ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik 
Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik 
Hainlere ait EYP ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi
Hainlere ait EYP ve çok sayıda mühimmat ele geçirildi
Erzurum’un şirketleşme performansı düşüşte
Erzurum’un şirketleşme performansı düşüşte
MEB’den Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
MEB’den Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli
Hainler Avrupa’nın başına bela oldu
Hainler Avrupa’nın başına bela oldu

Ahmet Göksan

Tarihe Not ve Çıkarılacak Ders
22 Temmuz 2019 Pazartesi

“15 Temmuz sabahı Makarios kuvvetleri yerini darbecilere bırakmış, kendisi de İngiliz üslerine sığınmıştı. Darbeyi hazırlayanlar iptida kendi vatandaşlarını temizledikten sonra ENOSİS ilan edecek, akabinde çoluk çocuk, kadın erkek kılıçtan geçirilecekti. Rum oyunlarını yakından takip eden Anavatan, Rum silahları Türk’ün üzerine çevrilmeden daha doğrusu onlara fırsat vermeden 20 Temmuz günü gökten denizden 307 sene hakim olduğu topraklara bir kere daha ayak basmıştı. Bu nedenle 20 Temmuz ne istila ne de tüm Rum halkına girişilen bir harekat değildir”.  1977 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

                Ülkeler arasındaki ilişkilerin tek düze gittiğini ne yazık ki hiç kimse söyleyemez. Türk Yunan ilişkilerinde olduğu gibi Türk Amerikan ilişkilerinin de olduğu gibi sürekli olarak inişli çıkışlı seyir izlediği biliniyor. Yüce Atatürk’ün dirayetli duruşu ile kısa süreli de olsa Türk Yunan ilişkiler iyi komşuluk ile dostluk çerçevesinde yürütülmüştür. Kıbrıs olayının 1950’li yılların ortalarında ortalıklara çıkarılması sonrasında ikili ilişkiler de gerilmeye başladı.

                Bozulmasının birincil nedeni Venizelos ‘un hazırladığı isim babası da olduğu Megali İdea projesidir. Bu nedenle yukarıda da kaydettiğimiz gibi Atatürk Venizelos dostluğu diye tarihe kaydedilen uygulamalar, Yüce Atatürk’ün eseridir.

İkinci Paylaşım Savaşı sonrasında estirilen soğuk savaş rüzgarları İngiliz sömürge yönetimindeki ülkeleri etkisi altına alıyordu. Yalnızca Kıbrıs’ta değil bütün sömürgelerinde kalkışmalar yaşanıyordu Yaşananların ayrıntılarına fazla girmeden 1959 – 1960 yıllarında Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Türk’lerle Rum’ların eşitliğine dayanan ortaklık kuruluyordu.

Rum’ların kurulan bu yapıyı içlerine sindirememeleri, o günlerin modası olarak kabul edilen Bağlantısızlar Hareketini de kullanarak bu devletin bir Rum devleti olduğuna bütün dünyayı inandırıldılar. Türk’lerin ülkede yaşayan azınlık olduğunu söylüyorlardı.

Daha sonra hazırladıkları Akritas Planı ile Türk’lere karşı başlattıkları ve BM’in de tanımına uygun düşen soykırım hareketine giriştiler. 01 Ağustos 1958 tarihinde kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın öncülüğünde başlayan direnişi kıramadılar. Yunanlılar Ada’da konuşlu askerlerinin sayısının 950 adet olması gerekirken 10 bin civarında askeri konuşlandırdılar. Ada’yı Yunanistan’a bağlayabilmek için kurulan bu yapının başına karanlık bir geçmişi olan Tuğgeneral Grivas getiriliyordu. BM raporlarına da yansıyan şekilde kurulan askeri düzenin bir tümen düzeyinde olduğu kaydediliyordu.

1964 saldırıları sonrasında gelen Yunan tümeni ile Rum’lar arasında kavgaya varan sürtüşmeler yaşanıyordu. Bu dönemde yaşananları 02 Mart 1993 tarihli SELİDES isimli dergide o dönemde yaşananlara değiniyordu. “Yunanistan’ın İ-kinci Dünya Savaşına girmemesiyle Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşme arzusu ile ülküsü yeniden canlandı. Bunu EOKA’nın silahlı mücadelesi izledi. Kamuoyunun Kıbrıs’a karşı sempatisi güçlendi. Ne var ki EOKA mücadelesinin bedbaht bir sonuca varması Kıbrıslılar ile Yunanlılar arasındaki anlaşmazlıklara yol açtı. Zaman zaman Hükümet düzeyinde meydana gelen çatışmalar halka da yansıyordu” diye belirtiyordu.

