EZO, ZMO, DATÜB’ÜN YAKLAŞIMI ORTAK:
ÜGD HAKSIZ REKABET OLUŞTURMAMALI
Tarım’da Doğrudan Gelir Desteği (DGD) Uygulaması, yerini Üretim Geliri Desteği (ÜGD) uygulamasına bırakıyor. Erzurum’daki tarımsal STK kuruluşları kırsalda üretim olgusunu destekleyecek olmasına rağmen, ÜGD’ye ihtiyatlı yaklaşıyor ve endişelerini dile getiriyorlar.
Erzurum’daki tarımsal sivil inisiyatif kuruluşları, DGD’nin yerine ikame edilecek olan ÜGD uygulamasını değerlendirdiler. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, tarımda yapısal desteklemelerin uygulaması gerektiğini belirterek, verilen destekleri yeterli bulmadıkların ifade etti. DATÜB Başkanı Ilıcalı da tarımda verimlilik sorununa dikkat çekerek, doğu ile batı arasındaki kalkınmışlık farkının bu alana yansımasının sorunları artırdığını ifade etti.EZO Başkanı Mücahit Harmandar da, doğu çiftçisinin iklim şartlarından dolayı üretimin azaldığını ifade etti.
DGD’ nin kaldırılmasıyla birlikte, sivil toplum kuruluşları DGD nin kaldıralırarak, üretime yönelik karar alınmasının avantaj ve dezavantajlarına değindiler. Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, tarımda yapısal desteklemelerin uygulaması gerektiğini belirterek, tarıma verilen destekleri yeterli bulmadıkların ifade etti.
DATÜB Başkanı Ilıcalı da tarımda verimlilik sorununa dikkat çekerek, doğu ile batı arasındaki kalkınmışlık farkının bu alana yansımasının sorunları artırdığını ifade etti. EZO Başkanı Mücahit Harmandar da, doğu çiftçisinin iklim şartlarından dolayı üretimde verim alınamadığını belirtti.
ZMO: GİRDİ MALİYETLERİ FARKLI
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, bugüne kadar verilen DGD nin batıdaki üretiminin yüzde 40’ını doğudaki üretiminde yüzde 10”unun karşılandığını belirterek, doğu ile batı arasında üretim girdi maliyetleri farkına dikkat çekti.
ZMO YAPISAL DESTEK İSTEDİ
Tarımda yapısal desteklerinin hayata geçmesinin önemine değinen Demir, “ DGD nin ürün çeşidi gözetmeden herkese eşit miktarda verilmesine daha öncede karşı olduğumuzu ifade ettik. Hata bir nebzede olsa yeni düzenleme ile telafi edildi. Ancak, tarım sektöründeki desteklemenin yeterli olmadığı düşüncesindeyiz. Türk tarımında yapısal değişiklikler yapılmadır. Tarım destekleri GSYİH”nin yüzde 1’inin altında. Doğu ile batı arasında fırsat eşitliği sorunu var. Batıda tarım sektöründeki verimde optimizasyon sağlanırken, doğuda iklim şartları ve üretim girdi maliyetlerin yüksek oluşu sorunları artırıyor. Uygulamanın üretim başına verilmesi doğu da verimlilik imkanlarının tartışılmasını da gündeme getirecektir. Bugüne kadar uygulanan yanlış tarım politikaları üretimde önemli sorunlar oluşturmuştur.” dedi.
TARIM SEKTÖRÜNDEKİ OLUMSUZLUKLAR DOĞUDA DAHA HİSSEDİLİR
Tarım sektöründeki sorunlara değinen Demir, “Destekleme siyasalarındaki değişim, etkin olmayan yapıyı daha da geriye götürmüş, başta hayvancılık olmak üzere hemen tüm ana alt sektörlerde üretim yapısı kırılmıştır. Üretimde geriye gidiş ve imzalanılan uluslararası anlaşmaların sonucu olarak, 1990'lı yılların ortalarından itibaren ülke, tarımsal dışsatımdan daha fazla tarımsal dışalım yapan bir ülke konumuna girmiştir. Çiftçiler borç altında ezilmekte ve süreç içinde mülksüzleşmektedirler. Yoksulluk, ülke kırsal yaşamının kendini yeniden üretme kapasitesini tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Türkiye köylüsü, yaşamını sürdürebilmek için kendine özgü beka stratejileri oluşturmaktadır. Ancak bunun sürdürülebilir olmadığı ortadadır. Kırsaldan kopup kent varoşlarına yığılan insanlar, insan onuruna aykırı koşullarda ve kültür erozyonuna açık biçimde konumlanmaktadırlar.
Özelleştirme uygulamaları, üretim ve sosyolojik yapılar üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Kamu tekelinin kaldırılarak rekabet ve verimliliğin yükseltilmesi meşruiyet temelinde gerçekleştirilen özelleştirmeler, özel tekeller doğurmuştur. Rekabetten uzak bir ortamda çalışan bu işletmelerin birçoğu küresel süreçte çokuluslu şirketlerin eline geçmiş, yerli sermaye taşeron konumuna gerilemiştir. Tarımsal kamu yönetimi ulusal özünü önemli ölçüde yitirmiş, IMF ve Dünya Bankası politikalarının yürütücüsü konumuna dönüşmüştür” dedi.
EZO: DGD GÖÇÜ AZALTTI
Erzurum Ziraat Odası (EZO) Başkanı Mücahit Harmandar da tarım ve hayvancılık sektörlerine doğrudan veya dolaylı olarak verilen teşviklerin, şehir merkezine göç eden toprak sahiplerini geri dönüşe teşvik ettiğini belirterek, yeni uygulamayla üretimde verimliliğin artırılmasına yönelik kararlara imza atılmasını istedi.
DESTEKLEMER NE GETİRDİ?
Köylüye ciddi ekonomik destek verildiğini ifade eden Harmandar, bu desteklemeler kapsamında Erzurum'a yılda yaklaşık 70 milyon YTL sıcak para girişi sağlandığını kaydetti. Her bir çiftçinin tarım ve hayvancılık sektörlerindeki çeşitli desteklemeler kapsamında, yıllık hibe olarak ortalama 10 bin YTL'lik kaynak kullandığını ifade eden Harmandar, ''Devletin tarım ve hayvancılık sektörüne verdiği destek, köylüyü ekonomik olarak ciddi anlamda rahatlatırken, kentte yaşayıp da ekonomik sıkıntı içerisinde olan toprak sahibi vatandaşlarımızın köye geri dönüşünü teşvik ediyor. Ancak üretimin artırılması yönünde destek verilmesi verimliliğini artırılması yönünde olmalıdır. Uygulamanın kaldırılması üretimde verimlilik konusunda gündeme getirecektir. Hükümet, sanayicinin ilgisini Erzurum’a ve bölgeye çekebilmek adına bir takım teşvikler uyguluyor. Biz de tarım ve hayvancılık sektörleri için Doğu teşviki istiyoruz. Çünkü Doğu’daki çiftçiyle Batı’daki çiftçinin arasındaki gelir farkı bir şekilde kapatılmak durumunda. Öbür türlü bizim yöremizdeki bir çiftçinin Batı’daki çiftçiyle rekabet etmesi mümkün değildir. Bütün bölgelerin bu anlamda eşit seviyeye getirilmesi gerekiyor. Biz hükümetten öncelikli olarak bunu talep ediyoruz. Şayet hükümet çiftçiye destek olma konusunda samimi ise, bu işte adaletli davranmasını istiyoruz. Doğu’ya üvey evlat muamelesinde bulunulmamalı.''dedi.
Özellikle büyük şehirlere göç eden toprak sahiplerinin, uzun yıllar sonra yeniden köylerine geri dönerek toprağını işlemeye başladığını kaydeden Harmandar, 'Madem hükümet bundan böyle üretime destek olacak. O halde, bölgeler arasında iklimlerden oluşan farklılıkları göz önünde bulundurup, bölgemizdeki üretime ayrı teşvikler vermelidir. Çünkü bir şekilde bu uygulamada adalet ölçüleri esas alınmalıdır. 'Devletin verdiği desteğin cazibesiyle, kentte yaşayan toprak sahipleri yaz dönemlerinde köyüne geri dönerek toprağını işlemeye başladı. Bu şekilde köyüne dönen her köyde 5-6 aile var” dedi.
DATÜB: HEM SEVİNDİK HEM ÜZÜLDÜK
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı, “Sayın Başbakan’ın bu açıklamasına hem sevindik, hem üzüldük” diyerek, gelir desteğinin araziye değil, üretime yönelik olarak verilmesi uygulamasının kendilerini sevindireceğini, ancak yöredeki üretim şartlarının göz önünde bulundurulması halinde ise, üzüldüklerini ifade etti.
ÜGD BATI ÇİFTÇİSİNE YARAR
Erzurum’da yılda sadece bir kez hasat yapabilen çiftçinin, elde ettiğimi mahsul miktarınca destek alabileceğine dikkati çeken Ilıcalı, yılda üç veya daha fazla mahsul alabilen Batı’daki çiftçilerin bu durumda çok daha avantajlı olacağını kaydetti.
GELİR UÇURUMU BÜYÜR
Ilıcalı, “Erzurum’daki çiftçi 1 ekip 5 alırken, Batı’daki çiftçi ise, 1 ekip 35 alıyor. Her iki çiftçi arasındaki gelir uçurumu, haksız rekabet olmayacak mı?” dedi. Doğrudan Gelir Desteği’nin araziye değil de, üretime verilmesi yönündeki adımın, yıllardan beridir savunucusu olduklarını anımsatan Başkan Nazmi Ilıcalı, “Biz yıllardan beridir DGD uygulamasının yanlışlığından bahsediyoruz. Bu paralar toprak için değil de, üretim yapan çiftçi için ödensin diyoruz. Sonunda bu yanlışın görülmüş olması güzel. Ancak Sayın Başbakan, bundan böyle üreten çiftçiye destek vereceğinden bahsediyor. Biz Erzurum’da çok zor şartlar altında üretim yapan çiftçiler olarak şunu merak ediyoruz: Batı bir kilogram tohum ekerek 35 kilo mahsul elde eden çiftçiyle, Doğu’da bir kilogram tohuma mukabil ancak 5 kilogram hasat kaldıran çiftçi aynı kefeye mi konulacak?” diye konuştu.