Bir an kendinizi 300-500 yıl önce yaşıyor farz edin hayat ne zor olurdu. Otomobil yok, televizyon yok, asansör yok, o yok bu yok, hele hele telefon dahası cep telefonu daha dahası akıllı telefon yok. Mahvolduğunuzun resmidir.

Teknoloji gibisi var mı? İnsanoğlu ilk çağlardan beri hep bir şeyler icat etmenin peşinde koşmuşlar, her yaptıkları icat kendilerini biraz daha ileri taşımış. Pulluk icat etmişler daha kaliteli ve çok ürün almışlar. Silah icat etmişler daha çok insanı aynı anda öldürmeyi başarmışlar. Telefon icat etmişler tüm dünyaya seslerini duyurmuşlar. Televizyon icat etmişler görüntülerini tüm dünya görmüş. Velhasıl teknoloji geliştikçe insan kendisini biraz daha ileriye taşımış, ahlaki olarak ileri götürebilmiş mi kendisini? Konumuz o değil. Konumuz o değilse konumuza dönelim. Gelişe gelişe bu güne gelmişler.

Teknoloji geliştikçe insanların gerçeklik duygusu yok oluyor hiç dikkat ettiniz mi buna? Öyle yazılımlar yapılmış ki haberleri izlerken bir aracın Mars’ta yürüdüğünü görebiliyorsunuz, bilgisayar destekli filmler ile kendinizi uzayın bir yerinde bulabiliyor veya dinozorlar ile cenk ederken kendinizi bulabiliyorsunuz. Son gelişmeler ise tam ürkütücü boyutlarda yüz değiştirme ile bir başkasının yüzünü bir başkasına ekleyebiliyorsunuz bu kötü ellerde ne olur siz düşünün artık.

Teknolojinin akıl almaz bir hızla gelişmesi sonucu insan gerçeklik duygusunu kaybediyor. “Hayal mi görüyorum yoksa bu gerçek mi?” diye kafası karışmayan insan artık yok gibi bu ise insanın gerçeklik duygusunun yok olmasına hayal ile gerçek arasında gidip gelmesine yol açıyor. İnsanları gerçeklerden koparıyor.

Şahsen ben teknoloji haberlerini izlerken veya animasyonlu haberleri filmleri izlerken hayal mi görüyorum yoksa gerçek mi ikilem yaşıyorum. Elbette teknolojinin gelişmesi insanın rahatı için ancak son gelişmeler insanları rahatsız ediyor.

Bunun sonu nereye varacak herkes gibi bende merak ediyorum?