Helal gıda tüketimi dünyanın her tarafında artınca “ Dünya Helal Forumu “ düzenlendi. Son zamanlarda helal gıdalar için yapılan talepler dikkat çekmişti. Forumda dile getirilen bu gelişme, 2009 yılı bazında 632 milyar dolar olmuş.  Buna Müslüman olmayan tüketicileri de ilave edersek bu rakamın daha da yükseleceği bekleniyor.
Uzmanlara göre dünya helal pazarını oluşturan helal gıda ve helal gıda üretimi ile buna ilişkin hizmetin yıllık miktarı 1,2 milyar dolardır.
Dünyanın her yanından helal üretime yapılan siparişlerin tamamı Müslüman kesimden gelmiyor. Bunu dikkate aldığımızda diğer dinlerin ve çeşitli ırkların” helal” logosunu taşıyan ürünleri tercih ettiklerini görüyoruz. Bu yüzden Mümkün olduğu kadar helal imalat potansiyelini genişletmek lazım..
Kaynaklara göre dünyadaki helal ticaretinin yüzde 80’i Müslüman olmayan ülkeler tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor. Hatta en çok ihracat yapan büyük devletler kendi ekonomilerinin yararı için “ Helal “ logosunu kullanarak daha çok ihracat yapmaya başladılar.
Batı’da helal ürünlerin büyük tedarikçilerinin başında ABD, Kanada, Brezilya, Yeni Zelanda ve Avusrturalya gelirken, Doğuda; Tayland, Malezya, Filipin, Endonezya, Singapur ve Hindistan gelir. Helal Ürünlerin pazarı bu şekilde genişleyince görürüz ki helal ürünlerin kalitesi arttı. Bu yüzden helal ürünlerin kalitesi en yükseğe çıktığı sayılır.
Avrupa'daki helal gıda piyasasının değeri 66 milyar dolar..Bunun 17 milyar doları  sadece Fransa'ya ait..  İngiltere'deki helal et satışı yıllık 600 milyon dolar..
Diğer ülkelerin helal gıda tüketimi yıllık olarak;
- ABD'deki Müslümanların yıllık helal gıda tüketimi 13 milyar Dolar,
- Körfez ülkeleri ise yılda 44 milyar dolar,
- Hindistan'daki helal gıda ticareti 21 milyar doları aşar,
- Dünyanın en büyük Müslüman ülkesi Endonezya'nın yıllık helal gıda harcaması da 70 milyar doları geçiyor.”
HELALA DİNİN BAKIŞI
-Kur’an-ı Kerim’de, “Allah’ın size helal ettiği o temiz ve güzel şeyleri kendinize haram kılmayın. Haddi aşmayın; çünkü Allah haddini aşanları sevmez.” ayetiyle müminler ikaz edilmişlerdir.
-“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın.
-Bedenine haram gıda giren bir kimsenin duası kırk gün müddetle Allah katında kabul olmaz. Bunun sebebi, vücuda giren bir lokmanın tamamen tasfiyesinin biyolojik olarak kırk günde gerçekleşebilmesi keyfiyetidir.
-Esas mesele para kazanmak değil, helal kazanmak olmalıdır. Haramda hayır yoktur, bereket yoktur.
  HASSASİYETİMİZ...
Milletimizin bin yıllık kültürü içinde sayısız haram ve helal ile ilgili olay vardır. Başkasına ait bir mala, eşyaya izinsiz el koymaktan veya dini bakımından yenilmesi, içilmesi haram olan şeyleri kullanmaktan Anadolu insanı hep kaçmıştır.
Helal-Harama riayet etmek Milletimizin oldum olası temel dinamiklerinden birisi olmuştur. Askerimiz bile sefere giderken girdiği gayrimüslimin bağıdan kopardığı salkım üzümün parasını bir çıkına koyup üzümün dalına asarak giderdi. Müslüman malına, eşyasına, hizmetine, mahremiyetine ve bütün kul haklarına karşı da bu hassasiyeti her zaman gösterirdi.
Ya şimdi..! Bu konuda herkese önerim şudur: Kendimizden başlamak suretiyle yakın çevremizde mutlak anlamda helal- Harama ne derecede riayet ettiğimizi bir ölçelim ve o noktadan ne kadar uzaklaştığımızı görelim.
Belki o zaman toplumsal hastalıklarımızın sebebini öğrenmiş oluruz..!