Tam bitti demiştim ki bir davetiye ile yeniden bir düğüne çağrıldım, oysa sezonu insanların kapattığını zannediyordum.

            Mektup ortadan kalktı ya postacılar mektup yerine mahkeme tebligatı, icra tebligatı götürmeye başladılar, eskiden gözümüz yollarda postacıları beklerken şimdi postacı gördük mü kaçacak yer arıyoruz, düğün davetiyeleri de öyle oldu artık birisi elinde bir zarf ile yanımıza geldi mi acaba düğün davetiyesi mi çıkaracak diye korkar olduk.

            Oysa eskiden böylemiydi. Yılda birkaç düğün olurdu mahallemizde onu da konu komşu kendi düğünümüz gibi yapardık ve doyasıya eğlenirdik, düğün salonu yoktu, bahçede yapardık, ama düğün bir ticari sektör olduktan sonra ve mütayit arsalara girdikten sonra artık mahallede düğün yapılmaz oldu.

            9 ay kışın altında kalıp yaz aylarını özlemle beklerken hiç hesapta olmayan bir durumla karşılaşıyoruz hemen hemen her gün, bazen günde birkaç düğüne davetliyiz gitsen bir bela gitmesen bir bela. Özlemle beklediğiniz yaz ayları batıdan gelen misafir ve düğünlerle çekilmez oluyor ve bir an önce kış gelse diyoruz.

            Tabi ki insan düğün yaptığı zaman eşini dostunu akrabasını yanında görmek ister ama iş iki genci evlendirmekten çıkıp ticaret halini almaya başladı mı iş değişiyor.

            Kral, vezirini çağırıyor.

            -Vezir; gemilerimiz yıpranmaya başladı, bu konuda bana bir rapor getir.

            Vezir gider birkaç gün sonra gelir ve padişaha

            Padişahım der. Gemileri yeniden ziftletirsek 40 altın tutuyor, yeniden yaptırmamız halinde de 40 altın tutuyor.

            Padişah emir verir.” Hemen gemileri ziftletin.”

            Yanındakiler padişaha;

            Aman padişahım nasıl olur yenisi de 40 altın ziftletmesi de 40 altın yeniden yaptırsanıza.

            Padişah çevredekilere dönerek;

            Ziftletince sadece gemiler ziftlenmeyecek ki, ben ziftleneceğim, vezir ziftlenecek, ustabaşı ziftlenecek yani herkes ziftlenecek.

            Şimdi düğün meselesi bir sektör oldu aklınıza gelmeyen şeyler için bile para harcıyorsunuz, hele birde esnaf ve çevrenizdekiler “hayatta bir kere oluyor” yalanını söyledi mi gitsin paralar.

            Çiçekçisinden kuaförüne, pastacısından şekercisine kadar herkes ahlak sınırlarını zorlayan bir pişkinlikle Sizi bir kaz gibi yolmaya çalışıyor. Bahane hazır ömrümüzde bir kere yapıyoruz.

            Bunlar bir dereceye kadar tartışılabilir ancak asıl sorun düğünleri çığırından çıkaran  kadınların gösteriş merakı mı dersiniz, düğünlerde yapılanların geleneksel toplumumuzda eğreti durmasını mı dersiniz, düğün sahiplerinin düğün sonunda nasıl kar edeceklerinin hesaplarımı dersiniz. Asıl sorun bunlar. Gelecek yazımda bunları mercek altına alacağım.