ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Oltu Taşına zerafet katıyorlar
Oltu Taşına zerafet katıyorlar
Erzurum çocuk nüfus oranında ortalamaları geçti
Erzurum çocuk nüfus oranında ortalamaları geçti
Kartlı ödemeler 1,18 trilyon liraya ulaştı
Kartlı ödemeler 1,18 trilyon liraya ulaştı
Erzurumspor bu kez ceza almadı
Erzurumspor bu kez ceza almadı
Tarım-GFE yıllık yüzde 49,92 arttı
Tarım-GFE yıllık yüzde 49,92 arttı

Mustafa Damlarkaya

Kıyamet Saati
14 Nisan 2015 Salı

  Kur’ân’da, insan soyunun ve dünya hayatına son verilmesi olayının adı,

“ El-Saat” olarak geçmektedir. El-Saat kelimesi, olayın anlık, çok kısa bir süre “ Göz açıp kapayıncaya kadar” olmasıyla da uyumludur.

   Hac Suresi’nde “saat”in depremi müthiş bir olaydır, buyurulmaktadır.

   Kıyamet “kıyam”dan (ayağa kalkma) kinaye olup “dirilme” anlamındadır. “ Saat”in, “kıyamet” veyahut da “ kıyametin kopması” şeklinde söylenmesi veya tercüme edilmesi doğru değildir.

  Kıyamet alametleri tabiri de doğru değildir. Bunu, “Saat”in alametleri olarak söylemek gerekir.

  Kur’ân-ı Kerim’de :Ahzab, A’raf, En’am, Lokman, Hac, Kamer, Mü’min, Nahl, Nazi’at, Şura ve Zuhruf Surelerinde hep “ Saat” olarak geçmektedir.

  El-Saat’in Türkçe çevirilerinde de yine hep “kıyamet saati” biçiminde yapılmıştır.

  Günümüzde ne yazık ki bir takım aklı evveller çıkıp kıyametin ne zaman kopacağına dair fikirler yürütmektedirler, kıyametin kopacağının zamanını kendi kafalarına göre yorumlamaktadırlar.

  Halbuki kıyametin kopacağı saati, Allah’tan başka bilen yoktur. Onun bilgisi ancak ve ancak O’nun katındadır.

  “ İnsanlar sana, Saat’ten soruyorlar. De ki onun ilmi ancak Allah katındadır. (Ahzab-63, A’raf -187)” buyurulmaktadır.

  Peygamberimiz (S.A.V.) bile kıyametin kopacağı saati ve günü bilmezken acaba bu şarlatanlar, kıyametin kopacağı saati nereden bilmektedir ler ? Pes Vallahi !..

   Kıyamet saati, canlılarla beraber, tüm evrenin yok olduğu çok dehşetli bir gündür. O gün, insanların, hayvanların, var olan her şeyin, kısaca kainatın ölüm günüdür. Bugün kuşkusuz ki büyük bir gündür. O gün kainatın Maliki, Hakimi,Sahibi yüce Rabbimizin kudretinin, insanlar tarafından açıkça görüldüğü ve idrak edildiği gündür.

  Bu yok oluş, kainatın hayatı boyunca, hiçbir yerde görülmemiş olaylar sonucunda gerçekleşecektir.

  Allah’ın yarattığı bu muazzam, bu görkemli sistem, yine O’nun tek bir emriyle akıllara durgunluk verecek bir şekilde sona erecektir.

  O gün, inkâr edenler için, korku, dehşet ve acı dolu bir gün olacaktır. O gün, inkârcılarda büyük bir pişmanlık, korku ve aşağılanmanın hissedile ceği bir gün olacaktır.

  Kıyamet saati (günü), Sûr’a birinci üfrülmeyle başlar. Sûr’a üfrülmesi, yüce Rabbimizin vaat ettiği kıyamet saatinin artık gelip çattığının haberci

sidir. Sûr’un sesi, artık dünya hayatının bittiğinin, ahiret hayatının başladığının sesidir. Bu ses, hiç beklenmedik bir anda duyulan bir ses olacaktır.

  Bu ses, o güne kadar duyulan seslere hiç benzemeyen bir sestir. Her şeyin sonunun geldiğini bildiren bu ses, artık yapılan hataların telafisi için, vakit kalmadığını haber vermektedir. Sûr’un sesi, inkârcılara çok büyük bir korku getirecektir. Onlar, bu gerçeğe boyun eğeceklerdir.

