ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
EİT 17. Zirve Toplantısında Erzurum gündemi
EİT 17. Zirve Toplantısında Erzurum gündemi
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Demirci gözyaşlarıyla uğurlandı
Aydın'dan AGİT sunumu
Aydın'dan AGİT sunumu
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Çiftçi'den Oltu Taş ocakları değerlendirmesi
Soğanlı Dağı'nda tipi ve fırtına etkili oldu
Soğanlı Dağı'nda tipi ve fırtına etkili oldu

Oğuzhan Saygılı

Bazı Başarılı İşadamlarımızın Hayat Öyküleri
29 Haziran 2010 Salı

Ülke ekonomisine katkı sağlayan, üretimi ve istihdamı artıran, ülkemizin yurtdışında tanıtımına vesile olan sanayici ve işadamlarımızın bazılarının hayat hikâyelerine kulak vermek ister misiniz? Cevabı evet olanlara Süleyman Doğan'ın geçtiğimiz yıllarda yayımlanan "Başarıya Yürüyenler" isimli kitabını salık veririm.[1]

Kitaba geçmeden önce Süleyman Bey hakkında, onu tanımayanlar için, birkaç cümle de olsa bahsetmek durumundayım. Yazar, eğitimci, akademisyen ve gazeteciliği birlikte yürütmeye çalışan çok yönlü bir aydındır Süleyman Bey. Birçok gazete ve dergi de yazıları yayımlanan Doğan’ın bildiğim kadarıyla Önce Vatan gazetesinde yaklaşık 5 yıldır kültür, sanat ve kitaplar üzerine yazılar yazmaktadır. Aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesinde öğretim üyesi olarak da öğretim üyeliğini yürütmektedir.

Süleyman Doğan, kitabında ülkemizin seçkin sanayici ve işadamlarından 17'sinin yaşamöyküsü anlatmaktadır. Bahse konu olan sanayicilerimizin bir kısmı kamuoyunun yakından tanıdığı, soyadından şirketinin ismini tanıyacağı isimlerdir. "Başarıya Yürüyenler"in listesi şu şekilde oluşmaktadır: Necmettin Bitlis, Hacı Boydak, Yalçın Yıldırım, Ahmet Çalık, Fehmi Çetinkaya, Zeynel Abidin Erdem, Nurettin Eroğlu, İbrahim Bodur, Mehmet Kuralkan, Mehmet Tanrısever, Salim Çokyürür, Kemal Şahin, Mustafa Karaduman, Sabri Ülker, Hasan Yalınkaya, Ahmet Ziylan, Ahmet Nazif Zorlu

Kitabın kahramanlarının hatırı sayılır bir kesiminin çok ciddi anlamda eğitiminin olmaması ilginçtir. Hatta bazılarının eğitim yaşamındaki aksaklıkları veyahut başarısızlıkları okuru oldukça şaşırtıyor. Vestel Holding'in patronu Ahmet Nazif Zorlu, Ziylan grubu kurucusu Ahmet Ziylan ile Çetinkaya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Çetinkaya ilkokul mezunudur. Savaşan Emaye Fabrikası Sahibi Salim Çokyürür İlkokulu 7 yılda bitirir. Polisan Boyalarının sahibi Necmettin Bitlis lise 2 de öğretmeni ile kavga yapıp okuldan ayrıldığında babası kendisiyle üç yıl konuşmayacaktır. Boydak Holding'in başkanı Hacı Boydak liseden ayrılan işadamlarımızdandır. Öbür taraftan okul hayatında başarısızlığa rağmen hayat okulundaki üstün performansları gözden kaçmıyor.

İlkokul mezunu olan Salim Çokyürür bir şey öğrenmeyi, sormayı ve akıl danışmayı çok sevdiğini Türkiye'deki en ucuz şeyin fikir olduğunu kabul ederek sormaktan hiçbir zaman çekinmeyeceğini belirtir. Nazif Zorlu Bey, çıraklığını yapmadığınız bir işin patronluğunu nasıl yapacaksınız diye sorar. Kendisi 25 yaşında fabrika kurduğunu şimdi yeni üniversite mezunu birisinin bırakın fabrika kurmayı bir işletmede görevli olarak bile alışmasının uzun yıllar aldığını belirtir.(s.230) Ticaret ile çok erken yaşlarda tanışması kendisinin deyimiyle "genç yaşta iş dünyasından koku almayı öğren(mesi)" ne neden olur.

İşadamlarının çalışkanlığı hakkında da şunları söyleyebiliriz. Fehmi Çetinkaya'nın sabah güneş doğmadan bir saat önce uyandığını, günde 5-10 km. koşu yaptığını söylüyor. Kale şirketler grubunun lideri İbrahim Bodur “benim zevkim de, hobim de iştir” der. Mert Çelik fabrikasının sahibi Mehmet Tanrısever, boş durmanın kendisinin düşmanı olduğunu, ölümünün çalışırken olmasını Allah'tan diler. Ziylan Grubunun Kurucusu Ahmet Ziylan 51 yıldır çalıştığını, hiçbir zaman şikâyetçi olmadığını, işinin hastası olduğunu, sözlüğünde "şikâyet" diye bir sözcüğün olmadığının altını çizer.

Özellikle bazı işadamlarımızın mütevazı yaşamları gözden kaçmıyor.  Günümüz çocuk ve gençlerinin yetiştirilmesinde buna özen gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Yalınkaya Holding'in kurucusu Arif Yalınkaya'nın 1972'den beri Florya'daki iki katlı bir apartmanda oturduğunu, Salim Çok yürür, hayatı boyunca sıfır bir arabaya binmediğini, iki oğlunun yanında çalıştığını diğer işçiler gibi belli bir maaş karşılığı çalıştığını anlatır. Mehmet Tanrısever, yazlığının ve kışlığının olmadığını fabrikasını yazlık olarak gördüğünü belirtir.  

 

            Kitaplarda altını çizdiğim bazı bölümleri sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum. Kuralkan Holding’in patronu Mehmet Kuralkan’ın Endüstri Meslek Lisesi tesviye bölümü mezunu olduğunu öğreniyoruz. Meslek lisesi mezunlarının ezici çoğunluğunun hayatın ileriki aşamalarında okuduğu bölüm dışındaki alanlarda iş hayatına atıldığını göz önüne alırsak Kuralkan’ın okuduğu bölümle ilintili olarak birçok alanda kendisini geliştirmesi önemli buluyorum. 1958 yılında ilk kez Çanakkale’nin bir köyüne “Çanakkale Seramik” fabrikasını kuran Kale Holding’in yöneticisi Dr. İbrahim Bodur’un özgeçmişinden bahsedilirken 1928 yılında Çanakkale’nin Yenice ilçesinin Nevruz köyünde doğduğunu anlatır...

            İşadamı Ahmet Ziylan, soyadının anlamını ve konulma hikâyesini yazara anlatır. Hakkâri’deki bir derenin ismiymiş. Ayakkabıcılığa yarım asırdan fazla emek veren Ziylan Beyin ayakkabıcılığın okulu ile ilgili söylediği örneklere herkes katılabilir. Portekiz’de 5 ayakkabıcılık okulu olduğunu, Almanya’da 10 yıl önce ayakkabıcılık okulunun 100. yılını kutladıklarını oysaki ülkemizde 8 yıl önce Zeytinburnu Endüstri Meslek Lisesinde iki derslikli “ayakkabıcılık bölümü” açılabildiğini vurgular.(s.220-1)

DEĞERLENDİRME

Gerek ülkemizde gerek uluslararası alanda başarıya yürüyenler ile yazarın "Başarıya Yürüyenler"in kesiştiği noktalar oldukça fazladır. Özellikle işadamlarının şu özellikleri hemen göze çarpmaktadır: Çalışkan olmaları, iş ahlakının sağlam olması, işinde profesyonelleşmeleri, fırsatları değerlendirmeleri, yatırıma ağırlık ve kurumsallaşmaya önem vermeleri, iktidarlarla iyi geçinmeleri, aklı ve tecrübeyi el üstünde tutmaları, değişime yön vermeleri, hayat okulundaki inanılmaz başarıları vb. daha birçok madde sayabiliriz.

Eserde sanayicilerin başarının formülüne yönelik çok derin olmayan ama mütevazı nasihatlerini önemli buluyorum. Şu da bir gerçek ki başarı için söylenen şeylere çoğumuz vakıfız. Söylenenleri bal gibi de biliyoruz. Ama söylenen sözün hangi ağızdan çıktığı, ne gibi tesirler yapacağı daha da önemlidir. Kendini ispatlamış, gerek ülke gerek uluslarası alanda söz sahibi olmuş kişilerin her alanda olmasa da bazı alanlarda konuştuğu sözlerin tesir gücünün etkisinin inanılmaz boyutta olduğuna inanıyorum. Son olarak ülkemizde on milyonlarca insanın her gün zengin olma hayali kurduğu bir vakıadır. Bu fakirlerimizin(!) "Başarıya Yürüyen" zenginlerin yaşamına göz atması gerektiğini düşünüyorum.

[*] Eğitimci-Posta: [email protected]

[1] Süleyman Doğan, Başarıya Yürüyenler, 240 sayfa, 3. baskı, 2005, İstanbul, Nesil Yayınları

 

 

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
mehmet emre 29 Haziran 2010 Salı  13:48

slm kalemine sağlık kardeşim. ama ben olaya teolojik açıdan yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum...zengin olmak iş adamı olmak vs...elbette bazı meziyetler gerektirir.ama varlık yüce yaratıcının takdir ettiği çevresel ve kişisel bir çok özelliğin bir araya gelmesiyle elde ediliyor bence... hatta elde edilmek değilde veriliyor diye düşünüyorum...evet her insan zengin olmak ister , istemeli de...ama her isteyen zengin olurmu yani bu mütevazi nasihatlere ihtiyacı varmı ? hayır bence yoktur... öyleyse ben çocuklkarımı okutmayacam ?:) sağlşıcakla esen kalın

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva