ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
AİÇÜ’den Filistin’e destek yürüyüşü
AİÇÜ’den Filistin’e destek yürüyüşü
Maden işçileri gözyaşlarıyla uğurlandı
Maden işçileri gözyaşlarıyla uğurlandı
Akpunar: Hiçbir partiye geçmeyi düşünmüyorum
Akpunar: Hiçbir partiye geçmeyi düşünmüyorum
‘7 terörist etkisiz hale getirildi’
‘7 terörist etkisiz hale getirildi’
‘Türkiye’de alanında bir ilk’
‘Türkiye’de alanında bir ilk’

Nurullah Özkılıç

Hacı Salih Efendi’yi Rahmetle Analım
4 Mart 2012 Pazar

2 Şubat l991 Perşembe günü Hacı Salih Bilgin Efendi’nin “Ufûl” edişinin 4. yıldönümüdür. Yüce Allah’ın rahmet ve bereketi üzerine olsun, makamı cennet, kabri cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Trabzon’ un Çaykara ilçesi Akdoğan köyünde dünyaya gelen Hacı Salih Efendi, babası Şerif Efendi ile beraber Hasankale’ye gelir. Âlim ve fadıl bir zat olan muhterem babaları imamlık vazifesi ile birlikte talebe okutmaya devam eder. 9 yaşından itibaren Hasankale‘ de ilim tahsiline başlayan Hacı Salih Efendi, babasının rahle-i tedrisinden geçer ve icazet alır. İlk olarak Hasankale’ nin Sivaslı Camiinde göreve başlar; daha sonra 93 yıllık ömrünün büyük bir kısmını Çöğender‘de geçirir. İlim yolunda büyük gelişme ve yükselme ile beraber talebe okutmaya da devam eder. Böylece yüzlerce ilim adamı yetiştirir. Daha sonra maneviyat ummanına dalan Hacı Salih Efendi, Çaykara âlimlerinden Hacı Ferşad Efendi’den manevî terbiye alarak nakşî zincirine bir halka olur. Ahmet Gümüşhanevî Hazretleri’nin halifesi olan Hacı Ferşad Efendi, Hacı Salih Efendi’nin gönül dünyasında bambaşka bir ufkun açılmasına vesile olur. Çok kısa bir zamanda Allah yolunun sevdalısı olarak tasavvuf yolunda manevî derecelere kavuşmayı Cenab-ı Hakk nasip eder. Günden güne halkın sevgilisi olmaya başlar. Hayatı ilim okutmak, hakkı ve hakikati bildirmek, sırat-ı müstakim üzere bir hayatın yaşanmasına vesile olmakla geçmiştir. Sünnet-i Rasûlullah’ı yaşaması, daima tefekkür hâlinde Allah (c.c.) ile beraber olması gönüllerde büyük bir tesir bırakmıştır. Birçok insan onun manevî cazibesi ve sonsuz ilmi karşısında Kuran yolunun yolcusu olmuştur. Erzurum’un yakından tanıdığı ve gönülden sevdiği Hacı Salih Efendi Hazretleri, daha sonra İstanbul’a gider ve birçok insanın hidayetine vesile olur. Bir gönül adamı olmanın verdiği manevî iklim içerisinde etrafında bulunanlara safa bahşeder. Huzurunda ve sohbetinde Allah ile beraber olmanın mutluluğu yaşanır. Hacı Salih Efendi, dünyaya hiç ehemmiyet vermemiş daima insanlara hizmete koşmuş, sofrasında misafirsiz yemek yememeye gayret etmiştir. Numune-i imtisal olan hayatı Rasûlul-lah’ın çizgisinden asla uzak olmamış, en büyük kerameti Sünnet-i Rasülullah’a ittibası olmuştur. Milletimizin ışık şahsiyetlerinden biri olan Hacı Salih Efendinin mübarek naşı 6 ay sonra izinsiz olarakkabrinden çıkarılarak Çögender Köyü’nde yeniden defnedilmiştir. Mezarı gece yarılarında gizlice açan Çöğender Köylüleri mübarek vücutlarının hiç bozulmadığını hayretle müşahede etmişlerdir. Bir Allah dostu olarak gönüllerde sevgi meşalesini yakmış, birçok insanın gönlünde bayraklaşmış, bedeni ile bu dünyanın sıkıntılarından ayrılarak ebedi âleme “Ufûl“ etmiştir. Cenab-ı Allah kabrini nûr, günahlarını mağfur eylesin, bizler için de şefaatçi olmasını Rabbim nasip eylesin... HACI SALİH EFENDİ İLE BULUŞMA 1977 yılının sonbaharında kutlu bir günün müjdesi ile uyandım. Muhterem pederim Hacı Yusuf Efendi ile beraber bir Allah dostu ile buluşmak üzere Hasankale’de bulunan evimizden çıktık. Erzurum'un Köşk Mahallesinde Salih Akbaba’nın (Hami Akbaba’nın babası) evinde Hacı Salih Efendi’yi ziyaret ettik. Yaşlı hâline rağmen, beyaz sakalı, nuranî çehresi ile nurdan bir yumak gibiydi. Her haliyle bir Allah dostu, bir gönül adamı olduğunu sergileyen Hacı Salih Efendi, bir insan güzeli olarak gönlümüze ve kalbimize girmişti. İbadetin vermiş olduğu feyz-i İlahî, nur-i İlahî adeta alnında parlıyordu. Edeple elini öpüp huzurunda diz çökmekle yepyeni bir âlemin içinde olduğumu fark ediyor, başkalarında görmediğim derin bir sükûnet, sarsılmaz bir teslimiyet ve engin bir irfan seziyordum. Dudaklarından dökülen inci tanesi gibi sözler bir ok gibi gönül evimde izler bırakıyordu. Huzurunda mana deryalarında kulaç atmanın, gül bahçelerinde olmanın manevî zevkini yaşıyordum. Allah'a ulaşmanın, Peygambere kavuşmanın yollarını gösteriyor, ebedî kurtuluş ve saadet yollarını müjdeliyordu. Sohbetinde Cenab-ı Hakk ile beraber olmanın, huzur ve huşusu içerisinde dünyadan uzaklaşmanın farkına varmıştık. Huzurunda öteler aleminden esintiler seziyor, Allah muhabbetiyle dolup taşıyordum. Bu güzel tabloyu yaşamış ve sevgisini kalbimizde hissetmiştik. Kalemle tasvir etmenin mümkün olmadığı bir an ve bir hâl yaşanıyordu." Hâl, kal ile bilinmez. " Tasviri ehlince malûmdur. Sulbî pederim olan ibadet ehli, aklım erdiğinden beri beş vakit namazını cami' de kılmaya devam eden, Hasankale'nin kavurucu soğuklarında evimizin bahçesinde bulunan çeşmeden abdestini alıp sabah namazı için camiye koşan aşk ve heyecan dolu babam Hacı Yusuf Efendi ile birlikte bir odaya alındık. Çevrede Allah dostu olarak bilinen ilim irfan sahibi, âlim ve kâmil Çöğenderli Hacı Salih Efendi namıyla maruf zatın huzurunda idik. Nurdan bir yumak gibi gül yüzünü çevreleyen nur huzmelerini bütün maddi perdeleri aşarak kalbimize akıtan, her sözünde Allah Rızasını ve Peygamber Sevdası'nı nakış nakış işleyen Hacı Salih Efendi' nin huzurunda gönül dolusu bir mutluluk yaşadık. Hacı Salih Efendi, ellerimizi elleri arasına alarak sımsıcak bir kavrayışla gönlümüze hâkim olmuştu. Bir Allah dostunun eli ile el ele olmanın, gönül gönüle olmanın namütenahi zevkini yaşadık; cennet cennet uçmanın mutluluğuna kavuştuk. Silsile-i zehep zincirinin halkalarından biri olan Hacı Salih Efendi, Allah'a ulaştıracak yolların en güzelini gösteriyor, bizleri manevî evlatlığa kabul ediyordu. Sultan-ı Enbiya (SA.V.)'in : " Kişi sevdiği ile beraberdir. " Bir Allah dostu, bir gönül adamı ile beraber olmanın ve O'na manevî evlat olmanın zevkini yaşadık. Dünya ve masivayı tamamen terk edip gönlümüz ve kalbimizle nurdan deryalara dalmıştık. Artık yepyeni bir başlangıç ile hayata yeniden doğmuş gibiydik. Aldığımız terbiye bizi Hakk'a götürmeye, kalbimizdeki nurun inkişafına vesile olu¬yordu. Takvaya, ubudiyete, gönül dolusu zikirlerle yücelme¬ye; " İlim ve irfan yolunda gayrete, ihlâs ve samimiyete, tevazuda yükselmeye " gayret teklif ediyordu. O'nun yolu, bütün Allah dostlarının yürüdüğü Allah'a ulaştıracak yolların en güzeli olan zikr-i Hafî yolu idi. Kalplerin nura, gönüllerin huzura kavuştuğu cennet bahçelerine giden bir yoldu. Bu yol, hayatımda önemli bir başlangıçtı. Günler ayları, aylar yılları takip ediyordu. Yüce Allah'ın Kur'ân'ı Muciz' ül-Beyan'da ferman buyurduğu: " Agâh olunuz, uyanık olunuz ki, kalpler ancak Allah'ın zikri ile mutmain olur." Hakikati, esmaların nuru ile yaşanmaya başlanmıştı. Beş bin Lâfza-i Celâl ile kalp cilalanıyor, apayrı bir âlemde bambaşka bir dünya yaşanıyordu. Gönlüm bir kuş gibi uçmakta, Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin sevgisi ile dolup taşmakta idi. Bu iklimi yaşamak ve yaşat Ehl-i Sünnet yolunu takip eden Allah dostlarının yolu, Rasülullah Efendimizin yolu, Kuran yoludur. Dert ve sıkıntılardan kurtulmanın, iki cihan saadetine kavuşmanın yoludur.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gurbetten Erzurumlu... 5 Mart 2012 Pazartesi  11:52

Hal ve kaal ikliminin tasavvuf önderlerinden ('kadesserür esrarehüm')Hacı Salih efendimizin dualarına ulaşmak dileğiyle..Güzel olan bir açıdanda şuki;Trabzonlu olan bir alimin sınırlarını aşıp Pasinler gibi mübarek bir kazada ilime,irfana ışık tutması vede coğrafyamızı aşan ünüylede 'Erzurumlu' olarak bilinmesi:)Yazıya dair şükranları borç biliyorumkii böylesi manevi büyüklerimizi gurbetten duymak bizleri fazlasıyla heyecanlandırıyor:)Mevlaya Emanet Olsun Erzurum..!!

Yorumu oyla      6      4  
Bahriye DUYMUŞ 5 Mart 2012 Pazartesi  08:35

Merhume Allah’tan rahmet ve mağfiret diler,evlatlarına,akrabalarına,yakın dost ve sevenlerine sabırlar dilerim.

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Şarkışla
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Güvenin Verilmeyeni
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva