Dini ve milli olmak üzere iki farklı bayramlarımız var. Bayram günleri özel günlerdir. İçinde taşıdıkları derin milli ve manevi anlamları olur. Örneğin T.Büyük Millet Meclisinin açıldığı “ 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayram”ımız var. T.Büyük Millet Meclisinin Kuruluşu ve açılışı her yıl dönümünde kutlanır ve milli hakimiyetin egemen kılındığı ifade edilir veya Cumhuriyetin kuruluşunu ve geçişini kabul ettiğimiz” 29 Ekim Cumhuriyet Bayram”ımız var.Her yıl dönümünde bu rejimin geçmişinden ve faziletlerinden söz ederek kutlamaya çalışıyoruz.Kurtuluş savaşımızı taçlandıran “ 30 Ağustos Zafer Bayram”ımız da bunlardan bir milli bayram..

Dini bayramlarımız ise, ilki İslam’ın beş şartından biri olan Ramazan ayı orucunun bitiminde kutlanan bir bayram..Ay takvimine göre hesaplandığı için her yıl 10 gün ileri alınmak suretiyle hem oruç tutulur,hem de bayram kutlanır.Böylece hem ramazan orucu,hem de bayramlar yılın bütün aylarında yaşanmış olur.

            İkinci dini bayramımız Kurban bayramıdır. Bilindiği üzere hacıların hac farizasını yerine getirdikleri gün, kurban bayramı olur. Hacılar hacda kurban kestikleri ve bütün İslam

âlemi bu günde bir dini vecibe olarak kurban kestiği için bu bayrama “ Kurban Bayramı “denmiştir...

                       HER ULUSTA VE DİNDE BAYRAMLAR VAR..

            Bayramlar, sadece İslam dininde olan bir dini gelenek değil, diğer dinlerde de birçok milli ve dini bayramlar var: Örneğin Hıristiyan Dininde Pazar günleri ibadet günü olarak tatil yapılmıştır. Yılbaşında Noel, Paskalya gibi bayramlarla Azizler Günü, Meryemana, Göğe Çıkış gibi bayramlar Katolik mezhebi için en önemli gün ve bayram iken, Ortodokslar için bu bayramlarla birlikte ayrıca Ortodoks bayramı var.

            Başka bir örnek: Hintlilere ve Hint dinine ait dini bayramlarını sadece ismen geçelim: Sivarat, Vasant, Panchami, Sankrati, Holi ve Makara adında bayramları var.

            Unutmamak lazım ki her ulusun kendisine has milli ve dini bayramları vardır.

                      DİNİ BAYRAMLARIMIZIN ÖNEMİ

            Her iki dini bayramda da Müslümanlar İslam’ın şartları olan Oruçlarını tutarlar ve hac mevsimde hacca giderek Kabeyi Muazzamayı  ziyaret ederek hacı olurlar.İslam dinin bedeni ve hem bedeni hem de mali olan bu iki şartını eda ettikten sonra duyulan manevi hazzın topluca yaşanması sağlanır ki oda bayramlardır..

            Sosyolojik olarak bayramların önemi çok büyüktür.

Bir yıl boyunca dargın kalanların barıştırıldığı,

İnsanların birbirine sıcak ve manevi bir yaklaşım içine girdiği,

Yardım ve desteklerin bolca yapıldığı,

Anne baba ve diğer büyüklerin ziyaret edildiği,

Hısım ve akrabalara dolanıldığı,

Karşılıklı hediyeleşmelerin yapıldığı,

Herkesin birbirleriyle bayramlaştığı,

Kabirler ziyaret edilerek Ku’ran okunduğu ve duaların yapıldığı,

            Geniş bir manevi atmosferdir bayramlar..

                             BAYRAMLARIMIZI KUTLAMALIYIZ..

Kendi milli veya dini bayramlarını önemsemeyip kutlamaktan kaçınan birçok insanın, başka alem ve dinlere ait bayramlarda boy göstermesine oldum olası hazım edemem.Üstelik bu davranış çağdaşlık,uygarlık,medeniyet gibi kompleksler adı altında yapılıyor..

Kendi değerlerini bırakıp başkalarının değerlerine dört elle sarılan aşağı kompleksine sahip insanlar da azımsanmayacak kadar çok..Örnek olarak Hıristiyanlara ait yılbaşındaki Noel bayramlarını vermek istiyorum.O bayrama mahsus çam süslemeleri, hindi ziyafetleri, içki alemleri bizim toplumumuzda oldukça yaygın.!

Yılbaşlarımızı bir hatırlayın..Sahiden birçoğumuz Hıristiyanlardan daha fazlasıyla kendimizden geçiyor muyuz ? Onların bile yapmadıkları birçok rezaletlikler yapmıyor muyuz? Yapıyoruz..

Şimdi madalyonu çevirip kendimizi sorgulayalım;

Acaba dini bayramlarımızda Hıristiyanlar da bizimle birlikte veya bizim gibi bayramlarımızı kutluyorlar mı? Asla..

Bu hal,ister istemez şu meşhur fıkrayı çağrıştırıyor : Kilise çanın yanına şarap koymuşlar, buraya konan bir karga şaraptan doyasıya içince  hem kilise haçına pislemiş , hem de sızıp kalmış oracıkta..Papaz çan çalmaya geldiğinde sarhoş kargayı görüyor ve elline alarak kendi kendine söylenmeye başlıyor..

-Ey karga..! Eğer sen Müslüman olsaydın bu şaraptan içmezdin..Çünkü Müslümanlar içki içmezler.Eğer Hıristiyan olsaydın şu Haç’a pislemezdin.. O halde sen kimsin, hangi dindensin bre karga?

-…

Sonra perişan haldeki sarhoş kargaya bakar ve kendi kendine;

-Sen olsan olsan şu yılbaşında bizden olmadığın halde, bizden daha fazla Noel bayramımızı kutlayanlardan olan bir ucubesin der.

İsterseniz buna yazımızın son sözü olarak Mevlana’nın şu güzel vecizesini ilave edelim :

Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün..!

Köşe yazımın göz ucuna takılan ve takılmayan herkesin bayramını samimi olarak kutluyor,bayramın hayırlara vesile olmasını diliyorum