ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Palandöken beyaz örtüye girdi
Palandöken beyaz örtüye girdi
Küçükoğlu gündemi değerlendirdi
Küçükoğlu gündemi değerlendirdi
Burak Alemdar Milli Takım aday kadrosunda
Burak Alemdar Milli Takım aday kadrosunda
Diyanet  vekaletle kurban bedelini açıkladı
Diyanet vekaletle kurban bedelini açıkladı
Tekman’da kar yaşamı olumsuz etkiledi
Tekman’da kar yaşamı olumsuz etkiledi

İsmail Bingöl

Yine Bir Kar Yazısı ya da Kadîm Şehir Üstüne
27 Aralık 2013 Cuma

~~Gölgesi kadîm zamanlardan üstümüze düşen şehir, şimdi tam hatıralarda anlatıldığı gibi... Beyaza bürünmüş ve beyaz bir nokta gibi şimdi evrende... Gölgesinden sözettik; kendini bir yana bırakarak... Zira, tabiat ve daha çok insan eli, yoketmiş onu yıllardır. Yoketmeye de devam ediyor. Bize kalan ise belki bir gölge sadece...
 Bir çığlık bu şehirde kar... Adeta şehrin varlığının, her şeye; bu yıkıma, bu kıyıma rağmen devam ettiğini gösteren bir çığlık... Kümbetlerini, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bu asırdîde eserleri bile, şehri tanzim ediyoruz, ona yeni bir veçhe kazandırıyoruz diye, bir gecede yıkan insanlar geçmiş; çığlığı kar olmaya devam eden bu şehirden... Son yıllarda kar, geçmişe göre her ne kadar azalsa da, bazen işte böyle birden geliyor ve kendini hatırlatıyor.
 Nice devranların sürüldüğü, nice kervanların yürüdüğü, uğruna nice kavgaların verildiği bu kadîm şehir, adına karla kayıt düşülen istisnaî mekânlardan biri... Beyazlığın bir ışık topuna dönüşüp, ona aşina yürekleri aydınlatması ve bu aydınlığın şair ruhlarda birer şiir olarak ses vermesi, kar yağan her yerde rastlanabilecek bir durum değildir. Kendi şehrimiz olduğu, kavgamızın, sevdamızın, acımızın şehri olduğu için yazmıyoruz bunları elbette... Bu şehirden geçen âşık yürekler, sırtını Palandöken’e vermiş, gözlerini bir kartal gibi ovaya dikmiş, ilham kudreti gerçekten büyük olan bu şehre, gönül dünyalarından birkaç mısra bırakmadan geçip gitmezler. Gün geçtikçe çirkinleştirsek de, yine ruhunun ayakta kalmış yanlarının incineceğini bilirler inceliğin meftunları... Çünkü, yaşadıkça anlaşılan ve yaşandıkça kavranılan bu “kadîm” şehir, öylesine geçilip gidilecek ve adı bir daha hatırlanmayacak, sıradan bir konak yeri değildir. Kendisini seveni ve unutmayanı, o da sever ve unutmaz hiçbir zaman... Ve kendisinden bir parçayı, mutlaka katar toprağına basanın anıları arasına...
 Yeri gelmişken, bu şehirden geçen birinin, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, bu şehre ilim okutmaya gelen öğrencisi Mehmet Kaplan’a yazdığı birkaç cümleyi buraya almadan geçmeyelim:
 “Anadolu’da ve bilhassa Erzurum’da göreceğin iki şey vardır. Evvelâ bizim şark olduğumuz, sonra da şarkın yıkılmış olduğunu gördüğüne eminim. Mecnun’suz, Leyla’sız, Ferhad’sız ve Şirin’siz bir şark. (Yani bütün âşıklarını kaybetmiş, görkemli güzelliğini mazinin saklayıcı ve hatırlardan uzak tutucu kanatları altına gömmüş, öksüz, yetim ve hâlâ öyle yıkık, hâlâ öyle virane... Sokaklarında dolaşırken; evlerin; kimi çökmüş, kimi ise çökmeye doğru giden evlerin yürek delici bakışlarının ruhunuza kazıdığı iz; yılların ihmalini simgelemekte adeta…İ.B) Fıkaralığın devam ettiği, onun neticesi bir uzaklığın  beslediği bazı mevziî hususiyetler. Ve sonra yamalar, yamalar... garplı yamalar. Fakat insanlar hoşuna gidecek. Çok munis, acaip surette mağrur, hizmete âmâde, fakat karşı tarafı da takip etmekten hiç vazgeçmeyen ve en ufak bir falsoya derhal cevap veren insanlar. Lisede iken talebemi her lâhza kendi ruh halimin kalıbına dökülür görürdüm. Gayet sıhhatli şekilde beni keşfederlerdi. Hiçbir iyi niyetimi, hiçbir kaçışımı ve ihanetimi onlardan gizleyemedim. ( Ne yazık ki, bütün iyi niyetine ve hizmete âmâde oluşuna karşılık, çokça ihanete uğradığı da acı bir gerçektir bu şehrin. İ.B) Kar yağdı mı? Erzurum’un asıl belediye reisi ve belediye teşkilâtı kıştır. O etrafı temizler, güzelleştirir. Hele ayaz olursa, karlı havalarda mehtap sefasının güzel olduğunu unutma. Sonra dağ var tabii. Benim gibi denize âşık insanın ağzına yakışmaz ama, hakikat bu.” ( Tanpınar’ın Mektupları, s.201)
 İşte Tanpınar’ın; “Beş Şehir”e bizi de kattığı için, her geçen zamanda daha da minnetle, şükranla yâdetmemiz gereken o büyük yazarın cümlelerinde önemle yereden, “beyazın nam saldığı, çilenin buram buram tuttuğu bir diyarın” kayak sporuna mekân olan Palandöken; yücelerde bir şehir olan Erzurum’un adını, 2011 yılında 27 Ocak–6 Şubat  tarihleri arasında 25.si yapılan Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları sebebiyle her yere duyursa bile; bizden yıllar sonra bu işe girişenlerin kat ettikleri mesafeye bakınca, hak ettiği yerde olduğunu söylemek zor.
Bu kısa hatırlatmadan sonra şunu söyleyelim ki; ne zaman ve hangi mevsimde seyrederseniz seyredin, bize göre şehir; karlı ve hafif puslu bir havadaki kadar güzel değildir hiçbir zaman... Şairin dediği gibi; “ Ovaya sis değil mücahit ruhlar / Çöküyor Erzurum tabyalarından.”
Kale, Lalapaşa Camii, Çifte Minare, Yakutiye Medresesi, “hafif puslu ve karlı” bir Erzurum gecesinde tarifi imkânsız bir manzara oluşturur görmesini bilenler için... Birbirinin
kopyası o betonarme yapıları bu manzaranın dışında tutmak gerektiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mı?
 Kar seslerinin birer musiki halinde şehre indiği saatlerde hele de insanı dinlendiren bir sessizlik hâkimse sokaklara, caddelere... Şehir tam ona yakışan bir şekildedir ve sükûnun nabzını tutmaktadır sanki... Böyle havalar, tabii ki, özgürlüğe pusu atar bir yandan da... Yollar kapanır, geçmiş dillere dolanır. Ve hatıralar bir bir boy verir karın içinden...
 Kar; şehrin koskoca gövdesine, dağına, ovasına rengini vererek onu beyaza boyarken, gecenin bir yarısı onu seyredenin, bu görüntü karşısında haşyete kapılmaması, irkilmemesi mümkün mü? Gerek güzelliğinin ve gerekse sonsuzluğu çağrıştıran uzayıp giden aklığının, beşerin ruhunda meydana getirdiği etki için daha ne kadar çok şey yazılabileceğinin çoklarınca malum olduğu bir gerçek... Ne var ki, biz sözü daha fazla uzatmadan, bu şehirden alınan ilhamla yazılmış “Emrah Gibi” adlı şiirle sizleri baş başa bırakalım:
 Dün gece uğradım gönül evine
 Dedim yalnız mısın, söyledi: Yoh ...Yoh.
 Düşenler sevdanın hâr alevine
 Dedim kurtulur mu, söyledi: Yoh ... Yoh.

 Dedim gözündeki, dedi yaşındır.
 Dedim dertten derde, dedi başındır.
 Dedim bu kırk nedir, dedi yaşındır;
 Dedim kaç yıl daha, söyledi: Yoh ...Yoh. 

 Dedim benim bahtım, dedi yollarda.
 Dedim güler miyim, dedi mezarda.
 Dedim bu kışın mı, dedi baharda;
 Dedim acıyanlar, söyledi: Yoh...Yoh.

 Dedim (Erzurum) ne, dedi gurbettir,
 Dedim işin gücün, dedi hasrettir.
 Dedim bir (Nazif) var, dedi bir derttir;
 Dedim tükenir mi, söyledi: Yoh... Yoh.
 
 Nazif Ben (Erzurum Halkevi Kültür Dergisi, Yıl 1, 15 Birincikânun(Aralık) 1944, sayı 4-5)

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Mami 28 Aralık 2013 Cumartesi  22:41

Hacam siz sanatçısınız şairsiniz.kimse anlamaz bunlardan.Erzurum bahtı kara bir yayla güzeli...

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva