3- Hacı Mehmed Ağa: Derviş Ağa camii ön haziresinde medfun.
Mezar kitabesi ve tarihi
1-Merhum ve mağfürün’leh
2-el Hac Mehmed Ağanın Ruhiçün
3-el Fatiha
Sene: H.1182, M.1769
Daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi Erzurum’un seçkin kişilerinin kendi aile kabristanları mevcut olduğu halde cami hazirelerine gömüldükleri görülüyor. İsmail Saib Sencer Efendinin annesi Aişe Hanım, Hacı Kurbanzadelerden olmasına rağmen Hacı Kurban kabristanına (Hacı Kurban mezarlığı, Cemal Gürsel İlk Öğretim okulu ve Toki evlerinin bulunduğu geniş alan) değil Derviş Ağa camii önü küçük hazireye defin edilmiştir.
Kayserili Mahmudun oğlu Âlinin oğlu, Hacı Mehmed Ağa ihtimaldir ki, kendi aile kabristanına değil oda bu hazireye defin edilmiş. Hacı Mehmed Ağa vakfiyesini 1723 tarihinde tamamlamış. Yani daha sonraki bir tarihte öldüğü anlaşılıyor.
Diğer bir Hacı Mehmed Ağa, Kayserilioğlu ile aynı dönemde hayat sürmüş olan “ Hacı Mehmed Ağa; Erzurum’un eski ailelerindendir. Erverdi diye şöhret bulmuştur. Hacı Mustafa Ağanın torunu ve Ali Ağanın oğludur. Mart 1698 de doğdu, 1752 de, 54 yaşında iken Hacca gitti. Dönüşte kanaat köşesine çekildi.
Perizat ismindeki bir hanım tarafından inşa ettirilen caminin tekrar hizmete konulmasına gayret gösterdi. Vakfiyeye göre 1771 den sonra ölmüştür. Buda Şehr-i Ser-turnai lakabı ile tanıtılmaktadır.”(1)
Hacı Mehmetler çoğunlukta ama seçkinler güruhundan, aynı döneme ait iki Hacı Mehmed Ağanın varlığı gözlenmektedir. Bu veriler ışığında Derviş Ağanın kabir komşusu, vakfiye oluşumu tarihlerine bakıldığında Kayserili oğlu Mahmudun oğlu Âlinin oğlu Hacı Mehmed Ağadan başkası olabilirmi? Bize göre: İnsanoğluna faydası için, bir katre suya dünya serveti bağışlayan büyük Ağanın mütevazıliğinden mezar şahidesine fazla bir kelamın sarf edilmesini istememiş. Yapılan hayrın, yapanının fazla ifşa edilmemesi niyetiyle… Eski varlıklı yerli ailelerimizin çoğu terki sıla, buralardaki ata kabirleri gün geçtikçe nesilden nesile unutulup kayıp olmakta, vurdumduymazların ihmal karası. Yaşadıkları beldelerde kendi ve sonrakilerin kabirleri nasıl olacak Alla hu âlem. “ Mezarlarımızın bulunduğu sılalar gurbetlerimize yenilmiş işte !..” Bize çok şeyler anlatan, hatırlatan yatırlarımızın, Cümlesinin ruhu şad makamı Cennet olsun.
4-Hafız Mustafa Dede Efendi: Aynı hazirede medfun.
Mezar kitabesi:
1-Ruhi içun Fatiha
2-Ziyaretten murad olan duadır.
3-Bu gün bana ise yarın sanadır.
4-Haza kabr-il merhum Hafız Mustafa Dede Efendi
Sene: H. 1151, M. 1739
Dede Efendi şehrin seçkin hafızlarından olup, aynı zamanda suffiyandandır. Döneminde şehrin saygıdeğer bir büyüğü. Dünyasını değiştirdiğinde halk onun gönüllerince layık gördükleri yere defin edilmesini isterler ve öylede olur.
Dede sözcüğü Türkçe olup Mevlevilikte, muhiplikten sonraki makamdır. Muhip, derviş olmağa ikrar verip çilesini tamamladıktan sonra kendisine bir hücre verilir ve dede diye anılır.
Alevilikte de dedelik, soydan gelenlere mahsustur. Hz. Peygamberimizin soyundan gelen Seyyidlere dede denir. Ancak bunların irşat makamında olması gerekir.
Erzurum’da Şemsi Tebrizi soyundan gelenler ile 17. yüzyılda Ahiska’dan gelen ailelerden suffiyan ve sahibül hayrat olanlar, isimleri yanında dede sözcüğünü de kullandıkları görülüyor. Mehmed Dede Selim Ağa “Dede Ağa” ismiyle meşhur, Dede Ağa kütüphanesinin sahibi gibi…
İnsanlığa hizmet edip ahirete göçen bu insanlarımızın ruhu şad, mekânları Cennet olsun.
Kaynakça: (1) Selçukludan, Cumhuriyete Erzurum Tar. S. 243 E. Konukçu
( Devam edecek)