En başından söyledik ki, bu iş çok can yakar.
Gelişmeler de onu gösteriyor.
Palandöken’de yapılan Karadayı İnşaat’tan bahsediyorum.
Bir defa başlarken bana göre sevimsiz başlamış.
Verilen isime bakar mısınız?
New City!
Özenti hal.
Burayı geçelim.
Binlerce mağdur var…
Hafta geçmiyor ki nümayiş yapılmasın.
En son bugün yapıldı.
Mağdur Safiye Öztürk’ün söyledikleri çok ilginç.
"İmara uygun değilse neden bu 13 katlı bloklar yapıldı, belediye neden buna izin verdi? Bunu AK Parti açtı, bu pisliği başımıza AK Parti yaptı, AK Parti kapatacak." Devam ediyor kadın, "Gazeteciler yazsanıza. Kaleminiz yok mu? Neden yazmıyorsunuz?"
Hoş görüyoruz bu mağdureyi…
Parası gitmiş, hayalleri yıkılmış.
Dolayısıyla söylediklerinde endaze aramak doğru olmaz.
Ona cevap olsun diye değil de, şu soruları açmakta fayda var diye düşünüyorum…
Bu inşaatı durduran Belediye kamuoyu önüne haklı argumanlar koydu mu koymadı mı?
Hukuken, ileride doğacak cezai yaptırımlara siz olsanız muhatap olmak ister misiniz?
Bu iki soru bile mevcut yönetimi haklı çıkarıyor.
***
Ancak, vatandaş da haklı…
Onun açtığı soruya birileri çıkıp cevap vermeli…
"İmara uygun değilse neden bu 13 katlı bloklar yapıldı, belediye neden buna izin verdi?”
Evet işin en can alıcı noktası bura…
Ve burada Ahmet Küçükler ismi karşımıza çıkıyor.
Yer yarılmış yerin dibine batmış gibi…
Kayıp!
Bence yapılması gereken, Küçükler’i milletin önüne çıkarmak.
Ve Erzurum’un, Erzurumlunun başına bu çorabı örerken ne tür bir hesap yaptın? Diye sormak!
Çok açık söyleyelim; dışarıdaki söylentiler “bu tür hukuka aykırı bir işleme onay vermek ve ruhsatsız, arsa parasını almadan, yapılan sözleşmeye aykırı davranmak, ancak maddi bir çıkar karşılığı olur” şeklinde…
Bu şehri 10 sene yöneten Küçükler bu işin bir numaralı sorumlusudur.
Hesabı o vermeli.
Dahası, bu gelişmelere göre adli makamlar tavır alıp Küçükler’i resen sorguya çekmeli.
Öyle ya…
Az değil, binlerce mağdur var.
Kaldı ki, iş sadece New City ile de bitmiyor.
Onun döneminde yapıldığı iddia edilen halen daha ruhsat sorunu olduğu söylenen onlarca inşaattan bahsediliyor.
Dağ başı olsa yapılmaz.
Ama, Büyükşehir, “dünya kenti:)” Erzurum’da yapılıyor.
***
Gelelim serzenişin ikinci bölümüne…
“Gazeteciler yazsanıza” diyor ya…
Olur abla, yazalım…
Yazalım da, işin ucu size de dokunur.
Mesela, buraya üye olurken, para yatırırken ruhsat, imar vs gibi mevzuatı sorguladınız mı?
Ya da, bir küçük maliyet hesabı yapıp, “buraya 10 birim para veriyorum ama, bunun ederi 100 birimdir” gibi bir düşünce aklınızdan geçti mi?
Elbet, hakkını verip alanlar çoktur.
Ama, piyasada konuşulanlara bakılırsa çok sayıda ucuza yer kapanlar varmış.
Peynir büyük mesafe kısa diye bir darb-ı mesel duymadıysan bu yaşanan musibetle aynel yakin görmüş oldun…
Yine de biz, elbette sizlerin yanındayız.
***
Bu iş bu haliyle bırakılamaz.
Mevcut Büyükşehir Belediyesi işi temizlemek zorunda.
Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşımı da bu yöndeymiş.
Bu nokta da, “nasıl temizleyecek?” sorusu çıkıyor karşımıza…
Bilmem…
Nasılını onlar bulacaklar, koca bir kenti yönetmeye talip oluyorsanız gereğini de yapmak size düşer.
Bakın benim de bir akrabam iki gün önce geldi ve yana yakıla anlattı..
Eşi bir firmada güvenlikçi.
60 bin tl verip bir giriş kat almış.
Kredi çekmiş.
Öyle çaresiz, öyle yardım diler halde ki, görünce içiniz acıyor…
Böyle yüzlercesini düşünün…
Ve çözün!
***
Son olarak şunu merak ettik…
Bu işte AK Parti’nin suçu ne?
Mağduriyetin sorumluları isim isim ortada.
Bunun kurumsal olarak faturası niye bir partiye çıkarılır ki…
Haa, bu arada madem işe siyasi partiler de bulaştırılıyor…
Muhalefetin Belediye Meclislerindeki temsilcileri neden akla gelmiyor!
Öyle ya…
MHP ve HDP’li üyeler, Ahmet Küçükler bu işleri bu derece kanunsuz yaparlarken uzayda gezinti halinde miydiler?
Ya da, muhalefet partilerinin İl Başkanlıkları…
Her işte olduğu gibi burada da toptancı yaklaşıp, suçlu ortadayken başka adreslere yöneliyoruz.
Doğru değil…
En azından haksızlığa uğradık diyenlerin tavrı bu olmamalı.
Yani haksızlık yaparak hak aramak durumuna düşülmemeli.
Duamız, işin bir an önce çözülmesi yönünde.
Neticede mağduriyet öyle bir boyuttaki, bu şehirde yaşayan herkese küçük de olsa bir pay düşüyor.