  “Sûr’a üfürülmüştür. İşte bu, geleceği söz verilen gündür. (Kâf, 20) “.

  Kıyametin  nasıl kopacağı pek çok sure ve ayetlerde dehşetli bir şekilde tasvir edilmiştir.

  Peygamberimiz (S.A.V.) de birçok Hadis-i Şeriflerinde de bu konuyu açıklamışlardır.

  İbn Ömer (R.A.) anlatıyor . Hz Peygamber (S.A.V.) şöyle  buyurmuştur :

“ Kim kıyamet gününü müşahade etmek isterse Tekvir, İnfitâr ve İnşikâk surelerini okusun. Kıyameti gözleriyle görmüş gibi olur”. (Ahmet, Tirmizi, Hakim).

  Gerek bu mübarek surelerde gerek diğer sure ve ayetlerde kıyametin o müthiş durumu anlatılır. İnsan bunları okuduğunda büyük bir dehşete düşer ve o saat bir sinema şeridi gibi gözünün önünden geçer. Bu mübarek sureler, insanı çok etkilerler. Düşünenler için, bu sure ve ayetler, büyük bir ders verirler.

   Tekvir Suresi

    1- Güneş dürüldüğü (ışığı giderildiği) zaman !..

    2- Ve yıldızlar (karartılarak) döküldüğü zaman !..

    3-  Ve dağlar yürütüldüğü zaman !..

    4- Ve yüklü develer başıboş bırakıldığı zaman !..

    5- Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman !..

    6- Denizler tutuşturulduğu zaman !..

    7- Nefisler birleştirildiği (ruhlar, bedenlerle bir araya getirildiği) zaman !..  İnfitâr Suresi

   1 - Gök yarıldığı zaman !..  

   2- Yıldızlar (dökülüp) saçıldığı zaman !..

   3- Denizler (birbirine) açıldığı (ve yeryüzü düzlenerek hepsi bir deniz olduğu) zaman !..

   4- Kabirler alt, üst edildiği (ölüler diriltilip çıkarıldığı ) zaman !..

   5- ( O gün) her nefis neyi (yapıp) öne sürdüğünü ve (neyi yapmayıp) geri bıraktığını bilir !..

    İnşikâk Suresi

 1,2- Gök yarıldığı ve Rabbi(nin emri)ne kulak verip de (bu itaate) layık kılındığı zaman !..

  3,4,5- Yer uzatıl(ıp dümdüz yapıl)dığı, içindekileri atıp boşaldığı ve Rabbi (nin emri)ne kulak verip de ( o da bu itaate) layık kılındığı zaman !..

  Kıyâmet  Suresi

 7,8,9 – Fakat ; göz kamaştığı, ay tutulduğu (ışığı giderildiği ) ve güneşle ay bir araya getirildiği  zaman !..

 10- O gün insan “Kaçacak yer nerede ?” der !..

  Meâric Suresi

 8,9- O gün gök erimiş ma’den gibi olur !.. Dağlar da ( atılmış) rengârenk yün gibi olur.

    Bu mübarek ayetlerde, kıyametle gelecek olan yıkım ve dehşetin sadece yerde gerçekleşecek olaylarla sınırlı olmadığını, akıllara durgunluk veren  büyüklükte olan gök cisimlerinin ve uzayın da ölüm vaktinin geldiğini haber vermektedir.

  Güneş, Ay, Yıldızlar ve Gezegenler o gün parçalanıp yok olacaklardır. Bugüne kadar Rabbimizin emri ve sonsuz kudretiyle korunan bu denge, sahnenin kapandığı bu günde, yine O’nun büyüklüğüne uygun olarak gerçekleşecektir.

  Yüce Rabbimiz yaratılmış her şey için bir son hazırladığı gibi, gök yüzündeki bu muazzam ve muhteşem âlem için de bir son hazırlamıştır.

  “ O gün gök, sarsılıp çalkalanır. ( Tur-9)”.

 Belki milyarlarca yıl, insanları, dünyayı ve sayısız canlıları, uzayın ultraviyole ışınlarından, gök taşlarının çarpmasından ve uzayın o müthiş dondurucu soğuklarından, uzayın karanlığından geçerek gelen ışık, atmosferin özelliğinden dolayı, dünyaya yayılmış, tüm yeryüzünü aydınlatmış, hassas oksijen oranı sayesinde canlıların rahat nefes almalarını sağlayarak hayat bulmalarına neden olmuş ve onları korumuş olan bu görkemli tavan da yüce Rabbimizin emriyle tüm işlevini kaybedecektir. Onun da Allah katında eceli gelmiştir.

