça çoğalmanın... ve çoğaltmanın yüceliğini nicedir unutmuş görünüyor insanlar. Unutmasalar bile, hatırlamak istemiyorlar belki... İşin içinde paylaşmak var diye herhalde... Ruhlarımıza; paylaşmanın elimizdekileri azaltacağı korkusu öylesine sinmiş, öylesine derinlere kök salmış ki... Bu korkuyla, kimse kimseye fazla yaklaşamıyor, kimse kimseye selâm verip, samimiyet gösteremiyor. Paylaşmanın cesaretini gösteremeyen insanlar, huzuru kaybetmiş bir halde, savaşlar ve kavgalarla birbirlerini azaltmanın, böylece de, paylaşacak kişi sayısını en aza indirmenin kanlı mücadelesini veriyorlar.

            Çocuk; minicik yüreğinde, farkında olmadan büyüyen güzellikleri arkadaşlarıyla paylaştıkça, çocuk olmanın hazzını daha çok yaşar, çocukluğundan tat ala ala büyür. Sokak ise; bu paylaşmanın en iyi yaşandığı yerdir. Çünkü, özgür olduğu, kendi başına karar verebildiği tek yerdir çocuk için sokak...

            Ve özgür olduğunu hissettiği sokaklarda, “dur, sus” sözlerine muhatap olmadan, istediği gibi koşar, oynar, elini ayağını kanatır. Karışanı görüşeni olmaksızın çın çın öttürür sokağı sesiyle... Şenlendirir ortalığı...

            Tabii bu anlattıklarımızın çoğu eskidendi sizin de bildiğiniz gibi ey okuyucular... Şimdi imkânı olanlar, sokağın yerine, etrafı surlarla, korumalarla çevrili kampüsleri koymuşlardır. Buna imkânı olmayanlar ise, evlerinin daracık odalarına, koridorlarına hapsolmuşlardır. Ara sıra, anne babayı zorlayarak gittikleri parklardan başka eğlenceleri kalmamıştır zavallıcıkların... Buralarda ise; rahat rahat oynayacağı, arkadaşım diyebileceği çocuklar yoktur tabii ki...

            Bazen, geçmişte oturduğumuz o eski mahallelerin, ıssızlık bürümüş sokaklarından geçiyorum. Evlerinin çoğu yıkılmış, ayakta kalan birkaç evin de kimsenin oturmadığı intibaını verdiği buralara artık sokak denemez. Niye derseniz? Sokağa sokak olduğunu bildiren, ortalığı birbirine katan çocuk sesleri kalmamış da ondan. Herkes çekmiş bir tarafa gitmiş. Şairin (Atilla İlhan) dediği gibi;

            “şenlik dağıldı ve bir acı yel kaldı bahçede yalnız

            o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız.”

            Görünce sokakları böylesine terkedilmiş ve böylesine sessiz... Çocuk seslerinden bu kadar yoksun... Hüzün, her zaman olduğu gibi, yeniden yâreledi sinemi ve ben içimi saran bu hissiyata tercüman olarak şiiri seçtim... Ne zaman geleceği belli olmayan mısra yangınından, ellerim yanarak sokaklar için bir şiir derledim kendimce... Okuyun ve siz de; yıllar öncesinde oynadığınız, ağladığınız, sevindiğiniz sokakları hatırlayın diye...

Bizim Sokaklarımızdı Bunlar

 

Akşamın karanlığı çökünce sokağın yüzüne / Anlardı çocuklar eve gitme zamanının geldiğini

Sonra kısalırdı ve yokolurdu gölgeler  / Evlerinin yolunu tutan çocuklar gibi 

Eriyen zamanı geri getirmek / Mümkün değildi ama / Sabah olunca çocuklar / Kaldıkları yerden / Devam ederlerdi oyunlarına

 

Sokağın değişik yüzüydü / Âşinâ olunmayanların sokağa uğrayışı / Bazen ise kavgalar doldururdu sokağın göğünü / Bir de kadınları bağırışı

 

Hele yazın / İnsanın sokaktan ayrılası gelmezdi  / Ve tatlı bir esinti dokunduğunda sinelere / Sokaklar daha bir başka olur / Yürekleri muhabbetle çarpanlar /  Eve gitmeyi bilmezdi.

 

Bizim sokaklarımızdı bunlar / Neşeyi kahkahayı içlerinde unuttuğumuz / Bizim sokaklarımızdı bunlar / Kaygısız ve uçarı

El ele tutuştuğumuz

 

Oyunlarımız orda kaldı / Saf çocukluk aşklarımız da /  Ve / Salkım söğütlerle süslü bahçelerin yerini

Devasâ binalar aldı

 

Şimdi kim ağlar kaybolan sokak seslerine / Ve mâzinin derinliğinde kalan /   insanoğlu insan nefeslerine

Ve kim ağlar / Akşam inince sokağa / Evlerde çizilen mutluluk resimlerine

 

Bizim sokaklarımızdı bunlar

............................................ (İ.B)

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İhsan ÖZGÖRAL 14 Ağustos 2009 Cuma  16:12

Hey gidi eski sokaklarımız.Çocukluğumuzun geçtiği Erzurum sokakları.O sokak komşuları Kadınları anamız,bacımız gibi,kendi namusumuz gibi,erkekleri kardeşimiz, ağabeyimiz gibi saygı duyduğumuz. Kederleriyle kederlendiğimiz,sevinçleriyle coştuğumuz,gerektiğinde karnımızı bile doyurduğumuz komşu evleri.Ya apartman kültürü?Komşu komşuyu tanımaz.Apartmanda çoğukez kimin oturduğu bilinmeden, merdivenlerde bir merhaba bile demeden çıkıp giden komşularınız!Apartmandan cenaze çıksa üst komşunun kılı bile kıpırdamayan bir kültür.Ne oldu bize,niye böyle olduk. Çocukların bırakın oynamalarını,hasta olduklarında ağlasalar,tavana,duvara vuran,biraz daha ileri gidip,kapınızı çalarak çocuğu susturmanızı isteyen değerli!komşulardan oluşan apartman kültürü.Medeniyet buysa,bana geri kafalı diyin ama ben böyle medeniyeti istemiyorum. Ben Çırçır mah.Aliravi caddesindeki sokağımı istiyorum. Komşularımız,Dadaş Sıddık'ın,Türkbalların Adil Beylerin,Faytoncu Fikri gilin komşulukları istiyorum.Selam ve saygılar.

Yorumu oyla      7      5  
erhan bayraktutan 12 Ağustos 2009 Çarşamba  11:34

Yazınız bana top sahalarını hatırlattı İsmail Bey.Eskiden benim oturduğumum mahallenin sınırları içerisinde (İstasyon mah.) 4-5 tane top sahası vardı.Üzeri çim değildi,akşamları toza, çamura bulanmış olarak eve geliyor,babamızdan azar işitiyorduk ama bu mutluluğumuzu bozmuyordu.O sahalar şimdi yerlerini beton bloklara, benzin istasyonlarına bıraktı.Çocuklar evlerine hapis şimdi.Çocukluklarını yaşayamıyorlar,özgürce koşamıyorlar. Bu arada yeni çıkan şiir kitabınız için sizi tebrik ediyorum.Anne için yazılmış şiir beni duygulandırdı.Selamlar.

Yorumu oyla      7      5  
Gürhan Özorhan 11 Ağustos 2009 Salı  22:02

Sayın Bingöl,Sokak deyince şimdi terkedilmiş boş alanlar,korkarak yürüdüğümüz şimdiki mekanlar.Oysa bizim sokaklarımız bizlerin sığınagı idi. Şevkatli ana kucagı gibi sabah akşam koşuştuğumuz iffetli namuslu sokaklar.Rahmetli anan seslenirdi ola ola yerler möhörlendi şimdi baban gelir.Çok duygulandım ve çok şey hatırlattınız.Teşekkürler.

Yorumu oyla      7      5  
ilhamkılınç 10 Ağustos 2009 Pazartesi  17:28

çocukluğumzun ya oyunları peki ya o samimiyeti ismailbey sana ne kadar teşekkür etsek az olur keşke herşey çocuksu gibi olsa saygılarımı sunarım

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva