ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum çocuk nüfus oranında ortalamaları geçti
Erzurum çocuk nüfus oranında ortalamaları geçti
Kartlı ödemeler 1,18 trilyon liraya ulaştı
Kartlı ödemeler 1,18 trilyon liraya ulaştı
Erzurumspor bu kez ceza almadı
Erzurumspor bu kez ceza almadı
Tarım-GFE yıllık yüzde 49,92 arttı
Tarım-GFE yıllık yüzde 49,92 arttı
Ücretli çalışan sayısı yıllık yüzde 4,1 arttı
Ücretli çalışan sayısı yıllık yüzde 4,1 arttı

İbrahim Aydemir (Bir Vakitler Erzurum)

MUHKEM KALE : HASANKALE
10 Haziran 2006 Cumartesi

"Bizim Pasinimiz var,
Pasinler'de al yeşil giyilir,
Alvar'dadır ermişimiz bilinir.
Erzurum'da elli iki sela birden verilir.
Güçsüzlere iman eden Dadaşım,
Sen de anlat dinleyelim gardaşım."
Nejat Ünal

 

“Ey memâlik şahı arın yok mudur?/ Cüretli birkaç süvârin yok mudur? / Şahlar menkûhasıdır memleket, / Benki geldim mülküne yek cihet / Leşkerim menkûhanı basdı âyan / Nef'ine dikti kazıklar ey filân / Sen mukabil gelmedin halin nedir?/ Gayretin bu mudur ahvâlin nedir? / Ey hamiyetsiz kânı ârın senin / Kande vardı lâfı güftârın senin"Yavuz Sultan Selim Han'ın 1514'de üzerine gittiği Şah İsmail'e yazdığı bu şiiri ortaokul sıralarından hatırlarım. Sosyal Bilgiler hocamız belletmişti bu güzel mısraları bize. Zaman sonra Yavuz'un bu mısraları Erzurum'da, Daphan ovasında ordugahın kurulmasından sonra kaleme aldığını öğrenmiştim.

Yavuz, Tercan'dan Cinis'e; oradan da Alaca'ya gelerek ordusunu konaklatmış; sonra da 1514'de Ilıca'da kalarak harp için gerekli hazırlıkları bitirmişti aklımda kaldığınca.Bu sırada Şah İsmail'e gönderdiği üç mektuptan ikisini kaleme alan Yavuz, daha sonra da İran içlerine sefer emri çıkarmıştı.

YAVUZ'A AZAMET VEREN TOPRAKLAR

Sadece sefer güzergahında bulunması sebebiyle Yavuz'un Erzurum'a uğradığı şeklindeki izah bana eksik gelir, öteden beri. Ben, gereken iman, azim ve kararlılığı Erzurum'un mübarek topraklarından aldığını düşünürüm Osmanlı Leşkeri'nin.

Nitekim, aynı yol IV. Murat tarafından da takip edilmiş ve buradan hareket eden Osmanlı Orduları her seferlerinden de muzafferiyetle dönmüşler şükür.Daphan Ovası'nda yer alan Salasor, Kevahur köyleri, Çifte Minareli Medrese; Söğütlü, Süngeriç köyleri gelirlerinin de Yakutiye Medreselerine vakfedildiği gibi, Pasinler Ovası'nda yeralan Hirtiv, Ketivan köy gelirleri de Yakutiye Medresesi'ne vakfedilmiş.

HASANKALELİ OLMAK BİR AYRICALIKTIR...

"Mübarek mekandır Hasan Kal'ası,Kamu zevke kândır Hasan Kal'ası ,Suyu hoş, hevası, kışı mutedil, İrem'den nişandır Hasan Kal'ası". Böyle tasvif eder doğduğu toprakları İbrahim Hakkı.

O'nun Cennet bahçelerinden bir bahçe olarak tarif ettiği Hasankale, Pasinler Ova'sının tarihi, kültürel ve coğrafik bakımdan değerli bir parçasıdır.Eskiden deve boynu yolu kullanılarak gidilirmiş bu ilçeye. Laleli, Güllü, Çeperli, Sığırlı, Yıldırgan, Toparlak bu yol güzergahında yer alan bereketli arazilere sahip köyler.

Aslında bu köyler Hasankaleye bağlı değil; ama nedense Hasankaleli sayarlar kendilerini buraların sakinleri. Buralaradan olanlar Hasankale'ye sahip çıkarlar, Hasankale'de onlara.

Deve boynu 1828 Rus Osmanlı muharebesinde ün kazanmış. Rus Generali Paskeviç bu yoldan Erzurum'a gelerek şehri kuşatmış.1854'de yine bir Rus generali olan General Repetov Hasankale'ye ilerleyip Deveboynu'ndan geçerek Erzurum'a ulaşmak istemiş, çok şükür muvaffak olamamış.

Talat Paşa'nın Şubat 2000'de ilk baskısı yapılan hatıralarında, Deveboynu'nda 1918 kurtuluş savaşı yıllarında yaşananlar tafsilatıyla anlatılmaktadır.

Bu geçit Erzurum Kars yolu'nun işlerlik kazanmasıyla kullanılmaz oldu sonraları. Çocukluğumda büyüklerimizin bizi bu geçide götürdüğünü, Laleli'ye böyle ulaştığımızı hatırlıyorum.

