Erzurum Gazetesi Arşiv

80 Ulke'nin ayni anda izledigi açilis muhtesemdi... Fransa'dan buyuk bir heyecan ve gururla izledim.. Umarim hersey yine harikulâde sekliyle devam eder. Firsatçilik Dunya'nin her yerinde maalesef var. Muhim olan bunu aza indirgemek, bunun için belediye ve zabita tarafindan gerekli tedbirleri almaktir ve otokontrol mekanizmasini harekete geçirmek lazimdir.. Tum Dunya degisirken, elbetteki Erzurum'da ona paralel olarak degisim gosterecektir.. Erzurum'u Dunya sehirleri arasinda gormek istiyorsak, çagdaslasmaya çok onem vermemiz lazimdir. Buda egitimle ve tek tip insan modelinden çikip, çesitli kulturleri içinde barindiran bir sehirlesme modeliyle olur. halkin kendi kendine degismesi olmaz. Sosyallesme olabilmesi için bunun gayretini sivil toplum orgutleri, sanatçilar, yazarlar, fikir adamlari, aydinlar medya v.s ustlenmelidir. Yoksa halk kendi kendine bir donusume ugramaz..ugrayamaz... Erzurum'a sevgi ve selamlarimla... Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France

murat hocam kalemine, emeğine sağlık. Bunları konuşuyor olmakta belli merhaleleri geçtiğimiz anlamına geliyor, en azından sıkıntının ne olduğu biliniyor, sorunu anlamak çözmenin yarısıdır...bu yazıyı öyle büyük puntolarla bazı bölümlerinin altı çizilerek şehrin görünen bölgelerine asılması teklifinde bulunuyorum....

ELİNİZE SAĞLIK MURAT HOCAM. ERZURUM ERZURUMLULARINDIR DİYE BİR DÖNEM HALK HÜKÜMETİ KURAN DADAŞLAR SLOGAN GELİŞTİRMİŞLER.. 17 HAZİRAN 1919 DA BU ŞEHİRDEN GÖÇ EDİLMEMESİ İÇİN KARAR ALMIŞLAR.. NERDE O DADAŞLAR, NEREDE O KARARLARI ALAN YÜREKLİ İNSANLAR.. SANCILIYIZ.. SANCIMIZI DİLE GETİRDİĞİNİZ İÇİN SAĞOLUN.. DIŞ YÜZÜMÜZE TRİLİYONLUK MAKYAJLAR YAPSAKTA DERT İÇERİDEN..RUHUMUZ PÖRSÜDÜ..SANCI İÇERİDEN.. SANCIYI DUYANLARIN İNİLTİSİ YAZINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..

gidenlerin yerini alan niteliksiz insanlar yalnız turistleri kazıklamaya çalışmıyor, memleketini görmeye gelen erzurumlularıda kazıklamaya çalışıyorlar. çok iğrenç. üstüne üstlük birde kendilerine uygun niteliksiz belediye başkanı varki, hak getire. şehir dökülüyor. boşuna dememişler Allah topluma göre baş verirmiş. yazınızda zikrettiğniz gibi mesele erzurumda niteliksiz insanların kalması.

Yaşadığımız yerde sorun mu var ? Evet var .Peki biz bu sorunu çözmek için ne yapmalıyız?Bir yerde insan varsa o ortamda sorunlar da vardır.Bu sorunlara sırtımızı dönmemeliyiz.Bize değmeyen yılan bin yıl yaşasın zihniyetine katılmıyacağız . Her bireyin topluma kattığı bir değer vardır .Adam kayırma,hırsızlık,hor görme tarihe karışmalıdır.Her birey Sürdürülen mücadelenin neresinde olduğunu kendisini sorgulayarak bulmalıdır. Bu hesap bir Vatan borcudur.Bir insan ne sosyal ,ne aydın, ne Atatürk’cü ,ne dürüst ,ne de ahlaklı bir kişi olarak dünyaya gelmez .Hepimizin bildiği gibi bütün bunlar sonradan kazanılan değerlerdir.Demek ki ,her gün kendimizi sorgulayıp hesap vereceğiz.Çünkü daha fazla aydın ,milliyetçi gerçekçi, sosyal bir toplum daha has Atatürkçü, dürüst ve gerçekten ahlaklı bir birey olabilmek için ciddi yaşamalıyız.Diye düşünüyorum.

Yazınızı bir solukta okudum, Yüreğimden inşallah erzurumlu hep o övcülere layık kültürünü ve davranış kalıplarını değiştirmeden şehrin marka yaratmadaki vizyonunu, stratejisini değiştirmiştir diye düşünüyordum ki yazının son prağrafı turşu satmama sebep oldu biz bu değiliz diye düşündüm. Biz Erzurumu gelecek için hazırlıyorsak herkes sevgisini, yüreğini, değerlerini bu işe harcamalı...çocuklarınız için....

“Üretim ve tüketim ilişkilerinin yoğunlaştığı alanlar olması sebebi ile sosyoloji, hukuk, siyaset ve iktisat gibi birçok disiplinin veri olarak aldıkları mekânlardır.” Bu tanım, mimar Güneş Eraslan'a aittir. Yazıda tırnak içine almış olmama rağmen mimarımızın adını eklemeyi unutmuşum. Değerli okurların bilgilerine...