ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Judo’da ETÜ farkı
Judo’da ETÜ farkı
Atatürk Üniversitesinde 2 yeni bölüm açılıyor
Atatürk Üniversitesinde 2 yeni bölüm açılıyor
Erzurum’da bağımsız denetim şirketi kuruldu
Erzurum’da bağımsız denetim şirketi kuruldu
ESKİ’den su israfına karşı seferberlik
ESKİ’den su israfına karşı seferberlik
Erzurum çiftçisine makine desteği
Erzurum çiftçisine makine desteği

Cahit Okcu

İşte Bu Bizim Hikayemiz…
19 Mart 2016 Cumartesi

Azın huzuru, çoğun sıkıntısı…

Az kimin azığıdır, kim on parmağıyla bir manga kurar, kim bir baş iki adımdan ibarettir değildir?!.. Ya da kim bin baş tek adımdan ibarettir?

Yara selim tuz zalim…

Kendini bavulu gibi taşıyan düzen insanı…

Merhameti riya, gazabı kira..

Kullandığı kelimelerden bihaber, mefhumlardan, menakıplardan, remizlerden bihaber taş avlunun müebbet kravatlıları…

Yüreği avlusu olan mahkum, küreği avuçları olan bahçıvan, çölü anlında olan, sulağı gözünde, diyarı dizinde olan adam!..

 Sen!..  Çok vakit var, azınlıktasın!..

Geride kalman değil şüphesiz, suç belki de senin uzaklarında. Utanma siluetinde, dişi renkli ufuklar şüphesiz senin oynaşın olmadı, huzur hep artığıydı yılların, sen karanlığın göze hasımlığına benzemektesin, mazlumun bakışına, yokuşun yorgunluğuna…

Derviş Adam azdan murat, az yemek, az düşünmek, az uyumak, az konuşmak dese de… Çoğa maya olacak az, az kaldıkça çoğa dilenmeyen az, diyerek işi çelebiliğe dökelim…

Post terbiyesi arka ceplere savuşturulunca, koltuk dervişleriyle koydaki yat çelebileri tadını çıkarmaya başladılar hayatın.

Yüzdelerin şirin, kalabalıkların cazibeli şişman cariyeler hali insanların çoklar içinde bulunma, çoğun avantajlarına ideal besleme, dolayısıyla sunileşme, dolayısıyla hunileşme hallerini doğurdu.

Sonuçta çoklar, tazı yapacaklarının önce azı dişlerini çekip öyle avlağa saldılar?..

Hali ya da düzeni besleyen insan, ya da yandaş-yoldaş dedikleri dolguların pigmelere göre insan tarifi yapmaları aynı bu iş türünden.

Düzenin tarifini en iyi onlar yapar.

Bu yüzden, vatandaşın ya da halk dediklerinin sadece masalını yazdı yıllar. ‘Halk istedi’, ya da ‘halkın takdiri’ gibi dejenere fermuar sesi ifadeler çokta gelişigüzel insan istiflenmelerini açıklayamadı. Partiler insan değil on yıllarca yakacak odun istifledi.. İktidarların yeni fikir, yeni geniz sızısı dalkavuklar hiçbir dönemde es geçilemedi, çünkü yeni kütleler her zaman bir önceki iktidarın fire stokundan doğardı. Uçlar, tezatlar arasında kalan insan için dünyada ahenk bulma bu sebeple zor. Suçlu yeni olsa da suç hep eski bir mirastı..

Deri kabuklu meyvelerin kitle sepetlerinde ancak çürüyünceye kadar uzlaşacağı belliydi. Öyleyse bu konuda söylenecek her söz, azı temsilde her zaman ahde vefalı, masum ve baki kalmakla olacaktır...

Şimdi sabahsa, bu dünün akşamından kalma bulaşık tabağı görünümünde…

Her sabah aynı güneş duayı  etse de,  ülkeleri aynı yurtları ayrı insanlar arttı.

Aynı ülkede yurtları ayrı insanlar.

Hasretleri hasetle beslenen, amelleri katran şırası yapmaktan ibaret, çölden kum çalan, bir kaşık suyu varsa Poseidon’a tuzak kuran insanlar… Düşman ülke ya da koloni aramaya gerek yok bence.

En kara farklar bu yüzyılın demokrasi uzuvlarında çıktı.

Milletler iktidar hırsıyla kara kalabalıklara bölündü,  kalabalıklar daha kara kanaatlere, kanaatler çıkarcı kartellere…

Bu ahvalde kalkıp da medeniyetten bahsetmek çalıntı kumlardan pilav yapmakla eş.. Çünkü İ.Haldun’a göre ‘Gayrı memnunlar medeniyet kuramazlar…’ Ne olur?.. Ancak mağluplar galipleri taklit ederek taklit mesuliyetler, taklit huzurlar  oluşturabilirler. Bu gün; coğrafyasına benzeyen, eliyle, dilinle, yüreğiyle medeniyet dervişi olan kaç kişi vardır bilmem, bildiğim, geleceğin geçmişin ispatı olmaktan çıktığı, bin yıl önceki bir yudum suyun  bin yıl sonraki suya benzemediği…

Susuzluk aynı susuzluk ama el, dil, yürek aynı içen, aynı yıkanan  değil…

Deterjan medeniyeti!.. El hırsız, dil arsız, göz ahlaksız…  Güce imtiyaz veren dünyada, yine ‘en mazlumdan’ az ne kaldı?..

Rahibelerin dileklerinden dudak kokusu alan mumlar… İhtirastan iktidar kokusu alan siyaset ne söylerse söylesin, yanlışa ve yandaşa giydirilen melek kürkleri, vicdanı kadı yapmadı.

Bugün!..

Her tebessüm dudağa muhalefet kaldı. Adeta insanlar kendilerini düzene yevmiyeci yapmış, abone vatandaş olarak kaldı. Sosyalistlerin yat kalk hayatı tipi, gülü sökmesi vatandaşa koklaması oligarşiye ait... İnsanlar hep az haykırıp çok saklandıkça gizli, marşlı, alacaklı sınıflara karışıp aşure oldular.

Nihayet, aklın uzağında az ateş çok orman yaktı…

Gündelikçi hayatın azarı insanlar, yalanı, haramı, riyayı yeniden öğrendi.

‘Boşver’ parolası oldu sosyolojinin. Ustalaştıkça meşru kalınan ölçüler nasılsa irfandan değildi...

Derisine kumaş yapıştırılmışlar ve derisi boyanmışlar için şeytan yeni uzlaşılar buldu.

Zenginler ve fakirler diye tanıdığımız bu çukurlar ve tepeler arasında,  ‘gavurboğan’ çıkmazlarından, marka tazılar salınmış ‘gavur saklayan’ cilalı bulvarlara felsefe hattı kuruldu…

Ecnebi mahalle bakkalının bile patlamamış Çanakkale mermileriyle tartıp, gram gram sattığı milliyet ve irfan…

Şimdi kimler hakimden, kimler hâkimden taraf durur da taraflar belli olur bilmem..

Hengâme hala alkışla beslenmekte. Oysa teşvik edici değil temkinli yaklaşmak lazımdı meddahların serenadına.

İşte alkışlarken yumruklarınız, İşte gülerken dişleriniz çalındı…

Horatius: 'quid rides de te fabula narratur '  ‘Ne gülüyorsun, anlattığım senin hikayen.’…

 Ve Mevlana; gözyaşı ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.

Eskilerin tabiriyle, ödünç güle güle gider, ağlaya  ağlaya gelirmiş..

İyi niyetlerimizi ve selamlarımızı çok ödünç verdik çok…

 Kalabalıklar bankalara benzedi, bu sebeple kimse tebessüm satın almasın, kimse huzur kiralamasın, borç almasın yarınlarını…

Tek teselli azlar!..

Azların hikâyesi sade, tebessümü yaradılıştan…

Bu bizim hikâyemiz işte…

Anlıyor musunuz?..

Az gülün!..

Güllere artık bülbül rengi boyanmış kargalar musallat edilmekte…

Unutmayın insan güldürülerek de öldürülür…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
yakup aydın 30 Mart 2016 Çarşamba  09:16

Herkese Kucaklar dolusu Selam ve sevgilerle harikasın abi Rabbim gözden nazardan saklasın Ailenizle beraber herşeyi gönlünüzce eylesin Allah a emanet olun

Yorumu oyla      6      4  
M. Tevhit Gülseven 21 Mart 2016 Pazartesi  13:19

Üstad, öyle bir kaleminiz var ki; yorum yazarken ne ve nasıl yazarım diye neredeyse sizden yardım isteyeceğim. Kalemin, gönlün ve sevdiğin her değer sağlık ve muhabbet ve esenlikle yoldaşın olsun...

Yorumu oyla      7      4  
AkınYAR 20 Mart 2016 Pazar  20:44

Birgün anlaşılır şiir,çogu gitti zı kaldı. Üstad yorum seninle güzel.Varol

Yorumu oyla      7      4  
Gürhan Özorhan 19 Mart 2016 Cumartesi  22:16

Sevgili Üstadım, yüreğimin kapısını aralamak isteyenin elinde kalır tokmağı? Eğer nehirler tersine akarsa yatağının nasıl tahrip olduğu görülebilirler insansız kalabalıklar.Yağmur gibi yağan yalanlar, vicdanları talan ede dursun; Haz alarak dinlediğim ezan sesini, yok olan vicdan seslerini özler olduk.Kaleminiz daim olsun dualarımla, Ülküyle Esen Kalınız.

Yorumu oyla      7      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva