CAFER EFENDİ
Cafer Efendi 17. yy da Erzurum’un önde gelen şahsiyetlerinden olup Âlimliği ve hayırseverliği ile tanınmıştır. Ailesi Nebi köylüdür. Ebubekir Efendinin oğludur. Nebi köyü Erzurum’a 12 km mesafede Erzurum-Hasankale yol üzeri, Nenehatun köyünden güneye açılan asfalt yol takip edildiğinde 2 km sonra köye varılıyor.
Şimdiki durumuyla köy 25 haneli, köyden 500 m yukarıda olan Toparlak köyüne bağlı bir mahalle durumunda.
Köye varıp, imam ile buluştuk, köylüler ile bir araya geldik. Köy hakkında bilgi almak istediğimizi belirterek, Köyün tarihini ve kime ait olduğunu sorduk. Almış olduğumuz cevaplar, çok eskiden Nebi adında bir adamın yerleşime açmış olduğunu başka bir şey bilmediklerini söylediler.
Ancak köyün eski bir yerleşimci ailesi var onlar bilebilir denildi. Onlarla görüştük. Görüştüğümüz aile burası Caferiye camisinin vakfiyesi olduğunu belirterek eskiden 300 haneli büyük bir köy olduğunu büyüklerinden dinlediklerini ifade ettiler. Şimdilerde yeni yerleşim için temel kazdıklarında, eski ev temellerine, toprak su borularına, tandırlara, mezar kalıntılarına v.s rastladıklarını anlattılar.
Nebi köyü dört tarafı dağ ve tepelerle çevrili, yayla havasında şirin, güzel bir vadi içerisindedir. Ortadan bir dere geçmektedir. Dere üzerine yapılmış tarihi küçük bir taş köprüde mevcudiyetini korumuş. Başka ne çok yaşlı bir ağaca nede eski bir yapıya rastlayamadık. Hepsi toprağın altında kalmış. Safevi istilası, yıkımı ve deveboynu muharebelerinde köy tarihe karışmış.
Cafer Efendi Erzurum’a gelen valileri, devlet adamlarını ve misafirlerini bu köyde ağırlamış. Evliya Çelebi Erzurum’da bulunduğu zamanlarda Cafer Efendi ile tanışmıştır. “Çelebimiz 76 000 kişilik bir kuvvetle Gümüşlü kümbet meydanından hareketle dört saatte Deveboynuna ve buradan da üç saatte Cafer Efendi köyüne geldiklerini anlatırken derki: Bunda bize Cafer Efendi bir azim ziyafet edip Paşaya bir at, üç gulam (köle), üç kese (para) hediye verdi. 300 yüz haneli mamur ve abadan bir köydür.”
Abadanlık kayıp olmuş, Şimdi bu köyü her hali ile bilen yok. Köyde yaşayanlar bile tarih şuurundan mahrum bırakılmış. Sadece adı kalmış yadigâr. Cafer Efendinin varlığı, vakıfları beni âdemlerce yutulmuş. Ey yutanlar… Bugünkü âlemde hayrını göremezsiniz, çünkü ağız tadınız ve huzurunuz olmaz. Öteki âlemde bunun hesabı nasıl verilir? Hiç düşünüyor musunuz?
Cafer Efendi 1635 yılında mukataacılık görevine tayın edilmiş ve bilahare vilayet muharrirliği de verilmiştir. Cafer Efendinin âlim, hayırsever, kuvvetli ve güvenilir bir maliyeci olduğu söylenir.(1)
Külliyesini 1645 yılında tamamlamış. Vakfiyesini Anadolu kadı askeri Abdurrahman ibni Hüsamettin tescil ve tasdik etmiştir. Şahitler arasında Vanlı Mehmed Efendi (Erzurum müftüsü ) ümeradan (memurlardan ) Ali bey vardır. Cami avlusunun garb tarafına (Şimdiki korukçu iş merkezi-Vakıf binası da dâhil ) faydalı ilimler öğretilmesi için bir medrese dokuz musluklu çeşmeler yaptırmıştır.
Bunlardan başka Cafer Efendi hayır tesislerine Erzurum’da bulunan şu akarları da vakfetmiştir.
1 – Camiye bitişik olarak yaptırdığı hamam
2 – Caminin haremine bitişik üç dükkân (Caferiye camii çevre alanı)
3 – Tebrizkapısı çöplük hamamı yanandaki tabakhane-mumhane
4 – Surun dışında çevirme denilen sebze tarlası
5 – Kuyumcular çarşısında üç dükkân (2)
Erzurum’a bağlı Mülk köyünde sahibi olduğu çiftlik, Tercan Pürk köyü mahsülü ve neft kuyusu, boyahane, tuzla, Alakilise ve Zanzak köyleri mahsulü Cafer Efendi tarafından bu camiye vakıf edilmiştir. (3)
“Evliya Çelebi Erzurum’daki mektepleri sayarken derki 110 kadar sübyan mektebi vardır. Meşhurları Lala Paşa mektebi, Cafer Efendi mektebi v.s “
Erzurumlular (Eski Erzurumlular) öteden beri zulme, haksızlığa karşı isyan eden bir ruh hali taşırlar. Padişah Genç Osman’a yeniçerilerin yaptıkları zulmü Erzurumlular hazm edememişlerdir. Bir ara halk Erzurum’daki yeniçerileri kılıçtan geçirmişlerdi. Cafer Efendiyi H. 1060, M. 1650 Tarihinde yeniçeriler öldürmüştür.(4)
Devlete hizmet ederken devletin malını korurken, devletin yeniçerileri öldürmüş. Mutlaka istemezük mantığı ile bize şu gerek deyip, isteğini almak için Padişah öldüren nefisler, Talepleri karşılanmayınca şehrimizin has evladını şehit etmişler…
Bizlerin ibadeti için cami, hem manen, hemde müspet ilimlerle aydınlanmamız için medrese ve yanına mektep yaptıran, âlim, aklen aydınlığı ve çevresini aydınlatmak görevini üstlenmiş olan değerimizi rahmetle anıyoruz. Unutmuyoruz, unutmayız çünkü ismini Caferiye mahallesine vermiş. Hafızalarda daim tutuyoruz. Caferiye camisine girdiğimizde solda son cemaat yerinde, pencere karşısında yattığını biliyoruz. Fatihalar sizlerin olsun. Ruhun şad olsun.
Kaynakça: (1–3) Selçuklulardan-Cumhuriyet Erzurum Tarihi. S.223. E.Konukçu.
(2–4) Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi S. 197–198. İ.H.Konyalı
Devam edecek