ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Kutlu: ‘İnanılmaz bir oyuncu grubumuz var’
Kutlu: ‘İnanılmaz bir oyuncu grubumuz var’
Ziya Akçeken: ‘Kazanmak için gelmiştik’
Ziya Akçeken: ‘Kazanmak için gelmiştik’
Göztepe, Süper Lig'e yükseldi
Göztepe, Süper Lig'e yükseldi
Kene can aldı
Kene can aldı
Son sözü Kaptan Yumlu söyledi: 2 -1
Son sözü Kaptan Yumlu söyledi: 2 -1
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
28 Aralık 2023 Perşembe - 09:16

Milli Şair Akif’e vefa

Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Eczacı Erdal Güzel, Milli Mücadele'nin manevi lideri İstiklal Marşı yazarı, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 87"nci yıl dönümü münasebetiyle Adalet Bakanlığı Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda Mehmet Akif Ersoy'un hayatını anlattı.

Milli Şair Akif’e vefa

Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) Başkanı Eczacı Erdal Güzel, Milli Mücadele'nin manevi lideri İstiklal Marşı yazarı, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 87"nci yıl dönümü münasebetiyle Adalet Bakanlığı Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda Mehmet Akif Ersoy'un hayatını anlattı.
Konferansa Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Başkanı Hakim Faruk Mert, Eğitim Merkezi Müdürü Servet Atan, Eğitim Merkezi Psikoloğu Öznur Kömürcü Aksoy, Kurum Şube Müdürü Murat Tozoğlu, Erzurum Kalkınma Vakfı yönetim kurulu üyeleri Abdurrahman Zeynal, Yücel Çil, kursiyerler ve eğitmenler katıldı.
'Tam bir devlet adamı, tam bir vatanseverdi'
İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, Mehmet Akif Ersoy’u anma programında açılış konuşmasını yapan ERVAK Başkanı Erdal Güzel, “Mehmet Akif Ersoy, tam bir devlet adamı, tam bir vatansever, ilim adamı, âlim, veteriner, öğretmen, fedakâr bir baba, fedakâr bir kardeş, fedakâr bir evlat, tam vatansever bir insandı. Biz Akif’i hem yaşıyoruz, hem de yaşatacağız. Akif’in İstiklal Marşı’ndaki ilk mısradaki sözü, Korkma! Bizde diyoruz ki; Asım’ın nesli olarak kendi mısralarıyla; ‘ Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım’ ifadelerini kullandı.
87 yıl önce bu gün, hafif kar yağışı altında Beyazıt Camisi’nin musallasına çıplak bir tabut konulduğunu söyleyen Başkan Güzel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mehmet Akif'i siroz hastalığından kaybettik. Baş Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü de aynı siroz hastalığından kaybettik. Mehmet Akif burada parasız pulsuz bakımsız bir şekilde son nefesini verdi. Etraftakiler bir fukaranın cenazesi olduğunu zannetmişlerdi. Bir müddet sonra, naaş’ın milli şairimiz M. Akif Ersoy'a ait olduğu duyulunca coşkulu ve inançlı guruplar bir anda Beyazıt Camisi’nin avlusunu doldurdular. Ömrünü milletine adamış, örnek insan Mehmet Akif Ersoy’u son yolculuğuna bayraklar içinde, eller üstünde tekbirlerle uğurladılar. Son gününde olmamıştı ne çelengi, ne top arabası, ne de devlet töreni, zaten bu tür seramonileri ömrü hayatında hiç sevmemiş ve tasvip etmemişti. Mütevazi bir kişiliğin elbette ki böyle bir arzusu olamazdı. Aldı götürdüler onu, inanmış insanlar. Kendisi de böyle bir uygulamayı arzu ederdi diye düşündüler. Ne mutlu bana ki: “Peygamber’in ölüm yaşında (63) öleceğim” demişti
Son zamanlarında. serilmiş görünen gölgesine imrenmekteydi. Ömrünü yüksek değerler uğrunda geçiren sarsılmaz bir dava adamıydı. Ahlâki meziyetleri, insani vasıfları şairliğinden ve bilgeliğinden daha yüksekti. İnandığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi dünyayı terk eden insan-ı kâmil ender bir kişilikti. O Türk-İslam kültürünün tüm fevkaladeliklerini yaşamına sığdırma ve bunları gelecek nesillere aktarma gayretinde olan idealist bir insandı.“Türk eriyiz, silsilemiz kahraman Müslüman’ız Hakk’a tapan Müslüman.”Mısralarında bu düşüncesini ne güzel ifade etmişti. Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar, kirli yüzler, secdesiz alınlar en nefret ettiği kişiliklerdi.
'Hurafelerin, cahillerin yönlendirdiği eksik islam anlayışı çok rahatsız ediyordu'
Taassuba, cehalete ve sapıklığa hiç tahammülü yoktu. Zulmü alkışlamadı, zalimi asla sevmedi, siyasetten Allah’a sığındı. Çökmekte olan bir imparatorluğun sıkıntılarına çareler arıyordu. Bağımsızlık savaşımızda büyük görevler yaptı. Şu anda millet olarak okuduğumuz İstiklâl Marşımızın yazarıydı. Onu sadece bu özelliği ile tanımak ne kadar büyük bir eksikliktir. Hurafelerin, örf ve geleneğin hâkim olduğu, cahillerin yönlendirdiği eksik bir İslami anlayış onu çok rahatsız ediyordu. “Peygamber’e atf ile binlerce yalan uydurdun / Yıktın da dini mübini, kendine yeni bir din kurdun” diyerek bu endişesini dile getiriyordu. Gelişmeye engel gördüğü bu Kuran dışı anlayış karşısında asrın idrakine İslam’ı söyletmeye çalışıyordu. Gelişen yeniliklere karşı direnen bağnazlara “ Eski, eski olduğu için atılmaz, fena olursa atılır. / Yeni, yeni olduğu için alınmaz, iyi olursa alınır” düşüncesiyle kalemini kullandı.
