Velilere okul öncesi eğitim uyarısı

Okul öncesi eğitimin 0-6 yaş dönemi içerisinde gerçekleşen bütün eğitimsel faaliyetleri ifade ettiğini belirten Bozkurt, “Temel gelişim özellikleri ve bu dönemdeki gelişimin hızı dikkate alındığında gerek anne_babalar, gerekse okul öncesi eğitim kurumları eğitim faaliyetlerini son derece dikkatli ve bilinçli bir şekilde sürdürmek zorundadır. Bu dönemde beş temel element dediğimiz düşünme, araştırma, kendini yönetme, iletişim ve sosyal becerilerin temellerinin atıldığı unutulmamalıdır.” dedi.

//OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

İlköğretimin eğitim_öğretim sürecinde temel olduğu gerçeği gerçeği yerini, 0_6 yaş döneminde beynin en üst düzeyde kullanıma açık olması nedeniyle okul öncesi eğitime bıraktığının altını çizen Eğitimci İsmail Hakkı Bozkurt, “Okul öncesinde tüm dış uyarım kaynaklarından yararlanabilen ve öğrenme yeteneklerini potansiyellerinin en üst düzeyine çıkarabilen çocukların ilkokula başladıklarında bu tutumlarını sürdürdükleri görülmüştür. Fakat okul öncesi eğitim aşamalarının net tamamlanamaması bu kurumlardan da yeterince faydalanmamızı engellemektedir. Bu nedenle anaokulu, yuva ve kreşlerin hangi yaş gruplarına hitap ettiği netleştirilmeli ve veliler de beklentilerini bu yönde şekillendirmelidir. Kreş 0_2 yaş, yuva 3_4 yaş ve anaokulu da 4_6 yaş gruplarını kapsamaktadır. Anaokulları okul öncesi eğitimin temelini teşkil etmektedir. Ruhsal, bedensel, toplumsal, gelişmelerini sağlamak, iyi alışkanlıklar kazandırmak, ilkokula hazırlamak, amacına yönelik çalışmaktadır. Çocuğun bedence ve ruhça sağlıklı gelişebilmesi için sadece havaya, suya, besine ve iyi bakıma değil, olumlu kişisel ilişkilerin kurulmasını sağlayacak düzenli ve planlı bir toplum yaşantısına da ihtiyacı vardır. Bunu da çocuk anaokulundan alacaktır.” şeklinde konuştu.

 

İŞTE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ÖNEMİ

Eğitimci İsmail Hakkı Bozkurt, okul öncesi eğitimin önemini başlıklar altında şöyle sıraladı: “Çocuğun kendini tanımasına olanak tanır. Çocuğun çok yönlü gelişimini sağlar. Öğrenme sorumluluğu hissettirir. Problem çözme becerisini geliştirir. Duygularını ve düşüncelerini özgün yollarla ifade etme olanakları sunar. İçinde bulunduğu topluma duyarlı ve uyumlu bir birey olmasını sağlar. Kendine olan güvenini pekiştirir. Olumlu benlik gelişimine olanak sağlar. Akıl yürütme stratejilerini kullanmaya yöneltir. Bilgiye ilgi uyandırır.”

//AİLENİN EĞİTİME KATILIMI SAĞLANIR

Okul öncesi eğitim kurumunun çoğu zaman bireyin gelişiminin ve ailenin eğitime katılımının sağlandığı kuruluşlar olduğunu vurgulayan Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Okul ortamındaki yaşantısının olumlu yönde gelişmesi çocuğu en iyi duygulara doğru süratle götürecektir. Bu suretle çocuğun kendini değerli hissetmesi doğayı ve çevreyi sevmesi mümkün olacaktır. Bunun sonucunda ise sağlıklı, dürüst, çalışkan yetenekleri keşfedilip, bu doğrultuda ilerleyen kişilerden oluşan toplumun da dünya toplulukları içerisinde çağdaş, uygar, gelişmiş bir konumda olması sağlanacaktır.”