İçinde bulunduğumuz 2008 yılını, Kıbrıs’taki Türk varlığının devam etmesi açısından son derece yaşamsal önemde bir yıl olarak tanımlamak olasıdır.
Öncelikle adadaki var olma mücadelesini tetikleyen Kıbrıs Türk Kültür Derneği 60. gençlik yaşına ulaşmıştır.
Bu bağlamda kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın 50. yılına ulaştığını da belirtmek durumundayız.
Et ve Tırnak gibi birbirinden ayrılması olanaksız olan bu kuruluşların verdiği onurlu mücadele sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 25. delikanlılık yaşına ulaşmış bulunuyor.
Ulaşılan bu başarıyı, günümüzde bazı aymazların yok saymayı yeğlediklerini de söylemek zorundayız.
Bu onurlu mücadeleyi yok sayanların, bu mücadelenin verilmemiş olması halinde isimlerinden başlayıp nerelerde olacaklarının yanıtını da vermek durumundadırlar.
Konuya ilişkin olarak düzenlenen uluslararası bir sempozyumda bilim insanları bir hafta boyunca değerlendirmelerde bulundular. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın silahlı mücadelesinin yanı sıra mücadelenin sosyal ve kültürel boyutu da irdelenmiştir.
“Kıbrıs Türk Milli Mücadelesi ve Bu Mücadelede Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Yeri” konulu sempozyumda tartışılan konuların, kısa bir süre sonra kitap halinde yayınlanacağını da duyurmak istiyoruz.
Bu tartışmaların yapılabilmesi için, aradan 50 yılın geçmemesi gerektiğini de belirtmek durumundayız. Bir ilk olması açısından geleceğe yönelik olarak bazı adımların atılması gerektiği konusunda birlikteliğin sağlanmasını bir kazanç olarak değerlendiriyoruz.
Dün geride kaldığına göre, Kıbrıs adasında yaşanmış olan olaylara Azerbaycan’ın bakışını ve duruşunu da paylaşmak istiyoruz. Kısa bir dönem önce de olsa Azerbaycan’ın kaderini belirleyen saygıdeğer Ebulfez Elçibey’in, ülkesindeki bilim insanlarından, Kıbrıs’ı ve Kıbrıs Türklerinin mücadeleleri konusunda çalışmalar yapmalarını istediği anlatıldı.
Buna koşut olarak yapılan çalışmaların da tanıtıcı yayınlar basın ve yayın kuruluşlarında 1992 de başlatıldığı vurgulandı. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın mücadelesini örnek almak istediklerini bizzat saygıdeğer Elçibey’in istediği vurgulandı.
Azerbaycan basın yayın kuruluşlarında yer alan yayınların diğer Türk Cumhuriyetlerinde ne yazık ki yer almadığı, bir haftalık çalışmalar sırasında dillendirilmiştir. Türkiye’deki benzer kuruluşların bu konuda yaya kaldığı ve gerekli ulusal duruşun gösterilemediği belirtildi.
Geçtiğimiz 2007 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in çağrısı üzerine Bakü’de düzenlenen “Azerbaycan ve Türk Diaspora Dernekleri 1. Şurası”nda yukarıda dillendirilenleri bizzat yaşadığımızı da yinelemek durumundayız.
Benzer duruş, geçtiğimiz Mart ayında Berlin’de düzenlenen toplantılar sırasında da yaşanmıştır.
Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Kıbrıs’ta verdiği mücadele ile Anadolu coğrafyasında verilen onurlu mücadele bire bir örtüşmektedir. Saygıdeğer Ebulfez Elçibey, her iki mücadeleden ders alınmasını istiyordu.
Anadolu coğrafyasında verilen mücadelenin gerçek tanıkları aramızda değillerdir. Buna karşın Kıbrıs’ta mücadele edenlerin büyük çoğunluğunun yaşamlarını sürdürdükleri biliniyor. Bu nedenden olacak Türk Mukavemet Teşkilatı’nın mücadelesinin örnek alınmasını istemiştir diye düşünüyoruz.
Verilen bu mücadele sonrasında hep birlikte onur duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu onurun hepimize yeter olduğunun unutulmaması gerekiyor.
Bu onurlu mücadele, günümüzde bilinçli olduğu izlenimini veren bazı sapık düşünce sahiplerince çarpıtılmak istenmektedir.
Bu onurlu mücadelelerin yasa dışı oluşumlar olarak değerlendirilmesi aymazlık ötesi bir yaklaşımı çağrıştırmaktadır.
Bu bakış ve yaklaşımlardan da üzüntü duyduğumuzu da belirtmek durumundayız.
SEVGİ ile kalınız…