Günümüze kadar yaşanan savaşların birçoğu, din ve mezhepler yüzünden meydana geldiğini biliyoruz. İslam dini mensuplarıyla diğer dinlerin mensupları arasında yaşanan savaşlar başta olmak üzere, özellikle Hıristiyan dinin kendi mezhepleri arasında meydana gelmiş acımasız savaşlar çoğunluğunu teşkil eder. Bizans imparatorluğunda ve mezhepler arasında yaşanmış savaşlar ile Avrupa kıtasında Paris’te ve İrlanda’da yaşanmış misilleme katliamları, Hıristiyanlar arasındaki savaşlara örnek teşkil eder. Müslümanlara karşı yapılmış dizi dizi haçlı seferleri de, dinler arası savaşlara örnek olabiliyor.
Ama bu nereye kadar devam eder?
Bugün komşumuz Suriye’de veya Afrika’nın küçük ülkesi Mali’de veya dünyanın başka bir yöresinde eğer çatışmalar acımasız şekilde hala devam ediyorsa ve yüz binlerce insanın ölümüne sebep oluyorsa savaşlar devam ediyor demektir...
Oysa dünya, savaşların bitmesini bekliyor, uluslar arası uzlaşmaların sağlanmasını istiyor, insanoğlunun huzurlu ve rahat yaşamasını diliyor..Bu amaçla;
Daha geçenlerde Dünya devletleri toplanarak uluslar arası medeniyetler ittifakında dünyanın meselelerini konuştular. “ Dünya Medeniyetler İttifakı 5.forumu “na damgasını vuran Başbakanımızın konuşmasından bir parça:
“ Medeniyetler İttifakı, Şu anda 100’ü aşkın ülke ve kuruluşlarla destek bulan bütünleşen bir yapıya ulaşmıştır. Açıkçası Medeniyetler İttifakı’na diyaloga, uzlaşmaya, hoşgörüye daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten, böyle bir dönemden geçiyoruz. Dünyanın çeşitli bölgelerinde ırkçı saldırıların ivme kazandığı, terörün daha fazla can aldığı, dinlerin ve mezheplerin birbirine daha anlayışsız davrandığı bir manzarayla karşı karşıyayız. Böyle bir manzara karşısında önümüzde net 2 seçenek vardır. Ya ellerimizi, kollarımızı kavuşturup oturup olanları izleyecektik ya da bu gidişe dur demek için harekete geçecektik. Oturup izlemek şüphesiz ki kolay olan seçenektir. Biz kolay olanı değil, zor olanı seçtik. Oturup izlemektense harekete geçmeyi bu olumsuz tabloyu olumluya çevirmek için mücadele etmeyi tercih ettik” dedi.
DÜNYANIN BAŞKA BİR YANINDAN BİR SES

Al hayat gazetesinden( TERCÜME )
“ Kanada, Dünya Dinlerinin özgürlüğünü savunur.
Ottowa – AFP Ajansı, Tarih 20 Ocak 2013-Çarşamba günü
Kanada, kendi dışişleri Bakanlığına bağlı bir yetkili komisyon kurdu. Komisyon dünyadaki dinlerin özgürlüğü için çalışacağını ilan etti. Başbakan Stephen Harper, Dinlerin Özgürlüğü için bir ofis kuracağını ta Haziran 2011 de vadettiğni söyledi. Bu ofis, Andrew Bennett liderliğinde ve elçilik düzeyinde çalışacağını belirtti.
Harper “ Prensip sahibi adam, dünyada dinlerin özgürlüğüne hizmet eden ve derin düşüncelere sahip olan kimse demektir” diye ilave etti.
Ayrıca bu işlerin tamamı, Kanada’nın dış siyasetinin baş hedefi olacaktır dedi.
Harper “ Bu ofis, Toronto Bölgesinde inşa edileceğini ve Ahmediyye Camisinde namaz kılanların namaz kılınma şeklinin esas alınacağını ve bu da reformist İslami hareketin bir parçası olduğunu “ söyledi.
Harper, karşılaşacağı sıkıntıları bildiğini de belirtti;
- Bahailer ve Hıristiyanlar arasındaki ihtilaflar,
- İran’da Müslümanların Ahmedileri ve Şiileri arasındaki uyuşmazlıklar,
-Pakistan’da Hıristiyanlar, Sihler ve Hindular arasında olan anlaşmazlıkları,
- Çin’de Tibetlileri tanımayan Hıristiyanlar ve Falun Gonglar çatışmaları,
- Mısır’da Kıptiler,
-Irak’ta Şii Hacılar,
-Nijerya’da Hıristiyanların baskınları..gibi sıkıntılar var.
Ofisin Yıllık bütçesi şimdilik 5 milyon dolar civarında olup ve en az  Bennett gibi 5 kişilik bir heyetle çalışmaya başlayacak..”
Dünya, huzurun ve barışın baştanbaşa hakim olduğu dönemlere ulaşması dileğiyle..!