URAN Dinçkal Yanıkoğlu (Prof. Dr., Ata. Ü., Diş Hek. Fak.) Hanımefendi, e-Erzurum ortamına, ilgililerinin ehemmiyetle okumaları gereken bir mesaj göndermiş:
“Erzurum'un Pasinler ve Ilıca ilçelerinde kaplıcalar var. Hemen hemen Erzurumlu olan herkes gitmiştir. Kaplıcaların işletilmelerindeki aksaklıkları görmüşlerdir: Kirli bir ortam, kapıları kırık fakat anahtarla kilitlenebilir soyunma odaları, kimileri iç çamaşırlı olmak üzere havuz kapasitesinden fazla sayıda müşteri içeri alınmış halde, soyunma yerinde çalışanlar tarafından her öğlen lahmacun ve pide gibi kokulu yiyecekler yeniyor olması, sıcaktan ve kokudan durulmaz rezil bir ortam… Yıllardır bunlar aynı şekilde sürüp gidiyor, otel banyoları ve havuzu da bundan pek farklı değil. Üstelik bu suların çok da şifalı olduğu söyleniyor. Erzurum dışından gelen misafirlerimizi götürmeye çekindiğimiz bu kaplıcaların durumunu nasıl düzeltebiliriz? Bir kaç hafta önce Havza ve Bolu kaplıcalarına gittim. Temiz mekanlar, içerideki insan sayısını düzenleyen ve belli bir sayının dışına taşmayan düzenli ve kurallı işletmecilik, kiralanan temiz taslar, terlikler, havlular… İnsanın içinden çıkmak istemediği ortamlar. Neden biz yapamıyoruz?”
Nesrin YILDIZ (Prof. Dr. Ata. Ü., Ziraat Fak.) Hanımefendi de çok güzel şeyler yazmış; ufuk açıcı:
“Doğal kaynakların ne kadar önemli olduğuna ve doğal kaynaklarımızın korunarak kullanılması gerektiğine inanan herkese sesleniyorum. Bu yaz tatilinde, daha önce oğlumun geçirdiği bir kayak kazasının son tıbbı destekleri amacıyla gitmiş olduğumuz İzmir- Balçova Termal otelden bahsedeceğim... Otel aynı zamanda fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi. Daha önceleri oradaki yerleşik halkın söylemi ile çok bakımsız hijyenik olmayan köhne bir haldeymiş... Daha sonraları özellikle İskandinav ülkelerinin rağbeti ve Sağlık Bakanlığının ortak bir anlaşması ile Norveçli doktorlar ve fizik tedavicilerin kendi hastalarına hizmet amacıyla işlerliği artmış ve yeniden tadil restorasyonu sonucunda da oldukça iyi özelliklere sahip bir termal hizmet veren termal otel haline gelmiş. … Bir gün gelir Erzurum’un kirli kaplıcalarına gavurlar akın ederse, herhalde ancak o zaman uyanılır, gerekli yatırımların yönü değiştirilir ve daha bilinçli hizmetler sunulur... Bir şeyler paylaşıldıkça değeri artar, daha doğrusu kaybedildikçe...”
* * *
KAPLICALARI çok yazdık biz. Ama ne Valisi, ne Kaymakamı ne de Belediye Başkanı üstüne alındı.
Hadi Belediye Başkanları bizden; peki bu Vali ve Kaymakamlara ne demeli? Onlar da mı bizimkilerle aynı kafadalar? Belli ki hepsi, özenle seçilip gönderilmişler; uyumlu çalışsınlar diye!