ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
6 kilo 300 gram metamfetamin ele geçirildi
6 kilo 300 gram metamfetamin ele geçirildi
Polis adaylarına yangın eğitimi verildi
Polis adaylarına yangın eğitimi verildi
Hayali gerçek oldu
Hayali gerçek oldu
Meteorolojiden Erzurum için yağış uyarısı
Meteorolojiden Erzurum için yağış uyarısı
Giorbelidze 2027’ye kadar Erzurumspor’da
Giorbelidze 2027’ye kadar Erzurumspor’da

İsmail Bingöl

“Çığlık Çok Geç Olmadan…”
3 Mayıs 2010 Pazartesi

Şehir kimliği içerisinde; o şehrin coğrafyasını yansıtan, kültürel kimliğini ortaya koyan ve yaşantısından izler taşıyan evlerinin ne kadar önemli olduğunu atalarımız bıraktıkları eserlerde bihakkın göstermişler. İnsan ve şehir arasındaki ilişkinin belki de en can alıcı, en belirgin tarafı, ömrümüzün büyük bölümünü geçirdiğimiz evlerimiz… Dış yüzeyi ile şehrin kimliğine önemli katkılar yaparken, iç mekânıyla huzurun, inancın ve bize özgü değerlerin yaşatıldığı yerler… 1999 yılında Dergâh Yayınları Erzurum Kitaplığı serisinden çıkan “Türkülerde Yaşayan Şehir” adlı kitabımızda “Kimliksiz Şehir” başlıklı yazıda sormuşuz:

            “…ayakta kalmaları şehir açısından hiç bir önem arzetmeyenler bir tarafa, geçmişin Erzurum'unun güzelliğinin ispatı niteliğinde olan evler niçin kendi hallerine terkedildi, bir an önce yıkılmaları için harap olmalarına göz yumuldu? Bu vebâl kimin?”

            Geçmişin sıkıntılı dönemlerinde o günün varlıklı kişileri tarafından yapılıp, yakın zamana kadar ayakta kalmayı başaran evlere sahip çıkamamayı nasıl ve hangi gerekçeyle açıklarız gelecek kuşaklara? Ve yine kitaptan devam edersek; “… niçin en azından köklü ailelerin oturduğu ve mimarî açıdan da bir devri hatırlatan evler korunmaya alınmadı? İkliminin soğuk olmasının da etkisiyle, kendine has bir tarzda ortaya çıkan bu evlerin göz göre göre yok olmasına niçin izin verildi?...

            Mesela, Prof. Dr. Haşim Karpuz'un "Erzurum Evleri" adlı kitabında zikrettiği evlerden kaçı bu gün ayakta... Kaçı göçüp gitmiş ya da göçüp gitmeyi bekliyor.

            Zırnıklı Vehbi Bey, Cevat Dursunoğlu, Kadıhafızoğulları, Müftü Solakzade ve İbrahim Hakkıoğulları gibi sayısı kırka varan bu evlerden bugün hangileri duruyor? Zamanında korumaya alınarak, restorasyonu yapılsaydı, şehrin estetiğine ne gibi katkıları olabileceği hiç düşünüldü mü acaba?

            Bu tür mekânlar hepten tarihe karıştığında, onlarla birlikte artık geri getirilmesi mümkün olmayan bir şeylerin de yokolduğunun farkına varamıyor muyuz?

            (…) Halbuki bu millet o evlerde yaşadı ve konuştu... Kurtuluşuna sebep olan düşünceler o evlerde dile getirildi...

            O mekânları öyle hesapsız ve kitapsız bir hızla yıkarken, yıkılmalarına göz yumarken, işin bu yönünü de düşünmeliydik. Ve tabii şehrin kimliğini kaybettiğini de...

            Bir zamanlar odalarında, sofalarında çubuktan atlarıyla çocukların koşup oynadığı, annelerimizin, ninelerimizin güzel günler geçirdiği bu evler neler görmemiş, neler yaşamamıştı ki bu güne gelinceye kadar... Kapısında, bacasında, bahçesinde, aşhanesinde, hülâsa hemen her yerinde geçmişten izler taşıyan Erzurum evleri’nden geriye kalanlar da, kendi terkedilmişlikleri içinde o "malum akıbetlerine" doğru hızla yol almaktalar bugün...”

