KIRKLAR TÜRBESİ
Bu ziyaret, Erzurum kalesinde, Tepsi minare yeni adıyla saat kulesi eteğinde kare şeklinde duvarlarla çevrilerek muhafaza altına alınmıştır. Üstü açıktır. İçerisinde üç mezar vardır. Kitabeleri mevcut olmadığından burada yatanların kimler olduğu belli değildir. (Eskiden üzeri örtülü iç içe iki gözlü bir yapıdan ibaretmiş, yıkılarak kaldırılmış bu hale getirilmiş.)
Halk arasında yaygın olan rivayet: Erzurum’un müdafaasında düşmanla çarpışarak şehit düşen şühedalarımız.
Bir başka rivayete göre: Erzurum’un fethi için yapılan muharebede, Kalenin fethi zorlaşır. İstişare sonucu kırk eren görev alır. Bunlara esir süsü verilerek, esir alınmışlar gibi kaleye yaklaşıp, kale kapılarını açtırmak ve bunların öncülüğünde kuvvetlerin kaleye girişini sağlamaktır. Kırklar kale kapısına yaklaşınca, durum düşmanca sezilir. İşte çarpışmalarda kırklardan şehit olan şühedalarımız burada yatmaktadır… Derler.
Hacı Abdulkerim PAYVEREN Kırklarla ile ilgili gördüğü rüyasını bizlere şu şekilde nakil etti; ”Esat Paşa haziresini ziyarete giderken yol üzerim olduğundan buradan geçerim. İki defa rüyama geldiler. Buradan geçiyorsunuz bizi fatihadan mahrum bırakıyorsunuz. Bizi de Fatiha dan dan nasiplendirin, bize sahip olun dediler. Rüyamdan sonra her geçişimde durup burada yatanlarında Fatihasını okurum.”
Burası vakıflar müdürlüğü personelinin de rüyalarına girmiş, aynı tür duyguların terennüm etmesi, sahipsizlik, bakımsızlık. Biz daha önceki yazılarımızda buraların bakımsızlık ve pislik içerisinde olduğunu yazmıştık ama duyana… İnşallah bir gün duyarlar… Yatanların ruhları şad olsun.
PABUÇLU KADI
Erzurum’un eski ziyaretlerindendir. Halk arasında pabuçla gezdiğinden pabuçlu Kadı diye anılırmış. Kabri Foto Modanın olduğu yerde idi bilahare Ulu caminin cadde üzeri batı köşesine, nakil edildi. Kitabesi yoktur. Ancak rivayetlerden anladığımıza göre Erzurum’a kadı olarak tayinle gelir. Bakımsız bir hali varmış, karşılama merasiminde gerekli protokol tam uygulanmamış. Halk pek itibar etmez, gösterilen ilginin az olduğu söylenir. Ziyaretine gelen ahali dalga geçme babında sorular sorar, sorulan her soruya cevap verirmiş.
Halkın bir ziyaretinde, kadı efendiye; Karasu nehrinin çekilmesinden sonra ovadaki sazlıkları kurbağalar istila etti, kurbağa sesleri gece ve gündüz bizleri rahatsız ediyor. Geceleri uyuyamıyoruz. Bize bir çare bulun derler. Kadı pabucunu ayağından çıkarıp uzatarak bunu götürüp o mevkie atın. Sizi kadıya şikâyet ettik. O pabucunu gönderdi çevreyi rahatsız etmesinler diye emir etti deyiniz.
Kadının talimatı yerine getirilir. Yöredeki kurbağa sesleri kesilir. Buna şahit olan çevre halkı kadı efendinin keramet ehli olduğuna inanır, hürmet eder, itibar gösterirler.
Şehir insanlarımızın Cumhuriyet Caddesi gezilerinde, Bu zatı muhteremden haberi olanlar fatihalarını okuyarak geçiyorlar. Bilmeyenler orada bir çeşme var, üst tarafı da çöplük zannediliyor. Ellerindeki lüzumsuz şeyleri atıp geçiyorlar. Yetkililerimizce orada bir yatırın olduğunu belirleyecek düzenleme yapılırsa fenamı olur? Yatırımızın Ruhu şad olsun.
Devam edecek.