Başarı kavramının sözlük anlamı “ Herhangi bir şeyin üstesinden gelmek, bir kimseye verilen görevin etkin bir biçimde yürütülmesi ve tamamlanması, başarmak davranışı veya başarılan davranıştır.” Başarı görev ve görevli ile ilgili olup belirtilen görevler ne ise yeterince yerine getirilmesi ve amacın gerçekleşmesi oranıdır. Bir görevin yerine getirilmesi için oluşturulan standartlara uygun davranışlarda bulunma ve planlanan amaçlara ulaşma derecesi, başarı ya da başarısızlığı oluşturmaktadır.
Öğrenci başarısız ise anne ve baba başarısızdır. Bir hanede büyükler okuyor ise o hanedeki çocuklarda okur. Büyükler nereye bakıyor ise çocuklarda büyüklerin baktığı yeri görmeye çalışır. Dahası aile ortamı çok önemlidir.
Okulun etkinliğini artırmak için, çocuğun okula başlayıncaya kadar ve okula devam ederken, ailede verilen informal eğitim, okul ile uyum içinde mi? Ailenin okula katılımı mevcut mu? Yoksa her şeyi boş vermiş mi? İlgisizliğin, yetersizliğin beklentileri ne olabilir?
Aile ve okulun ortak çalışması durumunda çocuğun yararlandığı bir işbirliği oluşur. Anne-Baba katılımının öğrenci başarısını, okula devamı, hazı arttırmayı, benlik saygısını artırdığını ve okula yönelik olumlu tutum geliştirilmesini sağlar. Katılımın sağlanması için öncelikle geleneksel anlayışın değişmesi gerekir. Bunun için ailelere, öğretmenlere, okul müdür ve müdür muavinlerine bu iş birliğinin nasıl olacağı ve gerçekleştiği takdirde neler sağlayacağını; rehberlik servislerince anlatılmalıdır. Bu konuda okullardaki Rehberlik servisleri yeterince çalıştırılmıyor.
Geniş bir yelpazeyi oluşturan, veliden görüş almak, yönetim ve sorumluluğu paylaşmak, dayanışmayı ve uzlaşmayı gerektirir. Bu işler kısa vadede gerçekleşmeye bilir. Bu tür faaliyetler uzun vadede çocuğun eğitimi konusundaki gücüne, güç katar. Tabii bu süreçte bir takım sıkıntılarda yaşanacaktır. Veli okulla irtibatını kesmemeli, çocuğunu devamlı takip etmelidir. Veliyi okul işleyişinden uzak tutmak, işin kolayına kaçmaktır. Bunu göremeyen, anlamak istemeyen, okullardaki eğitim personelini eğitmek gerekir.
Öğrenci başarısız ise öğretmen başarısızdır. Öğretmen bilgi ve teknoloji çağında yaşadığının farkında değilse, okumuyor, kendini yenilemiyor, sınıfa hazırlıksız giriyor. Rahat sınıf ortamı oluşturamıyor ise, geleneksel yöntemler kullanıyor, derse zamanında girip çıkmıyor. Dersin akışının bozulmasına izin veriyor, ders anlatışında ses tonunu ayarlayamıyor, eğitim teknolojileri formatlarından yararlanamıyor, bunları tanımıyor, kullanamıyor ise, öğretmen-çevre, öğretmen-veli, öğretmen-öğrenci, öğretmen- okul idaresi diyalogunu kuramamış ise öğretmen başarısızdır.
Her öğrenci benzersizdir. Farklı öğrenme hızına ve zekâ türüne sahiptir. Bu nedenle tüm öğrencilerin öğrenebileceği yaklaşımla yola çıkmalıdır. Her öğrenci elde ettiği verilerden bir anlam oluşturmak, bunu gözden geçirmek ve bireyler için anlaşılır hale getirmek üzere çaba gösterir. Her öğrenci öğrenebilir düzeydedir. Yeter ki öğretmen vermesini bilebilsin.
Öğretmenin oluşturduğu rahat bir sınıf ortamı öğrencinin öğrenmeye karşı tutumunu etkiler. Öğrenciyi güdüler, öğrencilerin derse karşı iştiraklerini artırır ve olumlu tavır geliştirilmesini sağlar. Sağlanmak istenen olumlu sınıf ortamı ile ilgili en önemli şart düzendir. Buda farklı şekilde sağlanabilir. Düzen etkili ders sunumuna, ders yönetme becerilerine yaratıcı düşünmeye, işbirlikçi sosyal etkileşme, öğretmen öğrenci arasındaki karşılıklı sevgi ve saygıya bağlıdır.
Öğrencilerin kendine güven ve saygılarının sağlanması, kültürel çeşitliliğe, gelişme farklılıklarına ve diğer bireysel farklılıklara anlayış ve saygı sağlanmalı, milli ve manevi şuur işlenmeli, töreler hatırlatılmalı, ait oldukları ortam duygusu öğrenciye kazandırılmalıdır.
Zamanın çok iyi değerlendirilmesi lazımdır. Derse hazırlıklı ve zamanında girilmelidir. Derse başlarken yapılan ön konuşma, öğrenciye sevgiyi belirtir dokunmalar dersin işleyişini etkiler. Ders anlatırken ses tonunu iyi ayarlamak lazımdır. Dersin problemsiz bir şekilde devamına ve öğrencilerin derse katılımını sağlamaya çalışmak, öğrencilerin gösterdiği gelişmeyi takip etmek, dersi vaktinde bitirmek olumlu gelişmeyi destekler.
Başarının artırılması için devamlı okumalı, eğitsel teknoloji takip edilmelidir. Öğrenci merkezli hizmet içi eğitim kursları takip edilmeli ve mutlaka katılım sağlanmalıdır. Okullardaki genelde kapalı tutulan laboratuarlar açık tutulmalı, devamlı öğrencilerin hizmetine sunulmalıdır. Öğretmen öğrenciyi etkin kılan yöntemler tespit edip uygulamalıdır.
Öğrenci başarısız ise okul müdürü başarısızdır. Yani okul başarısızdır. Okulda düzen ve öğretimin belirlenen düzeye ulaştırılması müdürün görevidir. Müdür bulunduğu eğitim ortamında sevk ve idareden sorumlu takım kaptanıdır. “İştir kişinin aynası lafa bakılmaz.” Göster okulunu söyleyeyim nasıl müdür olduğunu. Okul bahçesinden kendini gösterir. Bahçeye girdiğinde çevre düzeni ve çevre temizliği yok ise, bu durum içeriye de yansıyacaktır. İçi de dışı gibidir. Müdür odası, idare, öğretmenler odası, görevliler odası, sınıflar mutlaka bakımsızdır. Laboratuar, kütüphane işlemez durumdadır. Öğrenci merkezli eğitim sisteminden haberi yoktur. Eğitimsizlik ve yetersizlik mevcuttur. İşler kalenderane geleneksel olarak yürür. Okulda öğrenciyi körü körüne itaate alıştırmak için not silah olarak kullanılır. Disiplin adına kaba kuvvet hâkimdir. İnsanlar karşısında korku ile durur. Hele insanlar aşağılanıyor ise durum daha da vahimdir. İnsanlara saygı göstermeyen saygıda göremez. Kısacası rahat bir eğitim ortamı değildir. Ortam öğretmen ve öğrenciyi etkileyecektir. Böyle bir ortamdan başarı beklenemez.
Çalışmış olduğum okullar ve bilahare hizmet içindeki formatör öğretmenliğim süresinde şehrimizdeki okulların tamamına yakınını gezmek ve tanımak nasip oldu. Şehrimizdeki okullarımızda üç tür vasıfa sahip müdürlerin varlığına şahit olmuşumdur.
Birinci sıradaki müdürler: Mevzuata hâkim, rahat bir eğitim-öğretim ortamı oluşturmuş ve düzene koymuş, okulun ve öğretimin nerede olduğunu biliyor. İnsan ve insan gücü dışındaki kaynakları sağlıyor ve yönetiyor. Okulun başarısı için bütün imkânları zorluyor. Yeniliğe ve değişime açık takip ediyor, gücü ölçüsünde çağırıyor. Eğitimin yararına inanmış, öğrencilerin yararına olanı her şeyin üstünde tutuyor, okulla çevre iş birliği içinde bir birine yakın, tarafsız ve dürüst, öğretmelerinin ve iş arkadaşlarının moralini yükseltmeye çalışıyor, takdir ediyor, hep kalite peşinde olanlar. Ne yazık ki bunlar azınlıkta.
İkinci sıradaki müdürler: Oturganlar, mesaiye harfiyen uyarlar. Masalarını ve odalarını çok severler. Statükocudurlar. Maaş ve ücretlerinin hesabını iyi takip ederler, sevk ve idare yardımcılarının elindedir. Yenilikmiş, teknoloji imiş gündemlerinde yoktur. Makamlarında yıllanmışlardır. Bazen derslerine girmedikleri de olur. Kendilerini sağlama almak için her türlü tedbiri alırlar. Bu müdürlerimizin sayısı çoğunluktadır. Verim alabilmek için; Tebdili mekânda hayır vardır. Mutlaka takip ve rotasyon gereklidir.
Üçüncü sıradaki müdürler: Bağımsızdırlar, kafalarına göre davranırlar. Maaş ve ücretlerini iyi takip ederler. Kalanderdirler, okula gelmediği günlerde olur. Yük idarenin sırtındadır. Müdür yardımcıları öğretmenlerle sıkıntı içerisindedir. Huzur azalmıştır. Düzen yoktur. Disiplin ve düzenin olmadığı yerde başarıda düşecektir. Bu tür aksaklıkların önüne geçilebilmesi için, milli eğitimce okulların sık sık ziyaret edilmesi ve idarecilerin girmiş olduğu sınıf ders defterleri izlenmelidir.
29 Ekim Cumhuriyet bayramı anma törenlerinde torunlarımı izlemek için, Yahya Kemal İlk Öğretim okulu ve aynı binada eğitim-öğretim yapan Mimar Sinan İlk Öğretim okulunun törenlerini izledim. Aynı salonda Yahya Kemal İlköğretim Okulu saat 9.15 de başladı–9.45 de bitirildi. Öğrencilerin oynadığı kol bastı daha çok zaman aldı. Diğeri saat 10.00 da başladı 10.30 da bitirildi. Her ikisinde de katılım kıt düzeyde, öğretmen, öğrenci, veli toplam sayısı 40 civarında idi. Programlar yavan ve coşkusuz, ”Dostlar alış verişte görsün” misali. Böylesi değerli günlerimizin anlamlarına uygun, öğrenci belleklerinde iz bırakacak şekilde kutlanması gereklidir. Okul müdürleri bu kutlamaları yakinen takip etmeliler. Bu okulumuzun müdürü var mı? Yok, mu merak içerisindeyim. Öğretmenlerin birikmiş ders planlarını imzalatmak için aradıklarına bir iki defa şahit olmuşumdur. Bilmiyorum bu kardeşimizin bazı sıkıntıları var ise yetkili makamların ilgilenmesi gerekmez mi? Sonra iki okulun aynı binada eğitim yapması ne kadar sağlıklı oluyor? Bunu da yetkililerin insafına bırakıyorum. Bu iki okulun birleştirilmeden önceki başarı durumları ile şimdiki başarı durumlarını karşılaştırsınlar kendileri de görecektir. Çocuklarımıza yazık ediliyor.
İdarecilik bir sanattır. Herkes müdür olabilir ama müdürlük yapamaz. Beceremeyenler hakkında eğitimin sağlığı için lüzum ve gereği ne ise yapılmalıdır.
Öğrenci başarı ve başarısızlığını, veli-öğretmen-müdür-okul bağlantısı yanında özel dershaneleri de katmak zorundayız. Yöremizde öğrenciler başarısız ise özel dershaneler de başarısızdır. Nasıl organlarımızdan birisi arızalandığı zaman vücudumuzun sağlıklı işleyişi kesintiye uğruyor ise, aynı durum eğitimin bir parçası olan dershaneler içinde geçerlidir. Sonuç tan toplumsal sorumluluk gereği onlarda sorumludur.
Eğitim sisteminin müşterileri öğrencilerdir. Öncelikle onların ihtiyaçlarını beklentilerini öğrenip, o ihtiyaçları karşılamak ve sürekliliğini sağlamak gerekir. Öğrencisiz bir dershanenin ayakta kalması mümkün değildir. Öğrencilerini memnun edemediği halde varlığını sürdüren dershanelerde yok değil. Yöremizdeki dershane reklâm afişlerine bakıldığında hepsi birincidir. Hiç ikincisi, üçüncüsü yok. Hepsinin başarısı yüzde doksan veya üstüdür. Yöremizdeki gerçek başarı, resmi verilere göre yüzde altmışlarda, burada bir uyuşmazlık var. Hak nerede? Hak sahibi bulunmalı, Hak sahibine teslim edilmelidir.
Yöremizdeki dershaneler; performans, estetik, uygunluk, güvenlik, maliyet, servis imkânları bakımından etüt edilmeli, kayıt dönemi listeler milli eğitim müdürlüğünün, eğitimden sorumlu birimince takip edilmelidir. Yılsonu imtihan sonrası her dershane vermiş olduğu kayıt listelerinden ne kadar öğrenciyi bir üst kuruma gönderdiği tespit edilmeli başarı yüzdesi buna göre yapılmalıdır. Kamuya da açıklanmalıdır.
Başarıyı, kaliteyi yakalamış ve bunu uyguluyor olan dershaneler, kamu önünde basın toplantısı ile açıklanmalı, takdirle ödüllendirilmelidir. Başarı düzeyi düşük olan dershaneler için kalitenin artırılması tavsiyeleri veya lüzumu gereği ne ise o yapılmalıdır. Bir sonraki kayıt dönemlerinde dershane arayışı içinde olan öğrenci ve veliye de bu şekilde sağlıklı bir dershane seçimi için fırsat tanınmış olur.
Her şeyimiz eğitime bağlıdır. Şehrimizin makûs tarihini değiştirmek istiyorsak, düşmüş olan eğitim düzeyimizi acilen tedbir alıp yukarılara çekmemiz gereklidir. Şehrimizdeki eğitim düzeyini dertleşirken, eğitimci sevgili yeğenim Alperen KAYSERİLİ “ Amca bir şehrin kalkınmasının eğitim seviyesi ile çok yakından ilişkisi mevcuttur. Eğitim seviyesi ile ulusların kalkınmışlık düzeyleri arasındaki ilişki öncelikle Merkantilistler tarafından öne sürülmüştür. Onlara göre üretimin artması, eğitimli nüfusun artmasına bağlıdır. Eğitimli nüfusun artması ise eğitime yapılan yatırımla ilişkilidir. Hem Türkiye’de hem de Erzurum’da devletin eğitime yaptığı yatırımların az olması, ülkemizin ve şehrimizin kalkınması bakımından geri kalmışlığın en önemli sebebidir. Erzurum’da özellikle bayan nüfusun eğitim seviyesinin düşük olduğu görülüyor. Bayanların eğitim seviyesinin düşük olması neticesinde doğum oranları yüksek olmakta, bunun sonuncunda tüketimin arttığı ve ekonominin zayıfladığı görülmektedir.”
Derken O–6 yaş grubu hariç 15–64 yaş arası istatistikî bir tablo elime tutuşturdu, bu tabloda:
Öğrenim durumu Erkek % si Kadın % si Toplam % si |
|
Okur-Yazar olmayan 3.224 15,8 17.193 84,2 20.417 6,4 |
Okur-Yazar 34.240 47,8 37.343 52,2 71.583 22,3 |
İlkokul mezunu 27.551 39,9 41.472 60,1 69.023 21,5 |
İlköğretim mezunu 29.501 54,3 21.122 45,7 50.623 15,8 |
Lise mezunu 42.365 64,2 23.608 35,8 65.973 20,6 |
Fak-Y.Okul mezunu 12.959 65,3 6.884 34,7 19.843 6,3 |
Y.Lisans mezunu 804 63,5 462 36,5 1.266 0,4 |
Doktora mezunu 865 79,9 218 20,1 1.083 0,3 |
Bilinmeyen 10.738 51,9 9.939 48,1 20.677 6,4 |
Toplam 162.247 50,6 158.141 49,4 320.388 100 |
Bu veriler vahim, yarım asırı aşan bir geçmişe sahip üniversitesi olan, şanlı Erzurum’a bu durum yakışmıyor. Tedbir için başta vekillerimiz olmak üzere bütün yetkililerin dikkatine arz olunur. Rahmet yağmadıkça gök gürültüsünün bir payesi yoktur.