20 Temmuz 1974’e gelinceye dek Makarios’a karşı düzenlenen başarısız suikastlardan sonra İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis’in öldürülmesi bölünmeyi tetikleyen olaylardan bazılarıdır. 1967 yılında Yunanistan’da gerçekleşen darbe sonrasında ilişkileri iyice gerginleşiyordu. Özellikle Makarios ile Yunanlı askerler arasındaki ilişkiler bazen kopma noktasına ulaşmasına ramak kala erteleniyordu. Gidişten rahatsızlık duyan Makarios son çare olarak Yunanistan Devlet Başkanı Fedon Gizikis’e mektup yazma gereğini duyuyordu.

Mektubunda,

“Kıbrıs’ta cereyan eden ve göz yumulmayacak bazı durum ve olayları Size üzülerek de olsa bildirmek zorundayım. Bu konulardan Yunan Hükümetini sorumlu görüyorum” dedikten sonra uzun mektubunun bir bölümünde ise, “Yunan Hükümeti mensuplarının sürekli biçimde Bana karşı suikast hazırlaması ve daha kötüsü Kıbrıs Rum halkını bölmesi ve iç savaş yüzünden onları felakete sürüklemesi konuları açıklığa kavuştuğundan beri zihnimi meşgul eden ve Beni öldürmeye kadar varan uzanan bir eli hissettim” diye şikayetçi oluyordu.

Makarios mektubunun son bölümünde de “Ben Kıbrıs’a Yunan Hükümetince atanmış ne bir memurum veya vekil değil ama Helenizm taraftarı geniş bir kesim tarafından seçilmiş bir liderim. Bu nedenle milletimizin bana karşı uygun bir tavır göstermesini talep ediyorum” diyerek meydan okuyordu. Karşı duruşunun bedelini de 15 Temmuz 1974 darbesi ile görüyordu.

19 Temmuz 1974 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında ise “Yunan Cuntası’nın darbesi bir işgaldir ve bunun sonuçlarından Kıbrıs’ın bütün halkı, Türk’ler ve Rum’lar acı çekmektedir” dedikten sonra Kıbrıs’taki işgalin sonlandırılması için Güvenlik Konseyi’nden yardım istiyordu.

Böyle bir ortamdan geçirilirken Türkiye Garantör ülke olarak 20 Temmuz 1974 tarihinde başlattığı Barış Harekatı ile hem Kıbrıs Rum’larının hem de Yunanlıların demokrasi ile yeniden tanışmalarının yolunu da açıyordu.

Yunan Cuntası’nın hışmından kaçarak Paris’e yerleşen Konstantin Karamanlis dönüşünde kahramanlar gibi karşılanıyordu. Atina’ya dönüşünün 35. gününde televizyonda yaptığı konuşmasında Türk Ordusunu hedefine koyarak mücadele bayrağını açıyordu. “Bugünkü gücümüzle Türk’leri bir savaşta yenemeyiz. Bu onlara tahammül edeceğimiz anlamına gelmesin. Türk’lere karşı mücadeleyi her çareye başvurarak sürdürecek Kıbrıs’ı Türkiye’ye kanayan bir yara haline getireceğiz” diyerek çizdikleri stratejiyi ortalıklara koyuyordu.

24 Aralık 1974 tarihinde Ada’ya dönen Makarios ise aşağıda kalmamak için Larnaka uçak alanında Türkiye’ye karşı uzun süreli mücadele başlattıklarını söyledikten sonra “Bu mücadelede hedefimize ulaşabilmek için Ermeniler ve Kürtlerle işbirliği yapacağız” diye konuşuyordu.

O günlerde yeniden çizilmiş olan bu yol haritasının eksiksiz olarak harfiyen uygulandığını söylemeye gerek bile duymuyoruz. Yaşamakta olduğumuz sıkıntıların temelinde çizilen bu stratejinin olduğu gün gibi ortalıklarda duruyor. 20 Temmuz 1974 öncesinde yaşananların çok kısa bir özetini sizlerle paylaşmış bulunuyoruz.

Yaşananlardan çıkaracağımız derslerle, dik duruşumuzla yolumuza bu ve benzeri gerçekleri söyleyerek devam etmemiz gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva