Ömrü olanlar daha çok Kurban Bayramı görürler İnşallah! Belki bazı okuyucularım eski bayramlardan söz etmemden sıkılmış olabilir ancak; amacımın eski-yeni kıyaslamasını yaparken, işin aslına uygunluğunu; yani Ayet-Sünnet uygunluğundan söz etmek istiyorum.
Bayramda sınırlı ziyaret yapabildim, zira Erzurum dışında yaşayan Erzurumlu kardeşlerim bilirler ki; dışarıda komşuluk başta olmak üzere, akraba –arkadaş ilişkileri de bir Erzurum seviyesinde ve samimiyetinde değildir. Belki de benden kaynaklanıyordur; onu da ben değerlendiremem!
Kurban Bayram ziyaretlerinde iki konu üzerinde konuştuk; daha doğrusu konuya ben kardeşlerimi kanalize ettim.
1-**Kurban Bayramlarında fakir sofralarında artık “et” tarih olmuştur. Fakir-fukara-ihtiyaç sahipleri artık kurban bayramlarında “et gelir de tadarız” diye ummasınlar! Et, artık Endonezya, Malezya, Pakistan veya her nereyse orada! Akıbetleri için yorum yapmıyorum; ben maddi şeyleri görmeden ve hele bu devirde inananlardan değilim! Hemfikir olduğumuz insan sayısı fazla!
*Niçin “et” oralarda? Çünkü orada kurbanlık koyun, sığır Türkiye’den çok ucuz; para meselesi anlayacağınız; bu da cemaat rantı!
Bu arada bizim köylümüz, besicimiz para kazanmasınlar; ne yazar; yabancılar kazanıyorlar ya!
Belki de küresel, enternasyonal güçler orada paranın toplanmasını istiyorlar; belki de oradaki satıcılar da Soros’un adamıdırlar; bilemiyoruz!
Niçin yabancı ülkeler; Erzurum, Kars, Ağrı, Iğdır, Ardahan, Konya, Yozgat veya büyük şehirler ne fark eder, fakir mi kalmadı ülkemizde? Ben Konya’da gördüğüm fakiri hayatımda hiç bir yerde görmedim.
Mescidin içi dururken dışında ısrar niye?
Medya besicilerimizi gösteriyor; dört yüz bin TL kazandı, üç yüz bin TL kazandı! Hâşâ; gözümüz yok! Çalışan kazansın; helal olsun!
Eğer kendileri sırf kurban bayramı diye hayvanları stoklayıp sattılarsa; o zaman ciddi bir fetva problemleri var demektir. Toptan et satıcısı ve kasaplık yapan bir arkadaşım; “Kesmeğe et bulamıyoruz, zira değerinin çok üstünde fiyat isteniyor” diye dert yakınmıştı; Kurban Bayram öncesinde!
2-Kurbana, dine karşı olan, Allah’ın emirlerine itaatten çok yorum yapan, tartışma yaratan, fitne uyandırmak isteyen, tahrip etmek isteyen insanlar-insanlarımız hep olmuştur, olacaktır. Müslüman’ın kafası bilgisizlikten dolayı karıştırılmaktadır.
Mümin şaşırmamalı, kanmamalı, muhataplarını tanımalıdır! Müslüman; bu yolun eşkıyalarını, fitne, fesat çıkaranlarını mutlaka tanımalıdır!
Hâlâ daha kurban kesimi için “vahşet”, “zulüm” “katliam” kelimelerini kullanan medyada veya avamda tiplere rastlıyoruz!
Asıl zalim olan İlahi emre itaat etmeyendir!
Ancak yukarıdaki zalim, vahşet sözünü başka bir yerde kullanmak istiyorum.
Kurban kesmenin bütün basamakları bir ibadet bilinci içinde yapılmalıdır. Her merhalesinde Sünnet’e uyulmalıdır.
Acemi kasaplara, sırf para almak için kurban kesmeye soyunan acemi kasaplara kurbanları kestirmek, paradan iktisat için hayvanı kendimizin kesmeye kalkması yanlıştır.
Daha çok dikkat etmemiz gereken konular ise; hayvanların birbirlerini kesilirken görmemeleri, gözlerinin bağlanmış olmaları, profesyonel kasaplara kestirilmeleri, hayvanı yatırırken, kesmeye götürürken, kesim sırasında nazik davranılarak İlahi emir yerine getirilmelidir! Toplu yerlerde de olsa, kombinalarda da olsa; bu kural asla göz ardı edilemez, çiğnenemez!
Tekrarını görmeyi; daha bilinçli kurban bayramlarına ulaşmayı Cenab-ı Hak cümlemize nasip etsin!