'Kuran kaynaklı, aslından sapmamış gerçek İslam’ın arayışındaydı'
“Ah o din nerede, o azmin dini, o yerin gökten inen dini, hayatın dini?” mısraları kesinlikle bu özlemin ifade ile, kaderci ve teslimiyetçi bir din anlayışını “Ölüler dini değil, sende bilirsin ki; bu din, diri doğmuş duracak! Dipdiri durdukça zemin” diyerek eleştiriyorum. Kuran’ın evrensel mesajlarının Müslümanlarca yeteri kadar bilinmemesi, onu son derece rahatsız ediyordu.
'Riyakârlık ve dalkavukluk Akif’in hayatında olmayan kavramlardı'
Ülkeyi içinde bulunduğu, karanlık günlerden aydınlığa çıkaracak, yeni bir nesil peşindeydi. Namusunu çiğnetmedi ve çiğnetmeyecek Asım’ın nesliydi o nesil. M. Akif ismi geçtiği anda; hangi birimizin yüreğinde ve hafızasında saygınlık, onur, erdem, fazilet vs. gibi müsbet kavramlar oluşmaz ki, genellikle çocuklarımıza M. Akif ismi vermemizin altında yatan ideal bir kişilik arzusu değil midir? Onun istediği bir nesil oluşturabildiğimizi söylemek oldukça güç olsa gerek. İçimiz acıyor, maalesef Akif’in aziz hatırasına yeterince sahip çıkmadığımızı utanarak ifade etmek durumundayız. M. Akif’in çocuklarından ve torunlarından ne kadar haberimiz oldu. Akif’in emanetleri olan bu insanlara vefa borcumuzu ödeyebildik mi? İlelebet payidar olacak bir ülkeye, İstiklâl Marşı’nı kazandıran bu ulvi kişiliğin manevi mirasına sahip çıkmadığımız ortadadır. Bu vatan topraklarında şanlı bayrağımız dalgaldığı sürece Mehmet Akif'e sahip çıkmalıyız. İstiklal Marşı Türk Milletinin kükreyen sesi olmuştur'...
Riyakârlık ve dalkavukluk Mehmet Akif’in hayatında olmayan kavramlardı. Onun düşüncelerini ve şiirlerini siyasetlerine alet eden yalakaların, sahte Akif sevgileri de; ne yazık ki şahit olduğumuz bir durumdur. 1967’de bir çöp bidonunun yanında cesedi bulunan beş parasız Emin Ersoy ile 1985 yılında cenazesi Üsküdar Belediyesi tarafından kaldırılan Tahir Ersoy'un, Mehmet Akif’in çocukları olduğundan, 1991 yılında kirada oturdukları bir Gayri Müslim’in evinden sokağa atılan Akif’in kızı ve torunlarının durumlarından ne kadar haberdarız. Bu utanç tablosu karşısında; M. Akif’e verdiğimiz kıymeti sorgulamak durumunda değil miyiz? Mehmet Akif’in manevi mirasına nasıl sahip çıktığımız, ahde nasıl vefa gösterdiğimiz ortadadır. Bu tabloya bakıldığında riyakârlık, münafıklık, dalkavukluk, korkaklık gibi kavramları görmekteyiz.
Sevgili kursiyerler, birileri, 'Vatan toprağı kutsaldır kaderine terk edilmez' diyerek ortaya çıktılar. Milli Mücadeleyi başlattılar. İşte o Milli Mücadelinin uğrunun nabzının attığı yer bu şehirdir, Erzurum'dur. Bu şehri çok iyi tanıyın ve analiz edin, şahıslar üzerinden asla değerlendirme yapmayın. İşte o işgal günlerinde, çaresizlik günlerinde Erzurum insanının bir marşı var. İstiklal marşı bestelenmemiş, Erzurum insanı Dadaşlar Hürriyetlerine düşkün insalar, çare arıyorlar, bu böyle olmaz 'Tarih ağlar vatan yanarken, Eller öz vatanda nara atarken, Ufukta ümidin nuru batarken,İlk sesi haykıran yüce Erzurum' Vatanı kurtaran yüce Erzurum' Müştak Sıtkı Dursunoğlu'nun yazdığı bu şiirle Erzurum'da okullar da resmi dairlerde bu marşı biz okuyorduk'
'Akif'in düşünceleri ve uyarıları herkes tarafından dikkate alınmalıdır'...
Özellikle son yıllarda yapılan Akif’i anma toplantılarında bu samimiyetsizliğin en somut örneklerine şahit olmaktayız. Büyük üstat, seçkin kişilik, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, toplum olarak sana helâl edecek bir hakkımızın olmadığını biliyoruz. Yalnız senin uğrunda bir ömür tükettiğin bu topluma, hakkını helâl edeceğinin endişesini taşıdığımızı da söylemek isteriz.“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, günler şu heyhûlâyi da er geç silecektir/ Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma; sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir. Bu şafaklarda yüzen al sancak olduğu müddetçe, sen milletinin kalbinde ebediyen yaşayacaksın. Nur içinde yat! Büyük insan, Allah cennetiyle şereflendirsin. Bir hilal uğruna güneşlerin battığı bugünlerde, Akif'in düşünceleri ve uyarıları herkes tarafından dikkate alınmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle vefatının 87'inci yıl dönümünde Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anıyorum."
Konuşmanın ardından Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Başkanı Hakim Faruk Mert, ERVAK Başkanı Erdal Güzel'e teşekkür ederek çini porselen hediye etti.

 
‘Türk’ün Özü: Akif’in Sözü’
 
Tatar, Erdoğan’ın KKTC’ye verdiği destekleri paylaştı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Türk’ün Özü: Akif’in Sözü’
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 87. yılı münasebetiyle Palandöken ...
Sayılır ‘Sarıkamış Destanı’nı paylaştı
Prof. Dr. Burhan Sayılır, Eskişehir Kızılma Turan Derneği’ndeki konferansında, ...
MSE’den bir aile dramı: ‘Baba ve Oğulları’
Medya Sanat Evi Oda Tiyatrosu, ‘Baba ve Oğulları’ adlı oyunla bir kez ...
 
Gazze dramına sanatın isyanı
Erzurum Raci Alkır Güzel Sanatlar Lisesi Görsel Sanatlar Öğretmeni Yakup ...
Ersoy Turizm ve Kültür stratejisini paylaştı
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: "Uygulanan doğru stratejiler ...
 ‘Konuşan Çizgiler’ sanatseverlerle buluştu
Refayeli, karikatürlerini ‘Konuşan Çizgiler’ sergisiyle sanatseverlerle buluşturdu.
 
Erzurum’da 'Şeb-i Yelda' kutlaması
İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosluğu, "Yılın en uzun gecesi" ...
Dadaş Gönüllüler Şeb-i Arus’ta buluştu
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin vefatının 750. yılı ve 2023 Mevlana Yılı ...
Ortaokul öğrencilerinden kardeşlik mesajı
Erzurum Yakutiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı Faik Güngör Ortaokulu’nda ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva