Yazıma bir Karadeniz fıkrasıyla başlamak istiyorum..Saf  ve paralı Karadenizli, Balıkçı komşusuyla birlikte  balık avına çıkar. Balıkçı denizde bir yanda balık avlıyor, bir yandan da teknesinde kurduğu mangalında balıkları pişirip pişirip tek başına yemeye başlıyor. Durumun farkına varan komşusu balıkçıya,

-Sen ne yapıyorsun öyle?

-Kafam çalışsın diye balık yeyiyorum.

-Eh benim de kafam çalışmıyor, bana da ver sene..!

-Vermesine veririm de, parayla veririm..Hamsinin teki bir lira..

-Olsun, ver bana bir hamsi..

Adamcağız, balıkçıya bir lira verir ve aldığı hamsiyi yedikten sonra kafasında değişen bir şey olmayınca..

-Yahu arkadaş..! Hamsiyi yedim ama kafam yine çalışmıyor,

-Tabii ki çalışmaz. Bir hamsiyle kafan çalışır mı? Birçok hamsi yemen lazım der..Zavallı adam, cebindeki paranın çoğunu balıkçıya verip bolca hamsi yer ama, kafasında yine hiçbir değişilik yok .Bu sefer balıkçıya öfkelenir ve yüksek sesle bağırarak  çıkışır,

- Sen beni kandırıyorsun der..

Balıkçı yumuşak bir sesle,

-Bak kafan çalıştı,işte..

Sözü, memurun toplu sözleşmesine getiriyorum. Günlerce süren görüşmelerden sonra bir arpa boyu yol alınmadı..Sonunda sözleşme çıkmaza girdi ve iş, yasa gereği hakem kuruluna gitti.

Sendikalar, süre boyunca yüzdelik zamma takıldılar. Bu sayede taban aylığına zam, aile yardımı artışı, ek ödeme gibi çok daha önemli konuları ihmal ettiler.

 Hükümet kanadı ise bütçe imkânı dedi, orta vadede planlarım var dedi, 74 milyonun hakkı dedi ve Yunanistan’a döneriz dedi. Bir şey daha, sizi enflasyona ezdirmeyiz dediler.

Hükümet, çalışan memurlar için biraz cimri davranıyor, emekli memurlar için ise, her iki kanat nezdinde bırakın maaşları, isimleri bile anılmıyor. Ancak ek ödeme her ne kadar memurlar arasında dengeyi bozduysa da, bu gün çalışan memurun maaşı, genel ekonomik manzara karşısında oldukça iyi sayılır..

  ÇOK MAĞDUR OLAN MEMUR EMEKLİSİ..

Maaş durumu hem işçiden, hem memurdan çok kötü olan memur emeklileridir. Çalışan memurla aynı memurun emeklisi arasında uçurum farklar oluşmuş. Farkı kapanamaz hale getiren de yine, 666 sayılı KHK.ile sağlanan ek ödeme sebep olmuş..Bakın Büyükşehir Belediyelerinde çalışan daire başkanı 4200 Tl.maaş alırken, emeklisi 2100 TL. alıyor. Belediye başkan yardımcısı 3500 TL’ den fazla maaş alırken emeklisi 1400Tl.maaş alıyor.  

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki 3000 ek göstergeli maaşların tamamı bu orantısız tabloya sahipler..

Ama kafamız hala çalışmıyor..!

-Çalışanla emekli memurlar arasında kapanamayacak kadar farklar adaletsiz ve orantısız olarak bir problem iken, yüzdelik artışlarla uzun süre uğraşmak boşunadır.

Ama kafamız hala çalışmıyor..!

 Düşünelim ki yüzde 3 değil de yüzde 5 zam verseler 1,5 bin lira maaş alan emekliye 75 lira artış getirirken bunun tam üç katı maaş alan aynı görevdeki çalışana da 225.Tl. artış getirir. Bu da emsal kişiler arasındaki farkı biraz daha büyütür.

Ama kafamız hala çalışmıyor..!

 Demek ki asıl problem artış değil, orantısız oluşmuş farklardır.

Ama kafamız hala çalışmıyor..!

İnanıyorum ki, üstünler hukuku varlığını koruyarak hala devam ediyor. Bu hukukun düzenlemesini yapanlarla buna meydan verenler asla bu adaletsizliğin manevi hesabını veremezler. yılbaşından itibaren bin liraya kadar 666 sayılı KHK. ile sadece çalışana ve üst düzey bürokratlardan bazılarına verilen ek ödeme için açıklanan gerekçelerine bu milletin inandığını mı sanıyorsunuz?

Ama kafamız hala çalışmıyor..!

Oysa bu işin düzeltilmesi çok basittir : Temel maaşlar için tahsil, kıdem, makam , sorumluluk faktörlerine göre bir kez adilane tespit yaparsınız, ondan sonra yüzdelik artışları ilave edersiniz..Ancak o zaman ne orantısız farklar oluşur, ne de kimsenin itirazı olur..Ama bu üstünler hukukuna sahip olanların işine gelmez..!

Ama kafamız hala çalışmıyor..

Bu sefer iş Hakem kurulunda ..Memur ve emeklinin gözü-kulağı orada.. Beklenti ve umut oraya odaklanmış. Eğer oradan da “ Dağ fare bile doğurmazsa “ belki o zamanda  Karadenizli gibi kafamız çalışmaya başlar..!

Kafamız çalışınca da İnşallah gözümüz meydanlarda olmaz..!