 SİVİŞLE'DEN KARAURGAN'A

Çoban Dede Köprüsü Pasinler Ovası'nı ikiye ayırır. Köprünün doğusundaki Ova'ya Aşağı Pasin; batısındakine de Yukarı Pasin adı verilmiştir öteden beri.

Eskiler, yayan yürüyüşüyle, "Sivişli'den Karaurgan'a 17 saat; Sıçankale'den Tepekum'a 12 saat mesafe" ile ifade ederler Pasinler Ovası'nın büyüklüğünü.

Yukarı Pasinde Karga Pazarı, Deveboynu dereleri akar, Hasankale önünde birleşip, Çoban Dede köprüsünde Aras'a karışırlar.

Saadettin Akatay'ın 'Bar' isimli şiirinde, Aras'ın çağlaması ve köpürmesi; kaynağını Erzurum'dan bulmasındandır herhalde.Eskiler bereketinden dolayı ovaya "Pasin Abad" demişler. Ova'nın güneyinde yer alan içinde Alvar'ın da bulunduğu alan, 70 ve 80'li yıllarda DSİ'nin açtığı artezyen kuyularıyla iyice bereketlenmiş...

Şimdi rahmeti rahmana kavuşmuş olan DSİ'nin eski Bölge Müdürlerinden Erdoğan Cimilli'nin bu hizmette imzası var...

PASİN OVASI AHİ OCAĞI

Prof. Dr. Ömer Lüffi Barkan "Kolonizatör Türk Dervişleri" isimli, büyük hacimdeki risalesinde, Ahmet Yesevi'den feyz alan Ahilerin, aldıkları talimatla Türkistan'dan Anadolu'ya yöneldiklerini, Hasankale ve civarındaki köyleri bu ahilerin kurduğunu yazmaktadır.

Ahiyan—ı Rum içinde yer alan; Alp, Eren ve Alperen dervişler, geldikleri bu beldede kılıçsız, dövüşsüz söz sahibi olmuş; bu yöreleri, bağlılarının sayısını çoğaltarak elde etmişler.

Bunlar içinde Seyyid Emir Haydar; Horasan ilçesini kuran Seyyid Baba Horasanî Kemaleddin; Seyyid Ahmet Kebir; Seyyid Şerif Pir Hüseyin; Tataristanî Bin Seyyid Mehmed; bugünkü Çöğender Köyü'nün kurucuları Seyyid Çukender, Ali Bin Seyyid, Süleyman Bali ; Yağan beldesini kuran Yağan Baba; Miyadin Köyü'nü kuran Ali Gazi; Kındığı Köyü'nün kurucuları Dede Mahmut, Telli Dede, Ali Baba bulunuyor.Ahilerle Anadolu'ya gelen, Baciyan—ı Rum adıyla anılan kadın gazi ahiler de kuruluşlarda büyük hizmetler vermişler.Prof. Barkan'ın yanısıra Erzurum üzerine mühim araştırmalar yapan 1950 ve 60'lı yıllarda Erzurum Lisesi'nde tarih öğretmenliği görevlerinde bulunan Abdurrahim Şerif Beygu'da bu bilgileri doğruluyor.Şimdi büyük islam alimi ve gönül adamı Hacı Salih Efendi'nin medfun bulunduğu Çöğender Köyü'nün, asıl ismi Çukender. Zamanla söyleyiş farklılıkları sebebiyle bugünkü adını almış. Çukender Ali Bin Seyyid ile Emir Süleyman'ın türbeleri de bu köyde bulunuyor.

Çöğender Köyü'nün karşısındaki Karga Pazarı'nın eteklerinde Telli Dede, bu dağın karşısındaki tepede de Ali Baba isimli Alperen Gazi Dervişler medfun. Çöğender'i Tarım İl eski müdürü olan Hadi Yazıcı ve kardeşi Adnan Yazıcı'yla tanıdım. Ova'da bir ziynet gibi konuşlandırılmış bu köy, yetiştirdiği seçkin şahsiyetlerle de tanınıyor.

Bu köyün kıymetleri arasında bulunan Prof.Dr.Sadi Çöğenli de, Çöğender'in temsil ettiği manevi rütbeyi taşıyan ilim adamlarındandır.

HER KÖYDE BİR TÜRBE

Ova'da hemen her köyün tarihi bir türbesi, evliyası var. Köyler yetiştirdikleri alim ve fadıl kimselerle tanınıyor. Bu anlayış aralarında gizli bir yarışa da vesile oluyor.1990'lı yıllarda vefat eden Büyük Kıraat ve İslam alimi Hacı Salih Efendi önce Esat Paşa Camisi Medfeni'ne defnedildiği halde, sırf Alvar gibi, köylerinde kendi yetiştirdikleri yakın dönem velilerinden birisi bulunsun diye, bir gece naaşı kaçırılıp Çöğender'e götürülmüştü köylüleri tarafından.

İlhan ve Suat Ezirmik'in köyü olan Ezirmik'de Necmeddin Okdenyan adında bir zatın türbesi bulunuyor.

