ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Güler: ‘Varlığımızın en büyük teminatı TSK’dır’
Güler: ‘Varlığımızın en büyük teminatı TSK’dır’
Tekin’den sistem eleştirisine tepki
Tekin’den sistem eleştirisine tepki
 'Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız'
 'Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız'
'Rantsal dönüşüm yapanın Allah cezasını versin'
'Rantsal dönüşüm yapanın Allah cezasını versin'
Bahçeli: Dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum
Bahçeli: Dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
22 Ekim 2020 Perşembe - 02:08

Şentop: 'Türkçesinin suyu mu çıktı?'

Şentop, "Dilimizi korumaya, yaşatmaya dair en küçük bir hassasiyet göstermiyoruz. Sonra dilin kendi kendine yaşamasını bekliyoruz. Evet dilimizi yaşatıyoruz ama yabancılaştırarak, başkalaştırarak yaşatıyoruz. ' dedi

Şentop:  Türkçesinin suyu mu çıktı?

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Dilimizi korumaya, yaşatmaya dair en küçük bir hassasiyet göstermiyoruz. Sonra dilin kendi kendine yaşamasını bekliyoruz. Evet dilimizi yaşatıyoruz ama yabancılaştırarak, başkalaştırarak yaşatıyoruz. Eğer bir dile ülkesinde üvey evlat muamelesi yapılırsa, başkalarının özenli davranmasını bekleyemeyiz" dedi.
DÜNYA DİLİ TÜRKÇE SEMPOZYUMU

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Meclis’in açılışının 100’üncü yılı anısına Gazi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen 12’nci Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’na videokonferans yoluyla katıldı.
Konuşmasında Türkçe'nin lehçeleriyle birlikte bir bütün olarak kabul edilirse 300 milyondan fazla kişinin konuştuğu bir dil olduğuna dikkat çeken Şentop, "Bir işte ustalaşmanın şartı, o işi çok tekrar etmektir. Bir dili bilmenin, öğrenmenin şartı da o dilde çok tekrar yapmaktır. Türkçe’nin mevcut halini koruması ve yaygınlaşması da kullanılmasıyla mümkündür. Bunun için de dil önce vatanında kullanılmalıdır. Alışveriş merkezi yapıyoruz adı yabancı. Bina yapıyoruz adı yabancı. Eve, konuta rezidans diyoruz. Açtığımız mağazaya yabancı ad veriyoruz. Ürettiğimiz malı yabancı isimle markalaştırıyoruz. İthal ettiğimiz teknolojik aygıtlarla birlikte kelimelerini, kavramları da ithal ediyoruz. Dilimizi korumaya, yaşatmaya dair en küçük bir hassasiyet göstermiyoruz. Sonra dilin kendi kendine yaşamasını bekliyoruz. Evet dilimizi yaşatıyoruz ama yabancılaştırarak, başkalaştırarak yaşatıyoruz. Eğer bir dile ülkesinde üvey evlat muamelesi yapılırsa, başkalarının özenli davranmasını bekleyemeyiz. Ülkemizde her yıl yüzbinlerce kişi yurtdışına gidiyor. Şu anda bu salonda bulunan kardeşlerimizin çoğu da yurtdışına gitmiştir. Herkes gittiği ülkelere dair gözlem yapmıştır. Çevreye bakarak o ülke hakkında izlenim edinmiştir" dedi
"TÜRKÇESİNİN SUYU MU ÇIKTI"
Türkçe kullanımının dilin varlığı açısından önem taşıdığını kaydeden Şentop, "Bizim ülkemize de yabancılar geliyor. Özellikle turizm şehirlerimizde insanlar Türkiye’de olduklarını anlamıyorlar bile. Kendilerini ülkelerinde gibi hissediyorlar. Kahvehane Avrupa’ya kafe diye gitti. Sonra kahvehanelerimiz kafe oldu. Lokanta restoran oldu. Önünüze konulan yiyecek içecek listesindeki isimler yabancı. İş yerlerinin tabelası yabancı. Sonra sorulduğunda dilimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi sevdiğimizi söylüyoruz. Sevgi söylem değil eylemdir. Bizim önce dilimizi sevmemiz gerekiyor. Güncel olduğu için bu konuda bir örnek vermek istiyorum. Malum korona virüsü salgını sürecindeyiz. Bütün insanlığı tehdit eden bir salgın. Adı üstünde salgın. Peki biz salgına karşı hangi kelimeyi kullanıyoruz? Pandemi. Türkçesinin suyu mu çıktı? Meramımızı dile getirirken kendi kelimelerimizi, kavramlarımızı kullanmazsak biz ne kadar kendimiz olduğumuzu iddia edebiliriz? Eğer bir milliyetçilikten söz edeceksek başında Türkçe’yi doğru, düzgün konuşmak gelir" diye konuştu.
"DÜNYA KÜLTÜRLERİ ARASINDA KÖPRÜLER KURMAK GAYESİYLE ÇALIŞMAKTAYIZ"
Türkçe'nin bilim dili olması, çok tanınması için uluslararası çalışma ve araştırma alanlarının belirlenmesi, yabancı bilim adamlarıyla Türk bilim adamlarının iletişim içinde olmaları ve farklı konuları müzakere etmeleri gerektiğine dikkat çeken Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş ise, "Bu gereklilik doğrultusunda Yunus Emre Enstitüsü olarak farklı kurumlarla işbirliği yaparak bilimsel ve kültürel çalışmaları desteklemek, ortaya çıkan sonuçları çeşitli yayınlar vasıtasıyla dünya kamuoyuyla paylaşmak, böylelikle dünya kültürleri arasında köprüler kurmak gayesiyle çalışmaktayız. Bu gaye çerçevesinde Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’na her yıl destek vermekteyiz. Bu yıl Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde Gazi Meclis’in açılışının 100’üncü yılında 12. Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’nunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
"TÜRKİYE BİR DÜNYA DİLİ"
Dilin etkileri üzerine konuşan TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, "Dil yaşanılan coğrafyada şekillenerek kültürü oluşturuyor. Oluşmuş kültürü de yeni nesillere aktarıyor. Dilin bir de milli tarafı var, kültür tarafı var. BM verilerine göre 193 ülke var dünyada. Dünya’da 7 bin dil var. 193 ülke var. 7 bin dil var fakat 7 bin tane devlet dili yok. 7 bin tane resmi dil yok. 7 bin dil arasında T harfi ile başlayanlara baktım. En çok konuşanı olan ülke Türkiye. Dil konuşma dilidir. Bazı konuşma dilleri yazı dili haline gelir, her yazı dili dünya dili değildir. Yazı dillerinden bir kısmı sadece devlet dili, bilim dili, edebiyat dil olmuştur. Bunun da ilerisine gidelim her resmi dil eğitim dili olamamıştır. Türkiye bir dünya dili. Devletlerin itibari ile beraber dillerin değeri artıyor. Türkçe’ye çok rağbet var. Yunus Emre Enstitüsü bambaşka bir açılım ve modern teknikle çok fazla sayıda insana Türkçe öğretiyor. Ben de yurt dışında gezdiğim yerlerde her yaştan insan Türkçe öğrenmek için geliyorlar. Türk dizileri dünyada Amerika dizilerinden sonra ikinci ihraç edilmekte. Bunların hepsi Türkçe'nin itibarından geçiyor" diye konuştu.
"16 Türk devleti kuran milletimizin beslendiği kaynak, tutunduğu dal hiç şüphesiz Türk dilidir"
Toplumu oluşturan bireyler arasındaki iletişimi sağlayan dillerin tarihsel süreç içerisinde milletleşme ve kimlik edinme sürecinin en önemli unsurları olduğunu kaydeden Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, "Tarih sahnesinde kesintisiz bir şekilde 16 Türk Devleti kuran milletimizin beslendiği kaynak, tutunduğu dal hiç şüphesiz Türk dilidir. Türk dili yaklaşık 14 asırdır yazılı ve sözlü olarak varlığını devam ettirmiş Türk milletinin tarih sahnesindeki en önemli güçlerinden biri olarak bugün dünyanın en eski yazı dilleri arasındaki yerini almıştır" dedi.
Prof. Dr. Yıldız, Ermenistan’ı da en şiddetli şekilde lanetlediğini ve kınadığını belirterek, "Azerbaycan’a hukuka aykırı bir şekilde saldırıp, bebek yaşlı demeden uykularında canlarına kast eden Ermenistan’ı en şiddetli şekilde lanetliyor ve kınıyorum. Azerbaycan’ı kutluyorum. İşgal altındaki tüm topraklar inşallah en kısa zamanda kardeş Azerbaycan toprağı olarak yerini alacaktır" ifadelerini kullandı.

 
‘Hiçbir sorumluluktan kaçmadık’
 
Erzurum 9 ayda 262 marka üretti
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erzurum Sonbaharda bir başka güzel
Dünyada deniz seviyesinden 2000 metre yükseklikteki 7. park olan Erzurum’daki ...
Sultanzadeh Halk Kütüphanesi'ne kitap bağışladı
İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Dr. Sajad Soltanzadeh, Erzurum ...
Taşı doğal güzelliğine kavuşturuyor
Bozca, “Taşları Aydın Çine, Denizli, afyon dağlarından topluyoruz. Bulamadıklarımızı ...
 
Fuat Sezgin'e vefa
Bitlis'te 24 Ekim 1924'te dünyaya gelen Fuat Sezgin, Erzurum'da ortaokulu ...
Davud-u Karsi İslami İlimler Külliyesi'nin temeli atıldı
Sarıkamış ilçesinde Hareket İlim, Eğitim, Kültür ve Hizmet Vakfı tarafından ...
‘Çırpınırdın Karadeniz’ şairine vefa
Azerbaycan milli şairi ve Çırpınırdın Karadeniz marşının yazarı Ahmed ...
 
Çanakkale Savaşları Müzesi ilgi odağı
Çanakkale Savaşları'ndan kalma objelerin yer aldığı ve dijital gösterilerin ...
Öztürk yazdı, Şimşek seslendirdi
Erzurum Dadaşlar Fasıl Grubu solisti Fikret Şimşek, Ekrem Öztürk’ün kaleme ...
Palandöken Belediyesi sanat edindiriyor
Palandöken Belediyesi Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezi'nde ahşap oymacılığı ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Riskin Güveni
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva