ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Cumhur İttifakı MHP İftarında buluştu
Cumhur İttifakı MHP İftarında buluştu
Erzurum’da 2 ayda 48 şirket kuruldu
Erzurum’da 2 ayda 48 şirket kuruldu
Erzurum şirket sermayesinde 6. sırada
Erzurum şirket sermayesinde 6. sırada
‘646 terörist etkisiz hâle getirildi’
‘646 terörist etkisiz hâle getirildi’
'Türkiye ekonomisi en çok büyüyen ekonomi'
'Türkiye ekonomisi en çok büyüyen ekonomi'

Abdurrezzak Türk

Öğrenci Başarı, Başarısızlığı Ve Eğitim Düzeyi
4 Kasım 2009 Çarşamba

Başarı kavramının sözlük anlamı “ Herhangi bir şeyin üstesinden gelmek, bir kimseye verilen görevin etkin bir biçimde yürütülmesi ve tamamlanması, başarmak davranışı veya başarılan davranıştır.” Başarı görev ve görevli ile ilgili olup belirtilen görevler ne ise yeterince yerine getirilmesi ve amacın gerçekleşmesi oranıdır. Bir görevin yerine getirilmesi için oluşturulan standartlara uygun davranışlarda bulunma ve planlanan amaçlara ulaşma derecesi, başarı ya da başarısızlığı oluşturmaktadır.

        Öğrenci başarısız ise anne ve baba başarısızdır. Bir hanede büyükler okuyor ise o hanedeki çocuklarda okur. Büyükler nereye bakıyor ise çocuklarda büyüklerin baktığı yeri görmeye çalışır. Dahası aile ortamı çok önemlidir.

        Okulun etkinliğini artırmak için, çocuğun okula başlayıncaya kadar ve okula devam ederken, ailede verilen informal eğitim, okul ile uyum içinde mi? Ailenin okula katılımı mevcut mu? Yoksa her şeyi boş vermiş mi? İlgisizliğin, yetersizliğin beklentileri ne olabilir?

        Aile ve okulun ortak çalışması durumunda çocuğun yararlandığı bir işbirliği oluşur. Anne-Baba katılımının öğrenci başarısını, okula devamı, hazı arttırmayı, benlik saygısını artırdığını ve okula yönelik olumlu tutum geliştirilmesini sağlar. Katılımın sağlanması için öncelikle geleneksel anlayışın değişmesi gerekir. Bunun için ailelere, öğretmenlere, okul müdür ve müdür muavinlerine bu iş birliğinin nasıl olacağı ve gerçekleştiği takdirde neler sağlayacağını; rehberlik servislerince anlatılmalıdır. Bu konuda okullardaki Rehberlik servisleri yeterince çalıştırılmıyor.        

        Geniş bir yelpazeyi oluşturan, veliden görüş almak, yönetim ve sorumluluğu paylaşmak, dayanışmayı ve uzlaşmayı gerektirir. Bu işler kısa vadede gerçekleşmeye bilir. Bu tür faaliyetler uzun vadede çocuğun eğitimi konusundaki gücüne, güç katar. Tabii bu süreçte bir takım sıkıntılarda yaşanacaktır. Veli okulla irtibatını kesmemeli, çocuğunu devamlı takip etmelidir. Veliyi okul işleyişinden uzak tutmak, işin kolayına kaçmaktır. Bunu göremeyen, anlamak istemeyen, okullardaki eğitim personelini eğitmek gerekir.

        Öğrenci başarısız ise öğretmen başarısızdır. Öğretmen bilgi ve teknoloji çağında yaşadığının farkında değilse, okumuyor, kendini yenilemiyor, sınıfa hazırlıksız giriyor. Rahat sınıf ortamı oluşturamıyor ise, geleneksel yöntemler kullanıyor, derse zamanında girip çıkmıyor. Dersin akışının bozulmasına izin veriyor, ders anlatışında ses tonunu ayarlayamıyor, eğitim teknolojileri formatlarından yararlanamıyor, bunları tanımıyor, kullanamıyor ise, öğretmen-çevre, öğretmen-veli, öğretmen-öğrenci, öğretmen- okul idaresi diyalogunu kuramamış ise öğretmen başarısızdır.

        Her öğrenci benzersizdir. Farklı öğrenme hızına ve zekâ türüne sahiptir. Bu nedenle tüm öğrencilerin öğrenebileceği yaklaşımla yola çıkmalıdır. Her öğrenci elde ettiği verilerden bir anlam oluşturmak, bunu gözden geçirmek ve bireyler için anlaşılır hale getirmek üzere çaba gösterir. Her öğrenci öğrenebilir düzeydedir. Yeter ki öğretmen vermesini bilebilsin.

        Öğretmenin oluşturduğu rahat bir sınıf ortamı öğrencinin öğrenmeye karşı tutumunu etkiler. Öğrenciyi güdüler, öğrencilerin derse karşı iştiraklerini artırır ve olumlu tavır geliştirilmesini sağlar. Sağlanmak istenen olumlu sınıf ortamı ile ilgili en önemli şart düzendir. Buda farklı şekilde sağlanabilir. Düzen etkili ders sunumuna, ders yönetme becerilerine yaratıcı düşünmeye, işbirlikçi sosyal etkileşme, öğretmen öğrenci arasındaki karşılıklı sevgi ve saygıya bağlıdır.

        Öğrencilerin kendine güven ve saygılarının sağlanması, kültürel çeşitliliğe, gelişme farklılıklarına ve diğer bireysel farklılıklara anlayış ve saygı sağlanmalı, milli ve manevi şuur işlenmeli, töreler hatırlatılmalı, ait oldukları ortam duygusu öğrenciye kazandırılmalıdır.

        Zamanın çok iyi değerlendirilmesi lazımdır. Derse hazırlıklı ve zamanında girilmelidir. Derse başlarken yapılan ön konuşma, öğrenciye sevgiyi belirtir dokunmalar dersin işleyişini etkiler. Ders anlatırken ses tonunu iyi ayarlamak lazımdır. Dersin problemsiz bir şekilde devamına ve öğrencilerin derse katılımını sağlamaya çalışmak, öğrencilerin gösterdiği gelişmeyi takip etmek, dersi vaktinde bitirmek olumlu gelişmeyi destekler.

        Başarının artırılması için devamlı okumalı, eğitsel teknoloji takip edilmelidir. Öğrenci merkezli hizmet içi eğitim kursları takip edilmeli ve mutlaka katılım sağlanmalıdır. Okullardaki genelde kapalı tutulan laboratuarlar açık tutulmalı, devamlı öğrencilerin hizmetine sunulmalıdır. Öğretmen öğrenciyi etkin kılan yöntemler tespit edip uygulamalıdır. 

        Öğrenci başarısız ise okul müdürü başarısızdır. Yani okul başarısızdır. Okulda düzen ve öğretimin belirlenen düzeye ulaştırılması müdürün görevidir. Müdür bulunduğu eğitim ortamında sevk ve idareden sorumlu takım kaptanıdır. “İştir kişinin aynası lafa bakılmaz.” Göster okulunu söyleyeyim nasıl müdür olduğunu. Okul bahçesinden kendini gösterir. Bahçeye girdiğinde çevre düzeni ve çevre temizliği yok ise, bu durum içeriye de yansıyacaktır. İçi de dışı gibidir. Müdür odası, idare, öğretmenler odası, görevliler odası, sınıflar mutlaka bakımsızdır. Laboratuar, kütüphane işlemez durumdadır. Öğrenci merkezli eğitim sisteminden haberi yoktur. Eğitimsizlik ve yetersizlik mevcuttur. İşler kalenderane geleneksel olarak yürür. Okulda öğrenciyi körü körüne itaate alıştırmak için not silah olarak kullanılır. Disiplin adına kaba kuvvet hâkimdir. İnsanlar karşısında korku ile durur. Hele insanlar aşağılanıyor ise durum daha da vahimdir. İnsanlara saygı göstermeyen saygıda göremez. Kısacası rahat bir eğitim ortamı değildir. Ortam öğretmen ve öğrenciyi etkileyecektir. Böyle bir ortamdan başarı beklenemez.

         Çalışmış olduğum okullar ve bilahare hizmet içindeki formatör öğretmenliğim süresinde şehrimizdeki okulların tamamına yakınını gezmek ve tanımak nasip oldu. Şehrimizdeki okullarımızda üç tür vasıfa sahip müdürlerin varlığına şahit olmuşumdur.

        Birinci sıradaki müdürler: Mevzuata hâkim, rahat bir eğitim-öğretim ortamı oluşturmuş ve düzene koymuş, okulun ve öğretimin nerede olduğunu biliyor. İnsan ve insan gücü dışındaki kaynakları sağlıyor ve yönetiyor. Okulun başarısı için bütün imkânları zorluyor. Yeniliğe ve değişime açık takip ediyor, gücü ölçüsünde çağırıyor. Eğitimin yararına inanmış, öğrencilerin yararına olanı her şeyin üstünde tutuyor, okulla çevre iş birliği içinde bir birine yakın, tarafsız ve dürüst, öğretmelerinin ve iş arkadaşlarının moralini yükseltmeye çalışıyor, takdir ediyor, hep kalite peşinde olanlar. Ne yazık ki bunlar azınlıkta.

        İkinci sıradaki müdürler: Oturganlar, mesaiye harfiyen uyarlar. Masalarını ve odalarını çok severler. Statükocudurlar. Maaş ve ücretlerinin hesabını iyi takip ederler, sevk ve idare yardımcılarının elindedir. Yenilikmiş, teknoloji imiş gündemlerinde yoktur. Makamlarında yıllanmışlardır. Bazen derslerine girmedikleri de olur. Kendilerini sağlama almak için her türlü tedbiri alırlar. Bu müdürlerimizin sayısı çoğunluktadır. Verim alabilmek için; Tebdili mekânda hayır vardır. Mutlaka takip ve rotasyon gereklidir.

        Üçüncü sıradaki müdürler: Bağımsızdırlar, kafalarına göre davranırlar. Maaş ve ücretlerini iyi takip ederler. Kalanderdirler, okula gelmediği günlerde olur. Yük idarenin sırtındadır. Müdür yardımcıları öğretmenlerle sıkıntı içerisindedir. Huzur azalmıştır. Düzen yoktur. Disiplin ve düzenin olmadığı yerde başarıda düşecektir. Bu tür aksaklıkların önüne geçilebilmesi için, milli eğitimce okulların sık sık ziyaret edilmesi ve idarecilerin girmiş olduğu sınıf ders defterleri izlenmelidir.

        29 Ekim Cumhuriyet bayramı anma törenlerinde torunlarımı izlemek için, Yahya Kemal İlk Öğretim okulu ve aynı binada eğitim-öğretim yapan Mimar Sinan İlk Öğretim okulunun törenlerini izledim. Aynı salonda Yahya Kemal İlköğretim Okulu saat 9.15 de başladı–9.45 de bitirildi. Öğrencilerin oynadığı kol bastı daha çok zaman aldı. Diğeri saat 10.00 da başladı 10.30 da bitirildi. Her ikisinde de katılım kıt düzeyde, öğretmen, öğrenci, veli toplam sayısı 40 civarında idi. Programlar yavan ve coşkusuz, ”Dostlar alış verişte görsün” misali. Böylesi değerli günlerimizin anlamlarına uygun, öğrenci belleklerinde iz bırakacak şekilde kutlanması gereklidir. Okul müdürleri bu kutlamaları yakinen takip etmeliler. Bu okulumuzun müdürü var mı? Yok, mu merak içerisindeyim. Öğretmenlerin birikmiş ders planlarını imzalatmak için aradıklarına bir iki defa şahit olmuşumdur. Bilmiyorum bu kardeşimizin bazı sıkıntıları var ise yetkili makamların ilgilenmesi gerekmez mi? Sonra iki okulun aynı binada eğitim yapması ne kadar sağlıklı oluyor? Bunu da yetkililerin insafına bırakıyorum. Bu iki okulun birleştirilmeden önceki başarı durumları ile şimdiki başarı durumlarını karşılaştırsınlar kendileri de görecektir. Çocuklarımıza yazık ediliyor.

        İdarecilik bir sanattır. Herkes müdür olabilir ama müdürlük yapamaz. Beceremeyenler hakkında eğitimin sağlığı için lüzum ve gereği ne ise yapılmalıdır.

        Öğrenci başarı ve başarısızlığını, veli-öğretmen-müdür-okul bağlantısı yanında özel dershaneleri de katmak zorundayız. Yöremizde öğrenciler başarısız ise özel dershaneler de başarısızdır. Nasıl organlarımızdan birisi arızalandığı zaman vücudumuzun sağlıklı işleyişi kesintiye uğruyor ise, aynı durum eğitimin bir parçası olan dershaneler içinde geçerlidir. Sonuç tan toplumsal sorumluluk gereği onlarda sorumludur.

        Eğitim sisteminin müşterileri öğrencilerdir. Öncelikle onların ihtiyaçlarını beklentilerini öğrenip, o ihtiyaçları karşılamak ve sürekliliğini sağlamak gerekir. Öğrencisiz bir dershanenin ayakta kalması mümkün değildir. Öğrencilerini memnun edemediği halde varlığını sürdüren dershanelerde yok değil. Yöremizdeki dershane reklâm afişlerine bakıldığında hepsi birincidir. Hiç ikincisi, üçüncüsü yok. Hepsinin başarısı yüzde doksan veya üstüdür. Yöremizdeki gerçek başarı, resmi verilere göre yüzde altmışlarda, burada bir uyuşmazlık var. Hak nerede? Hak sahibi bulunmalı, Hak sahibine teslim edilmelidir.

        Yöremizdeki dershaneler; performans, estetik, uygunluk, güvenlik, maliyet, servis imkânları bakımından etüt edilmeli, kayıt dönemi listeler milli eğitim müdürlüğünün, eğitimden sorumlu birimince takip edilmelidir. Yılsonu imtihan sonrası her dershane vermiş olduğu kayıt listelerinden ne kadar öğrenciyi bir üst kuruma gönderdiği tespit edilmeli başarı yüzdesi buna göre yapılmalıdır. Kamuya da açıklanmalıdır.

        Başarıyı, kaliteyi yakalamış ve bunu uyguluyor olan dershaneler, kamu önünde basın toplantısı ile açıklanmalı, takdirle ödüllendirilmelidir. Başarı düzeyi düşük olan dershaneler için kalitenin artırılması tavsiyeleri veya lüzumu gereği ne ise o yapılmalıdır. Bir sonraki kayıt dönemlerinde dershane arayışı içinde olan öğrenci ve veliye de bu şekilde sağlıklı bir dershane seçimi için fırsat tanınmış olur.

        Her şeyimiz eğitime bağlıdır. Şehrimizin makûs tarihini değiştirmek istiyorsak, düşmüş olan eğitim düzeyimizi acilen tedbir alıp yukarılara çekmemiz gereklidir. Şehrimizdeki eğitim düzeyini dertleşirken, eğitimci sevgili yeğenim Alperen KAYSERİLİ “ Amca bir şehrin kalkınmasının eğitim seviyesi ile çok yakından ilişkisi mevcuttur. Eğitim seviyesi ile ulusların kalkınmışlık düzeyleri arasındaki ilişki öncelikle Merkantilistler tarafından öne sürülmüştür. Onlara göre üretimin artması, eğitimli nüfusun artmasına bağlıdır. Eğitimli nüfusun artması ise eğitime yapılan yatırımla ilişkilidir. Hem Türkiye’de hem de Erzurum’da devletin eğitime yaptığı yatırımların az olması, ülkemizin ve şehrimizin kalkınması bakımından geri kalmışlığın en önemli sebebidir. Erzurum’da özellikle bayan nüfusun eğitim seviyesinin düşük olduğu görülüyor. Bayanların eğitim seviyesinin düşük olması neticesinde doğum oranları yüksek olmakta, bunun sonuncunda tüketimin arttığı ve ekonominin zayıfladığı görülmektedir.”

      

 

 

 

 

 

 

 

 Derken O–6 yaş grubu hariç 15–64 yaş arası istatistikî bir tablo elime tutuşturdu, bu tabloda:

 

 

Öğrenim durumu              Erkek         % si          Kadın         % si         Toplam         % si

 

 Okur-Yazar olmayan        3.224        15,8        17.193         84,2           20.417           6,4

 Okur-Yazar                     34.240        47,8        37.343         52,2           71.583         22,3

 İlkokul mezunu               27.551        39,9        41.472         60,1           69.023         21,5

 İlköğretim mezunu          29.501        54,3        21.122         45,7           50.623         15,8

 Lise mezunu                    42.365        64,2        23.608         35,8           65.973         20,6

 Fak-Y.Okul mezunu        12.959        65,3          6.884         34,7           19.843          6,3

 Y.Lisans mezunu                804          63,5             462        36,5             1.266           0,4

 Doktora mezunu                 865          79,9             218        20,1             1.083           0,3

 Bilinmeyen                     10.738         51,9          9.939        48,1           20.677           6,4

 Toplam                         162.247         50,6       158.141       49,4          320.388         100

      

 Bu veriler vahim, yarım asırı aşan bir geçmişe sahip üniversitesi olan, şanlı Erzurum’a bu durum yakışmıyor. Tedbir için başta vekillerimiz olmak üzere bütün yetkililerin dikkatine arz olunur. Rahmet yağmadıkça gök gürültüsünün bir payesi yoktur.

 

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 10 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
ayten 8 Kasım 2009 Pazar  09:53

Beyefendi sağol kalemine sağlık.çocuklarımızı ilgilendiren bir konuyu gündeme getirmişsin.

Yorumu oyla      6      4  
saim 8 Kasım 2009 Pazar  09:49

Sayın yazar,bu konu erzurum için ve çocuklarımız için önemli çok iyi bir konuya değinmişsin.teşekkürler

Yorumu oyla      6      4  
bahattin 7 Kasım 2009 Cumartesi  22:06

hocam çok iyi bir konuya değinmişsin.teşekkür ederim .saygılar

Yorumu oyla      6      4  
abdullah 7 Kasım 2009 Cumartesi  21:31

hocam çok güzel bir konuyu irdelemişsin.teşekkürler.bu erzurumun bir kanayan yarasıdır.inşallah ileride iyi bir eğitim kalitesini yakalarız.saygılar

Yorumu oyla      6      4  
celal 7 Kasım 2009 Cumartesi  21:22

Hocam kalemine sağlık.Çok isabetli bir yazı yazmışsın.Mesele hepimizin ve erzurumun meselesi sahip çıkılması lazım.saygılar

Yorumu oyla      6      4  
ASLAN 7 Kasım 2009 Cumartesi  21:18

hocam iyi bir konuya değinmişsin.eğitim herşeyinbaşı.çocuklarımızın daha iyi bir eğitim almaları hepimizin dileğidir.sizler bu konuları yazdıkça daha iyi olacaktır.törenler artık böyle yapılıyor.bartılacak birşey yok.selamlar

Yorumu oyla      6      4  
A.BİLİCİ 7 Kasım 2009 Cumartesi  20:05

Sayın Hocam,bu doyurucu ve durumumuzu nlatan uzun yazınızı zevkle ve üzülerek okudum.Maalesef eğitimimizin durumu Erzurumumuzda içler acısı.Bu yaraya parmak basmanız bizleri seviindirdi.Umudumumuz bu yazılarınızıb devam etmesi ve okullarımızı yöneten idarecilirimizin kendişlerine çeki düzen vermesidir.Şu anda okullarımızın çoğu bunların çiftliği durumundadır.20 sene aynı okulda idarecilik yapan bir insandan fazla bir şeyde beklenmez zaten. Birde yahya kemal i.ö.okulu ile mimar sinan i.ö.okulunun durumuna değinmişsin.Çok isabetli olmuş.Teşekkür ederim.Maalesef iki okulumuzda okuyan çocuklarımız perişn oldu.Bu okularda yapılan 29 Ekim törenlerine her iki okuldada öğrencisi olan bir veli olarak bende katıldım.Durum aynen yazdığınız gibi kötüydü.Birde bizim orta okul ve lise dönemlerinde törenlerde günün anlamını belirten konuşmaları okul müdürleri yapardı,bu okulları müdürleri bu törenlerde niye konuoşmaz anlamış değilim.Hiçbir törende de rastlamadım.Ümidimiz imtihan kazananlarda.Selamlar

Yorumu oyla      6      4  
sebahattin 5 Kasım 2009 Perşembe  13:09

yahya kemalilköğretim okulu ve mimarsinan ilköğretim okulunun birleştirilmesinden sonra mimarsinan ilköğretim okulunun başarı seviyesi düşmüştür.aynı binada iki değişik okul,ikideğişik öğrenci gurupları,iki müdür ve daha birçok curcuna var.yahya kemal de okuyan öğrencilerin yaş ortalaması diğer okula göre hayli büyük.veliler olarak biz mimarsinan ilköğretim okulumuzu geri istiyoruz.

Yorumu oyla      6      4  
ALPEREN 5 Kasım 2009 Perşembe  11:51

Hocam, İnşallah bu güzel ve değerli satırları hem yöneticilerimiz hem de halkımız okur ve bundan gerekli dersleri çıkarırlar. Bütün herkese slm ve saygılarımı sunuyor onlara Allah (C.C.)'ın ilk emrini hatırlatmak istiyorum. İkrâ.

Yorumu oyla      6      4  
Akademisyen 5 Kasım 2009 Perşembe  10:02

Doğru söze ne denir... Eyvallah hocam.

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Oyunun Müzakeresi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva