Milletvekili ve bakanların koltuğuna çoğumuz imreniriz. Oysa hep nimetlerini gördüğümüzden olsa gerek bu yargı bizi kuşatıyor. Oysa ki kazın ayağı her zaman öyle değildir. Eski İçişleri Bakanı Meral Akşener ile yapılan bir mülakatta bu duruma ve Türk siyasetinde bürokratların ne kadar önemli olduğuna değinir. Sözü Akşener’e bırakıyorum:
“İçişleri Bakanı çok icracı gibi gözükür ama değildir. Size bağlı bir takım kurumlar önünüze raporlar getirir. Öncelikle bürokratınıza güvenmek zorundasınız. Üstelik benim ailem devleti kutsayan bir yapıdadır. Ben de öyle büyüdüm. Yanlış yapmamak üzerine kurulu bir sistemim var. Çok güvendiğim bir hukukçu arkadaşımı yanıma danışman aldım. Bir tek ona sordum. Çünkü öyle şeyler imzalıyorsunuz ki sonunda Yüce Divan’a gidebilirsiniz. Brifingler verildi. Emniyet, Jandarma, Valiler, Nüfus Müdürlüğü…
Nasıl bir güçtür bu?
Çok büyük bir güç, inanın. Otomobille giderken önünüzde, arkanızda size eskortluk edenlerle yaşamayı sahici gibi algılarsanız yandınız. Eğer bu güç sonsuz sanıyorsanız yine yandınız. Bir anda geliyor ve gidiveriyor.” (Sabah Gazetesi, 28 Kasım 2005)