ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum 3 ayda 86 marka üretti
Erzurum 3 ayda 86 marka üretti
Erzurum tasarımda fark attı
Erzurum tasarımda fark attı
Erzurum patentte 16. sırada
Erzurum patentte 16. sırada
Erzurum Faydalı Model verileri açıklandı
Erzurum Faydalı Model verileri açıklandı
Taraftar: ‘Erzurumspor farkını göstermeli’
Taraftar: ‘Erzurumspor farkını göstermeli’

Cahit Okcu

Gerçekçi Olmak, ‘Ne Menem Şey!..’
4 Aralık 2017 Pazartesi

Herkesin bir kıyısı vardır.

Ve herkes aslında kendi kıyılarında yaşar...

Ve her düzen kendi martısını yetiştirir…

Düzen martıları kıyı yaşayanlara mirasçı eder… Bu dağ kıyısı, nehir, su başı ne fark eder, coğrafya mutlaka insanın mirasçılarını bulur!..

Şimdi bir deli derviş çıksa minareye!.. Dese ki, kimse bakmasın bu yazar çöplerine, bilinecek tek hakikat şudur; ömrün mirasçısı ölüm!..

Dahası babadan kalma kayığı olanlar ufak tefek avlanır. Ve hiçbirine balina rastlamaz. Siz deyin balina ağa sığmaz, ben deyim balinalar kıyılardan korkar. Kıyı insanlara baht sorulmaz nitekim, bizzat bahtın tarifidirler.

Yekun sorular gök denen ters çevrilmiş bu kahve fincanı altında. Fincanlar zelzele çadırlarına benzer. Fincanlar içinde bir bahar çizilse de ya yeşerir ya yeşermez!..

Yemek sonrası dudağı taşıyan tazı insanların sürekli kullandığı bir ifade vardır.

‘Ya gerçekçi ol!..’

 Bu ifade günlük hayatta tahta pusula gibidir. ‘Realist’ , öğüt… Bilirim ki bu ifadeye sığınanlar eğlencelerinde tabak kırar, yaslarında uyurlar. Bilmediğim, dışımızdaki  soru işaretli hayat için kullanılan bu ifade, içimizdeki erdemi, gücü söndüren en tüylü şeytan sanatıdır. Dünya, kendine acındırmak için kuyruğunu ısıranları böyle dilenci yapar, düzen kayıkçı yapacaklarını dalgalara danışır.

Medeniyet şifresi bulunmuştur, ha safların üfürükleriyle şişirilmiş dünya denen iri balon ha bir gagalık göbek!.. Ne fark eder, insan mirasçısına benzer...

Kısa geçiyorum…

Bir damla Fırat, bir damla gözyaşı, bir damla alın teri…

Erdem yaradılış güçlerimizi aktif tutma kabiliyeti. Kötünün kürküne bakmadan kötü damgası yediği vicdan kapısı… Yıldızı düştüğü yerde tedavi eden, alevin bittiği yerde ciğerlerini yakan, sözün bittiği yerde ozan olan ve daha nelerin diz üstü düştüğü yokuşlarda diz olanın özelliği erdem… Öyleyse asıl güçlü olanlar erdem sahibi olanlardır. Kötülükse yediklerinin gazını çıkarmaktan ibaret bir şişman hastalığıdır.

Özgürlük de burada doğar zaten. Özgürlük insanın kendini anlaması değil midir? Mevla kim, meram kimi, öz kim, mahlas kim?

Bütün cevaplar gibi, bütün sorular iki cevap üzerine yaratılmamış mıdır?

 Cennet ve cehennem, suç ve ceza, hakikat ve yalan, günah ve sevap, iyi ve kötü gibi. Sayabildiğince say… Özgürlük açıklanırken de, insan yada hayvan demek bu cümleden…

Hatay memat seçiminde ‘gerçekçi’ olma merkebine binenler, kendine yeterli olarak yaşayanlar zümresi zorunlu ruh ve akıl ikametinde ömür geçiredursun, biz garibanlar burada, Çoruh’la Oltu Çayının el sıkıştığı parklarda, erdemin ve gücün biri birini tamamladığı coğrafya da yaşar dururuz!.. Biliriz ki bu nehirlerin mirasçısı olan bizler kendini abilmezse, ya geri akacak ya geriden akacak…

Dikkat ediniz!.. Hep soru sorarak yaşarız!..

Kendine karşı doğru olmak mı kendine yeterli olmak mı?

Fotoğrafın tamamına bakanın fotoğraf çekeni görmediği bir dünya, fotoğraf üzerinden ruha not verenlerin çok olduğu dünya…  Gerçekçilik bir özellik değil elbet. Gerçekçi olmak ancak çıkarları boyunda nesnelerin işe yarar coğrafi özelliklerini görmekten ibaret olan hayvani dürtü hali..Yada derisi tek örtüsü olan çıplaklık...

Gerçekçi çıkışın aksi gibi görünse de dalgalarla güreştiği kadar ıslak bir tabir daha var ki oda çılgınlık!.. Çılgın, hakikati bir simge olarak gören boyutlu akıl ve ruh.

 Gerçekçilikte derinlik ve perspektif olmadığı için insanı çıkar dilencisi yapar, ne kadar cenneti varsa kurutur. Amacı kısa vadelidir. Yani insan kendi ömrü için yaşıyorsa güzel hiçbir şeyi kurtaramaz, ancak ömür insandan kurtulur.

Gerçeklik çılgınlıkla ters gibi görünse de gerçeklik çılgınlığın tamamlayıcısıdır. Biri stok yapar diğeri istifler. Hava bulamamakla, soluyacak ciğer bulamamak kadar fark..

Normal insan, dünyayı bir ömür meskeni gibi algılayan ve kendi güçleriyle mevsimlerini onaran yetenek. Yetenekler körelmişse insan hastadır.  Yoksa her insan yaşayabilmek adına bazı olmazları kabul etmek, arıya sineği mirasçı yapmadan yada naylon serada bal üretmeden müşterekini paylaşmak,  kaybı bulup kayığı onarmak, toz biriktirip tuğla yapmak gibi zorunluluklar taşır. Bu hal, oturanların dizi kırıktır yada oturanlar fazla şişmanladığı için otururdan ziyade, istif yapma yada perakendede yaşama yada merkebi boyayıp zebra pazarlama anlamına da gelmez...

Bunun dışı herkesin tanıdığı akılla açıklanamaz tutkular…

Akıldışı tutkuların hatıraları olmaz.

Cimrilik, mazoşizm, imrenme, kıskançlık, açgözlülük bu cümleden. Bu aksiyonlar zaten kibritle tanışmamış, özgür alevlerdir, içten yanmalı dağlar kadar iri alevlerin kimi yakacağının belli olmaması da bu sebepledir!.. Bakarsın yaka yaka bir gariban selvinin dallarını yakmıştır yada değirmenden dönen bir topal karıncayı... Belki de bu hakikat, selvi ağaçlarına benzeyen saçlarımızı kısa tutmamızın yegane sebebi olmuştur.

Bakmayın insanların ellerini yıkadığına, aksine insanlar, düşünce diyarında çıkarları karşılığı örümcek ağı süpürülen süpürge sapları gibidir. Çıkarlar, insanı sürekli uyuz ninnisi seyrinde kaşır durur.

Ancak hiçbir demde insanın eli dalı ortasına kavuşmaz!..

 Ne kadar katı olursak o kadar ses çıkarırız zaafı budur!..

Bu yüzden çok gerçekçi olmayın, çünkü gerçekçiler acıkınca kıyılarını bile yer!..

Vesselam…

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gürhan ÖZORHAN 6 Aralık 2017 Çarşamba  13:42

Taşıyamıyacağımız kadar dolu bir çuval sırtımızda.Gerçek dediniz dizlerim kamçıladı dizlerimin üzerine düştüm bir el atın artık düştüğüm yerden kalkayım. Selam ve muhabbetlerimle.

Yorumu oyla      4      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva