İLGİ çekebilecek bir yazıyı kaleme almak, biraz da okuyucunun gündeminden haberdar olmaktan geçiyor. Pek rağbet etmesem de, gazetemizin internet sayfasında yer alan “En Çok Okunanlar” istatistiği, bunun halihazırdaki bir ölçüsüdür.
Geçtiğimiz hafta sonu itibariyle, bu ay bizim okuyucuların en fazla ilgisini çeken, daha doğru bir ifadeyle, en çok “tıklanan” başlığı; tek bir yorumla otuz üç bin civarında bir skora sahip...
“Çay’da Erzurum Rekoru”.
* * *
ÇAY ve Erzurum ikilisi, çok bilinen ve çok yaygın bir bilgi olmasına rağmen, halen dahi rağbet görüyor olmasını yorumlayabilmek için, bu haberin okuyucularının coğrafi dağılımını da bilmek lazım.
Çünkü...
Gazete sayfasında haber değeri daha yüksek olan o kadar çok “yeni ve bilinmeyen” varken, böyle bir sonuç; herhalde, dışardaki Erzurumluların “kıtlama çay hasreti” ile açıklanabilir.
* * *
ÇAYKUR Bölge Müdürümüz Sayın Zeki Sarıavcı’nın açıklamalarına göre; 2011 yılında, bin 500 tonu Erzurum’da olmak üzere, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki 10 ilde toplam 4 bin 380 ton çay satışı yapılmış.
İl ortalaması 438 ton, Erzurum’unki ise, bin 500 ton; toplamın üçte biri, bölge ortalamasının üç katından bile fazla...
Erzurum, Çaykur için çok önemli olmalı...
Peki, öyle mi acaba?
* * *
ŞİMDİ, Sayın Sarıavcı’dan beklentimiz, Çaykur’un, kendisi için bu kadar ehemmiyet arz eden Erzurum için şimdiye kadar ne yaptığı ve bundan sonra neler yapacağına dair bir açıklama...
Hani, müesseselerin “sosyal sorumluluk” kapsamında yaptıkları var ya... İşte onlardan!
* * *
İSTER özel ister kamu olsun, kar amacı güden bütün müesseseler, kazandıklarının bir bölümünü, “sosyal sorumluluk”projelerine sponsor olarak halk ile paylaşırlar.
Maksat, gönül almaktır.
Maksat, toplumun refah ve bilincinin yükselmesine katkıda bulunmaktır.
Maksat, markalarının tanınır ve bilinirliğini artırmaktır.
Maksat, bizim gibilerin ağzını kapatmak, tepkilerini azaltmaktır.
* * *
GELİŞMİŞ ülkelerdeki halk, bir çok projenin kaynağını bu şekilde bulur; gözünü devletin genel bütçesine dikmez.
Erzurum özelinde pazar payı yüksek olan müesseseler, kaynak sıkıntısı çekilen projelere “sponsor” olmaya zorlanmalıdır; hem de bizzat halk ve sivil toplum örgütleri tarafından, yani mahalle baskısıyla...
Çaykur sadece bir örnek.