İlginizi çeker diye böyle bir soru cümlesiyle girdim bu haftaki yazıma… Belki daha çok kişi okuma zahmetine (Böyle bir kelime kullanmamı lütfen mazur görünüz. Çünkü ülkemizdeki gerçek okuyucuların, daha doğrusu; spor ve magazin dışındaki yazıları okuyanların sayısı, okuma-yazma oranı bu kadar artmasına karşın, yazılmasından utanılacak bir yüzdeye tekabül ediyor. Nüfusu bizden kat be kat düşük ülkelerin bile, okuma oranları, kitaba, dergiye, gazeteye verdikleri değer, ne hazin ve ne acıdır ki; bizden çok çok ilerde… Toplumu ciddi manada meşgul eden ve hatta bazen umutsuzluklara sevkeden çalkantılar, olaylar ve ölümler üzerine düşünürken, bu noktayı dikkate almadan doğru bir teşhiste bulunulamayacağı unutulmamalıdır.) katlanarak, bu parkın nerede olduğunu merak ederek, gezip görmek isterler.
Belki inanması biraz zor ama (Böyle yazmamızın sebebi; çoğunuzun da bildiği gibi, birçok konuda, bırakın yurt dışını, yurt içinde bile aşağılarda yeralmamızdır.), başlıkta yazdığımız sıralama doğru ve bu güzel işe imza atanlar tarafından ifade edilmiştir. Yani; dünyanın en yüksek yedinci noktasında kurulmuş olan botanik parkı Erzurum’da ve hemen yakınınızda…
Atatürk Üniversitesi tarafından yapılan ve Dünya genelinde ilk 10 içinde yeralan ATAPARK BOTANİK BAHÇESİ, 18 Haziran tarihinde görkemli bir törenle açıldı ve bambaşka bir güzelliğin sergilendiği bir alan olarak halkımızın istifadesine sunuldu. Mezunu olmaktan gurur duyduğum üniversitemin, dolaşırken burnuma bin bir çeşit rayihanın geldiği böyle bir çalışmaya imza atmış olması, takdire şayandır. Zira; ehlinin söylediği gibi, "Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir." Belki bu cümleler de, küçük bir iltifat olması kabilinden daha önce yazılmalıydı; ama nasip bu zamanaymış.
Deniz seviyesinden 1850 metre yüksekte oluşturulan ve üç yıl süren sıkı bir çalışmayla hazırlanan parkta, Doğu Anadolu’ya has özel bitkiler, ağaçlar koruma altına alınarak, kışın hava sıcaklığının sıfırın altında 33 dereceye kadar düştüğü Erzurum’da, ıhlamur ağacı bile yetiştirildiği anlatıldı açılışta… (Burada bir şey yetişmez iddiasında olanlara duyurulur.) Erzurum-Erzincan karayolunun başlangıç noktasındaki Atatürk Üniversitesi kampusu içerisinde yeralan yaklaşık 350 dönüm arazi botanik parkına ayrılmış ve bu alanın ilk aşamada 100 dönümü kullanılmış. Birinci bölümü havuzlar, köprüler, değişik bitki türleri, yürüme yolları, oturma yerlerinden oluşan parkta; yerel bitki örneklerinin yanı sıra egzotik bitki türleri, bölge şartlarına dayanıklı meyve ağaçları da bulunuyor.
Avrupa’da kişi başına 20 metrekare olan yeşil alanın, Erzurum’da 1 metrekare olduğunu hatırlatırsak, binlerce bitki çeşidiyle yeni bir yaşam alanı oluşturmanın hedeflendiği böyle bir çabanın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılır.
Açılışta konuşma fırsatı bulduğumuz, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz; ağaçlar ve bitkilerin büyük bir bölümünün, ilk kez şiddetli bir kış geçirdiğini ve bahara sağlıklı olarak merhaba dediklerini belirterek, İKİNCİ KISMINDA ise, Türkiye'de bir parkta ilk olarak çok özgün bir Türk bahçesi tasarımına başlandığını ve saygın bilim adamlarının katılımıyla, Türkiye'deki en kapsamlı botanik bahçesinin yapılacağını, inşaat çalışmalarına eylül ayında başlanarak, 2009 yazında; geleneksel avluları, donatıları, evleri ve bitkileriyle, hatta değişik evcil hayvanların bulunacağı bahçenin gezilebileceğini söyledi.
Yine hocanın verdiği bilgiye göre; yurt dışında Türk bahçesi bulunmasına rağmen, ülkemizde, maalesef Japon ve Rönesans bahçeleri varmış, ama Türk bahçesi yokmuş. Bu ise; yapılan işin önemini daha da artırıyor. Duvarıyla, çeşmesiyle, yolları ve bitkilerimizle ideal bir Türk bahçesi nasıl olmalı, işte burada o yapılmaya çalışılacak.
Arada bir dolaştığım ve etrafımı saran manzarayı seyrederken adeta nefes aldığım bu çalışmaya emeği geçenlerden, başta Atatürk Üniversitesi eski Rektörü Yaşar Sütbeyaz’ı, Ziraat Fakültesi Dekanı Mükerrem Kaya’yı, Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz’ı ve katkı sağlayan herkesi tebrik ediyor, ikinci bölümünün açılışını da heyecanla bekliyorum.
Atatürk Üniversitesinin 15. Rektörü olarak göreve başlamış olan Prof. Dr. Hikmet KOÇAK ‘ın, internet sitesindeki “mesaj” bölümünde dile getirdiği; “Makam ve görevler geçici, kurumlar kalıcıdır. Bu anlayışla Atatürk Üniversitesi’ni, görevi devraldığımız noktadan çok daha ileriye götürmek için canla başla çalışacağım.(…) Çağdaş, dürüst, adil, katılımcı, saydam, sevgi ve saygı yaklaşımlı yönetim anlayışı ile problemlerin çözülebileceği, güçlüklerin aşılabileceği kanısındayım.” sözlerinden hareketle, ATAPARK BOTANİK BAHÇESİNİN ikinci bölümünün söylenilen zaman diliminde gerçekleştirilerek, bu projenin tamamlanacağına ve bunun yanında daha nice güzel çalışmalara imza atılacağına yürekten inanıyor; bu vesileyle zatıalilerine yeni görevinde başarılar diliyorum.
Son cümle: Dünyanın en yüksek yedinci noktasında oluşturulan botanik parkını en kısa zamanda mutlaka geziniz ve Erzurum halkı olarak bu güzelliğe sahip çıkınız.
NOT: Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun.