Mahalleye veya köye seçilen muhtar nasıl mahallede veya köyde yaşayan herkesin muhtarıysa şehre seçilen belediye başkanı da herkesin başkanıdır.Partisinden olsun veya olmasın,kendisine oy vererek desteklemiş olsun veya olmasın herkes için aynı eşit mesafede durmak mecburiyetinde..
Koltuğuna oturur oturmaz basın huzurunda büyük bir şov şeklinde yakasındaki siyasi rozetini çıkarıp kimseye karşı siyasi olarak yanlı davranmayacağını beyan eden belediye başkanları oldu.
Fakat aynı günün son yarısında siyasi görüşünde olmayıp daha önce liste edilen onlarca bürokrat, memur ve işçiyi görevinden alarak veya görev yerini değiştirerek icrata çarçabuk başlayanlar oldu. Bu girişimlerin sebebi sorulduğunda da " Kadromu kuruyorum " şeklinde kanunsuz, fakat birçok çevrece makul bulunan safsatanın arkasına sığındılar..
Üniversitelerde bu iş biraz daha nezaket kuralları içinde gerçekleştiriliyor. Rektör değişmesiyle birlikte mevcut kadro değişmeye başlıyor.
Genelde eski görevlerde olan rektör yardımcıları, dekanlar ve yardımcıları, seksiyonların daire başkanlıkları dilekçelerini hazırlarlar, nezaket kuralları içinde yeni rektöre sunarlar, görevlerini de yerlerine gelen yeni kadroya teslim ederler.
Üniversitelerimizde kadro değişimi ve kadrolaşması maalesef artık gelenek haline gelmiştir.
Üniversitelerde görev değişimi bu nezaket davranışı içinde gerçekleşirken belediye ve diğer kamu kuruluşlarında daha taraflı ve kabaca yapılagelmektedir.
Bu davranış, hiç kimse için doğru değildir. Çünkü bu davranış, partizanca bir davranıştır. Henüz isimlerini belki bilemediğin, nasıl beceri ve kapasiteye sahip olduklarını henüz tespit edemediğin kurum elemanlarını, senin kadrolarında yararlı olamayacaklarını nasıl anladın da görevlerinden aldın veya görev yerlerini değiştirdin..
Bunu kimseye anlatamazsınız..
Ama belediye ölçeğinde Belediye başkanı olarak başlattığın çalışma temposuna ayak uydurmayan personel tespit edersen, bulunduğu görevini gerçekten yapmaktan aciz kalan varsa veya senin siyasi görüşün nedeniyle kendi görevini savsaklayıp işini zamanında ileri götürmek istemeyen art niyetliler varsa, bunları görevlerinde ısrarla tutmakta o işletmeye adeta ihanet etmek demektir.
İLKELLİ SİYASİ KİŞİLİK
Başkan ne içerde kendi personel camiasına karşı, ne de belediye alanındaki vatandaşa karşı partizanca davranmamalı..Kendi siyasi kişiliğini de tam bir olgunluk ve babacan davranışı içinde korumalıdır.
Kısaca siyasi misyonuna sahip olmalı ve bunu iyi bir vizyon içinde sergilemeli..
Mensup olduğu siyasi partisinin programını,ilkelerini,amaçlarını ve hedeflerini çok iyi bilmeli..
Ülke hizmetindeki politikalarını az ve öz olarak anlatabilmeli..Ancak böylece hem kendi siyasi şahsiyetini gereği gibi temsil etmiş olacak, hem de kendi misyonunu ve taşıdığı siyasi partisinin bayrağını başarı burcuna taşıyarak dikmiş olacaktır.
Yoksa rastladığı başka partilere mensup itibarlı kişilere;
-Aslında sizin partinin şu,şu politikalarını çok beğenirim. Bir bakarsınız siyasi adresim değişmiştir tarzında imalı tavizler vererek..Veya ben de eskiden sizdendim. Her ne kadar gövdem burada da olsa, bilin ki ruhum orada diyerek..Veya şurada,burada bana destek olun, vallahi zaten hep sizden destek görürüm,hem de kendi partimden kat kat fazla gibi isteklerde bulunarak..Veya personel kitlesinden siyasi grup haline gelmiş kesimlerle gizlice temasa geçip onlara imtiyazlar tanıyarak " Çocuklar kimseye sakın söylemeyin, ben de sizdenim " gibi ilişkilere ihtiyaç duyarak yakınlaşırsanız, asla ilkelli ve istikrarlı bir siyasi kişiliğe sahip olamazsınız..!
BELEDİYESİNİ PARTİSİNDEN UZAK TUTMAK..
Belediye, yerel olarak halka hizmet vermek için kanunlarla kurulmuş resmi kuruluş..Parti ise bu kuruluşun başına geçip halka bu parti adına hizmet vermek üzere teşekkül eden siyasi araçtır araç..
Daha basit bir tanımla belediye başkanı olmak için bir siyasi parti aracılığıyla veya bağımsız olarak aday olup seçimde en fazla oy toplayarak belediye başına geçmektir.Bu yüzden çok hassas davranılması lazım..
Hem partisine olan aidiyetini unutmayacak,partisi adına aynı zamanda kendi adına hizmet verecek, hem de partisinin teşkilatlarını belediye idare ve yönetiminden uzak tutacaktır.Bunu birçok belediye başkanı başaramıyor.
Öyle ki başkanın mensup olduğu siyasi partisinin teşkilatları belediyede olan ihaleleri ve benzeri rantları almakla kalmıyor, belediye müdür ve amirlerine direktifler verebiliyor, gerektiğinde sorgulayabiliyor hatta daha da ileri gidilerek kaba tarzda baskılar ve tehditler yapılabiliyor..
Bunlara göz yumup teşkilatlarının gerisinde kalan başkanlar, asla personelleri üzerinde hakimiyet kuramazlar ve güven telkin edemezler. O oranda da başarı oldukları doğal olarak beklenemez.
Teşkilatıyla belediye idaresi arasına perde koyabilenler, başka bir ifadeyle belediyesi adına sadece kendisi partisi ve teşkilatları karşısında dik ve geçilmez durabilen belediye başkanları da kendi belediyesi ve seçmen kitlesi ile kamuoyu tarafından sevildikleri için hizmette çok ileri gittikleri söylenebilir.
Vaktiyle bir yan belediyemizde başkanın partisine mensup bir belediye personeli partili olmasına güvenerek işçilerin tamamına kaba ve galiz şekilde hakarette bulunur. İşçilerden onurlu ve gözü pek iki delikanlı, terbiye sınırı aşan adamı güzel bir şekilde döverler.
Parti bu olay karşısında ayağa kalkar, belediye telefonları kilitlenir hale gelir..Vay be..! Partili de kendi belediyesinde dövülür mü, yanı bu kadarı da fazla..Gibi töhmet ve ithamların uzanmasına fırsat bırakmadan belediye başkanı olayın iç yüzünü tam öğrendikten sonra;
-Hem öyle dövülür, hem de işinden kovulur diyerek partili saldırganın işine son verir.
Bu hadise günlerce şehrin her kesiminde ve siyasi mahfillerde konuşulur,durur..
Ama daha sonraki birçok belediye başkanına da güzel bir örnek olur..
( DEVAM EDECEK )