Bu köy de bu ovanın diğer bir değerli parçası. Erzurum'un Dervişağa Mahallesi'nde Şehir Palas Oteli'nin hemen yanında Ermeniler tarafından içindeki insanlarla beraber yakılmış olan Ezirmikliler Konağı'nın harabesi bulunurduHemen bitişiğindeki Hınıs Birlik şirketine ait otobüslerin park ettiği bu yere zaman zaman gider; duvarlarda, yanmış insanların kan izlerini seyrederdik çocukluğumuzda...

Şimdi gördüğüm kadarıyla bu kalıntı yerinde değil. Erzurum'un her değerli parçası gibi, ihmale uğramış, yıkılmış, yok edilmiş. Oysa Yanıkdere olayının devamı olarak Ermeni zulmünün canlı bir fotoğrafı halinde saklanır; belki de müze haline getirilerek gelecek nesillerin Ermeni vahşetini görmesi sağlanırdı.

Ne ki, birkaç Erzurum sevdalısı dışında kimsenin umurunda olmayan bu proje izale edilmiş birileri tarafından.

Tıpkı, üç kümbetlerin içinde yer alan eski Türk Mezarları'nın sökülüp kaldırım taşı yapılması gibi.

Ovanın diğer bir mühim köyü de Korucuk. Köyün ismiyle anılan bir aile yıllarca Erzurum'un eşrafının başını çeker, hususi bir itibar görürdü. Korucuk şimdilerde Fethullah Gülen ve ailesininin adıyla anılır olmuştur. Gülen Hoca bağlılarınca Korucuk'a özel bir ehemmiyet verilmektedir. Belki de sırf bu yüzden Korucuk, Pasin Ovası'nın ekonomisi en gelişmiş köylerinden olmuştur.

ALVAR'DAKİ SELÇUKLU MEZARLARI

Erzurum'daki genel umursamazlığa mukabil; Alvar'da 670 yıllarına ait iki isimsiz Selçuklu mezarı, Kındığı'da Dede Mahmut Türbesi; Miyadin'de Ali Gazi Kümbeti; Yağan'da Özbek Halil Divani Türbesi; Veli Baba'da Veli Baba Türbesi; Yazılı Taş'da Şah Şabur Türbesi hala ayakta duruyor.

Alvar bir başka güzelliğini yansıtır Pasinler Ovası'nın. Edip, Mütefekkir ve Sofi Hace Muhammed Lütfi Efendi gibi, İslam Tefekkürü'nün önemli bir büyüğünü bünyesinde saklayan Alvar; Ova'nın en zengin yerleşim yerlerinden birisidir.

Bu köy; 80'li yıllarda ilk kadın köy muhtarını seçmesiyle de meşhur.

Zafer Pasin'in kız kardeşi Vildan Pasin, çalışmalarıyla bu köyü bir belde haline getirenlerden. Alvar'a Tarım Kredi Kooperatifi'nin kurulmasında da büyük emekleri olmuş bayan muhtarın.

Kındığı Köyü; Meşhur islam alimi İbrahim Hakkı Hz.nin muhterem validesi Şerife Hanife Hatun'un doğduğu yerdir.

Bu köyün sakinleri ağırbaşlılıklarıyla meşhurdurlar.

Kındığılı şair Gedayi; bu köyü:"Bu karye_i, Kındığı bir hoş mekandır/ Erenler meskeni rahatı candır/ Hususa Hakkı Sultanı velayet/ Kudumuyla müşerref bir mekandır." mısralarıyla tanıtmıştır umumi efkâra.

Hasankale'nin meşhur köyleri arasında bulunan Büyük ve Küçük Tuy köyleri'ni de Nevzat Saygılıoğlu'yla tanıyoruz. Saygılıoğlu Erzurum'un yetiştirdiği bürokratlarından. Uzun yıllar Maliye teşkilatında üst düzey görevler alan Nevzat Bey, teşkilatın en üst birimi olan Gelirler Genel Müdürlüğü makamına kadar yükseldi. Uzun bir süre de Hazine Müsteşar Yardımcılığı, birara Turizm Bakanlığı Müsteşarı ve müteakiben Gümrük Müsteşarlığı görevlerinde bulunan Nevzat Saygılıoğlu, Erzurum'un kalkınma yolunda umut bağladığı simalardandır.

DEFİNECİLERİN TARİH KATLİAMI

Hasankale denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri olan Çoban Dede Köprüsü; Hicri 670 yılında Emir Çoban tarafından yaptırılmış.

Gazan Han'ın veziri Çoban Senduz, Hicri 697 senesinde bir sel sonucu yıkılan köprüyü, 2.5 yılda tekrar inşa ettirmiş.

Emir Çoban, Yağan, Işkı, Hasnigar ve Köprüköyü'nün arazi gelirini de bu köprünün bakım ve tamiri için vakfetmiş. Köprünün üstündeki türbede Oğuz Gazi Çoban Abdal medfun.

Yukarıdaki serzenişi buradada yinelemek durumundayım. Defineye kavuşup, emeksiz, çabasız zengin olmak isteyen hayalperestler, kendilerine mani olan ve köprüyü koruyan bulunmayınca, bu köprünün hemen her yerini kazıp, yıkmışlar."Köprü ayaklarında, tamir için para gömülü" şeklindeki yalan söylentilere inananlar, ecdad yadigarı demeden köprüye kazma sallamışlar bir zaman.

Bu vahim durum maalesef, Erzurum'daki pekçok tarihi yer, türbe içinde vaki olmuş. Özellikle Türk_İslam Alemi'nin düşmanlarınca sırf tarihi mekanlar kurucularının torunları eliyle harap edilisin denilerek, uyduruk define masalları icat ettirilmiş; bunlara kulak asan hayalperestler de dedelerinin mezarlarına, onların yaptırdığı eserlere para hırsı ve tamahı içinde kazma sallamışlar.1998 yılında Narmanlı Camisi'nin haziresine de yapılan bu çirkin saldırı, daha önce Abdurrahman Gazi Türbesi'ne yapılmıştı maalesef.

Dedik ya Ova, tabii olduğu kadar tarihi hazinelerle dolu. Karengar köyü'nün karşısındaki Yarnak Mağarası, kitabesiyle meşhur. Bu yer hala gerektiği biçimde ilgi görmüyor, maalesef. Haberdar olanın sayısı da oldukça az.

Pasinlerin meşhur köylerinden birisi de, şimdiki adıyla Yastıktepe diye bilinen Ketvan Köyü'dür. Selahattin Bölükbaşı ve Erzurum'un renkli simalarından Avukat Necati Bölükbaşı'nın da bu köyden olduğunu biliyoruz. Burasını önemli kılan şahsiyetlerin başında elbetteki Tivnikli Hacı Faruk Efendi gelmekte. Hacı Faruk Efendi ailesinin aslen Ketvanlı olduğu, bu sebepten dolayı da, Ketvanlıların bu kıymetli isimden dolayı her fırsatta gurur duydukları bilinir. Yine bu Ova'da Ebsemce adıyla maruf, Yusuf Kocabeyoğlu'nun akrabalarına ait köy de tanınmış bir yerleşim alanıdır. Pasinlerin hemen girişinde yeralan ve tabii, güzellik bakımından bir hayli görkem arzeden Kurnuç'u da atlamamak lazım. TRT'de görev yapan çok değerli Zeki Kurnuç, Dr. Zafer Kurnuç'da bu köyün bilinen şahsiyetlerindendir.

PASİNLER OVA'SINA KURULMUŞ BİR ŞAHİN

Hasan Dede Dağı üzerindeki Hasankalesi'ni "Pasinler Ova'sına hakim sivri kayaların üstüne kurulmuş bir şahine benzer" diyerek tarif etmiş İbrahim Hakkı Konyalı. "Ehmedek denilen iç kalenin muhteşem tak kapısının muntazam ve süslü taşlarla yapılmış söveleri, kemerleri ve kitabeleri sökülerek yok edilmiş," diyerek tarihimize karşı gösterdiğimiz duyarsızlığı dile getiriyor Konyalı Hoca.

Kale, Hasankale'nin, Ova'nın bir remzi adeta. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde iç kalenin batıya, uçuruma açılan bir kapısının bulunduğunu buna gizli kapı manasına "Uğrun Kapı" denildiğini, alt tarafta da Hasankale mezarlığının bulunduğunu yazmaktadır.

İç Kale'de, bugün pek de nişanesi kalmamış olan Cami; Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. Kale içinde yine eseri pek görünmeyen kasır ve dizdar ikametgahı da IV. Murat'ın eseri.

Evliya Çelebi, IV. Murat Han'ın Revan Seferi'ne giderken Silahdar Nişancısı Melek Ahmet Paşa tarafından inşa ettirilen kasırda gecelediğini, sultan uykudayken yorganın üzerine mum kıvılcımıyla ateş sıçradığını ve ölüm tehlikesi geçirdiğini; hemen o gece Paşa'yı görevinden azlettiğini bildirmektedir.

İç içe üç kattan oluşan, çevresi 26 bin adım gelen bu kale; tarihçilerin naklettiklerine göre Abaza Paşa isyanına da mekanlık etmiş. Evliya Çelebi kale içinde 590 evin yer aldığını öne sürmektedir.

Kamusu Türki'nin sahibi Şemsettin Sami Kalenin Cenevizliler; Evliya Çelebi Uzun Hasan; Naima Akkoyunlu Uzun Hasan Paşa; İbrahim Hakkı Konyalı ve İ. H. Uzunçarşılı ise İlhanlı Sultanı Sutay Nogay'ın torunu olan Emir Hacı Togay'ın oğlu Hasan Bey tarafından 1336 yılında yaptırıldığını ifade etmektedirler.

Kale, IV. Murat'tan önce Yavuz Sultan Selim'i de konuk etmiştir. Yavuz 1514'deki Çaldıran Seferi'ne giderken sırayla Ebul Kasım, Ügümü, Şuşik, Alagöz, Sökman ve Güllü köylerinde konaklamış, dönüşte de Alacayurt, Arıdost ve Badıcivan köylerine uğramış, kalede geceledikten sonra İstanbul'a dönmüştür. Yeri gelmişken belirtelim; güzergahda yer alan Badıcivan, köyünün ismi gençliği elden gitmiş manasınadır. Buranın bu adla anılması da köyde "Tükmen İhtiyarlarının" çokluğundandır.

III. Murat zamanında liva olan Hasankale için özel bir kanunname çıkarılmış. Murat Uraz, bu kanunnamede, Hasankale'nin; Nalbant Ali; Hasan Reis; Ferhat Mescidi; Kethüda Mescidi; Aşçı Ahmet Mescidi; İbrahim Bey Cami; Karaçırak Mescidi; Mahmut Paşa Cami; Kasım Bey Cami ve hristiyanlara ait Gebram mahallelerinin bulunduğunu yazmaktadır.

Çocukluk günlerimde sık sık günü birlik mesire için giderdik Hasankale'ye. Erzurum başta olmak üzere yurdun değişik yerlerinden çermik sularıyla şifalanmak için gelenler, belediye tarafından kurulmuş mesire ve konaklama yerini adeta bir çadır kent görüntüsüne kavuştururlardı. Herkes gibi ben de ilçe girişinde en çok kalenin görünümünden etkilenirdim. 70'li yılların içinde ressamının kim olduğu hala da bilinmeyen bir bozkurt tablosu hakkedilmişti kalenin bedenlerinden aşağısına.

Siyasi mülahazalar bir yana bırakılırsa bu görünüm, ilçenin Türk tarihine otağlık etmiş olmasının adeta bir ifadesiydi sanki. 80'li yıllarda bu tablo sildirildi.

KALA'NIN ÇERMİKLERİ

Hasankale, kalesiyle olduğu gibi çermikleriyle ünlüydü. O vakitler bugünkü nisbetinde iletişim araç ve gereçleri bulunmuyordu; ama çermiklerin ünü bütün Türkiye'ye yayılmış gibiydi. Erzurum denildiğinde de akla hemen bu ilçe gelirdi dışarıda.

Zülkadir oğullarından Mehmet Bey tarafından yaptırılan; "Künbedi köhne bir hammam bulundu/ Rızaullah için tamir olundu/ Derunu hoş peri rularla tolundu/ Tarihi 1163" yazılı kitabenin süslediği Büyük Çermik; Sultan 1. Mahmut ve 2. Abdülhamit Han dönemlerinde özel talimatlarla yenilenmiş.

Ne var ki bu çermiklerin tanıtımı son yıllarda ihmal edilmiş, tanıtımı yeterince yapılamamış. Ilıca'da olduğu gibi Hasankale de çok önemli bir turizm gelirinden mahrum kalmış böylelikle.

OSMAN GAZİ DE HASANKALELİ

Hasankale'nin Türk tarihi içindeki mühim yeri malum. Ancak bir yeri var ki; belki de tarihi vetire içerisinde en önemlisi...

Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'nin Pasinler doğumlu olduğunu söylesek eminiz çok kişi şaşıracaktır. Sözkonusu durumdan, Prof. Sıtkı Aras Hocamın ikazıyla, İsmail Hami Danişmend'in yazdıklarından öğrendik. Danişmend bu konuda şöyle söylüyor; "Osman Gazi'nin Söğüt'te doğduğu söylense de, zayıf bir ihtimal Pasinler'de doğmuş olduğuna dair söylentiler de varittir."Zayıf olsa da önemli bir iddia. Pasinler ve Erzurum adına fevkalede gurur verici bir tesbit. Pasinler'in hali hazır ve yakın geçmişi de, uzak geçmişi gibi güzellikler ve tarif olarak; iyiler, erdem yüklü insanlarla dolu.

HASANKALE DE GÜZEL, HASANKALELİLER DE..

Kimini ismen kimini de hem ismen hem de cismen tanıma fırsatı buldum. Bunlardan hemen ilk akla geleni herhalde Faruk Kaleli olsa gerektir. Kuvvetle muhtemel soyadını bu ilçemizden oluşuyla almış. Türk müziğine vermiş olduğu emek ve uzun yıllar hafızalardan silinemeyecek nefasetteki eserleriyle tanınır Faruk Kaleli.

Prof. Dr. Turan Tufan Yüce bir başka Hasankaleli. Atatürk Üniversitesi'ndeyken İşletme Fakültesi Dekanlığında da bulunmuştu. Yüce, sonraki yıllarda Ege Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığını yapmıştı.

Prof. Erol Oral'da Hasankaleli. Oral, Hasankale'nin Pulur köyünden. Pulur Köyü daha ziyade Ilıca'ya bağlı olanıyla bilinir. Meşhur Gazeteci Hasan Pulur bu köydendir. Erol Oral Hoca ise Pasinlere bağlı Pulur köyünden.

Yine Pasinler'in yetiştirdiği önemli simalardan birisi de, Mustafa Çetin Baydar ağabeydir. Baydar, Erzurum'a olan içten bağlılığı ve muhabbetiyle bilinir. Derin tarih bilgisi ve sosyal ve siyasal konulara olan aşinalığıyla yaptığı yerinde tesbitlerini, uzun süre makale yazdığı Palandöken Gazetesi'ndeki yazıları sayesinde Erzurum'la paylaştı. Baydar ailesi Hasankale'de Hacı Velioğulları olarak tanınıyor. Çetin Ağabey'in babası, Hasankale'nin eski Postahane müdürlerinden.Mustafa Çetin Baydar'ın bizce en mühim özelliği iyi bir Erzurumiyatçı olmasıdır. Şehrin dününü ve bugününü kendine has bir üslupla geleceğe aktarması ve bu uğurda canhıraş bir mücadele vermesi her türlü takdirin üstündedir. Baydar, artık sayıları gün geçtikçe azalan, tesbit yapabilen Erzurumlu nadir münevverlerin başında gelir. O'nun teferruata boğulmadan yapmış bulunduğu tesbitler, ince bir dikkat ve emsalsiz seçicilik örneğidir.

Üslup sahibi entellektüel diye vasıflandırılabilecek şahsiyetteki Çetin Baydar'ın engin bilgi ve kültür hamulesini Erzurum uğruna harcetmesi de özel bir inceliktir.Çankırı Milli Eğitim Müdürlüğü, ESKİ Genel Müdürlüğü gibi bürokrasinin üst kademelerinde hizmet veren, aynı zamanda şair ve yazar olan Nurullah Özkılıç da Kalanın olmazsa olmazlarındandır."Gönülde parlayan ışıkları var, Canlara can katmış aşıkları var,Mevla ile yanan maşukları var,Gönülde bir sevda canan Erzurum" gibi berceste söyleyişleri olan Özkılıç, eser sahibi şairlerimizden aynı zamanda.

BEYİ DE VAR PAŞASI DA...

Hasankale eşraf'tan "beyler" diye bilinen aileleriyle de çok önemli bir yere sahiptir. Bunlardan en bilinenleri, Müceldi Beyleri, Yağan Beyleri, Sipahi Beyleri, Kağızmanlılar, Mutanoğulları...Mutanoğulları Prof. Sıtkı Aras'ın dedeleridir. Horasanlı olarak bilinen Sıtkı Aras Hoca'nın dedeleri olan Mutanoğulları, sonraki yıllarda Horasan'a göçen ailelerdendir.

Pasinler'in bilinen ailelerinden birisi de, Babagillerdir. Bu ailenin belki de en sevilen ismi ise Hamza Babagil'dir. Rahmetliyi şahsen tanıma fırsatını bulamadım. Vefatından sonraki yıllarda O'nunla ilgili çok şey dinledim yakın dostlarımdan. Yakın dönemin münevverlerinden birisi olarak biliniyor Hamza Babagil. Geniş bir sülale olan Babagillerden Selami Babagil ise halen Hasankale'de eğleşmektedir.

Horasan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevinde de bulunan Selami Avcı ve ailesi de Pasinler'in bilinen, sevilen ve önde gelen ailelerinden.

Belediye Başkanlarından Bünyamin Ucun ile olan tanışıklığımız ise bir hayli öncelere dayanmakta. Ucun, bilgiyle mücehhez yetkinliği ile değil; ama fıtraten kendisine bahşedilen sosyal aktivitesi ve hitabetiyle son yıllarda Pasinlerde tebarüz etmiş isimlerdendir. Yaşar Demircioğlu deyince, bu ilçemizin son yıllarda yetiştirdiği ve tarihi bir hüvviyette kazanan Orgeneral Selahattin Demircioğlu bahsini de açmak gerekir herhalde.

Rahmetli 12 Eylül 1980 darbe döneminde Ordu komutanı olarak görev yapıyordu. Bu sayede o dönem, madden ve manen Erzurum Selahattin Paşa'dan bir hayli istifade etmiştir.

Paşanın en bariz özelliklerinin başında, hemşehrileriyle olan muhaveresinde Erzurum ağzıyla konuşması gelmektedir. Sıcak kanlı Demircioğlu Paşa, emekliliğinden kısa bir süre sonra vefat etmiş, Hasankaleli de O'nun adına yaptırdığı çeşitli eserlerle yadetmesini bilmiştir. İbrahim Hakkı Hazretlerinin Hasankale'de açtığı ilim çığrının mensupları arasında Prof. Dr. Fatin Sezgin, Prof. Dr. Sabri Çolak, Prof. Dr. Erol Oral, Prof. Dr. Saip Tellioğlu, Prof. Dr. Selman Beyoğlu, Prof. Dr. Mükerrem Kaya, Doç. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, Yard. Doç Dr. Numan Külekçi gibi ilim adamları yer alır.

HACI RÜŞTÜ'NÜN YERİ...

Hasankale'yi yazıp da Hacı Rüştü'nün meşhur kahvehanesini atlamak olur mu?Olmaz tabi... Hasankaleli olmayan Erzurumluların birçoğunun da bildiği bu yer, uzun yıllar Pasinler'in adeta üniversal bir mekanı hüvviyetini taşımıştır.

Halen faaliyette olan bu kahvehanede, kısa bir zaman öncesine kadar; ilçenin akil ve ekâbiran takımı ülke mes'elelerini tartışırlarmış. Doğrusu bu toplantılara ve tartışmalara biz katılamadık. Yakın çevremizden duyduklarımıza bakılırsa bu tartışmalardan bir hayli de, ilginç görüşler ve sonuçlar ortaya çıkarmış. Yine burada siyer türü kitaplar okunup, dini muhtevalı sohbetler de pek bir renkli geçermiş.

EŞKİYA MI DEDİNİZ?

Pasinler bahsinde atlanılmayacak önemli hususlardan birisi de, Pasinler'in namlı eşkiyası Korsunoğlu'dur.

Korsunoğlu bir dönem Hasankale'nin Köroğlusu olmuştur. Bakmayın siz O'na eşkiya denmesine, O aslında o dönemler deyim yerindeyse bir nevi hak dağıtıcılığı yapmıştır bu bölgede.

Şimdilerde deveyi hamuduyla götürme azmindeki millenium tipi eşkiyalarla hemhal oldukça, Koşunoğlu vari, toplum adına, toplumdan uzak kalmış eskilere de haksızlık ediliyor galiba.

POSLİ ÇARPSIN

Sıtkı Aras Hocam'dan dinlediğime göre, Hasankale'nin meçhul kalmaması gereken mekanlarından bir diğeri de şimdilerde Horasan sınırlarında yeralan Posli Dağı'dır.Bu dağ Hasankale, Horasan ve Karayazı'nın kesiştiği yere düşmekte. Buraya öteden beri manevi bir güç atfeden ilçe halkı, bu durumu yeminlerine kadar taşımışlar; birbirleriyle ciddiyet kesbetsin diye kavilleşirlerken "posli çarpsın ki" gibi, kendilerince manen mes'uliyet gerektiren yeminler dahi eder olmuşlar.

KALE'DEN ALİM ÇIKAR

Erzurum'un her ilçesinin kendisine has özellikleri vardır. Şenkaya'nın okumuş yazmışı fazladır, İspir ve Narmanlılar ticaret erbabı olarak bilinirler; Tortum siyasetçileri ve Ödük ve Bağbaşının yetiştirdiği din hocalarıyla ünlüdür.

Karayazı, Tekman celepçileri; Aşkale esnafları ile maruftur. Hasankale de en ziyade tasavvuf erbablarına ocaklık yapmasıyla tanınır. İbrahim Hakkı, Muhammed Lütfi Efendi, Vehbi Efendi; Hacı Salih Efendi bunun en bariz örneklerini teşkil ederler.

BİR KEVELE BÜRÜNDÜM..

Vehbi Efendi, Yusuf Kocabeyoğlu'nun baba tarafından dedesi gelmekte. İbrahim Hakkı ve Alvarlı Muhammed Lütfü Efeyle beraber Pasinlerin yetiştirdiği en önemli tasavvuf erbablarındandır. Muhammed Lütfi Efendi'nin küçük kardeşidir.

Yazar M.Çetin Baydar şöyle anlatıyor O'nu: "Vehbi Efe, bilgin, şair, mutasavvıf bir köy önderidir...Köylüyü gayrete getiren seçkin bir kanaat önderidir. Hoca Ahmet Yesevi, Dede Korkut, Yunus Emre geleneğinin bir altın halkasıdır.""Bir kevel'e büründümVehbi diye göründüm" diyen Vehbi Efe'yi:"Terbiyeci, yetiştirici bir adamdı. Derste ve sohbetlerinde etrafında toplananlara daima iyilik, insanlık öğretir, doğru yolu gösterirdi. Fakat bunları yaparken ulemalık taslanmazdı. Herkesin hayrına koşardı..." diye anlatıyor Revnakoğlu.

Mehmet Şahin ise şöyle aktarıyor O'nun vasıflarını:"Erzurum'un hemen hemen hiçbir köyü yoktur ki Vehbi Efe'den bir iz taşımasın...

O Arapça, Farsça, Felsefe ve Din alimiydi. Şairdi, istediği her konuda anında şiir söyleme kabiliyetine sahipti."

LOHUSALARA ŞİFA DAĞITAN TAS

Yusuf'un Mindivan'da da dedeleri var. Babası Hacı Lütfü Bey'in dedesi olan Hafız Muharrem kurtuluş savaşı yıllarında, yaralı yaralı geldiği köy'de şehit düşmüş ve köyün çıkış yerine defnedilmiştir. Hafız Muharrem'le ilgili anlatılan ve halen uygulana gelen şu adet çok ilginçtir; Lohusalık dönemindeki bir gelin dayanılmaz ağrılar çekmektedir. Doktor doktor gezen bu gelin bir türlü şifa bulamaz; bir gün rüyasında; şehit Hafız Muharrem'in kabristanında bulunan tas ile su içmesi durumunda, iyileşeceği haberini alan taze gelin, ertesi gün gördüklerini aynen yapıp şifasını bulur. O gün bu gündür, bu kabristandaki tastan su içmek, lohusa kadınlarca adet halini almıştır. Pasinlerin bu babta yetiştirdiği mühim simalar arasında Alvarlı meşhur gazelhan Hafız Behlül Çiftçi'yi de zikretmek durumundayız.

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Zeki İşcan'ın babası olan ve Erzurum eski Müftüsü Yaşar İşcan Hoca'da Hasankale'nin yüzaklarındandır. Son yıllarda şimdi rahmeti rahmana kavuşmuş olan Nidai Orhun gibi Turan Kafkas, Tahsin Bulak da Hasankale'nin renkli siyasetçileri arasında önemli yer tutmuşlardır.

Şair Nef'i Ortaokulu Müdürü Selami Teymur; Milli Eğitim İl Müdür yardımcılığı yapmış olan Nihat Dal, Atatürk Lisesi eski Müdürü Münip Yıldırım Fen Lisesi eski Müdürü ve Atatürk üniversitesi Rektörlüğü Genel Sekreterliği görevinde bulunan Köksal Selçuk Hasankale'de son yıllarda yetişen değerli eğitimciler arasında sayılabilir.

Bunlara bir de Hasankale Halk Eğitimi Müdürlüğü görevinde bulunarak önemli hizmetlere imza atan Cezayir Demir'i de eklemek lazım. Zirai Donatım Kurumu Bölge Müdürlüğünü uzun yıllır yürüten Adnan Yılmaz ve babası rahmetli Mustafa Yılmaz da Pasinlerin tanınmışlarındandır. Yine, Bölge Çalışma Müfettişi Saffet Özgüven de Pasin ovasının mert evlatları arasında yeralır.

Erzurum Gazeteciler camiasında başarılarıyla tebarüz etmiş Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Kadir Sabuncuoğlu; Rektör Prof. Erol Oral döneminde Atatürk Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanlığı görevini sürdüren Süreyya Çarbaş; Gazeteci Vedat Refayeli de Hasankale'nin saygın isimlerindendirler.

Uzun yıllar Abdurrahman Gazi Mahallesi Muhtarlığı yapan aynı zamanda Tarım Kredi Kooperatifi Bölge Müdürlerinden Hertevli Faruk Şahin'in dayısı olan İlhami Köse'de sofra indirip kaldırması, eli cebinde bulunması dolayısıyla Hasankale'nin gönlü ganilerinin başında sayılmalıdır. Hasankale'nin delikanlılık aleminden Hüseyin Çolakoğlu'nu da anmadan geçmiyoruz. Bir ağabeyimden dinlemiştim; 12 eylül öncesi döneminde Eğitim Enstitüsünün renkli simalarının başında Şavşatlı Deli Bekir namlı bir öğrenci vardır. Bekir bir oturuşta bir kuzuyu yiyebilecek iştahda, iri kıyım birisi. Yürekli, bileği dönen bir delikanlı. O'nun ağır el şakalarına maruz kalmamak için etrafındakiler kaçarken, Hüseyin ağabey'den çekinir; "Yahu kardeşim bu Allah'ın koru'nun gözü birşey görmüyor, ben deli ama o yürekte benden daha deli" dermiş.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 3 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
YILMAZ DEMİRCİOĞLU 14 Şubat 2024 Çarşamba  21:49

Biz trabzon-of-heyrat ilçesi demircioğlu ailesiyiz.merhum selahattin paşanın karacaahmet mezarlığında cenaze merasiminde hazır bulunan birisi olarak halen karaca ahmet mezarlığında ziyaret yapar dualar gönderirim.seceremizde bizler erzurum üzerinden of''a göçen bir bilgiye sahibiz.kardeşi rahmetyi hulisi ağabeyle iyi görüşürdük.çok arzu etmeme rağmen bir köprü oluşturamadık .konuya duyarlı demircioğlu bireylerine selam olsun.yılmaz DEMİRCİOĞLU

Yorumu oyla      0      0  
umut yabacı 20 Şubat 2018 Salı  05:33

hasankala mı hasan kalemi arkdaşlar

Yorumu oyla      4      4  
G.Demircioğlu 15 Şubat 2015 Pazar  01:12

Emeğinize yüreğinize sağlık....

Yorumu oyla      7      4  
gulay akbaba 20 Mart 2014 Perşembe  00:45

erzurum hasankale zorubaba türbesinin tarihçesini yaarsanız sevinirim soy ismi akbaba dağdelen yağşigil sülalesinden gelenler hakında bilgi

Yorumu oyla      7      4  
MURAT KARATAŞ 2 Mayıs 2013 Perşembe  16:37

YILLARDIR GURBETTE OLMANIN HAVASIYLA KONUŞMUYOR VEYA YAZMIYORUM İNANIN EVET HASANKALELİ BİRİ OLARAK İLK DEFA İÇERİĞİ MUHTEŞEM GERÇEKLERİ İHTİVA EDEN BİR YAZI OLMUŞ VE HERZAMANKİ GİBİ HAYRETLE ARAŞTIRMACI VE GERÇEK GAZETECİ GERÇEK ERZURUMLU KİŞİLİĞİNİZDEN DOLAYI KUTLUYORUM EMEĞİNİZE VE CANINIZA SAĞLIK BİZİM HASANKALEMİZDE BENDE NAÇİZANE OLMAK ÜZERE BİRÇOK EDEBİ ŞİİRLER YAZARAK HASANKALEMİZİ ANLATMAK İSTEMİŞİZDİR ANCAK BU ESERİNİZE GENE ŞAPKA ÇIKARIYORUM İYİKİ VARSINIZ ANKARADAN SELAM SAYGI VE DUALAR OLSUN SELAMETLE

Yorumu oyla      12      6  
muceldılı 4 Mart 2013 Pazartesi  01:27

tesekkurler hocam agzına yuregıne saglık

Yorumu oyla      9      5  
Ömer Faruk ketvanli 17 Aralık 2011 Cumartesi  22:14

Ağzınıza saglik

Yorumu oyla      10      5  
muhammet hanifi 1 Mayıs 2010 Cumartesi  09:27

saygıdeğer ibrahim abicim bu değerli yazınızdan dolayı sizlere tşk bir borç bilirim...allah razı olsun hasankaleli sizlere minnettardır...sizede böyle güzel bir makale yakışırdı zaten...a.e.o..

Yorumu oyla      10      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva