ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Başbağlar Şehitleri dualarla anıldı
 Başbağlar Şehitleri dualarla anıldı
Başbağlar katliamının izleri müzede sergileniyor
Başbağlar katliamının izleri müzede sergileniyor
Türk Dünyası Dede Korkut anısına yarıştı
Türk Dünyası Dede Korkut anısına yarıştı
Kerbela şehitleri anıldı
Kerbela şehitleri anıldı
344 kilo metamfetamin ele geçirildi
344 kilo metamfetamin ele geçirildi

Zülküf Usanmaz

Aile Yapımızı Korumak Zorundayız..
19 Aralık 2009 Cumartesi

İnancımıza göre beşeriyetin babası Hz. Âdem, anası ise Hz. Havva idi.Bunlar birbiriyle evlenmek suretiyle aile kurdular. Çocukları oldu, çoğaldılar ve o günden bu güne kadar olan insanlığın atası oldular.

Evlilikle başlayan aile oluşması, tarih boyunca toplumların temel taşı oldu. Ruhen ve bedenen sağlam yetişen nesillerin temeli, sağlam ve mazbut aile sayesinde atılmıştır. Pekiştirerek tekrarlıyorum; toplumlar ailelerden meydana gelir.

Ailelerin bütününden de milletler oluşur. Vücudun en küçük parçası nasıl hücreyse, toplumların en küçük parçası da ailedir. Hücreler hastalandığında nasıl vücudun organları da hastalanırsa, aileler bozulduğu zaman da toplumun tamamı bozulmuş olur.

ÜLKEMİZDE AİLE GİTTİKÇE BOZULUYOR MU?

Birçok Üniversitemizin aile üzerinde yapmış oldukları sosyolojik çalışmalarda, Türk aile yapısının gittikçe dejenerasyona uğradığını,aynı aile içinde yaşayan büyükanne-anne ve torun gibi üç kuşak arasında davranışta, giyinişte ve yaşayışta birlikteliğin kalmadığını ve herkesin ayrı bir telden çaldığı gerçeğini öne çıkarmışlar..

Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hocalarından Prof Dr. Celal Kırca bir Alman papazından şunu dinliyor. "Değerli hocalarım, siz de ben de din adamlarıyız. Size bir tavsiyem olacak. Bizim yitirdiğimiz ama sizin hala sahip olduğunuz iki önemli şey var. Bunlara mutlaka sahip çıkıp koruyun. Biri aile diğeri de cami cemaatiniz. Biz kilisede cemaatimizi kaybettik, Almanya'da aile çöküyor, yok oluyor." demiş..

Evlilik önemli bir akittir. Tabir yerindeyse "Pazardan mezara" kadar olmalı. Eşler ölünceye kadar her tasada ve kıvançta birlik ve beraber olmalı.Hayatın zorluklarını birlikte sırtlanmalılar.Bunun için Anadolu'da kız verilirken "Koca evine duvakla girer, kefenle ancak çıkar.." denir. Veya " Bir yastıkta kocasınlar " temennisi yapılır.

ESKİ EVLİLİKLER...

Bunların ötesinde eskiden evlilik, aile tarafından gerçekleştirilirdi.Aile, maddi durumu, sosyal ve kültürel seviyesi hatta meslek ve sanatı kendisine uygun ailelerden kendi çocuğuna kız beğenir ve uzun araştırmalardan sonra talipli olurdu. Daha sonra kız ailesiyle temasa geçilir, bu sefer kız ailesi aynı araştırma ve soruşturmayı yaptıktan ve çocuklar birbiriyle görüştürüldükten sonra her şey yolunda uygun gitmişse, o zaman evlilik işlemi örf adet çerçevesi içinde gerçekleştirilirdi. Bu yüzden de yapılan evlilikler, çok sağlam olurdu. Boşanmalar hemen hemen yok denilecek kadar az olurdu.

YA ŞİMDİ...

Ama şimdi evlilik çok farklı bir kulvarda gerçekleşiyor..

Önce gençler birbirlerini beğenirler.Aileden habersiz olarak araştırma ve soruşturma yapmadan, birbirlerine genellikle okulda, bakkalda,kaffede,barda ve sokakta, veya daha değişik mahfillerde tesadüfen rastlaşır, tanışır ve anlaşırlar.

Aileler arasında denklik aranmadığı, araştırma yapılmadığı için de yapılan evlilik çok sürmez.

Çünkü aileler devrede yok..

Gençler anlaşmış ve evlilik kararı almışlar.

Onlar bunu sonradan duymuşlar. Ayrıca onlar isteseler de istemeseler de gençlerin kararı karşısında bir önemi yoktur. Dolaysıyla eskinin tersine başta olması gereken aileler teması, en sona bırakılmış olur. Eşler arasında olması gereken maddi, sosyal ve kültürel denklikler aranmaz olur. Boşanmalarda bu yüzden artıkça artar.

Boşanmalara gösterilen sebepler tabiî ki sadece bundan ibaret değil..Bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu diğer sebepler de şöyle; Aile içi yetki paylaşımı ve rol çatışmaları, Eş aileleri arasındaki kendi tarafına çekme çatışmaları, Kayınpeder, kaynana veya eşlerle birlikte kalan eş yakınlarından duyulan rahatsızlık, Eşler arasındaki kültürel, sosyal, ekonomik ve inanç farklılıkları, Eşlerden birinin uyuşturucuya müptela olması, uzun süre mahkûm olması veya aldatması gibi nedenler de sıralanabilir.

Ülkemizde bütün bu nedenlere bağlı olarak günden güne aileler çöküyor, boşanmalar hız kazanıyor. Bu da en başta toplum bilimcilerini korkutuyor.

Elde ettiğim 13 yıllık şu istatistikî tabloya lütfen bir dikkat edin..!

 1986'da 60 865,- 1987'de 60 140,- 1988'de 80 158,- 1989'da 75 820,- 1990'da 77 233,- 1991'de 85 132,- 1992'de 88 788,- 1993'de 88 877,- 1994'de 95 495,- 1995'de 103 203,- 1996'da 104 851,- 1997'de 110 119,- 1998'de 114 322 Adet aile, Adliye kapılarına giderek boşanma talebinde bulunmuştur.

Buna rağmen milletimizin sahip olduğu milli ve manevi değerler sayesinde, büyük çoğunluğu mazbut aile yapısını hala korumaya devam ediyor. Bu yüzden de birçok ülkeye göre boşanan aile yüzdesi oranımız oldukça düşüktür.

Buna da küçük bir istatistik verelim isterseniz; İspanya'da yüzde 4,8, İtalya'da yüzde4,7, ABD'de yüzde 4.57, Mısır'da yüzde 1.55, Almanya'da yüzde 2.04,Yunanistan'da yüzde 6,9, Türkiye'de ise yüzde 0.47 olarak boşanma oranı gerçekleşmiştir.

Aile bizim için çok önemli..

Onun için hedefimiz bu oranın daha da aşağıya çekilmesi..

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Baki Usanmazoğlu 22 Aralık 2009 Salı  15:30

ŞinasiBey, Eleştirilerinize teşekkür ederim.Erzurumla ilgili konulara ağırlık vermek tabii ki lazım..Önce İl,sonra bölge,ülke ve dünya..Ama bunları yazanlar hatta tv'lerde sabahtan akşama kadar ahkam kesenler zaten var..Şehrimizin bütün sektörleriyle tükendiği hususundaki düşüncenize tamamen katlmıyorum.Zayıflayan hatta kapanan işyerlerimiz ve sektörlerimiz var.Şehrimizin sorunları çok..Bunlar birer gerçek..Ama umutsuzluk yok..Bu şehir neler yaşamamış ve neler atlamamış ki..! Bunları da aşar.. Ben de zaman zaman ellimden geldiği kadar Erzurumla ilgili yazılar yazıyorum.Bunlar daha fazla olabilir. Yazı yazmama gelince, millet ve devlet için olan hizmet havuzuna bu yolla bir damla katkım olursa kendimi mutlu hissederim. Bunu siz de yapabilirsiniz lütfen yapın..! Esen kalın..!

Yorumu oyla      7      5  
Şinasi 20 Aralık 2009 Pazar  00:17

Sayın Baki bey; Yazdıklarınız güzel iyi de. Ne kadar gündem dışı konulara değindiğinizin farkındamısınız? Siz bu memlekette yaşamıyormusunuz? Şehrimizde onlarca sorun varken ve siz de bu sorunları görüp değerlendirebilecek bir makamı işgal ediyorken ve hatta bu sorunların en azından bir kısmını çözebilecek yetkiniz varken siz bunları hiç yazmıyor sadece gündem dışı şeylerle ilgileniyorsunuz. Size bakınca işte tam bir erzurum lu diyorum. Çünkü ancak erzurumlular kendi şehrine bu kadar duyarsız ve ilgisiz olabilirler. Şehir elden gidiyor. Esnaf batıyor. Yöneticiler vurdum duymaz. Devlet kurumları halktan bi haber. İsraf başını almış gidiyor. Siz bunları yazın bunları. Yada mümkünse hiç yazmayın. Lütfen.

Yorumu oyla      7      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Hızlı Tren Haritasında Büyük Bir Boşluk: Erzurum
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Ateş nereden tutuşuyor?
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Erzurum’da Tarih Yürüyüşü yahut 3 Temmuz’un Sırrı
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
Yüce kitabımız Gölgesinde
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Sıkıntının Sıkıntısı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
Yapay Zeka'ya yazdırıp "Ben yazdım" demek!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’un Türkiye Yüzyılı Önceliği:

Göçün Önlenmesi
Milletvekili Sayısının Yeniden Yükselmesi
Raylı Sistem
Türk Dünyası Merkezi Konumunu Alması
Tarımsal Sanayi Merkezi Olması
Erzurum İmaj ve Algısının Güncelleştirilmesi
Yeni Stadyum
Erzurum’un Eski Mahallelerine Yeniden Kavuşması
Betonlaşmanın durdurulması
Hepsi


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva