okulda sosyal dersınde hocamın sorduğu soruya verdığım cevap uzerıne sozluden ıyı bı not almıştım cevap beyın goçuydu ne yazıkkı buyudukçe anladım kı bızım değerlerimizin nice mukemmel şahsıyetlerımızın tek tek elımızden kaymasıymış bunu o zaman anlamamıştım ama şimdi kim iyise değerliyse sankı bu ulkeye layık değillermiş gibi diyar diyar uzaklaştırılıyorlar içimizdeki egoyu yenip ulkemizi guzel yerlere goturebilmek umudu ve duasıyla

Dürüstlük ve mücadele timsali olmuş Doç.Dr.Mehmet Dumlu AYDIN mazlumun yanında,baskıcı zihniyetin karşısında durmuş ve yaşarken kıymeti bilinmesi gereken mümtaz bir insandır.Kendisini ezilmiş hisseden,mücadelenin ne olduğunu merak eden herkes Dumlu hoca'da kendisini bulacaktır. Biz kendisini yaşarken desteklemek adına facebookta grup kurduk ve web sayfası düzenledik. "dumluhocayısevenler" www.dumluaydinsevenler.tr.gg

EDİTÖR: Yorumunuz bir şahsı hedef alıcı, kişilik haklarını aşağılayıcı ve hakaret amiz ifadeler içerdiğinden yayına konulmamıştır.

üniversiteler ilmi çalışmaları bir kenara itip bu milletin özüne aykırı ideolojilerini temsil etmeye devam ettikleri sürece bu çirkin nakarat devam edeceğe benziyor. Üniversite ortamları hocaların kendilerine ait olmayan makale ve ilmi araştırmaları yayınlayarak puan kazandıkları yer değil herkesin hak ettiğinin verilerek ilim üretilen yer olması gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla.

Derya içdedir de deryayı bilmezler denir ya! Atatürk Üniversitesinde çalışan akademisyenler de oranın kıymetini bilmiyorlar. Ben ve bir takım arkadaşlarım Sütbeyaz'ın mağduruyuz.Doktora sonrası Kadro vermedi. Türkiye'nin diğer üniversİtelerine dağıldık.O zaman da üniversitemizin kıymetini anladık.Gel dense koşa koşa geliriz. Zira aile kabristanımız da herşeyimiz de orda! Bu da işin bir başka boyutu... Hocama duyarlılığından dolayı teşekkürler. İnşallah ses getirir bu yazı.

tüh be ben de atatürk üniversitesini gözümde boşuna büyütüyormuşum. bizim istanbul üniversitesine atıp tutuyordum. artık başka yerlerden medet umacağız herhalde.çoruh ve kafkas üniversitelerini düşünsem iyi olur.

Gidenlerin yolu açık olsun,bu memleketten yedikleri içtikleri haram olsun. memlektin hiçbir sorununahiçbir çözüm getiremeyen,doğruları söylemeyen,20 yıl önce dünyanın en yüksek hayvan varlığına sahip olan Erzurum-Kars bölgesinin çöken hayvancılığının niye çöktüğünü söyleyemeyen,Erzuum sayesinde devletten kadroyu kaptıktan sonra batıya kaçmak için fırsat kollayanlar,burda çalışırken Yalova da,İzmir de vs. illerdeki kooperatiflere para yetiştirmeye çalışan ,üniversite içindeki kurtarılmış bölgelrinde tek gayesi huzurlu,güvenliklerle dolu bir ortamda yaşamayı kendine amaç edinmiş,Rektör seçimlerinde lojman bölgesindeki refahın artmasından başka endişesi olmayan,sadece ek ders ücretlerinden gelecek 3 kuruş için mücadele eden öğretim üyeleri sakın durmayın,defolun gidin...1 milyon insan gitti son 20 yılda,50 kişi daha gitsin. hiçbişe olmaz

Sayın Hocam; Hakkımda hüsn-i teveccüh göstermişsiniz. Teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Yine önemli bir konu ve mükemmel tesbitler.Sizi tebrik ediyor,yeni düşünce ve yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.Selam ve Saygılarımla...

SAYIN HOCAM İMMA HATİPTEN ÖĞRENCİNİZİM.SAYGILARIMI SUNUYORUM SİZE.DAVRANIŞLARINIZ ONURLU VE ŞERFELİ OLDUĞU İÇİN ÖRNEKTE ALIRDIM. YAZILARINIZA BEĞENİYORUM.YANLIZ BİR GERÇEĞİ SİZE İLETMEK İSİTİYORUM.TÜRKİYE MECLİSTEN YÖNETİLİYOR VE HÜKÜMETİMİZ YÖNETİYOR.BİR TARİHÇİ OLARAK İMF İLE HÜKÜMETLERİ ANLAŞMASINI HİÇ TASVİP ETMEDİM YİNE DEE ETMİYORUM.ŞU AN SEÇİM ÜZERİ VE İMF HEYETLERİ seçim sonrasını bekliyorlar .seçimden sonra İMF heyeti yine dossya ile gelecek ve TÜRKİYENİN ümüğünü sıkmak için emirler yağdıracak.bu konuda ak partinin elini bağlayacak ve uyanmasını sağlayacak bir duruş sergileyip ak partiye dur dememiz lazzım.eğer ak parti az oy alırsa imf ile anlaşmaktan vazgececek ve kendine gelecek.suyumuzu ve su kaynaklarımızı satılması için çaçlışma başlatan bakkanlığa başka nasıl sesimizi duyurablirizi.DEĞİLMİ HOCAM SAYGILAR

Sayın TÜRK,Üniversite yönetimi,Hurşit Ertugrul'dan sonra yönetime gelenler alevlenen bir siyasi arena,tarikat ve cemaatler vakfı haline gelmesine neden oldular.Ülküçü kadrolar sistemli bir şekilde kadro tehdidi ile göçe zorlandılar veya susturularak bölünmeye yol açtılar.Sol görüşlü bilim insanlarını ,dindar olmayan veya dinsizlikle suçlanarak üniversiteden dışlamaya çalıştılar,kişilerin sosyal yaşamları ile dini söylemlerle alay ettiler,hizmetlerini gizleme yolunu seçtiler.Buda guruplaşmalara neden oldu,ilimden uzaklaşarak kırkıncı hoca cemaat yönetimine teslim edilmiş oldu.Taraftarı olamayanlar kürsülerinden uzaklaştırmak için baskı uygulanarak dışlayıp,göçe zorladılar boşalan kadroları sistemli bir şekilde paylaştılar.Bilimin iki kanadı olan(bilim ve din) Bilim dışlanarak yobazlaşmaya yelken açıldı.Bunun farkına varmak için filozof olmaya gerek yok ki göç edenler bunu ispatı değilmi?Bu kronik halden uzaklaşmak bilim ile dini birlikte değerlendirmekten geçer. Hep Ülkü İle kalın.