Mısır’ın İsvan kentinde Şeyh Eyman Habip, Cuma hutbesinde dile getirdiği şu sözler çok dikkat çekmiş ve 04-Haziran 2011 tarihinde “ Bu günkü Mısır “ adlı gazetede yayınlanmıştır.
Habip, Arap idarecilerini ima ederek “ Bizler, bizi yesin diye aslan besledik. Sonra yaptıklarımızla, sözlü desteklerimizle firavunlarımızı kendimiz icat ettik..Daha sonra da onların bize yaptıkları kötü muameleden ve yaptıkları zulümden şikayet eder olduk.. Buna hakkımız yok..”
Habip hutbesinde” icat edilen Firavunlar v e onlara riyakârlık yapan münafık görevlileri anlattıktan sonra sözü halkına Firavun kesilenlere getirir ve Onlara;
-Ekselans, Hazret, prens, Paşa gibi hitaplarla hitap ederler,
-Ayakkabılarını ellerine alıp giymelerini sağlarlar ve çantalarını taşırlar,
-Arabalarının kapılarını açıp saygıyla binmelerini sağlarlar,
-Abartılı methiye yazıları yazarlar.
Bu davranışlar asla yapılmamalı..Başımızdayken onların “ Aslan “ olmalarını sağlayan zaten bu köle varı davranışlar olmuştur.
Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri devlet işinde görevli kimselerdir. Halkın onlara verdiği bu görev, zaten onları seçkin ve itibarlı hale getiren görevlerdir. Bunun için hiç kimse gelin bunlara riyakârlık yapın diye çağırmazlar.
Diğer tarafta biz vatandaşların malı, canı ve ırzı emniyet güçlerinin korunmasına muhtaçtır..Ama bu önemli görevleri nedeniyle onlara “ Paşam, Prensesim “ dememizi de gerektirmez..”
Tarzında minberden çarpıcı bir eleştiri yapılmıştır.
KENDİ MEMLEKETİMİZİ VE DİĞER ÜLKELERİ DÜŞÜNDÜM..
Güç ve kuvvet sahibi insanlar, çoğunlukla otorite gerektiren mevkilerde oturan idareciler olur. Kullandıkları otoriteyi ya devlet adına veya toplum adına kullanırlar. Bunun için herkes, bunlara saygı göstermesi ve talimatlarına uyması gerekir. Bu saygı, İdarecilerin yüklendikleri görevlerinden dolayı olmalı ve bu görevlerini icra ettikleri makamlarına karşı saygı duyulmalı..Görevlerini kendi kaprislerine, özel çıkarlarına veya şovlarına alet ettikleri zaman ise, saygı duyulmamalı.. Ancak bu şekilde herkesin hakkı korunur ve hak kullanılması söz konusu olur.
Dinimizde “ ululemre veya Ulul azme” itaat edilmesi ve saygı gösterilmesi istenir. Ancak kim olursa olsun zülme, insanlık dışı muameleye, adaletsizlik ve haksızlığa karşı dik durmayı da emir eder. Öyle ki “ Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır “ Hadis benzetmesi, çok ilginçtir. Şeyh Eyman Habip te bunu açıklamaya çalışmıştır.
İLGİ
Devleti temsil eden idarecilere saygı gösterilmesi hem dinimizde, hem de millet olarak örf ve adetlerimizde yer edinmiştir. Bu saygı, devleti ve milleti idare edenler için gösterilen ilgidir. Bu ilgi mutlaka olmalıdır. Ama eğer Önemli makamlara geldikleri zaman makamlarını “Ego “ larını tatmin etmek, başkalarına karşı makamlarını zülüm ve baskı aracı olarak kullanmak veya başkalarına hele hele kamuya ait mal varlığını kendi zimmetine geçirmek veya yakınlarına peşkeş çekmek veya böyle bir işleme seyirci kalmak tarzında davranışlara sahip olanlara ilgi duyulması ise yalakalıktır. İşte bu tip idareciler, halk tarafından kendilerini yemek üzere beslenmiş aslanlardan farkı olmayan görevlilerdir..” Layık olduğunuz idareyle idare edileceksiniz” şeklinde formüle edilmiş hadisi şerif de çok dikkat etmek lazım.!.
TEPKİ
Her işte ve herkes için tepki en az ilgi kadar önemlidir. Tepki sayesinde, önemli kişi ve kuruluşlar hata yapmaktan kurtulur. Genelde ilgi duyulan önemli şahsiyetlerin etrafında emme-basma tulumbası gibi iyi yaptıklarına da, kötü yaptıklarına da “ İyi, Güzel “ diyen insanlar olurlar. Önemli şahsiyetler de bu yüzden yanlış yapmaktan ve hata işlemekten kurtulamazlar. Ama yapılan iyi şeylere iyi, yapılan kötü işlere de kötü diyebilseler o zaman, önemli görevlerdeki önemli kişilerimiz kötü davranışlarda bulunmaktan alıkonulmuş olacaklar.
Belki de bu yüzdendir millet olarak her ferdimizin ağzındaki dua, “Allah kimseyi şaşırmasın, doğru yoldan ayırmasın..!” diyoruz.