 O gün bildik kanunların dışında var olan kanunlar işler. O gün işleyen fizik kanunları da artık yok olur. Böyle olunca da atmosfer eriyip akmaya başlar. Ayette  de belirtildiği gibi eriyip maden gibi olur. O güne kadar insanların hep masmavi gördüğü gök yüzü, eriyip akkor hale gelerek yanan atmosferden dolayı kızıl olarak görünür.

 O gün yer ve gök, yüce Yaratıcımızın emirlerine boyun eğerler. Kıyamet günü, yüce Rabbimizin emirlerine yüz çeviren ve O’nun bu büyüklüğünü görmek istemeyenler pişman olurlar.

  Maddenin kendi kendine oluştuğu ve evrenin bir başlangıcı olmadığı safsatasına inanan inkârcılar,o gün taşın, toprağın, havanın, suyun nasıl da yok olduğunu kendi gözleriyle görürler. Tabiatın her şeyi kendi kendine var ettiği mantıksızlıklarının nasıl da parça parça edildiklerine şahit olacaklardır.

  Gökyüzünde güneş ışığının, artık dünyaya hiçbir yarar sağlamayacağı, güneş ve ayın teker teker kararacağı ve tüm evrenin yok olacağı bir gündür kıyamet saati.

 Yüce Rabbimiz, bu ayetlerde göğün sırlarını insanlara açıklamaktadır. Rabbimiz, merhametiyle bunları açıklamasaydı, güneşin ve yıldızların çökeceğini ve gezegenlerinden de yörüngelerinden çıkacağını  kim bilebilirdi ki?

 Gökyüzünde 200 veya 250 milyar yıldız vardır. Güneş de bunlardan biridir. Güneş; dünyadan, 325.500 defa daha büyük, saatte 72.00km hızla dönen, kütlesi dünyanın kütlesinin 332.950 katı, çapı 125 bin ışık yılı olan Samanyolu’ndan, 30 bin ışık yılı uzaklıkta ( bir ışık yılı, 9.460.800.000.000 km’dir) dır.

  Dünyaya en yakın Centauri yıldızı, dünyaya 37, 84 trilyon km. uzaklıktadır. En hızlı uzay araçlarının bile bu yolu yüz bin yıldan az bir sürede gideceği tahmin edilmektedir.

  Rabbimiz Nahl Suresi’nin 12. ayetinde güneş, ay, gece ve gündüzü insanın hizmetine verdiğini, yıldızları da kendi emrine boyun eğdirdiğini buyurmaktadır. Bu da göstermektedir ki yıldızlar insanın asla fayda elde edemeyeceği bir uzaklıkta ve durumdadır.

 İşte yukarıda çok küçük bir kısmını rakamlarla açıkladığımız bu görkemli gökyüzünü ve her şeyi mükemmel ve kusursuz yaratan Allah (C.C.),dilediği anda dilediğine güç yetirendir. Amenna.

 Milyarca galaksiyi,bu galaksiler içerisindeki milyarlarca yıldızı yaratan ve bunları da dilediği anda” Ol” emriyle yok etmeye kadir olan Rabbimiz Allah (C.C.)’dır.

  İşte o “ Ol” emrine uyarak yıldızlar çarpışarak etraflarına kıvılcımlar saçacak cansız olan cisimler dalgalanacak sonsuz gök boşluğundaki milyonlarca gülleler, küreler gibi büyük topların dehşetli gürültüleri vâveylâya başlayacaklardır. Kulaklar sağır olacaktır.   Zilzâl Suresi

  1,2,3- Yer (o şiddetle) sarsıntıyla sarsıldığı ; yer yüzü ağırlıklarını (dışarıya) çıkardığı ve insan ; “ Buna ne oluyor ?” dediği zaman !.. Hâkka  Suresi

13, 14, 15- Artık Sûr’a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak darmadağın edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.

 Tâ-Hâ Suresi

 105- Rabbim ( o gün) onları (dağları) ufalayıp savuracaktır !..

 107- Orada ne bir çukur ne de bir tümsek göreceksiniz. Nazi’at Suresi

  O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek. O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak. Gözler zillet içinde düşecek.

   Tüm canlıların duyabileceği Sûr’un sesinden sonra, dünyanın her tarafından başlayan ve dünyayı yerle bir edecek hiçbir kaçışın olmadığı yeryüzünde, kulakları patlatan, o güne kadar eşi benzeri görülmemiş bir sarsıntı olacaktır.

  O büyük dev dağlar, binalar, gökdelenler, ormanlar her taraf sarsılmaya başlayacaktır. Bu sarsıntı, dünyayı yerle bir edinceye kadar son bulmaya

caktır.

  O gün olacak olan sarsıntı, şiddet, sonuç ve kapsam olarak önceleri dünyada meydana gelen depremlere hiç mi hiç benzemeyecektir. Bu sarsıntı, bir enkaz değil, bir hayat belirtisi bile bırakmayacaktır. Bu sarsıntıdan kaçıp kurtulma ihtimali dahi olmayacak sığınılacak güvenli bir yer bulunmayacaktır. Çünkü her tarafta aynı ölüm sarsıntısı olacaktır.

   Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 km. kızla dönen, kütlesi de 6 katrilyar ton ağırlığında olan kocaman bir kütledir.Merkezinde, kabuğun

5,6 bin km aşağısında büyük bir basınca sahip kor halde bir katman vardır. Bunun sıcaklığı da tahminen 4500 derecedir. Mağmada büyük bir gaz kütlesi yüklüdür. Patlama esnasında büyük bir püskürtme olur, kaynayan lavlar fokurdayarak yeryüzüne çıkarak yeryüzünü bir ateş topu gibi cehenneme çevirirler. Yeryüzü parça parça yıkılıp darmadağın olur.

   Ayette belirtildiği gibi “ yerin ağırlıklarını dışarı atması” denen merkezdeki o akışkan kısım tamamen yeryüzüne çıkacaktır. Yerin altındaki tüm katmanlar, büyük bir şiddetle kırılacaktır. O şiddetli sarsıntı yerin altını üstüne getirecek insanların başlarına dağlar çökecek insanlar dev binaların yıkılmasından kaçarken yerde oluşan dev yarıklardan fışkıran o kızgın lavlar her tarafı saracak yeryüzü görülmedik bir şekilde ısınacak bu durumda insanlar için ölüm kaçınılmaz olacaktır.

  Hani bunun zerre kadar bir benzeri gerek Sodom ve Gomore gerekse Pompei’de olmuştu da insanlar hep taş kesilmişlerdi ya…

  Çünkü artık yer de gök gibi, Rabbine boyun eğmiştir. Artık son gün gelmiştir. Her şey son bulmuştur. Bundan kurtulacak bir canlı da olmayacaktır. Şiddetli sarsıntıdan dolayı, kırılan katmanlardan yer altı suları dışarı büyük bir tazyikle fışkıracak büyük hasarlar oluşacak yeryüzünün her tarafını sular kaplayacaktır. Böyle büyük patlamadan dolayı tüm

yeryüzünü küller kaplayarak her tarafı toz duman içerisinde bıracak insanlar hefes almakta zorlanacaklardır.” Dağlar toz duman halinde savrulacak. (Vakıa-6)” . İnsanlar büyük bir azaba uğrayarak büyük acılar çekeceklerdir.

  Bu büyük sarsıntı karşısında, dünyada kazık görevi gören dağlar kökünden sökülüp savrulacaktır. Bu insanın görebileceği en ürkütücü ve korkutucu bir manzaradır. Rabbimiz ayette, yeryüzü ve dağların bir titremeye tutulup dağların göçen bir kum yığını olacağını bildirmektedir.

(Müzemmil-14). Böylece yeryüzü yine ayette belirtildiği gibi hiçbir tümseği olmayan düzlüğe dönüşecektir. Dağlar uçarak denizler yanarakyeryüzü düzlenecektir.

  Ayette buyurulduğu gibi, dünyanın dörtte üçünü kaplayan denizler, okyanuslar, bir anda kaynayıp fokurdayacak bütün denizler alev içerisinde kalacak tüm denizler tutuşturulacaktır. Dünya hayatında serinlik kaynağı olan denizler, etrafa büyük sıcaklık yayacak, o dev su dalgalarının yerini dev ateş dalgaları alacak,oksijen azalacaktır. Denizler fışkırtılıp taşırılacak (İnfitar- 3).

  O gün yüce Rabbimizin dilemesiyle gökten ve yerden gelecek felaket

lere, denizler ve okyanuslardan gelecek feleketler de eklenecektir.

  Yine ayette buyurulduğu gibi, vahşi hayvanlar da bu günden o kadar çok etkilenecekler ki birbirlerini yiyen; aslan, kaplan,kurt,ayı vb. birbirleriyle mücadeleyi bırakıp bir araya toplanacaklardır. Yüzbinlerce vahşi hayvanın bir arada olması ne ürkütücü bir olaydır !.. Âman Yâ Rabbi !..

  Rabbimizin belirlediği bu süre tamamlandığında, insanları korkunç gürültüler çevreleyecek dağlar parçalanacak insanların ayaklarının altından lavlar akacak toz, duman ve gaz bulutları her tarafı sarıp kuşatacak kaynayan sular insanların üstüne taşacak o gün insanlar tarif edilemeyecek bir korku ve dehşetin içerisine düşeceklerdir. İnsanlar değer verdikleri mal, evlat, makam ve her şeyi unutacaklardır.

   Bu olaylar yüce Rabbimizin sonsuz kudret ve büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne serecektir. Kendi büyüklüğü ile övünen insan ne kadar aciz,değersiz ve güçsüz olduğunu anlayacaktır.O gün büyük bir korku hakim olacaktır.

   İnanan insanlara lütfedilen en büyük nimetlerden birisi, Kur’ân-ı Kerim’e muhatap kılınmış olmaktır. Bu nimetin şükrü de onu güzelce anlamak ve iktizası gereğince amel edip yaşamaktır.

  Ne ibretlik bir durumdur ki altımızda mağmadan oluşan çok müthiş bir ateş deryası, üstümüzde muazzam bir alev topu olan güneş, bizler de bu iki ateş topu arasında serin ve selametli bir hayat sürmekteyiz Bu Rabbimizin bizlere büyük bir lütfudur. Bu yüzden Rabbimize çokça şükretmeliyiz ve O’nu her zaman tesbih etmeliyiz (yüceltmeliyiz).

   Ey inananlar !.. Geçici dünya hayatının tüketildiği ve Rabbimizin kudretinin sergilendiği bugüne hazırlıklı olalım. Unutmayalım ki bizleri aldatan o ; lüks evler, saraylar, dev gökdelenler, lüks arabalar, pahalı telefonlar, pahalı giysiler, altınlar ve elmaslar, övünülen milyar dolarlık zenginlikler, çocuklar, güzellikler, şan, şöhret, makam, kariyer ve itibarlar bir anda yok olacaklardır.

  Ezene-bezene bakıp büyüttüğümüz türlü türlü yemekler yedirdiğimiz bir dikenin batmasından sakındığımız, küçük bir yerimizde ağrı olsa hemen doktora götürdüğümüz o vücudumuzun refleksleri,mezarda 30 dakika sonra duracak, 24 saat sonra çürüyecek birlikte götürdüğümüz bakteriler harekete geçerek birer kurtçuk halinde vücudumuzu kemirecekler, börtü böcekler o nazenin vücudumuza üşüşecekler, üzerimizden nice yağmur ve kar suları akacak…Üçüncü Sûr’un üfrülmesiyle de hesap vermek üzere bu muazzaam kâinatın Sahibi, Maliki, Hakimi yüce Rabbimiz ALLAH (C.C.)’ın huzuruna varacağız.

  Onun için, bu dünya hayatını çok iyi değerlendirip oraya dolu dolu güzel amellerle gitmeliyiz, ölümü ve ahireti de aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.

  “Sûr’a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar, kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. ( Yâ-Sîn /51)”.

  “ Sûr’a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz. (Nebe-18)”

Selam ve dua ile… Hoşça kalınız.

 

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
MENSUR DAŞYÜREK 16 Nisan 2015 Perşembe  14:50

Hocam yine çok güzel bir yazı,engin bilgilerinizi bizlerle paylaşarak ufkumuzu açtığınız için Allah sizden razı olsun,Rabbim o günde hepimizin yardımcısı olsun.Selamele kalın.

Yorumu oyla      6      4  
Fazlı TÜRKER 15 Nisan 2015 Çarşamba  12:28

Hocam yazınızı beğendim çok güzel Allah razı olsun.Hocam bir sonraki yazınızın İslam dininde; 'Devletin malını çalmak, kul hakkını yemek, rüşvet alıp vermek, başkalarının hakkını gasp ederek, yakınlarına rant ve gelir sağlamak, Devletin malını babalarının malı gibi israf etmek, ayrıca namaz kılıp Devletin malına hainlik yapanlar hakkında ' yeri nedir. Bu konuda yazınızı bekler, şimdiden teşekkür ederim.

Yorumu oyla      9      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva