ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
Yaylaözü'nde 5 ev, 2 ahır ve 2 samanlık yandı
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
İspir'de temmuz ayında kar sürprizi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi

İsmail Bingöl

Kanaat Medeniyetinin İnsanları…
7 Eylül 2009 Pazartesi

Öğüt vermek kolay iş gibi gelir insana… Onun için de, yerli yersiz, haklı haksız, durmadan öğüt veririz çevremize… Gerçekte çok iyi bir davranıştır da… Yalnız bir ayrıntı var ki; o da verdiğimiz öğüde ne kadar riayet ettiğimiz, öğüt verirken ne kadar samimi olduğumuz… Verdiğimiz öğüdün ne kadar gereğini yaptığımız… Karşımızdakine söylediğimizin biraz olsun gereğini yapmak bile; öğüdü verirken, daha tesirli olacağı düşüncesini doğurmaz mı zihnimizde… Zira öyledir de… Sigara içenin, sigara içmeyin, zararlıdır “” demesiyle; hayatında sigara içmemiş veya sigara içipte zararlarını gördükten sonra bırakmış birisinin bu konuda söyleyeceği sözün tesiri aynı mıdır? Sözün özü; her ne yapıyorsak samimiyetle yapmamızda düğümlenmektedir.

            Kanaat en büyük zenginliktir; deriz hep… Bu deyimin oluşması; inancımıza, kültürümüze ve tecrübeyle edinilen bilgiye bağlıdır. Ve bu sözde anlatılmak istenenden hareketle, bir kanaat medeniyeti oluşturmuşuz millet olarak… Dünya yüzünde; sanatta ve mimari de ve buna bağlı olarak şehirleşmede, medeniyetler oluşturan milletler var. Biz de bu çeşit medeniyetler oluşturmuşuz. Ancak bunun yanında; insanı ve ruh dünyasını merkeze alan; başka medeniyetler de oluşturmuşuz. Belki bunlar isim olarak o kadar yaygın değil ama; merhametimizden mülhem bir “gözyaşı medeniyeti”; yoksulu, eli darda olanı gözeten bir “kanaat medeniyeti” de bunlardan bazıları… Ayağımızın bastığı yerlerde hâlâ adımızın merhametle, insana duyduğumuz şefkatle anılmasına yol açan yönlerimiz bunlar… Bunlardan uzaklaştıkça; kendimizden ve insanlığımızdan uzaklaşıyor ve gittikçe; hem başkalarının ve hem de kendi gözümüzde küçülüyoruz.

            Geçenlerde bir arkadaşımın anlattığı ve gerçekten bizi çok iyi tarif eden -geçmişte olduğu gibi, bu gün de-, etmesi gereken bir örnekle devam edelim cümlelerimize…. Diyor ki arkadaşım; “Mısır’dayız ve birkaç Mısırlıyla bir aradayız. Söz döndü dolaştı ve milletleri tanımlayan kelimelere geldi. Mısırlılara sordum; ‘Türk’ deyince aklınıza hangi kelime gelir. Hepsi ittifakla; ‘Merhamet” kelimesini telaffuz ettiler. Bir başka millete mensup kişilerce böylesine güzel bir kelimeyle hatırlanmak ne hoştu. Hakikaten gururlandım.…”

            Bugün bile dünyanın dört bir yanına gücümüzün fevkinde yardımlar götürmeye çalışıyor olmamız bunun en güzel delili değil mi?

            Ne yazık ki şunu da hemen belirtelim ki; böylesine büyük medeniyetin çocuklarının, günümüzde gerek birbirlerine ve gerekse; ataların bıraktığı kültürel mirasa ettiklerine dair, bazen gazetelerde yayımlanan haberleri okudukça; üzülmemek ve kendi kendine şu soruyu sormamak mümkün değil: “Bu kadar kısa zamanda nasıl bu hale geldik?” Mal edinmek uğruna, her türlü yolsuzluk ve hırsızlık, adeta mübah hale geldi, adeta övülür oldu.

            Nasıl oldu da; “kanaat medeniyetinin insanları”, menfaatleri söz konusu olunca bu kadar kabalaşabiliyor ve bu kadar kendinden geçiyorlar bugün... Hem de; bir ekmek, bir su kuyruğundaki en küçük menfaat bile; ramazan günü onu kavgadan alıkoyamıyor. Halbuki; Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ifadesiyle, "Türk mazisi, o devirlerin idrakine göre şefkatin, merhametin yüzlerce abidesini vücuda getirmiştir."

            Tabii ki kanaatkâr olmak; para kazanmamak, mal mülk edinmemek anlamı taşımamalı… Ancak; kazandığından, imkân elverdiğince başkalarına da verebilme cömertliğini ve alicenaplığını gösterebilmeli… Yani; ne kadar zengin olursa olsun, gözü doymadıkça o kişiye zengin denemez ve insanın gözünü de bir avuç toprak doyurur ancak…

            Aslında gerçek zenginlik, tıpkı şu kıssa da anlatıldığı gibidir:

            Başlangıçta Türkistan taraflarında bir bölgenin hükümdarı yani dünya sultanı iken, vâkî olan bazı ikazlarla hükümdarlığını bırakıp maneviyat sultanı olmaya azmeden, bunu da gerçekten başaran İbrahim Ethem (VIII. y.yıl);  dünya malına karşı o kadar tenezzülsüzdü ki, kimseden bir şey istemez ve beklemezdi. Nefsini yokluğa ve mahrumiyete o derece alıştırmıştı ki, devrinde bir benzerine rastlanamazdı. Amaç edindiği ve ulaşmayı başardığı yokluk ve mahrumiyeti o derece aşikâr, o derece göze batıcı idi ki, görenlerde kendisine yardım hissi uyandırıyordu.

            İşte bunun için de; varlıklı bir kişi İbrahim Ethem'e yardım etmek istedi. İbrahim Ethem: - Yardımını gerçekten zenginsen kabul ederim, dedi. Adam gerçekten zengin olduğunu, bir şeye ihtiyacı bulunmadığını söyledi. Büyük veli sordu: “- Ne kadar paran var? “ “- Üç bin altınım var. “ “- Dört bin olmasını istemez misin? “ “- Elbette isterim.”  “- Beş bin olmasını?” “- İsterim.” “- On bin altının olsa çok sevinirsin değil mi?” “-Şüphesiz çok memnun olurum.”

            İbrahim Ethem’in verdiği cevap, kanaatin en büyük zenginlik olduğunu ispatlar niteliktedir:

“- Zengin olduğunu söylüyorsun ama, sen gerçekte züğürdün birisin. Sen; on bin değil yüz bin altının olsa yine kanaat etmez, fazlasını istersin. Kanaati olmayan insan zengin sayılmaz. Gerçekten zengin olsaydın yardımını kabul edecektim.”

            Yeniden kanaat medeniyetinin insanları gibi yaşamak günümüzde belki zor, ama bunun için, az da olsa gayret etmek de az şey olmasa gerek…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gürhan Özorhan 7 Eylül 2009 Pazartesi  02:46

Sayın Bingöl,yeniden kanaat medeniyeti insanları gibi yaşamak için,Başta cumhurbaşkanı ve oğlu,Başbakan ve oğlu,Bakan unakıtan ve oğlu,daha birçok isimlerini sayamadığım vekil ve bakanların,Cemaat,tarikat agalarının,siyasi topaçların,tüccar,holding sahibi akreplerin,maddi ve manevi duygularımızı sömüren basının aç çakallarını,Sanat dünyasının doyumsuz şaklaban şenpezanlerini,sendika patronlarını,haramdan göbeğini taşıyamayan bürokratı,daha binlerce sülük ve akrepleri doyurmadıkça, bu topraklarda sizin bahsettiğiniz kanaatkar insanları bulmak münkünmü.? Azda olsa gayret etmek için insanları bulup buluşturmak için nasihatta bulunmak sadece abesle iştikaldir.İnsanı yaşatki devlet yaşaşın zihniyeti,tersine işledikçe bu milletin huzura kavuşacağına inanlardan olmadığımı söylemem,açık ve doğru düşündüğümün isbatı değilmi.Çok doğru ve düzgün şeyler yazmama,karamsarlığım değil,ülkemin gidişatının iyiye gitmediğindendir.Keşke sizin gibi azda olsa,gayret diyebilsem.Baki selamlar Ülkü ile kalınız

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva