Bu hafta da eğitim konusunu işleyelim. Eğitim, henüz rayına bir türlü oturtulmayan konulardan biri..Hamt olsun nüfusa göre öğrencimiz çok, neredeyse çevremizdeki birçok devletin nüfusundan daha fazla ...!
Resmi rakamlarda,MEB, 2011-2012 eğitim öğretim yılı istatistiklerinin sayısal verilerine göre, Türkiye'de 60 bin 165 okulda toplam 25 milyon 429 bin 670 öğrenci eğitim görüyor ...Tam olmasa bile okullarımız var ve atamasını yapamadığımız kadar ihtiyaçtan fazla öğretmenlerimiz var..Üniversiteye giremeyen 1,5 milyona yakın gencimiz var, üniversite bitirmiş iş bulamayan gençlerimiz var, eğitimin her alanına yayılmış dershaneleri kapatmak mı, kapatmamak mı gibi bir sorunumuz var.. Ve her bakan değişmesi ile birlikte modeli, programı değişen esnek ve oynak bir eğitim politikamız var, nesiller arası boşluk bırakan yanı dede ile torunun anlaşmasını sağlayan kalıcı ve devam edici bir eğitim sistemimiz yok...Daha birçok sorun iç içe yummak halinde..!
Bir zamanlar İlkokula başlayan öğrencilere alfabe harflerini şekillerine göre benzer objelere benzetilerek önce benzetilen obje, sonra benzeyen harfler öğretilirdi. Örneğin “ B “ harfi gözlüğe “ A “ harfi merdivene benzetilmişti. Amerika modeli olduğunu söyledikleri bu ilginç yöntemle eğitim gören çocuğum, iş yerime gelirken okulunun müdürü de yanımdaydı. Bir kâğıda “ BABA “ kelimesini yazarak çocuğumdan okumasını istedim. Yüksek sesle “ Gözlük merdiven gözlük merdiven “ diye okumuştu. Sonra İngiliz modeli, Alman modeli tarzında çeşit çeşit modeller uygulandı. Şu anda ise bütün samimiyetimle ifade ediyorum ki edebiyat fakültesi mezunu olduğum halde, ilköğretimin 3.sınıfına devam eden torunumun yazdığı bitişik el yazısını okurken çok zorlanıyorum.
Düşünüyorum; bin yıllık bir devlet geleneğine sahip bir millet, 600 yıllık çeşitli uygarlık ve medeniyetleri bünyesinde bulundurmuş ve idare etmiş tarihin en uzun ömürlü bir imparatorluğun muazzam mirası, hazine gibi büyük bir kültür ve bilim birikimi.
Bütün bunlara sahibiz ama, kendimize has kalıcı ve istikrarlı bir eğitim modeli oluşturmamışız..!
Sayın Cumhurbaşkanımız Kayseri’de yaptığı konuşmada “ Birçok alanda çok köklü reformlar yapıldı ama maalesef eğitimde bunu gerçekleştiremedik. Çok bakan değişti. Doğru insanı bulamadınız mı, görevde uzun süre kalamıyor, kalamayınca da büyük reformlar gerçekleşemiyor “ diyerek işin ciddiyetini ortaya koyuyordu.
Bir anekdotum: Bana posta mektubumu getiren üniformalı genç dağıtıcıyla tanışıyorum.
-Ben Üniversitenin felsefe bölümü mezunuyum, 4 yıldır tayin bekledim olmadı. Gördüğün gibi posta dağıtıcılığını yapıyorum..!
İnanamadım, müdürüne telefon açtım ve doğru olduğunu öğrenince, İçimden bir “ cııızzz” sesini duydum; öğretmen yetiştiriyorsun… Atayamıyorsun. Burada bir arıza var demek... Arz-Talep dengesi tepetakla... İnsan sormadan edemiyor; nerede Devlet Planlama Teşkilatı..!
Hepimizin aklına hemen şu soru geliyor; bu ülke için canını dişine takan saygın devlet adamlarımıza millet olarak minnet ve şükran borçluyuz. Onlar mutlaka bu çarpıklıkları da düzeltecekler ve buna inanıyoruz. Aslında bu önemli sorunu “ İmtiyaz yasası “ için şıp diye bir araya gelen sayın vekillerimizin dikkatlerine arz etmek istiyorum..!