Milletvekili seçimleri daha büyük ölçekli olmasına rağmen ve daha büyük çalışma ve propaganda gerektirmesine rağmen, belediye başkanlığı seçimleri kadar zor geçmiyor. Birisi ülke idaresi için seçimken, diğeri yaşanılan şehir idaresi için yapılan seçimdir. Şehir, ülkeye göre çok daha dar bir çevre sayıldığı ve Belediye başkanlığı tek kişi olduğu için kişisel analizler daha çabuk yapılıyor, başkan adayı kişinin bütün cemaziyülevveli hemen ortaya çıkıyor ve dedikodular propaganda bakımından çok daha çabuk adreslere ulaşıyor.
Bu bakımdan belediye başkanları seçimleri daha sıkıntılı geçiyor.
ASIL SIKINTI SEÇİMDEN SONRA BAŞLAR
Belediye başkanı seçildikten sonra artık çok sıkı bir rasat altındadır.Seçildiği günden itibaren seçmenin denetimiyle,ilgisiyle ve tepkisiyle karşı karşıyadır.Bütün adımlarını ölçülü şekilde atmak zorunda..
Hem kendi şahsının sorumluluğunu, hem de ailesinin ve yakın çevresinin sorumluluğunu üstlenmek mecburiyetinde..Yakın çevresinden gelebilecek her türlü töhmetin muhatabı artık başkanın ta kendisidir.. Belediyesini varsa kendi şahsına ve yakınlarına ait işyerlerinden,her türlü ticari ilişkilerinden uzak tutmak zorunda..Bu davranış resmi olmasa bile örfi olarak gereklidir..
Bu hassas noktaya riayet edenler de, etmeyenler de halk tarafından kısa sürede deşifre edilerek müspet veya menfi propaganda aracı haline getirilir.Bunu her zaman kendi yakın çevremizdeki başkanlar için görmek mümkün..!
Başkanın işi bu hassasiyeti göstermekle de bitmiyor. Başına geçtiği Belediyesinin her şeyinden artık sorumlu olmak zorundadır. Yapılan her uygunsuz iş ve yerine getirilmeyen her hizmetin faturası belediyesine, cezası ise doğrudan doğruya başkanına kesilir... Üstelik başkanın aleyhine geliştirilen en küçük bir şey, bakarsanız ki kötü niyetliler ellinde koskocaman büyük bir problem haline getirilmiştir. Başka bir ifadeyle pire, deve yapılmıştır.
SORUMLULUK BİTMİYOR..
Belediye başına seçilen başkan için, birçok sorumluluk birdenbire başlar. Başkan artık şehre karşı sorumludur, şehir adına yanında yer alan meclisine karşı sorumludur, siyaset yaptığı partisine karşı sorumludur, kendisine ve yakın çevresine karşı sorumludur. Yönetmeye başladığı belediye camiasına karşı sorumludur.
ŞEHİR HALKI OLAN SEÇMENLER
Mahalli İdarelerin bir özelliği de seçilen kişinin hizmet süresi bitinceye kadar, seçmeniyle aynı dar çevrede bulunmak ve yaşamak mecburiyetinde..Dolaysıyla hesaplaşmalar, restleşmeler ve dostluklar ister istemez aynı şehirde yaşanır ve iç içedir. Bu yüzden belediye başkanı milletvekili gibi değil, bir bakan gibi değil..Belediye başkanlığı devlet kapısı değil, aynı zamanda doğrudan doğruya halk kapısıdır halk.Ve halkla her gün yüz yüzedir.
Bu yüzden Belediye başkanı kapısını halka kapatamaz, kapatırsa halkı kayıp eder,sonuçta da kendisi kayıp eder..Halka yanı seçmene sürekli belediye kapısını, telefonunu, hatta evinin kapısını açık tutmak zorundadır..
Milletvekili seçimi gibi olmaz belediye başkanın seçimi..Onlar mazbatalarını aldılar mı bir dahaki seçime kadar gelmeseler dahi kimsenin umurunda olmaz.Mecliste hiçbir varlık göstermezseler dahi belediye başkanları gibi halk tarafından sorgulanmazlar..Hatta hatırlanmazlar da..Dahası var,seçtiğiniz milletvekili şehrinizin halkından bile olmayabilirler.Sizin tarafınızdan seçilip giderler ve bir daha da dönüp geriye doğru yüzünüze bile bakmazlar ama bunu pek kimse garipsemez..Nitekim kendi şehrimizden bile buna verebileceğimiz birçok örnek yaşanmıştır. Ama belediye başkanları için bunu ileri sürebilir misiniz?
KİŞİLİK DEĞİŞİKLİĞİ
Seçimden önce halkın ayağına gidip oy isterken takınılan mütevazi tavrı iddia ettiğiniz hizmet adamı kişiliğinizi,dönemin sonuna kadar muhafaza etmek zorundasınız..Başkalaşım ve kişilik değişikliği belediye başkanı için halk tarafından en nefret edilen şeydir.
Başkan olduktan sonra eğer elit kişiler dışında kimseyle görüşmek istemezseniz, geniş halk kitlelerine jakoben şekilde bakarsanız ve herkese açık olması gereken kapınızı sadece itibarlılara açık tutarsanız emin olun ki, halk sizi en ağır şekilde cezalandıracaktır. Üstelik zararınız sadece size değil, mensup olduğunuz partinize de ağır bir şekilde mal olacaktır.
HALKIN BEKLENTİSİ
Belediye başkanı makamına oturur oturmaz birçok kesim değişik beklentilere girer. Bunların başında da kendisine oy verip seçim kazandıran şehir halkının beklentisi gelir. Kendilerine yapılacak olan hizmetlerin beklentisi başlar:
-Acaba şehrin cadde ve sokaklarını temiz tutar mı, ?
-Yollarını asfaltlar, kaldırımlarına karo döşer mi, ?
-Sularlını akıtır, ulaşımını sağlar mı,?
-Şehre şekil ve biçim veren imar problemini çözer, içinde rahat dolaşılır, nefes alınır ve yaşanılır bir kent haline getirir mi, ?
-Varsa tarihi eserlerini gün yüzüne çıkarır mı, ?
-Esnafını ruhsatlandırır piyasa ve pazarları denetler kaliteli, güvenli ve sağlıklı bir hayat yaşanması için alışveriş hayatını disipline eder mi, ?
-Partili partisiz herkese karşı aynı mesafede durur mu?
-Kapısını herkese açık tutar mı?
-Zaman zaman halkın içine karışıp problemleri onlardan dinler mi?
-Etrafı denen birkaç yağdanlık çemberin içine kendisini hapis eder, sonra şehirden habersiz ve uzak olur mu gibi daha birçok beklenti...
( DEVAM EDECEK )