İçim kararıyor, idrakimin sınırlarını zorlayan ve hafıza depoma sığmayan, kalbimin derinliklerinde haberleri yorumladıkça nefesim daralıyor.
Her olay çok ciddi bir tehdit, her yapılan ve yaşanan; ülkem adına.
Anlayacak kadar arif olanlardan birisi var ise ve aklıselimi tartışılmıyorsa; gelsin bize de anlatsın; anlamak istiyorum, gerçekten!
Gazeteci arkadaşım Namık vardı; Gez mahallesinden. Bir gün sormuştum O’na; “Ne Okuyorsun?”
“Roma İmparatorluğu’nun yıkılışını” demişti.
“Bizimle kıyaslayabilir misin” dedim.
“Onlar daha akıllıca yıkılmışlar” dedi.
***Üç defa af ve sonunda biri çoklu ikisi tekli cinayet ve katliamlar ve müsebbibi tahliye edildi. Veya daha fazla gasp, daha fazla cinayet ve zanlı dışarıda.
Sebep; yargı, parlamento, siyaset, muhalefet: Herkes birbirini suçluyor ama zanlılar toplumdalar. İmdat!
Adalete güvenin olmadığı bir toplumda insanların ne kadar maddi varlığı olursa olsun, geceleri yatağında rahat uyuyamayacağı kesindir. Beslenen karga, göz yumulan, başını ezmediğin her yılan bir gün hamisini mutlaka ısırır, mutlaka.
***Bilgi üniversitesinde “porno tezi”. Bu Üniversite Ermeni soykırım tasarısı için diasporaya ev sahipliği yapmıştı, hatırlarsanız. İkinci cumhuriyetçi geçinen hocaların karargâh kurdukları Üniversite. Ahlakın pazara çıktığı akademiler, destekleyenleri akademisyenleri(!)
Genel ahlak kavramını yıkmak ve yıkılmasına katkı sağlamak, toplumun altına dinamit koymakla aynı değerde. Ahlaksız bir toplum oluşturulmak için bilinçli- bilinçsiz çaba harcanması; saf, bilgi, araştırma içerikleri taşımaz. Dıştan endeksli, dış kontrollü yıkım projelerinin sonuçlarını anlatır; aklıselime.
***Devlet eliyle, devlet siyasi diliyle “açılım” dendi, ne olduğunu hala anlayan yok. İki dilde televizyon icat edildi, Türkiye’nin kaç milletten oluştuğu dillendirildi, en küçük sosyal topluluklara bile millet denilerek açılım yapılıp devlet şikâyet edildi. Sonra günümüzde gelinen isyanı aşan konuşma ve eylemlerde siyasilerin çözüm arayışları ve gelinen noktalara şaşkın görünmeye çalışmaları ise taktik yapıldığını anlatmaktadır.
***Terör, terörist muhatap alınıyor, görüşülüyor ve kimse görüştüğünü siyaseten söylemiyor. Terör hücreden dağları kontrol ediyor, ateşkes anlaşması yapıyor. Tehdit ediyor, uluorta devlete hakaretler yağdırıyorlar, muhatap yok, kirli ağızların payını veren yok. Bereket onlar da bu duruma şaşkınlar; bazen kendi seslerinden kendileri korkuyorlar, ne kadar ileri gidip gidemediklerini tepkisizlikten dolayı ölçemiyorlar.
İnsanımıza çok basitmiş gelebilir ancak unutulmaması gereken nokta; adaletin ve ahlakın olmadığı bir yere ne devlet denir, ne böyle bir devlet ayakta kalabilir ve ne de oradaki insanlar mutlu olabilirler.
Devlet adaletiyle, yaşattığı ahlak kurumları ve gelecek nesillere taşıdığı ahlak kurallarıyla vardır.
Devlet bunları icra edemezse; o devlet değil de o; başka bir şeydir.
Ya devlet başa.
Ya kuzgun leşe.