            İşte yukarıda dile getirmeye çalıştığım konuya, şehrin muhtelif kesimlerinin ve tabii ki öncelikle yetkili, etkili ve ilgililerinin dikkatini celbetmek için, bu durumu kendilerine dert etmiş kişilerden bir grup; “Çığlık Çok Geç Olmadan…” adıyla bir sergi açıyorlar bugün…

            Sergi davetiyesinde organizasyon komitesi adına Alparslan KOTAN ve Yusuf DEMİRCİ hedeflerini; “… tarihi Erzurum evlerinin gerekli koruma ve yaşatma tedbirleri alınarak turizme, kültür ve şehir hayatına kazandırılması hususlarında kamuoyu oluşturma” şeklinde dile getiriyorlar. Amaçlarını ise, “….. sayıları gittikçe azalan karakteristik Erzurum evlerinin gelecek nesillere aktarılması hususunda kamu kurum ve kuruluşlarının; üniversitenin, basının, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın toplumsal ve tarihi bir sorumluluk duygusu ile hareket etmeleri” cümleleriyle özetliyorlar.

            Tabii bu güzel faaliyette tek başına değiller. Çeşitli sanatçılar tarafından çekilmiş fotoğrafların ve tarihi Erzurum evlerine ait farklı ressamlarca yapılmış resimlerin yeralacağı, 3-7 Mayıs 2010 tarihleri arasında beş gün sürecek olan sergide; İlham Durmaz ve Doğan Hattatoğlu tarafından yapılan maketler de sergiyi gezecek olanların ilgisine sunulacak.

            “Tarihi Erzurum evleri konusunda bilinçli bir kamuoyu oluşturmak, şehrin mimarlık ve kültür tarihine küçük bir dipnot düşmek iddiasıyla tamamen gönüllülük esasıyla yapılan, Erzurum halkının ciddi katılımının beklendiği” ve bugün Saat 17.30’da Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda açılacak olan; Erzurum Kültür Merkezi Müdürü Hüseyin Kutan(Ki sergi davetiyesini kendisinin ve Suat Kılınboz’un birlikte dağıttıklarını buraya kaydetmek isterim.), Nurettin Hınıslıoğlu, Süleyman Kurt ve Hasan Kutan’ın da ciddi destek verdikleri serginin proje danışmanlığını ise; Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Can’ın  yapmış. Konuyla ilgili haberde Can; sayıları gittikçe azalan karakteristik Erzurum evlerinin gelecek nesillere aktarılması hususunda kamu kurum ve kuruluşlarının; üniversitenin, basının, özel sektörün, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın toplumsal ve tarihi bir sorumluluk duygusu ile hareket etmeleri gerektiğini” söylerken, 100-150 yıllık eski evlerin yaşatılması konusunda Safranbolu, Beypazarı, Afyon, Amasya, Kastamonu'da korunan eski evler örnek gösteriyor. Sayın Can’ın saydığı yerler arasında ilçeler var ve onlar bunu başarırken Erzurum’un evlerinin bu halde olması gerçekten anlaşılır gibi değil.

            Tarihimizin ve kültürümüzün izlerini taşıyan Erzurum Evleri’nin sahipsizliğine daha çok dikkat çekileceğini düşündüğümüz sergiyle ilgili haberler “Erzurum Evleri Fotoğraf Sergisi” başlığıyla paylaşım sitesi Facebook’da da yeraldı. Sergiyi açanlara ve katkıda bulunanlara şimdiden teşekkür ederken, son cümle olarak şu yazmak istiyorum:

            Bakalım; bütün Erzurum basınının özel ilgi gösterdiği, ülkedeki bir çok gazete ve internet sitesinin alıp haber yaptığı bu övülesi çalışma hak ettiği ilgiyi görüp, zihinlerde ve özellikle de pratikte gereken yankıyı bulabilecek mi?

 

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gravi Abdullah Çavuş 23 Mayıs 2010 Pazar  20:08

Hayatımız pahasına sizlere bırakmış oldugumuz özgürlük ve kültürel degerlerimizi ihmal yoluyla veya kıymetini bilmeme neticesi yok etmek, elimizden çıkmasına sebep olmak veya gelecek nesillere aktaramamak sizlerin sırtında vebal olacaktır. Bu yük mutlaka ki agırdır. Özgürlüğünüze ve kültürel değerlerinize sahip çıkın. Erzurum 1923 Gravi Abdullah Çavuş / Tortum

Yorumu oyla      7      6  
H. ARSLAN 8 Mayıs 2010 Cumartesi  21:37

Gönül isterdiki yapılan bu güzel çalışma Erzurum tarihinin, kültürünün somut değerlerini ayakta tutabilmek ve kurtarabilmek amacından ziyade, yıllardır süregelen ihmalin acı neticesini kamuoyuna duyurmak ÇIĞLIK'ı değilde, geleneklerimizi yaşattığımız, sergileyebildiğimiz kültür mekanlarının tanıtımı babında olabilseydi.Emeği geçen herkese minnet ve teşekkür borcumuz var tüm Erzurum'lular olarak.

Yorumu oyla      7      5  
H. ARSLAN 8 Mayıs 2010 Cumartesi  18:47

Gönül isterdiki yapılan bu güzel çalışma Erzurum tarihinin, kültürünün somut değerlerini ayakta tutabilmek ve kurtarabilmek amacından ziyade, yıllardır süregelen ihmalin acı neticesini kamuoyuna duyurmak ÇIĞLIK'ı değilde, geleneklerimizi yaşattığımız, sergileyebildiğimiz kültür mekanlarının tanıtımı babında olabilseydi.Emeği geçen herkese minnet ve teşekkür borcumuz var tüm Erzurum'lular olarak.

Yorumu oyla      7      5  
Denizhan ÖZDEMİR 7 Mayıs 2010 Cuma  16:25

Aradığı şefkati Palandöken'in karlı kollarına,karlı göğsüne sokularak bulmuştur Erzurum.Bu yüzdendir,İMKANsızlıklara ve İMKANSIZlıklara karşı kırgın ama mağrur duruşu memleketimin ve memleketlimin...Açılan bu sergi bir nevi dertleşmedir aslında,memleketimle memleketlim arasında.Erzurum anlatır yüreğinin YIKILMAYA YÜZ TUTMUŞ yanlarını,biz hüzünleniriz...Yapacak çok şey vardır aslında İMKANsızlıklara ve İMKANSIZlıklara inat.En basiti ise gidip derdini dinlemek,derdine ortak olmak olsa gerek memleketimin...Böyle bir sohbet için çok çaba sarf ettiğini bildiğim Alparslan KOTAN ve Hüseyin KOTAN'a teşekkür ediyorum.

Yorumu oyla      7      5  
özlem 7 Mayıs 2010 Cuma  15:28

Belediyelerin bu sese kulak vermelerini bekliyoruz Böyle bir çalışmayı düşünüp hayat verenlere izmirden bir erzurumlu olarak teşekkürlerimi sunuyorum...

Yorumu oyla      7      5  
Ali 5 Mayıs 2010 Çarşamba  23:38

İsmail beyin andıgı sergiyi gezme fırsatımız oldu. İçimiz acıdı. Utandık... üzüldük gıptaettik. bu sergiyi hazırlayan herkese teşekkür ederim. Erzurumlular... Oturdugunuz yerden Erzsurumculuk oynamayın, Erzurumluluk taslamayın.. Sergiye gidin.. Erzurumluluk nasıl olur görün... Saygılarımla Ali Bozkurt

Yorumu oyla      7      5  
Dr. Zübeyir Kars 5 Mayıs 2010 Çarşamba  17:44

Saygı değer dostum Bingöl, Türk Ocağı'nda Şehir Ve İnsan üzerine 08.05. 2010 Cumartesi akşamı saat 19.da konuşacak. Mimarlık fakültesinin Atatürk Üniversitesinin bünyesinde açılmamış olması bu çığlığın sesini artırmıştır. Sizin gibi kentlilik bilinci gelişmiş aydınlar, yöneticiler, akademisyenler, daire başkanları kentte olacak ki güzellikler yaşatılsın.Köylü zihniyetiyle kentlilik bilinci yaşatılamaz, ancak kentler büyük köylere döner.Selamlar.

Yorumu oyla      7      5  
Gürhan Özorhan 3 Mayıs 2010 Pazartesi  23:26

Sayın Bingöl,İnsanların geçmişini uyutarak,uyuşturarak sildikleri gibi,şehir kimliklerini de yıkarak,yakarak yok edilerek ecdadımıza ihanet ettirilmiyormu.? Hala insanlarımıza iddi biti oyunu oynatlıyor,oyun bittiği halde.Çığlık atmaya bile çokkkk geç kalmadıkmı.!Erzurum basını,ulusal basın ve internet sitelerinin övülesi şart olan bu çalışmanın gerektiği şekilde yer alması inancım o kadar zayıfki.Hakikatlerin bu kadar açıkça pazara çıktığı halde,hala yalan olmaktan öteye gidemediğidir kardeşlerin güzeli.Emeğinizin ve düşüncenizin önünde saygı ve sevgi ile eğilir,iddi bitti oynayanlara oyunun sonu olduğunu hatırlatır,kalpsiz dilsiz taş adam olmamalarını tavsiye ederim.Ülkü İle Kalınız.

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva