SOYULDUĞUNU hissetmeyen var mı, düğün sahipleri arasında? Düğün telaşı içerisinde uluorta gaspa uğramayan?
* * *
DÜĞÜNLERDE utanmadan açıkça istenen bahşişler adetten midir, yoksa sonradan uydurulan bir “kepazelik” mi?
* * *
GELİN götürülürken önünün kesilmesi, adettendir. Ama bunda bile bir nezaket, bir emek ve bir espri olması gerekmez mi?
Çapulcu sürüsü gibi gelin arabasına saldırmak da neyin nesi?
* * *
BAZEN öyle küçülüyor ki, şu çalgıcı takımı…
Bir bakmışsın, kesildi müzik.
Ne bu?
Damat oynuyor; ver bahşiş!
Hadi bunu anladık.
Hemen bir yenisi ve arkasından bir yenisi daha…
Bunlar ne?
Arkadaşlarla oynamanın bahşişi…
Siz misiniz, düğüne gelen?
* * *
EVET, çalgıcı…
Hangi müzisyende görülmüştür, şarkıyı ortada kesip bahşiş istemek?
* * *
PASTA rezaleti var bir de…
Pastaya o kir ve mikrop dolu paraları yapıştırıp, sonrada kesip yemek!
Hatta çocuklara yedirmek…
Ücret karşılığı hizmet veren garson ve aşçı takımı bahşiş adı altında davetlileri soyup soğana çevirsin diye, pastanın başına ilgili ilgisiz çağrılmayan kalmaz.
Maksat, “körü yara sıkışmak”!
* * *
KATILDIĞIM bir düğünde, o kargaşa içerisinde düğün sahibine yanaşan garson:
“-Abi, sizi mutfaktan çağırıyorlar”.
Merak edip, ben de gittim.
Aşçı kılığına bürünmüş biri:
“-Pilavın kapağı açılmıyor”, demez mi?
* * *
BAHŞİŞ, alan için müktesep bir hak değil, müşteriyi memnun etme başarısının ilave ödülüdür.
Verilmezse ne olur?
Çalgıcılar cenaze marşı çalmaya başlarlar. Garsonlar da öyle rezil servis yaparlar ki, misafirlerinize karşı mahcup duruma düşersiniz.
Oysaki işletme sahibi ile yapılan anlaşmanın metni bu hizmetleri de kapsar, ekstra değildir.
* * *
GEÇENLERDE bir gazetede okudum. İlin birisinde, düğün sahipleri ve misafirler bu “bahşiş rezaleti”nden öyle mustarip olmuşlar ki, çareyi “fotokopi para” saçmakta bulmuşlar.
Üstelik bu uygulama öyle yaygınlaşmış ki, çalgıcılar da, garsonlar da isyan etmiş.
Müstahak!