Erzurum Gazetesi Arşiv

Tahammülsüzlük mü yoksa haset zayıflığı mı? Sevgili Mustafa Bey'in yazdığı yazı belki babası yada ailesi üzerine olabilir lakin nihayetinde muhacirlik üzerine bildiği bir konudur... Muhacirlik üzerine yazılan yazıların özellikle şu günlerde ne kadar önem arz ettiğini bil(e)memek aksine boş vakti olanların serzenişi değil mi?

şu ciddi işler neymiş ülkü efendi söylesende bizde öğrensek diyorum. edebiyattan, anı gezi ve makalelerden haberi olmayanlar işte böyle kabak çiçeği gibi kendilerini hissettirirler.

Sayın Mustafa Yolcu'nun yazısını zevkle okudum. Bir Bayburtlu olarak Orta Anadolu'ya yapılan zorunlu göç ve parçalanmış ailelerin dramını defalarca duymuştum. Bu şekilde bir takip ve ata-baba toprağına yapılan gezi hoş olmuş doğrusu. Yazıya yorum yapan Ülkü Akıncı'yı da anlamakta güçlük çektiğimi ifade etmek istiyorum. Zira her gün siyasi yorum yazan köşe yazarları dahi en azından pazar günleri farklı tarzda yazılar yazarlar. Bunu biliyor olmalı. Ayrıca kendisi isterse daha ciddi işlerle uğraşır(!) ve ciddi yazıları pekala okuyabilir.

Sayın ülkü akıncı'nın görüşlerini paylaşmıyorum. Bayburt malumunuz eskiden erzurum'a bağlıydı. erzurum'da her on aileden biri mutlaka bu şirin il ile bağlantılıdır. Bayburt kültürü dede korkut kültürüdür. O yüzden biz Erzurumlular bu ili ve halkını aziz tutar ve severiz. Yazınız ilginç bir anı..Sılaya özlem..Dede korkutun torunu olmak bu galiba..

Türkiyenin, Erzurumun bu kadar ciddi meseleri varken biz şecereden bir bayburtlunun, babasının, rastladığı başka bir bayburtlunun hikayesini okuyarak nereye varacağız.... pes.. yazmak için yazmak, yazdırmış olmak içinyazmak, boş vakti olanlara,, daha ciddi işlerle uğraşmak şart