ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Atatürk Üniversitesi yeniden akredite edildi
Atatürk Üniversitesi yeniden akredite edildi
ETD ve  Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi
ETD ve  Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi
TÜBİTAK başarıyı ödüllendirdi
TÜBİTAK başarıyı ödüllendirdi
Tunceli yolunda heyelan tehlikesi
Tunceli yolunda heyelan tehlikesi
Ermenilerin katlettiği şehitler dualarla anıldı
Ermenilerin katlettiği şehitler dualarla anıldı

M.Tevhit Gülseven

Ramazan Yazıları-4- Artık Müslüman Bilgili Olmalı!
14 Temmuz 2015 Salı

'Ve bir defa daha anladım ki; siyasal İslamcıların toplumu birleştirici, bütünleştirici bir projeleri yok! ' T.Gülseven

 

İslam’ı düşünerek, öğrenerek, bilerek yaşamakla, öğrenme ihtiyacı duymadan, alışkanlıkla veya dinleyerek yaşamak arasında elbette büyük bir fark vardır.

Kolayın tuzağı; birilerinden dinlemek, kitaplardan araştırmamakla, kaynaklardan delil aramamakla başladı.

Vaiz dinleyerek aklımızda konunun tam ve doğru kalabileceği tartışmalıdır. Yanlış anlama veya çok önemli bir yerini kaçırma ihtimalimiz yüksektir.

Oturduğumuz semtteki bir çay ocağında Kuran Geceleri adı altında haftada bir toplantı yapıyorlarmış ve beni de bir akşam çağırdılar. On üç kişiydik. Hoca’nın elinde bir Kuranı Kerim vardı. Arapçasını okuyor ve arkasından mealini veriyor, sonra tefsir ediyordu.

Ben Hoca denilen arkadaşa böyle bir dinlemenin sağlıklı olabilmesi için ya bizim de elimizde meal ve tefsir olmalı ya da bir şekilde duvara yansıtarak anlatılmalı dedim.

“Neden”? Dedi.

Arapça bilmiyorum, elimde bir tercüme olursa Kuran’ın ne demek istediğini ben de anlayabilirim, sizin tercümeniz hatalı olabilir, tefsir de sizin söylediğiniz şeyle alakalı olmayabilir, çünkü sizi de tanımıyorum, dedim.

Bunun üzerine toplantıyı Hoca sonlandırdı, devam etmedi ve biz hocayla ikili sohbet ettik. Sohbet, aslında birbirimizi tanımaya çalışmaktı. Ben O’nu tanıdım, O da beni tanıdı.

Sonra beni bir daha çağırmadılar. Hocayla ilgili sonra daha çok bilgi edindim; haklı olduğumu anladım. Şimdi O’nu çok fazla gözünde büyütenler de anladılar.

Yüzlerce senedir anlatıyorlar; dünya ilim teknoloji, bilgide çağ üstüne çağ atlamış bizim din adamları hâlâ anlatıyorlar.

Cübbe, sarık, sakal bir de fotoğraf; tescilli din âlimi; oldu da bitti(!)

İslam yaşanmak için indirilmiştir. Ruhban sınıf yoktur!

Öğrenmek her Müslüman’a farzdır.

En önemli düşmanları; şirke düşmek ve bilgisizliktir (cehalet)!

Başka bir şeyi ilahlaştırmak; sağlığı, varlığı, hayatı, ölümü, şifayı, yükselmeyi, düşmeyi, rızkı başkasından bilmek şirktir!

Siyasal İslam, grup oluşturmakla siyasi güç elde ediyor. Önemli olan dünya çıkarları! Ahret bölümüyle ilgilenmiyor.

Ve bir defa daha anladım ki; siyasal İslamcıların toplumu birleştirici, bütünleştirici bir projeleri yok!

İlimden söz etmeyen, soru sormayan, okumaktan, bilgilenmekten hoşlanmayan insanlara ihtiyaç duyuyorlar!

Bir kısım Müslümanlar hâlâ daha Allah’ın varlığına delil olarak her sene ya bir çerçeve balın üstüne işlenmiş, ya doğan bir kuzunun göğüs tarafında, ya kesilen bir ağaç yüzeyinde Allah yazısı gösterip seviniyorlar! İmanları artıyor (!).

Oysa:

Daha bundan birkaç gün önce dünyamızla alakalı çok önemli bir olay oldu; saatlerimiz bir saniye otomatik olarak geri alındı. Milyonlarca senedir dönen dünyada bir saniyelik gecikmeyi İslam dünyası fark etti mi; sanmıyorum!

Allah’a delil ararken başını kaldırıp sorunsuz ve sıfır hatayla milyonlarca senedir çalışan uzay sistemine bakmak, aklımıza geliyor mu?

Bir doktorumuza vücuda giren bir gram yabancı bir maddenin metabolizmasında dokularımızın nasıl harekete geçtiğini, her gram bir başka gıda için kaç çeşit enzim, hormon, salgıladığını, ne reaksiyonlara girdiğini sormak aklımıza geldi mi?

Mikroorganizma dünyası hakkında hiç bilgi edindik mi?

İslam; bir saatlik düşünmek (tefekkür) bir yıllık ibadete bedel demiş, biz felsefeyi yasak kılmışız!

İlim yapmak, ilme yakınlık göstermek, bilgilenmek, okumak her Müslüman’a farz kılınmış!

Biz dinlemeyi tercih ediyoruz(!).

Hocalarımız o kadar fazla ibadetten söz ediyorlar, nafile ibadetler yapmamızı istiyorlar ki, insanın ne iş yapmaya ne okumaya ne de bir hobisine, sosyalleşmesine vakit kalmıyor.

Hele bir de cemaat ve tarikatların ek ders veya ibadet ilaveleriyle insanın artık başka işe ne zamanı ne hali ne de enerjisi kalıyor.

Oysa ilim yapmak, ilim yapana yakın olmak, okumak, tefekkür etmek farz edilmiş; aradaki farkı anlıyor muyuz? Yani ilim, tefekkür, okumak farz, farz ibadetlerin dışında sevap kazanmak ve ecri yükseltmek ve Allah’ın rızasını kazanmak için yapılan ibadetler nafile ibadetlerdir. Önce farz ibadetler yapılmalıdır. İlme, tefekkür (düşünmeye) okumaya önem vermeliyiz.

Müslüman bilgili olmak zorundadır. Bilgili olan bir insan başkaları tarafından yönlendirilemez.

Yönlendirilemeyen insanlar kullanılamazlar!

Müslüman bilgilenirse; başta mezhep kavgası olmak üzere hiçbir konuda karşı karşıya gelmezler.

Ve ilerlemek, gelişmek, gelişmiş ülkelerle bilimde, bilgide yarışmak ve geçmek zorundadır.

Yoksa ne yoksulluklar, ne esaretler, ne işgaller, ne kan ve ne de gözyaşları bitmez!

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
H.KARA 15 Temmuz 2015 Çarşamba  16:59

yazıda yorumlarda ilgili konuyu çok güzel anlatmış ve yorumlamış teşekkürler

Yorumu oyla      8      4  
Kadir 15 Temmuz 2015 Çarşamba  15:52

bu konu ile ilgili yazılarınızı okudum geçektende çok öneli meseleler inşallah ilgili kişiler siyasetle dini karıştımaz ve dediğiniz gibi siyasi İslamcılığa bürünenler konunun vehametini anlarlar

Yorumu oyla      8      4  
A.KURTULUŞ 14 Temmuz 2015 Salı  14:39

İsra suresi-36: Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. ilmi veya dini konularda bilgi sahibi olmadığımız konularda insanlara yanlış fikir vererek bi'dat ve ikilik çıkaran insanlar olduğu müddetçe hiçbir ilmi,siyasi,dini konularda gerçekleri öğrenemeyeceğiz .'Siyasi islamcı ifadesini' şahsen ben bir yere koyamıyorum.M.KEMAL ATATÜRK ,Dini konular ile siyasi konuları birbirinden ayrılması için layık düzen içinde din işleri ile devlet işlerini birbirinden ayırmıştır. Amiyane tabiri ile her konuda çakmalar çıktığı müddetçe asılların nasıl ve nerede olacağını dahi bilmiyoruz ?Sizn bu tür önemli konulardaki fikirlerinizi beğeniyor ve takip ediyorum kaleminize ve yüreğinize sağlık.

Yorumu oyla      9      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva