Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneği Başkanı Dr. Kurt’tan

"İşin almanyadan iyi" sözü işi gücü yerinde olana çok para kazanana söylenir. Bu Erzurum'da çok da yaygın bir biçimde dile getirilir. Bunu duymamış olmak, işinin gücünün kötülüğüne işarettir yoncalıklı beyin.

Ben altmisini geceli cok oldu.Erzurum dan ayrilali nerdeyse elli,bu günlerdede tam kirk yildir olmak üzere Almanya dayim.Denk düsürdükcede oralarda olup bitenleri takib ediyorum. Ne yalan söyleyeyim, kalin cizgi olarak Erzurum hep olumsuz, cag disi bir görünüm sergilemekte, izin verirseniz bende disardan böyle göründügünü söylemek isterim.Bunun particilikle falan iliskiside yok onuda belirteyim.Yorumlari okuyunca, bir kac ciceklede bahar gelebilir diyede bir inanca kapiliyor insan, buda Erzurum icin umutlanmak demek, yabana atilamaz.Yinede Dadasin isinin cok zor oldugu biline!Y. Denizli- Düsseldorf

Bu cumle 70 li yillarda almanyaya gidenlerin cok kazandiklarini ifade icin bi deyim haline gelmistir. Ben bunu cok duymusumdur.

Insana yatirim, egitime yatirim, beyine yatirim...Varsa varsiniz, yoksa yine varsiniz ama sadece "pazar" olarak...Esen kalin ! Not: Sayin Editör, mesaj kutusundan gönderilen iletiler limitli oldugundan parcali gönderdim, mümkünse ilk gönderdigim iletiden baslayarak tüm iletileri tek metin halinde yayinlarsaniz memnun olurum. EDİTÖR: Bu teknik olarak mümkün değil. bilginize. Selamlar.

Isin sirrini benden degilde Isak Alatondan dinleyin: "17. ve 18. asırda Rusya’da ve Polonya’da eziyetler yapılıyordu Yahudilere. Bunlar kalkıp Amerika’ya göç ettiler. Bunlar kimdi, çiftçiler, ayakkabıcılar. Yani ameleler. Ama ne yaptılar ABD’ye gelince? Çocuklarını iyi okullara gönderdiler. Onlar da çocuklarını daha iyi okullara gönderdiler. 4-5 kuşak sonra dünyanın en elit, en üretken ve en ön planda, ağırlığı hissedilen insanları Yahudiler oldu. Bugün Amerika’nın Yahudi lobisi, Türkiye’nin bile dikkate aldığı ve kavga etmek istemediği bir olaydır. Onu herkes biliyor. Ben de bunun idrakindeyim ve onları sıcak tutmaya çalışırım. Sizin orada verdiğiniz bir figür var. 14 milyon dünyadaki toplam Yahudi nüfusu. 7 milyar dünya nüfusu. Binde 2’lik bir nispete rağmen diğerlerinden daha tesirli. İsrail’i ayakta tutan da Amerika’daki Yahudi lobisi. Nobel kazananların yüzde 32’si Yahudi. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman bu hareketin eğitime verdiği ağırlık çok iyi alınmış bir mesaj."

Ve su son teknoloji bilgisayarlarin-telefonlarin artik herkeste olmasi mevzuuna gelince. Bu tür övünmelerden ben sahsim adina sadece utaniyorum. Sebebiyse: Bu teknoloji senin eline geldiyse bunda senin payin SIFIR ! Bu eline geldi cünkü batili mühendisler gecesini gündüzüne katip calisti, üretti...Sen sadece pazarsin..Yani samandan küspeye gecen dananin sevinmesi gibi bisey...Basta belittigim gibi sayin yazar, mevzu kisinin kendinde bitiyor sahip olduklarinda degil. Almanyada ikinci dünya savasindan sonra tas üstünde tas yoktu..Simdi yine yiksan bi kac yil sonra yine yaparlar..

Benim yazmak istediklerimse: Yazinizda Erzurumdaki hayat standartindaki artisdan bahsetmissiniz. Sizce bu önemlimi ? Bakin dünyanin hayat standarti en yüksek olan ülkesi Katar. Elektrik-Su ücretsiz. En pahali oteller, yüksek binalar bu ülkede. Peki sebebi ne, Katarlilar bunu hakkettilermi. -Hayir ! Sebeb Petrolleri ve rezervlerinin daha 300 yil yetecegi söyleniyor. Gecen yabanci bi kanali izlerken bu ülkeden bahsedildi. Söyle; Dünya tasarruflu enerji tüketimi konferansi bu ülkede yapiliyor.Daha az cevre kirliligi icin. Moderatör sordu. -Peki Katarlilar bu konu hakkinda ne kadar duyarli ? Cevap: Hic bi fikirleri yok..Elektrik-su beles, benzin sudan ucuz..Diger ülkelerin cevre zararlisi oldugu icin yasakladigi araba yarislari burda. Yani resmen ülkeyle dalga gectiler..Kesinliklede haklilar. Simdi Erzurumun yükselen standartlari. Bunda Erzurumlunun katkisi ne? Üniversite-Askeriye ve Devlet ofisleri olmasa Erzurumu ayakta tutabilecek, kactane "made in Erzurum" unsuru var ?

Neden böyle bi baslik attiniz ? Almanya yi ne kadar biliyorsunuz, orda hic bulundunuzmu ? Almanya issiz bi aileye, Türkiyede bi mühendisin kazandigindan fazla maas veriyor ! Aslinda cok bilmislik yapip, öyledir böyledir diye yazmak istemiyorum. Internet altinizda bi zahmet arastirin. Sizin böyle bi yaziyi ele almanizi, ben iki sebebe bagliyorum; Birincisi: Kis-Kar, hergün sorun-problem okumaktan-yasamaktan-yazmaktan gina geldiginden, söyle biraz olumlu bi haber vererek insanlara pozitif enerji yükleyelim, demek istemis olabilirsiniz. Gayet güzel bi düsünce, bence kesinlikle olmalida. Ama daha iyisi söyle olurdu: Sehir tamamen batik olduguna inanmiyorum. Bu mümkünde degil zaten. Illaki bi yerde güzel bise yapiliyor, bi filiz cikiyordur. Böyle haberler bence istediginiz etkiyi daha iyi yapar(di). Ikincisi: Inanarak yazdiniz, elhem buldunuz, halkin bilmesi gerek diye düsündünüz. Eger durum böyleyse yazilacak-cizilecek cok sey var demektir...!

Muhterem Akdağ,bir ülkenin zenginliği, cep telefonu ile,araba ve koltuk takımları ile ölçülmüyor.Türkiye'nin;dış borcu 290,Özel sektör borcu 189, iç borcu 362 milyar dolar olmak üzere,toplam 841 milyar dolar borcu vardır.Merkezi Yönetim brüt borç stoğu 492.1 milyar TL'dir.Bunun,357.9 TL tutarı, Türk Lirssı cinsinden,134.2 TL'si de döviz cinsinden borçtur. 2013 bütçesi 404 milyar TL'dir.Bütçe açığı 34 milyar TL'dir. Yetkililer ülkeyi zam ve vergi ile idare ediyorlar.Bunların vatandaşa etkisi de onu biraz daha fakirleştirmektir.Üretim hemen hemen yok,ihracat çok düşük olduğu için maliyeti vatandaş karşılıyor.Mesela Almany'nın 2011 yılında,sadece Mayıs ayında ihracatı 145 milyar dolar oldu.Bizim 80 yılda ihracatımız,134 milyar dolardır.Bunun 20 milyar dolarının hammaddesi dişarıdan gelir,geriye devede kulak kalır.Sıcak parayla devlet idare edilmez.Finansal kalkınma doğru bir tabir değil.Kalkınarak büyüme gerçek büyümedir.Tüm kurum ve kuruluşlarda,tüm sektörlerde büyümemiz lazımdır.Üreterek ihracat yapmamız lazımdır ki gerçek büyüme olabilsin.Makina,enerji, bilişim,otomotiv,turizm,inşaat,gıda,tarım, sağlık gibi 8 sektörde birincil önceliğimiz olmalı ama yok.Bugüne kadar,üretip de sattığımız otomobil uçak,tank, helikopter vb.yok.Enerjinin %75'ini dışarıdan ithal ediyoruz(Enerji Bakanının açıklamsı), üniversitelerimiz yattığı için bilişim hemen hemen yok.Bizdeki üretim değil,rant ekonomisidir.Sözde büyümede rekor kırıyoruz ama bu büyümeden,571.9 milyar TL ile en büyük payı,yine toplumun en zengin % 20'si alıyor,her nedense bu büyümeden toplumun %20 fakir kesimi,61.2 milyar TL alıyor,bu oran yıllardır da hiç değişmiyor.Halbuki gelişmiş ülkelerde bu oranlar arasında böyle bir uçurum farkı yoktur. Yetkililerimiz de bu konuya hiç girmiyorlar.Bir ekonomi duygusal politikalarla yönetilemez.Geçen yıl en yoksul %20 ile en zengin %20 arasında tam 8 kat gelir farkı oldu.Bu oran gelişmiş ülkelerde 3.5 kattır.Yine geçen yıl en zengin kesim,toplam gelirden %46.7 pay alırken,en fakir kesim toplam gelirden & 5.8 pay aldı.Nüfusun % 16.1'i yoksul riski altında.Aslında bunları çoğaltmak mümkündür. Selam eder,sevgi ve saygılarımı sunarım. Hoşça kal.Allah'a emanet ol.Âmin !..

Doğru demişsiniz yollar arabadan geçilmiyor. Evler bir değil bir kaç tane. Her sene değiştirilen koltuk takımları beyaz eşyalar. Çoluk çocuğun İPhone5 keyifleri daha nasıl fakirlik varki. En fakir semtte bile her evden üç beş cep teli çıkıyor ayda en az 100, 200 lire tel parası ödeniyor. sonrada fakirlik. Yalan vallahi yalan yazzarın dediği doğru tek sıkıntılı şe kanaatsizlik ve israf gerisi yalan ağrı dağı bey.