ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum vergi tahsilatında liderliğini korudu
Erzurum vergi tahsilatında liderliğini korudu
Erzurum bölgede 3, ülkede 56’ıncı sırayı aldı
Erzurum bölgede 3, ülkede 56’ıncı sırayı aldı
Gümrük'ten 'rekor' yakalama
Gümrük'ten 'rekor' yakalama
UAD’da Ermenistan-Azerbaycan davası başladı
UAD’da Ermenistan-Azerbaycan davası başladı
Işıkhan: 'İstihdam 32 milyon 423 bin kişiye yükseldi'
Işıkhan: 'İstihdam 32 milyon 423 bin kişiye yükseldi'

Ahmet Göksan

Yolun Güvensizliği
11 Şubat 2019 Pazartesi

“ ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır, halklar kardeştir. Türkiye karışmasın barış derhal olur’ tuzağına düşmüş olanlar artık gözlerini dört açmalıdır”.

Rum’un teklif ettiği barış, Kıbrıs’ı Yunan yapacak esnekliğe sahiptir. Gözümüzü dört açalım! Dünya bizi yanlış anlamasın diye ikide birde yeni teklifler oluşturup durumumuzu erozyona tabi tutmayalım”. 1979 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

BM Güvenlik Konseyinin 04 Mart 1964 gününde aldığı talihsiz 186 sayılı kararla Ada’da yaşanan uyuşmazlığın çözümsüzlüğünün önündeki nedenlerden bir tanesi olarak karşımıza duruyor. Bu duruşa bir de karşımızdaki unsurun uyuşmalıkları da eklenince adeta tadından yenilmez oluyor. Anılan günde alınan kararla karşımızdakiler devlet olarak tanımlanırken Kıbrıs Türk’leri de toplum statüsüne indirgeniyordu. Bunlara ek olarak yaşanan çatışmaların durdurulabilmesi için Barış Gücü görevlendiriliyordu. Buna koşut olarak uyuşmazlığın çözümü için arabozucular affedersiniz arabulucular da devreye sokuluyordu.

Görev süresi 31 Temmuz 2019 gününe dek uzatılan Barış Gücü’nün bugüne değin yaptıkları uygulamalarla paralı turist görüntüsü vermenin ötesine geçemediği biliniyor. Bay Antonio Guterres hazırladığı son raporunda “Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözüm perspektiflerinin halen canlı olduğunu” yineliyordu. Maraş konusu da bütünlüklü çözümün bir parçası olarak tanımlandığı için kullanıma açılamıyor. Benzer değerlendirmenin uyuşmazlığın çözümü konusunun da ortalık yerlere konuluyor olmasını talihsizliğin en büyüğü olarak tanımlamak gerekiyor.

Bay Guterres 15 Ekim 2018 gününde yayınladığı son iyi niyet raporunda ise, “Ada’da iki taraf arasında kalıcı bir anlaşmaya ulaşma olasılığının hala canlı olduğunu buna karşın bu konuda BM’in iyi niyet misyonunu tam olarak devreye sokmadan önce iki tarafın ortak bir yol üzerinde anlaşmaya varmaları gerektiğini” vurguluyordu. Ada’da umutların ve güvenin azalıyor olmasını çözümü taraflara değil liderlere yüklüyordu. Karşı taraf çoğunluk olarak tanımlanırken şu anda yaşanmakta olan belirsizliğin Kıbrıs Türk’lerinin geleceğine ilişkin büyüyen endişeler yarattığını belirtiyordu.

Raporun Ada çevresindeki hidrokarbon yataklarına ilişkin olarak da “Bir kez daha yinelemek isterim ki Kıbrıs’ta bulunan doğal kaynaklardan iki toplum da yararlanmalıdır. Bu Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunması içinde güçlü bir unsur olmalıdır.” Diyordu.

Şimdi doğru oturup doğruyu konuşmamız gerekiyor. Bugüne değin eğri oturarak doğruyu bulana pek rastlanmadığını da vurgulamak istiyor ve soruyoruz. “Bay Guterres, Ekim ayından bu yana ne değişti de yeni raporunuza aşağıdaki yargınızı ekliyorsunuz? “Müzakerelerin geleceğine ilişkin, siyasi yükümlülüğü etkilediğini ve Ada’nın yeniden birleşmesine ilişkin desteğin sabote edilmesini tehlikeye attığının görüldüğünü belirttikten sonra, “hidrokarbon konusunun bölgesel işbirlikleri için önemli fırsatlar sunduğunu ancak buna eş zamanlı olarak Kıbrıs çevresindeki sondaj çalışmaları ve faaliyetlerin gerginlik kaynağı olduğunu” vurguluyordu. Bay Guterres bu yönlü değerlendirmeleri ile kendi kişiliğinin ötesinde temsil ettiği kurumun güvenilmez olmasına da katkı vermiş oluyor.

Genel hatları ile irdelediğimiz her iki rapor konusunda Bay Guterres’in iki caminin arasında kalmış görüntüsünden kurtulamadığı veya kurtulmak istemediğini de kaydetmiş oluyor. Yaşanan haksızlığı karşı tarafın fırsata çevirerek hidrokarbon konusunda kazanım elde etmelerine çanak tutuğu görülüyor. Kıbrıs Türk’lerine ise, Hoca Nasrettin’in öykülerini anımsatan davranışları sergiliyorlar. Böyle bir haklarının olmadığını bilmeleri gerekiyor.

Uluslararası toplum temsilcilerinin açıktan taraf oldukları noktada Ulusal Konsey’i kurarak yol haritamızı belirlememiz gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva